; Saraydan gelen * ur, p inceğini Bildirmişti. ei ii ses Kiveli de hatırından çıkmıyor- uldan du. İstanbuldi en ona da | söz vermişti, Onu eski saraya gidip görmek lâzımdı. ve Zel sultan. — t yeni saraya geldiği gün onu e haremde uzaktan görmüştü. sultan da ihmal edilir m. değildi. Hele son gün- lerde li iraz da yn toplamış. Pemi nakla isinden faz- la mem ökimak, eskisinden çok güzelleşmişti. Padişah Murada Zeynep için bir şey in sadece Akdeniz- deki son vaziyet hakkında izahat almıştı, Bu mülâkat bir sır halinde kal- mış, harice aksettirilmemişti. Hat- tâ, Fatih, Muradın yarra İstanbula ii bile kim: "gelir gelmez, İshak ve Hamza pa- şalar da dahil olduğu halde Ak- denizdeki son si müzakere ederek, üç yüz parçadan ibaret olan donanmayı ima sevke- decekti Fatih kararını ie Fakat, bu meselede bir defa da Mahmut hmut paşanın bi a kadar Edirneden döneceği akkaktı. Murat bünu öğrenin- — Demek ki bir hafta kadar İs- tanbuldayım. Ondan sonra engin denizlere re çıkacağım Bu büyük se- ferde ya ölürüm, ya muzaffer dö- nerim, en yere Mi evvelâ Fe- nere gitmeye karar vermişti. Kı ubaşının e du. Murat bey Fenere giderken, Cibali kıyısında bir alev gördü. Kayıkçı: “Beyim, dedi, bu gece ateş gecesidir. Eğer bekârsanız... ; sai - yur, fakat Genç kızlar ve bekâr delikanlılar hep bu ine gideceğini, geceyi beklerlerdi.. Herkes ateşin üstünden hangisile müna- defa atlardı sebeti derinleştirmenin muvafık | de yatıyordu. Rüyi beyi ava git- ye gezi e kes ve | mişti. Murat geceyi beklerken, Geli. boluda kendisini gebe olarak bı- raktığı karısını a önüne ge- tirdi. Para ile satın aldığı Gürcü kızının gebeliği üni altüst et- mişti, Gemilerde hastalanarak Ge- liboluya gelen İsmail reis, ge kızın gebeliğini anlayınca Mur. da haber vermeden imamı ve bir mıştı... İmam çarçabuk nikâhı kı- yıvermişti, Geliboludaki Gürcü kızı artık Muradın nikâhlı karısı idi. Bere- ket versin ki, bu hadiseden İstan- bul bilhasa saray muhitinde hiç KL haberdar değildi. Bütün kadınlar Muradın o güne kadar EE giba)e e e O per, 19 konser, 20,45 m 2143 opera orkestrası, 23,2 musiki- si, 12,20 dans musikisi Prağ (470, ll — e > ii 19,25 Alman rad, 20,2 fon, havadis, 20, Sile opera, 2, 33 b 20,8 m.) — 18,10 konser, 18,55 e Mel gramofon, 22 oper n a (1414 m.) 18,10 gra- mofon, 19,55 müteferrik, 21,02 e ser, 22,45 haki müzik, 23,30 dan musikisi, Viyana (506.8 m.) — 17,15 Kestra, 18,30 melodi, 2015 kamer gi radyo jürnal, 23,25 9 Mayıs çarşamb. ra tarafından muhtelif eserler (Viyo- lonsel solo) Mesut Cemil B, tarafından kreş (364,5 m.) 18 orkestra, 1 dyo jurnal, musikisi, kafek: ee Budapeşte (550,5 m.) — 18,30 e lon orkestrası, 19,30 piyano, | 20,30 m.) — 19,10 gramo- fon, 5 e e 20,05 gra- mofon, havadis, (20,35 konser, 22 gramofon, 23 Mia Roma. 0,8 m.) — 18,10 kon- vadis gramofon, | 21,45 ha İmer. m, 15 komedi, 