1 Ağustos 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

1 Ağustos 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: AKDENİIZDE v TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. 130 Şehzade (Korkut) un gönderdiği bir avuç muharip, düşmanın yirmi gemisini mahvetmişti. İspanyol baş kumandanı: “ Kemal Reisle karşılaşmak istiyorum! ,, diyerek Türklerle alay ediyordu.. Murat reis, Çanakkale kuman- 'danı Kâzım beyin sözlerinden kuş- kulanarak boğazdan uzaklaşmağa karar vermişti. urat gemiye geldiği zaman cak. O halde Çanakkaleden geçip gitmek daha e M ; in memleketini deceğiz.. Kostantin: ti istirdat edeceğiz.. dini merasim yaj Türklerden A yada cağızi» ; İspanyol amiralı Midilli önün- de müttefik donanmasına kaleye ateş ve hücum emrini verdiği za- man, Türk donanması henüz Ça- nakkaleden dışarıya çıkmamıştı. Donanmanın Ki mia pi i şam esen J rüzgârı istifade diki derhal yelkenleri açtırdı.. Kürekçiler iş başına g tiler.. Ve Misali Kartalı) sefere çok müsait bir hava içinde boğaz- dan e dı. rat reis Çanakkaledeki vazi- yeti Kaan lz hiç kim- seye anlatmamıştı. e nın ısrarla soruşuna maklığımı emrettiler. Beş on gün- lük kısa bir seyahatten sonra İs- tanbula döneceğiz. Murat reis karısına yalan söy- lemeğe mecbur olmuştu, (Ehli sa- lip) donanmasının - Avrupadan Akdenize akın yapacağı bir sıra- iş bir Türk gemisinin tek başına az haricine çı 1 elbette burdu. Kendi başına bir çok işler yapmıştı.. Bu işlerin belki devlet- çe yapılması Gi anan tarafları vardı, M tini icap ettiren cihetleri yok de. gildi. - Murat kısa bir müddet için Ak- denize çıktığı ve rolünü çoktan yapıp e ede ME i, Ça sayda bu son ayrılışı tale ir an mahiyetinde telâkki edilebilirdi. Müteferrik donanma- nm Çanakkale ve Geliboluda top- lanması emredildiği hi dın kimseye sezdirmeden boğaz- dan çıkışı ikinci Beyazıdı kolay kolay teskin edecek basit hadise- lerden değildi. Marmara Kartalı) nereye gi- Mipei lesini muhasara etmişti. Kale da- an Türkler düpemEzi m sahili düşman gemilerinin ie fetinden görünmez bir hale gel mişti. ol amiralı Venedikten ay- rılırken Papa altıncı blender boğazdan geçerek yaren eğ gideceğiz. üürkleri in oradaki tersanesini ya- iz. Oradan dal İstanbula gi- mk ii İaie vale yedi ağ i di mi Mi müttefik düşman do- nanmasının beş yüz parçadan iba- ret olduğuna inanmışlardı.. Ve bu- nun içindir ki henüz donanma ter- tibatını ikmal ederek boğaz hari- cine çıkamıyorlardı. Halbuki düşman gemilerinden ancak iki yüz kadar kadirga har- be iştirak etmiş bulunuyordu. Di- gerleri Midilliden iki mil uzakta ve harp hattı haricinde demirle- mişlerdi. Yedek donanma, (Mi- dilli) Türklerden istirdat edildik- ten sonra, bozulmam doğru toplu bir akın yapa- Türkler, müttefik düşman do- nanmasının sadece maksat ve yesini biliyordu.. Nerelere hücum edeceği hakkında kati fikir ve malümatları yoktu. Bir akşam (H. 907, 17 rebiülev- vel) Midilli kalesi — ünde harp bütün şiddet ve dehşetile cereyan ederken, düşman gemileri arasın- da garip bir kargaşalık olmuştu. Hadisenin esası şu idi: Müttefik m ml ln esl Sikis Korkut lann haber alınarak, Kar: “m ile bir- likte bir sini mile darik edi- lerek sekiz parça gemi e Midilli RE yöreleri işti. zade Korkutun ağasından > kimse yoktu. Hurşit ağa çok ces- sur