MEYER > Yazan: AKDENİIZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. 41 Zeynep Sultan, Muradın mi çağırıldığını işidince, Fatihi görmeğe git Mehmet et, m işini çoktan unutmuştu... Ismali relsin Re en istifade eden Yİ korsanları izde tekrar faaliyete geçmi Trüaaian “dönüş Sultan Mehmet, İstanbula dön- riye gi i.. Ve . likte Uzun Hasan nezdine elçiler göndere: rek, Türklere kalıp kalmiyacağımı i, Uzun Hasan validesile karşıla- t üre anlattı. Hasan yınpederinin Türklere teslim olduğunu ve Trab- zondan uzaklaştığını anlayınca Fatihle ğa bir dostluk muka- velesi lüzum görmüştü. Va- idesi Sml çok lütufkâr dav- ranan padişaha mukabil elçiler göndererek su! luğu nu bildirdi ve Fatihi yeni fütuha- etti, ile mukavelesi imzalanmış ve © valide Uzun Hasan tehlikesi de bertaraf Gimsa di, Türk ve Talan > sekiz en Bursada. ü gün istirahat terki etti ve Gmk dü, Trabzon ve Bl Türkler tarafından feth ve istilâ edilişi ha- beri, Fatih İsta > yi bütün m İl . Papa Ni ir li darının ö- Gri kere esir ola- rak İstanbula getirildiğini duyun- ca, yeniden kilisenin kamipanasına izdeki koramü- fak bütün kar- 'dinalleri (zafer duası) na rek etmişti. Sultan Mehmet, Bursadan İstan: | bula gelir gelmez, Trabzon hül darına ve maiyetinde bulunanlara (Karasu) nehri civarındaki kıtayı ederek, bu mahsuldar ara- ziyi ba ere ve orada yaşamalarını emretmişti. Padişah k ik darını: İstanb ida oturmasını doğru muyordu. Hükümdar der. 1 ir PR an raya,” . Halbuki, Sultan kararından el un olmuştu. İstanbulda bir esir ir gibi oturmak- tansa, Karasu civarında padişaha tâbi bir bey gibi yaşamak elbette daha şerefli idi. Bu: kıtanın senede üç yüz bini gümüş sikke irat metirdiğini öğre- nen hükümdar, Fatihe, yerlere ka dar eğilerek teşekkür Kızımdan çok ğım, haşmetmeap! Fakat, sizin il- tifatınız, bana bu acıyı unuttura- celhr! Diyerek, bir miktar Türk lük tarının a ie altında İstanbuk dan ayrıldı. Fatih, Trabzon hü- — Merak etme.. Hele aradan bir kaç sene geçsin.. Kızın (Eka- iN yi bir gün lak davet rim, Sen de geli suretle bekl tekrar görüşmi sunuz! demi müş olur- iğ Mart istanbula geliyor. * İshak paşa, Fatihin gaybubeti esnasında İstanbulda ve diğer vi- lâyetlerde olup bitenleri anla- tırken: — Şevketlim! dedi - İsmail reis Akdenizde hastalanarak Gelibo- Tuya döndü. Bir aydanberi Çanak- kale boğazı tarassutsuz kalmıştır. Venedik korsanalrının tekrar baş kaldırdıklarına dair yeni haber aldık. i mi e / Fatihin canı sıkılmıştı: v— le e yk yaz bir isin yi “oğlu Muradı yz eydin — Önü Geliboludan iii sını doğru Çi Ylikiyet tle ekti Eğer Ksm be ey zn van Tah libolu valiliğine tayini çok muva- fık olur zannederim. — O daha çocuktur. Velilikte #ecrübe lâzımdır. Henüz otuzuna girmemiş bir A Gelibolu ie teslim edilem: halde ide babasını İayin ei şevketlim! Çün- kü İsmail reis Venedik. korsanla- mizdir. Geliboluda