23 dans musi- hav: (141 — 18 melodi, 19,10 musikili komedi, 21,02 hafif üzik, 22 rad ve al, 22,15 konser, 23,20 dans musil Vi dağ 20.15 askeri b vi ia ko ii 22,20 konser, 23,30 eN * ilm etfale teb etfal (o cemiyetinden: errü — ira teberrü edilmiştir. Teşekkürleri m gazetenizle | ilânını edi kn beraber Maçkadı köşke gi erdi, en sevgili iii ları iş şe Oksijen sayesinde yalnız başına yaşıyan şık ve güzel bir kadın. ri Süzan » hanım, yirmi ye k se- pda oi po yirmi üç yaş- larında bir genç kız: Nazlı, sabah Süzan ile Nazlı köş- kün önündeki kumsalda banyo b ii ig elinde bir telgraf, ek geldi ocuklar, size mühim bir ha- beri diye haykırdı.. Sordular: — Misafir mi geliyor? Erkek mi, kadın mı? ,, < Erkek gibi... — Gibi de ne oluyor? Ne de- mek bu? çocuk... Uzaktan akra- bam. m yelecekmi Yirmi üç yaşnda. Tam senin akranın, Nazlı, Genç kadınlar Neyirin etrafını alarak telgrafı okudular: ahit manevi bir buhrandan sonra, İstanbula gidiyor. Yarın se- ni görmeğe gelecek. Kendisini avutmağa çalışmanı rica ederim. Buseler.» Nazlı yüzünü buruşturdu: — 23 yaşında bir delikanlı... Pek can esi bir şey olacak. Ma- nevi buhran geçirmiş. Mis, midesi ağrıyor. Doğrusu on ya yollamaları manasız bir şey. Bize aşkta uğradığı sukutu hayal- leri anlatıp duracak. Tipi nası acaba? — Farkında değilim. Görmiyeli sekiz sene oluyor. Nahit saat dörtte kendi kullan- dığı küçük bir motörle geldi. Hiç sıkılmadan, eli lerini ve ü. Çirkin k Ka endi kendine düşünür- ken, bu ie arasında en zi- 4 uygun olarak Mariyi Me — MENİ a kizla. evlenebilsem... di. sü bali sahile- yorlardı. Kl bir yangın . Sahilde Bir ateş gecesi müthiş bir kalabalık e Fakat, ilerek: Murat, ortalık kararınca, kimse- inen ak menin be imi:de e görünmeden saraydan çıktı.. Sa- ii di. Bu ş gecesi- yığa bindi.. sonra! Gürcü kızını sevmişti. Pakat, yoktu.. Saray terbiyesi görmemişti. Muradı diğerleri gibi fazlaca oya- lıyamıyordu. Zeynebe karşı da ötekiler kadar vurgunluğu yoktu. Son sevgilisine gelince, prenses Merinin | ü ü ferinde harbin en rileri hatlarında bulunmuş, ok urunu yakın- dan ve EN bir soğukkanlılıkla nlarda bunu güzellik kadar mühim bir meziyet telâkki ediyor, evleneceği kadının biraz da cesur ve atılgan olmasını istiyor- — Sahilde opar Ateş ya- p üstünden atlıyorlar, e hayretle sordu: — Üstünden atlayıp ne olacak? kız iie delikanlılar bu ge- ce ateş alevleri üstünden üç defa atlarlarsa, üç aya varmaz evlenir- ler. Mu rat sahilden geçerken, sarhoş bir delikanlı, kimseye sıra verme- den mütemadiyen ateş üstünden ei ve: leredesin, taliilm? o Güzel misin. v misin. Zengin mi- sin.. Fakir mi Diyerek mi Ahali de- likanlının etrafını sarmıştı. Ço- uklar bir ağızdan hazin şarkılar söyliyerek ateşin etrafında dolaşı- yorlardı. Kayıkçı, Murat beye bakarak: — il edi, eğer bekârsi nız, kayığı sahile yanaştırayım da şu ateşin üstünden üç defa atla- yıverin! 