Paris civarında iki azgın köpeğin beklediği garip köşk İçeriye giren polisler Troçkiyi ne vaz a Sensiz polisinin Paris civarın- İla içindeki şüpheli bir ev- h Taştırma yaparken sabık Rus arbiye roçkiye te- ağaçlar arasında diğer vil- * vardır. <r Monigue villâsını geçen ey- İdi; ül *Ptidasında bir kaç kişi tut- Muştu, aba hi ikkatini eelbetmıj e nazarı dikkatini çaylı Mi çeki ak eniiğelleriğ diş ildiği gibi kapısına da «içeri- izi Sın köpekler vardır, sakıni- bag, 7 bir levha asılmıştı. Fil kö daima bahçede çok iri iki Si dolaşıyor, köpekler villâ hi bir adam geçince derhal yapağa başlıyorlardı. Yün lânin bahçesinde her sabah bi 'ca bir adam dolaşırdı. Fakat â ada kal an 1 ay ğunu görünce derhal arka- döner, yüzünü göstermezdi. vyiler sabah villâdan bir adam da, inebleauye giderek erzak ve di alır, motosikletli bir adam di ir çok paketlerle villâya gelir- yi Bu adam akşam üzeri Pari “nerdi, tr, arise Ilik şüpheler i Kasabanın beled “ M. Troçki tan sonra uzun müddet Büyükada- dan dışarı çıkmamak üz. sada kalmasına müsaade edilmişti. KM Tilini Parisin yanı başına kadar geldiği- ni sorunca Troçki, Fransız dahili- ye nezaretinin kânunuevvel 933 tarihli bir müsaadesni göstermiş- tir. Gösterilen vesika yolunda ol- ğundan polis memurları villâ- dan çıkmışlardır. Dördüncü enternasyonal akat mesele bun mamıştır. Yapılan tahkikat bu vil- a1 vlsler en ziyade motosikletli amın halinden şüphelenmişler Yak, akşam bu adam lâmbasını madan karanlıkta giderken cap İrad kendisin. hı ş eç- Ul adam, sorulan suallere doğru ilga iki taş ii yang oda iki rovelver oduru- Kömi Börü, erlerden biri kendisini işi, örmez tanımış: «Siz Troç- ğ duğunu e YAZ zevcesi ol- Kim izin vermiş? arman ola > Bunun üzerine Fransız kabinesi vaziyeti tetkik etmiş, Troçkinin i faali bul k iyette bulmuşlar? ve zevcesi ile dut haricine çıkarılmasına karar vermiştir. Troçki de ailesile bir- likte İspanyaya geçmiştir. Troçkinin Korsikadan Parisin yanına gelmesine eski başvekil ve bulunuyorlar: «Kendi gailemiz kendimize yetiş- miyormuş gibi neden başımıza bir belâ daha çıkarıldı?» diyorlar. Henliz Fransadan çıkmadı mi? A.) — Reuter ajansının Paris muhabirinden : Troçki meselesi esrarını muha- faza etmektedir. Bazıları Fransayı terkettiğini, bazıları elân Barbi- zondaki köşkünde olduğunu söy- lemektedirler. Köşk, bir çok gazeteciler ve fotoğraf muhabir- leri tarafından muhasara altında- dır. Her halde Fransız hükümeti Troçkiye, Fı dan ayrılı içi bir kaç günlük mühlet vermiştir. Amasya Istasyon binası Amasyadan yazılıyor: o ——— Sadi bey şimdi Tul Amasya (o şimendilere (© 5 j hal istasyon müdürlü- ka ğu zamandan- > i, oğüne tayin edilmiştir. beri çok değişmiştir. © Sadi beyin Amasyadan Tren saatleri | istas- ayrılması herkesi mü- yonda ve şehirde büyük teessir etmiştir. bir faaliyet vardır. disine yeni inde ya (istasyon de muvaffakıyetler te- binası zarif VW menni ederiz. sağlamdır. Yolcular için 7 vi yada bu sene rahat bekleme salonları alar şok , ittiratsız gitmiştir. Bir aralık vardır. ortalık ısındığı halde Istasyon memuru Sadi bir © kaç gündenberi bey, gösterdiği kolay- lıkla herkesin muhab- ar gene soğumuştur. Bu : ittiratsızlık nezlenin ço- “Sahife 7 Cenap Şahabeddin Dekadanlar gürültüsü ve Cenabın Ahmet Mithat efendiye bir müracaatı Cenabın Ahmet Mithat efendi ile arası çok iyi idi. Efendi o man sıhhiye dairesi reisi bulunu- yordu. «Dekadanlar» diye üzeri- za- bilmesi hakkındaki