bulunursa, ay- Her akşam | | bir hikâye Pilot kamaranın kapısını kapa- küçü ne pencereyi açtı, yyare büyük virler (yaptı. Tayyare büyük devirler yaptı. çük noktalari kayboldu. Hava serindi, Motörün gürül Su- 1 pencereyi kapamağa mecbur etti, Ta; ir yyared. yalnız yolcu vardı. O da Suzanın karşi- sına oturmuş, gazetesini okumağa dalmıştı. Suzan iri > eğe m ada- a dikerek on: inir- lendi, “Çünkü b dn nie le onu âdeta manyatize etmek ümidinde idi, Halbuki karş daki erkeğin üzerinde hiç bir sir yapamamıştı. Suzan yerinde 'duramıyordu. Dar kamara içinde çırpınır gibi işyeri bir tarafa dolaşı- bu. — Rahâtsız misiniz, madam? Yoksa pencerenin camını kırma- ğa mi karar verdiniz? — İkisi de değil, canim sıkılı- yor. — O! Güzel hanımefendi “ liyormuş... Zaten güzel kadınla! cani çok sıkılır. Erkek öğ değiştirerek Suza- nin yanına geldi, Biraz çarpmtii: olmakla iler af dilemedi. — Demek ie e im lerini eğlendirme ruyorlar? Bu alay Suzani kızdırdı. Fakat erkek iğ güzel olduğu için ses çıkarma! Galiba hiç mağ ve yok. Yalnı öyliy ceğim tatlı eee dnlemekiz iktifa edece! imdi; rağ tatlı yea bir Kelime bile söylemediniz — Ben aksini miyom. dedim .. Doğ- ı keğin pe kaşı üzerinde, şakağına Suzanın heyecanı ei de uzaktan uzağa meş- gul o Salan Mehmet, İshak paşanı fikirlerini makul görerek, İsmail reisi İçim valiliğine tayin et- mişti. Fatih, üç dört yıldanberi, en zi- de Uzun Hasan, Trabzon hadiseleri, padişaha bu düşüncelerini canlan- dırmak fırsatını vermemişti. Bü imindi mevsiminde ne yapıp cak, Akdeniz seferini cek, o cek O havalideki son Melli anlamak için, İshak paşaya: lurada tez haber gönderin.! beyi gk elsin. Demişti Mirada İstanbula gelmesi bek- Teniyordu. Padişahın, Muradı İstanbula ne- 'den çağırdığını İshak ve Mahmut dan seri unutmuştu. Zeynebi görün- larını çatarak sordu: — Ne vi Hayırlı bir haber mi gekirdin..? "Bu neşenin sebebini | anlat bakayım..! T doğru derin bir yara izi görerek merak etti: r Leh hikâyesi — — Bu ne? — Belki bir düellonun yadigâ- ri... Belki bir aslan avında alın- mış bir yara izi... Belki çocuklu- Zumda bir taşın üzerine e düşmek ten kalmış bi . Hangisi olsa çi rim il mi? Tabii, Ben e lâf olsun liği gel iye — Mersi — Klimik karşi daima böy- le nazik mi davranırsınız? . Fakat sizin emriniz azırIm. Biraz mağrur a gali — Hayı üimlemeğe ii are ile seyahat SE sorabilir miyim? — Heyeci severim de. ! Ha can seviyor, ha! M rede bir arıza olmad, heyecan amadınız, ralli be eye- lademki tayya- emiyorum., akıllı olmadığıma zaten dikkat et miş olac: dır. — Aklınızda Üni yok, yalnız biraz terbiyeniz noksan.. eğ disi de m hani- endi... Babam kasap idi. Bü- tün gençliğim ve e bir mezbahada geçtiği için. Suzan bilâihtiyar geri çekildi. güldü. lamayı o kadar merak ediyorsu- — Aldanıyorsunuz. Sizinle hiç alâkadar olmuyo: rum. Suzan yalan sö öylüyordu. — iyi komedyacı zi