ve atılgan, ayn a da kişi bile yoktu. e lıkta dola mili arasına gi- rerek ortalığı biribirine katmış ve kargaşalıktan istifade ederek ka- le kenarına kadar ulmuştu. Hurşit ağanın getirdiği gemiler- gzıma kadar cep- le Korkutun neleri kale dahili- anlayınca düşman donanmasının ortasında ateşlemiş ve ateş hattı birdenbire tevessü ederek kendisi de bu ateş inde telef olmuştu. “Müttefikler ça pa bu ha- disenin za- man RA ve korku içinde kak mışlardı. Yüzlerce gemiden mürekkep büyük bir donanmanın üzerine se- kiz parça gemi ile hücuma kim ce- saret edebilirdi? Fakat bu hadise düşman mane- viyatı üzerinde dehşetli bir aksü- “lâmel yapmıştı. Fransız ve İspan- yol gemilerinden yirmi kadarı bu müthiş, ve ani yangın neticesinde tutuşup (o mahvolduktan sonra, inizmd ilemi iye min anla ii z Mi riyatı: o (Ekrem, Rusen, Cevd tafa beyler ve Vecihe lar). 21,20 Ajans 21,30 Stüdyo tango ve ci Varşiva (1414 man - piyano 20,50 spor, 21, ler, 22 muhtelif, 22,12 piyano refaka- e şar 23.15 musikili at ülereş (364.5 m.) — 19,05 Re- 'n musikisi, 20,15 radyo orkestrası, met 21,15 keman konseri, 22 karışık konser, oneri. 21,45 taganni, 23,30 kahvehane (470 m.) ,40 18,55 plâk, Di ie pik 18, 2 Alman- ca neşriyat, 5 haberler, 20 saat ayarı, 20.1 - ravadan nakil, 20, e e musikisi, 23,15 plâk, lâpeşte (550,5 m.) 21,15 Gezi) e esi dram, Di 45 0 Toll çigan takım 5 ana e 2. 20,45 a: keri kb 73,30 Karışık e 23,30 haberler, 23,50 caz ve gec. sikisi, deyir pomem ii neşriyaitı, Türk mu- İl 19,20 m bale ds 30 e, 2 im bey tarı mi rans, 21,30 Nurullah Şevket beyin iş ei sym tarafından muhi lif dres tebdili için yirmi beş ii pul göndermek lâ kari 20 — ie : S8 Ki e a m yer ii Va. 2,54 4,56 12,20 1615. 1 19,97 Pi Gaye İm civarı Kir Fransızlar la gelmişler ve ön safa geçerek kaleyi çok şid- etli top ateşile dövmeğe başla- mışlardı. Korkut beyin gönderdiği adam- muşlardı. Bu adamlar geriye dön- dükleri zaman ine Korkut be- ye anlata — Hurşi b ağa kahramanca öl dü. Başınız sağ olsun! Dediler ve düşmanın tündeki vaziyetini Korkut beye bildirdiler. İşte bu hadise Türk donanma- sının bir an evvel boğazdan dışa- rıya çıkmasına vesile olmuştu. Şehzade Korkut, ikinci Beyazıda: — Ağam düşman kucağında kahramanca dövüşerek oölmüş. Midilliyi bir an evvel kurtarma- deniz üs- 5 Hi Diye haber gönderince, Beya- zıt derhal donanmaya emir ver- di. Ve Hersekzade Ahmet paşa, Kemal reisle birlikte Geliboludan Çanakkaleye hareket ettiler. u esnada ikinci Beyazıt hare- hatsızlık geçirmesi, sefere gitme- sine mâni olmuştu. İspanyol kumandanı, Kemal re- isle karşılaşmaktan çok zevk du- yacağını ve bilhassa bu zevkini tatmin için Midilliya söyliyerek Türk tihza etmekten geri durmuyordu. (Arkası var) Her akşam bir hikâye i omisyon âzaları odadan çık- i bir hal aldı. gul olduğu görülüy: ini) — “Efendimizi oha istiyen bazı kimseler v. Bunu söyle va elindeki kâ- ğıtta isimleri okumağa hazırla- nıyordu. Fakat nazırın mutadı hi- lâfına bir şey söylemediğini gö- tu. “Nazire baktı. Der- Die susl vardı, — Müsaadenizle bir tavsiyem var, nazır beyefendi, dedi. Zan- nederim bugün kimseyi kabul et- memek daha iyi olur. Ben gelen- lerin hepsini münasip surette at- latırım. Saat hemen hemen bir. Efendimiz akşama kadar güzel- ce İstirahat nizi