izahatı bu ga- leyanı durdurmuş ve Efendiye «Teslimi hakikat» namile lehimi- ze bir makale yazdırmıştı. Dekadanlar gürültüsü içinde bazılarımız jurnal bile edilmiş ve Ahmet ihsan beyin delâlet ve ke- faletile kurtulmuştuk. İşte bu sıra- ayrılmiştı. Oradan Servetifünuna yazı yazmaya başladı. Bir müddet sonra ben de aile- musap olduğum bir elem üze- rine İstanbuldan uzaklaşmak is- tedim. Şam sıhhiye müfettişliği memuriyetile yola çıktım. Şamdan Servetifünuna yazdığım «Takriri larının listesini de gönderdi vezat, Adnan, Destine, biri de yol- da diyordu. *# Ben Şamda iken meşrutiyet ilân edildi. İstanbuldan gelen a ardı. O zamian pek nefis karikatürlerle çıkan bu risalede «Dahhak maz- lum» imzalı yazılar dikkatimi cel- muş. Buna mukabil ben de «Gâ- vei zalim» imzasile Kaleme yazı yazmaya başladım. Çünkü matbu- daima Cenabın yanında bu- lunmak isterdim. Otuz bir mart val d istanbula geldim. On iki sene ay- rılıktan sonra tekrar Cenapla bir- leştim. Cenap yalnız Kaleme de- ğil, Tanin gazetesine de büsbütün yeni bir üslüpla «fantezi» yazılar rdu. Bu yazıların birinde ce çifte horlamadır. Zevce insanı evde can sıkıntısına mıhlıyan bir çekiçtir. Tarihe bakınız: Şekli hü- kümet her ne olursa olsun eteklik, pantalonun serbestii harekâtına mâni olmuştur» gibi üm ler vardı. Ben bu yazılardan aldı- ğım ilham üzerine «Kirli çamaşır- lar» namında üç perdelik milli bir mudhike yazdım. Bir gün korka- rak ona okudum. — Aferin, tebrik ederim. Sende el vurduğun boşuna gitmemiş, dedi. — Sen de beraberdin, dedim. — Evet, pir aşkına «Şeytanın ber alkışlamıştık. hani o günler... O sıralarda İstanbulda daire- lerde tasfiye yapılıyordu. sıhhiye meclisi reisi oldu. Beni de sıhhiye meclisi âzalığına intihap ettiler, Bu sefer bir dairede yan- yana birer odada beraber çalışma- ya başladık. enem gün Cenabın odasına muk- telif gazete ve risalelerin muhar- rirleri gelir, yazı isterlerdi. Sıhhi- ye dairesi reisi olduktan sonr Cenap hiç bir gazeteye yazı yaz- madı, şiir yazmadı. Hattâ bazı ri- saleler eski şiirlerinden bazıların tekrar yazdıkça onlara bile cani sıkılırdı. Hergün zamanında daireye ge- lir ve zamanında çıkardı, pek mur tazam çalışırdı. Türkleri himaye eder, fırsat buldukça mühim me- muriyetlere yerleştirirdi. ir gü ndıklıdaki mebusar nakaşalar oluyordu. Bir çok kişi söz alıp aklına geleni söylüyordu. Cenabın 6 gün. neşesi, ve üzerinde idi. Meclisten çıkarken bana dedi ki: — Biliyor musun Suat, nüktesi bizim » Hepsi de kendi şivesile lâkırdı söyledikç- aklıma Hamdi «meşhur kavuklu Hamdi» geldi. — Pek anlamadım, istiyorsun? — Bir şey demek istemiyorum, yani bizim meclis gibi bu kadar muhtelif unsuru havi bir melis yeryüzünde yoktur da bunun ida- resindeki müşkülâtı anlatmak is- ne demek a tekrar ile nazarı dikkati aliyele- rini celbederim.» Aziz evlâtlardan biri de: — Sakalı kimsenin eline verm:- mek te esastır, Öteden biri de: -—— Sen suwus, sen söyle! Gördün mü Suat, müzakereyi? İşte böyle bir çok muhtelif unsur- ların muhtelif gaye ve düşünceler- yardımcımız olsun. Bize bir ba- lâskâr göndersin.. ğüsleri murassa nişanlarla dolu in- sanları görse başını çevirir: Of, bu haronaçi meşherleri ne zaman silinecek, der, dururdu. Hi üseyin Suat Sinopta mısır fiatleri Sinop 19 (A.A.) — Mısır fiat- leri 2 kuruştan 3 kuruşa kadar fırlamıştır. Satış, canlanmıştır. Bu fı Resimli milli roman Yazan: Sermet Muhtar Yeni çıktı 245 Büyük sahife - 70 kuruş AKŞAM KİTAPHANESİ