hayatımı vali bir bi telâkki i mİ- Ea cevap vermek istedi. Fa- kat erkeğin yüzüne bakınca vaz geçti. Gözleri pek garip ve müt- . bir surette parlıyordu. Müs- tehziyane: — a ir başladı, gali- ba? dedi Suzan vermedi. Erkek Suzanın elini lek genç ka- dını göğsüne bastı. Suzani erkeği şiddetle itti, yar Mei rp derin derin bakıştı — Gözleriniz elli ba- kıyor, e ii, Cebimde kü- çük bi: s var ki onu İsviçrede satın m — ii galiba bir taban- ca! — Pek doğru keşfettiniz. Şimdi onunla intihar etsem dınız? — Hiç hoşuma gitmezdi... — Bu tabir benim çok hoşuma gitti. Ne yazık ki bugün tanışıyo- ruz. Bir saat beş dakika sonra ay- rılacağız. « Erkeğin baktığı saat Suzani nazarı dikkatini celbetti, Modası geçmiş, gayet hantal şeydi. Erkek bunu anladı: — Heç bal ni saati, österirken bir kapa yere Suzan burada bir min- atür ya — Bu kimin resmi? Birdenbire onu pencereden e — nemin Suzan müteessir Kİ e rabe lerine rağmen bu adam hoşuna Mami : aklaştık madam... Artık İM buldu. Bir an için Suzan bütün üi cim Şay: ge em beni saati yadigâr ey rağme: m EN Ss ynam. için çi tasvip etmişti. nün ri idi. Kardeşi Stas ya- nına gel alan baveilik var, dedi. Poza hani müthiş bir cina- yet olm hatı un? Katil bugün Dançiğde tevkif olun- m ler yazıyı ilin dimaği bir hastalığı olduğu söy- leniyor. Bir çi ği ânından ir gül demeti varmış. Ne tuhaf £! Takip edildiğini (bildiği halde nelerle » Hak —M etmemiş. Sol ki derin yara izinden de kendisini tanrmışlar. Suzan? amaaa Radyo - inin inley Bükreş 19 ra jürnal, 21 yiye ki (Arkasi var) ni zamanda Boğaz haricinde olup kik ir AİN — Resim değil. Eski bir : yatür... i Erkek tabanca ile EE attı, — Neden attı rkek ce anız? cevap vermedi. Fakst iki kuvvetli kol Suzanı yakaladı. Bu defa Suza başı erkeğin göğsüne dayandı. — Ça ve zan onu itmedi. Suzanın. biniz mi, saat mi? . Biraz evvel ondaki alin nuz. Hayatta sev- diğim yegâne mn resmidir. Bakabilirsiniz. Ss zan merakla baktı, Bu sizin yegâne e mi? Dudakları: Suzanın dudaklarını © akşam saat onda Zopp ün ğin sizi sie İmezsi bir daha öremezsiniz. Size şu, o misin yengesinin ısrarına an Zoppota gitmek is- tas ta gazinoda fikrinde olduğu Suzan ondan evvel köprü- Fakat ne oluyorsun; Suzan bayılmış, y-:e yıkılmıştı, Hikâyeci 18 CUM. -13, Vr a ei z e 5 Pe m8 5 B di ali “ve möeyö (364,5 m.) — 18 orkestra, a 25. (550,5 m.) — 19 piyano; 20 konser, 20,25 radyo jüral, 21,30 olmde verilen © konserin nakli, 23,50 cash, 12.30 ciğen, orko Roma (420,8 m.) — 18 konser, 18,55 radyo jürnal, gramofon, 21.30 m za 45 opera. i ğ Mel A ei İo10 Kasim 19,55 xadyo jömal, 21,30 İskele anl (506,8 sn.) —— 18,30 de ) 'iyana ( m.) — 19 radyo fümal, 21,30 İstokholmden akil 22,30 kanser, 23 radyo Jümak 23,15 konser, 24 £ cumartesi v 8,30-19 ma ders, 19:1930 ne a Babet kelli © allime i ş ii 3 8 o yi i 22,30 Necip LE iki Mi tara” fından muhtelif e: di ği