2 Mayıs 1934 4/h anbuldan .Londraya. Giri bir yolculuk $isi sayılabilen Skyros adalarının sivri tepeleri yeni belirmiye başlı- yordu. Ağriboz, Girit hariç tutulduğu halde Yunan adalarının en büyü- Züdür. Daha cenuba doğru An- iron, Timcs; Mikonos adaları gibi İşt uzda görüle sek tepe 1700 metreye kadar çı- kan Delfi dağıdır.. danın en yük: yeri burası... Dürbünle bakılınca eteklere ye büyük kestane ormanlar: or ve ya- maçlarda yeşillikler rasındaki köylerin beyaz kireç sıvalı evleri farkediliyor. Delfi, şarki Yunanis- tanın, 3000 metreye yaklaşan irti- faı ile en yüksek yeri olan Olympos- tan sonra en ehemmiyetli dağı sa- yılır... Bu tepe ve biraz daha ce- nuptaki İliyas dağı açık havalarda Anadolu kıyılarından seçilebilir. miş.:. Saat ona doğru Ağribozun > mal ucuna yazlik. Şimdi her tari ç fımızı karalarla çevrilmiş balaği ruz. Trikeri denilen dar bir kanala irdi dar bir boğazan içeri e ez ayla verdik. ye Jenftan kapalı. ra Golos körfezidir. Yun: a ların «Volos» dedikleri Golos ge ri bu körfezin en ge ir baziya gidip bu vapurun yerini aktı... Biz demirliyerek manevra > Pıncıya kadar bu vapur, dan çıkmak üze: Seçti... İsmi ««Gastein» ol eyur bizim e ikiz kar- tein» in bize benziyen bisi yeri da- ha vardı... Od a bizim gibi boştu... Güvertesinde dolaşanlara bakılır- sa mevki yolcularının adedi üç beşten ibaret olmalı. Golostan altıda hareke ettik, iz yere, b: Abazla, Golos limanında vel içeri girerken h karşı tutacağız, Bu gece hava bu- lutlu. Gök yüzünde hızlı hızlı ko- şan büyük kara yığınlar var... Buğlağin arasından ay arasıra par- zay : çalışıy eyi gittikçe kuvvetleniyor Uyma önlerinde bir fırtına karşı şiddetli fısıltılar ve irem il uyandım... kak doğı ruldum. Bir ye dalgalı ve Yarama etrafında çok kö; ü t dalgalar baş- tan geldiği iç için sallantı az. Pek kuvvetli bir rüzgâr al den esiyor ve sık sık şimşekler ça- an ortalık, bir kaç saniye için siz akislerle ufukları dolduruyor. Bulutlardan denizin sathına ka- dar bir an içinde şimşeklerin çi diği iki tarafları püsküllere ei miş va ve erk yolları ne korkunç, ne heyi sari içinde birden bir o > e SE süratimiz daha zi kle Tiz son- ra onu büsbütün arkada bıraktık. Bu manzarası © kadar güzel idi ki saatlerce onu denizde fırtına Selâniğe girerken eylül pazartesi. ö tıma çıktığımız vakit saat - bulmuştu.” «« Faik tığım vakit vapurumuzun süratini pintilerini adeta yüzünüze fırla- tıyor. Havanın bu hali, limana bu şe- çok mahallelerinde yeni baştan yapılmış gibi, Sahilde rıhtım önünde geniş bir mendirek arkasında büyük bir li- man tesis edilmiş, Gümrük önün- de rıhtıma yandan yanaştık amma ortalıkta kimseler yok... Li; yi inilecek ve ih mak için sandala binilecek... daki siklet sandalcıların kazar cını temin düşüncesi olma! Yağmur böyle devam mii pek yazık olacak, şehri gezmeğe çi * çıkamıyacağız... Bereket versin ki bir saat sonra sg ar sıyrılmi- ya başladı... Güne: ündü ve bizim de yüzümüz ii Bir san- dalcı ile pazarlık ettik, Altmış drahmiye yanı 75 bizi e raya çıkaracak ve dönüşte tekrar semiye gptirecei opal airesin- DR Ortaköyü hemen geçince tram- vay yolunda, solda büyük bir kapı net gibi güzel bir korunun döne- meçli yollarından, çiçek açmış ğ bembeyaz Dr. Ahı sım beyin yorulı bilmiyen himmeti, mesleğine aşkı, bu hasta yurdunu Avrupanın en mükemmel kliniklerine benzet- Sahife 7 Modern bir sıhhat müessesesi: Ortaköy Şifa yurdu. . Ortaköy Şifa yurdu miştir. Hastahaneyi gezdik. Her taraf tertemiz. Duvarlar yağlı bo- yatmak için sanki hasta olacağı geliyor.. Bildiğimiz alelâde, ve çıplak hastahane li eğil, temiz ve zarif, iç açan sa ye odaları.. Memlekete kazandırdıkları bu müeseseden dolayı Dr. Asım ve operatör İffet hanımı ederek ve sevinerek ayrıldık. Çatalcada çocuk bayramı şenlikleri iz 2 nk a “aşağıda e Çatalca 29 Gene) — denberi burada mi ve mekteplerde daimi bir kımıldama çük yavruya elbise, şapka, çorap gibi muhtelif şeyler vererek ihti- larını senet ı ve gözlerini yap b mı başka senelerden farklı oldu. Yavrular bugün karşımıza kâh de- mir amini gi “a vw onu Sabri yar Dae vü m; Mini mini va Himaysi etfal et konağı ö lar. arama orta mektep vardı. Arkadan birinci ve ikinci ilk mek- ie ye Evvelâ hima- ietfal önünde duruldu. Sonra sefi abidesine gidilerek lenk konuldu. Çocuklar Ke ya bugünü anladılar bize anlattılar, e başianlnşadela yarak 'ki evlere bile varol çe- n uzak köşede ŞAP iler Akşam Birin e mel ia eli iştirakile verilen müsame- cidden zel oldu ve çok likeme Çocuklar bu müsamerede (Ço- cuk ei izesini temsil ettiler ve