5 XArkası var) Gk leman İç i. Uzu boylu, narin, zeki bakışlı idi. Ne yir — Sizi böy! le rahatsız ettiğim- len dolayı affınızı rica ederim, dedi. Annem gelip sizi selâmla- mam için o kadar israr ettiki... Benim manevi sıhhatim için bu seyahat bilseniz ne kadar lüzum- suz bir şey, Ankarada pekâlâ g Süzan hanım manalı surette güldü: ruz, dedi, seyahatini- zin asıl sebebini saklamak isti- yorsunuz. yazmış, bilmem. o Ni bütün anneler gibi biraz mü- Daima bir e korkar. Bu- genç kız evleniyor. Evvelce ara- mızda bir flört olmuştu. Annem müteessir olurum diye beni An- e İ kl RİK sele bundan ibaret. u söylüyordu? lara yapacak bir iş kalmıyordu. ahit nilecek bir iştiha ile yemek yedi. Midesinin sağlam olduğu tahakkuk ediyordu. Neyir sordu: — Yemeğin üstüne bir kokteyl içer misiniz? — Şimdi berber çıraklarınm bi- o akşam imreni — Bir sal ıldı: Dördü bül kıra vr klar senin Pe ari düler. ile Şe- Neyir rograı Nahit ile Nazlı kol kola önden yü- rüyorlardı, ” #4# — Annenizin telgrafına baki- lırsa pek üzülüyor. min aslı yoktur. Size hakikati an- latayım. ia yalnız size... © Geöçmi idi? — Sizin gibi... güzel. — Evli mi? — Evet. — Koca? işin farkına vardı. Ka- dın zehirle intihara kalktı. Şimdi Sizin gibi de ha biribirimizi görmiyeceğiz. Ah bunlardan kimseye bahsetmieme- ğe karar vermiştim amm. — Kabahat benim, GP Böyle konuşa konuşa bir çol yürüdüler, z Gece hayli ilerilemişti. Nahit dışarıda bir gürültü işitti. Tarasa- ya iii be aatte siz burada? — a Yıldızları seyre çıktım Yıldızları seyrettiler ve sonra ikisi de bir pencereden odaya gir- diler. Z ahidin motörü çok gü Yalnız iki kişi alabilirdi. için, bir sabah Neyir ile Nahit nız denize açıldılar. Pendik önün- deki Bodoi adasına, oradan Tuz- Neyir, — Bilsen, yaptığıma ne kadar pişmanım! diyoi — Sus Geni — Düşün, annen haber alsa ba- na ne der? imei seni çıldırasıya seviy: 5 . Nihayet bir gün Nahit bir çok el sıkmaları içinde kö ayrıldı. leyirin odasında pijamalarında! birini ttu. Süzanın yüz yastığı ltını ir si akasi motör gözden kaybolduğu zaman, üç kadın samimiyeti kalmamış, e gözlerle biribirlerine bak- tılar. gün öğleden sonra MEME ayin misafirin odasında bulun- muş bir a Neyira verdi > “tamer m yirmi ri Ya” n ka wwel de bir kaç telgraf - çektim, Şimdi İstanbulda, dostlardan bir mühendisin yanında melanie Bir makine i için salışıy OrUZ. lar iyi, Ümit z EE a a TE EN MI TE Ge Du Gl AKŞAM Sahife $ ede. AKDENİIZDE e a : 2. i : ünye 8 Mayıs bir bikiye | Marifetlibir misafir TÜRK AKINCILARI | 55:75 SE yanki Mezat Cemi ir lan. Suadiyedeki köşk, bahar ile be- | le tenezzül a bir içkiyi | * £ : İSKEND, TAHREDDİN Tefrika No. 45 | alaturka musiki neş iyatı. (Eftalya pe bir güzel çiçek gibi açılırdı. | ağzıma koym. ie ağ 5 a) Rİ 2İ, yeli bni ai e » e kün sahibi Neyir SE varr i — Ya ne ilen?