Nazır, çehresini kaldır- ve dudaklarımda bir memnuni- rülüyordu. Aya- yi sille “Elini ikifat makamın- da kalemi mahsus omüdürünün omuzuna k Sonra, bir sey söylemeden odanın öteki İşe dan çıktı, Kalemi mahsus müdü- rü içinden düşünüy. rağ apse hastalanacak Berki lin Büt ütün gece Mi ii kabil, Ne kadar sen ik ki sevimli bir kadının güzelliklerini okşuyordı Bir söylemiyorlar, biribir- lerine bakiyorlandı! Her şeyi sü- küt içinde daha iyi söyliyebili- yorlardı. Genç kadın: — Köşedeki lokantadan ye- mek getirtiyorum, dedi. Hem iyi, hem ucuz, bak göreceksin. — Ah, seninle bir gün baş- başa kalmanın benim için ne saa: det olduğunu bilsen! Genç kadın, sevgilisinin mev- stolmuş e hal cudiyetile me: »alde, mütebessi Nazır genç daşiılakılcsi 8 ir a idi. Hâlâ bütün güzelliğini ve cazi- besini ne A eden bir erkek- ti, Genç kadı — Senin direktörün Pi biraz daha ya bıraksa ne diye ete ba: şladı. Gi > leri bile a vermiyor, Senin rinden olsam lurdu! den başka ne yapabilir? Kim bi- Yir, belki ileride... Şimdi nafile yere kendimizi üzmiyelim, Şu da- ika mesut muyuz? Başka şeyleri bırakalım. Başbaşa bir yemek yedi- İaştılar. MR ini ta- ciz etmemesi için genç kadın tele- fonu man; iki Çabuk lm seti bıraktığı terziha- tamsmen aklından çıkardı. mke en eh Candan sevgi Saat dörde doğru kapı uzu” uzun çalınmağa başladı. Nazırın| rengi attı: — Kim olabilir? e Kadın bozulmı - — Hiç biletiyoram! by muttasıl çalınıyordu. n saklan, ben kapıyı e açan yım, ; — Neden saklanayım? den utanıyor musun? Genç kadın ea olmuş siz. bi sür Güldi — Ea seninle dedi. Ber iftihar ede rim, sevgilim i. Kapıyı aç- mağa koştu. Yabancı Te kadın sesi işidili-” yordu. İçeriye şişman bir hanım girdi. (ONazırın ikinci (defa rengi ii Başını Sağl , yü zünü göstermeme! Fakat im zır bein bir işaret söylememesini rica eder gibi bir bali vardı. Bir an için pek bo- zulan şişman hanım kendini top- ladı, anladı've şam en davetliyim, biliyorsus men gr Kr (Nazırı göstererek alım stili olduğu agg İN ncak ayda bir nas r bir sanda .- cuma günleri Giz tatili ok. yı Hanımefendi sadece: — Ya! dedi. Sonra: — Buldum! diye haykırdı. sağ ni size azıcık düzeltmek için yaz ife pelerinimi berlllığ. tm... Onu bana getiriniz. T. iki adımlık bir yer.. erzihane adımlık Genç kadın izin ister gibi na- zırn o yüzüne baktı. Onun güldüğünü görünce terzihaneye koşmağa razı oldu. Nazır ile şişman hanım yalniz kalınca hanım zi burada bulaca- — Eğer hissiyatımı anlamanız kabil olsa idi... - — Kadınlar her şeyi anlarlar, beyefendi. — Burada vaziyetim biraz gayri tabii de... Beni küçük bir kâtip niz ızda ha- i bir aşk vardır, hanım - istemiyorum. Onun için, korktum, hüviyetimi kendisine bildirme- dim. O kadar mesud i... Ufa cık bir hediye alsam ere çıldırır. ar en mesut daki- kalarını kendisine ami um. Tİ siir başka hiç bir Edem 7 Birisi sonra genç kadın geldi. Kızarmı: itün büt ü e eri Üre yi edi. Sin içeriki a ez abin? Prova edeci ece” ğim. i kadın yalnız er Zam man, kadın yi rai ; — ee, emi ta“ mümin erime Kim olduğ! nu ben de pekâlâ GAİN büz a her gün. gazetede resimlerini uki bütün saa- detiniz büviyetlerimizi bilmeden sevişmel Be resi deği dan tin bir kadın olmak is- terim, Onun için, tanıdığımı ona belli etmiyorum, | Hikâ hi A ül

Bu sayıdan diğer sayfalar: