AN > 10-Nisan 1934 AKŞAM Kürekçiler çarşisında bir saat.. “Deniz motörleri çıktıktan sonra kürekçilerin yıldızları söndü,, “Beyim.. Allah aşkına söyle, motörle de mehtap gezintisi yapılır mı yalın o vi aşımı z dedi, Meşhur kürek- 8! emeğ et yoktu. Etra- fımızda duvarlara dayalı yüzler- ce kayık, sandal, mavna, salapur- ya kürekleri bize nerede olduğu- ©: © va a r 3 Günde yüzlerce kürek yı Kadirgalara, yeke sandal- ilirmiş rek ormanında zannediyorsunuz... e dedi. İstanbulun de- ğil, m e en eski kürekçisi Saim usta.. Bir kürek yontmakla meşgul olan bir adamı gösterdi. Saim us- ta işine biraz mola verdi. Bizimle konuşmağa başladı: — Beyim bu çarşı İstanbulun fethindenberi vardır. (e Buraları tekmil kürekçi imiş... Haliçin bu sahili bir zamanlar hükümetin aşağı yukarı tersanesi halinde ii ai 3 otör, motör, meotör.. Her araf motörler girdi... < yu çeliğe r, hat tâ pazar ıkları bile “kıç larına mea birer motör takınca kürekleri attılar... Ve işte İstan- bulun meşhur kürekçiler çarşısı bundan sonra günden düştü, düştü. öyege tör bizi Sütapi etti beyefen- . Deniz metö örü kürekçileri m perişan e elimizde gibi denizi, üştü, “Halbuki biz Boğaziçinin, Köâ- Eıthanenin, Kurbağalının yıldız- fak sökünceye kadar kürek yont- tuğumu bilirim. Halbuki şimdi?.. İşler i inanamıyacağınız kadar azdır. Emin olun Boğaziçinin, Kâğıt- hali e de biz kürekçilerin yü- Teğine demans! i ndi çok sözü sohbeti Yerinde, Fikirleri makul, buluşları güzel bir zattı.. Atelye sahibi, Aşağı yukarı fabrikatör... ie diyor, Allah aşkına ii siz ren. « Bu motörler küre- ğin ze .Boğ aziçin |, ders.2 ut Fener yolu de bir koyda değil, bir fabrikada zanneder. Ne denizin, ne ay ışığı” nın, ne d e yaz gecesinin güzelliği kalır... Saim efendi epi Lülceğin zevkini e ir ruhlu bir Sözlerinin sibmtiülme im, Allah rızası için, de- ki ap gezintisi yapı- hr mı?. Motör nerede? Mehtap; nerede?.. Bu ne perhiz, bune lâha- na turşusu... Sonra eskiden mütekaitler balığa merak ederlerdi. Bak pe Adamcağız işsiz kalıne: tuyor... Balık Sekzeike ihtiyar- lar için çok iyi bir şeydir. Fakat balık tutmak meraklıları da azaldı.. Velhasıl beyim, o azal- dı, bu azaldı. Biz kürekçiler neye benzedik bilir misiniz?. Otomobil haline... gözle eke biz de motör- ler gere bir kaç Intiba kürek gibi bir spor var gir bie En eski ri aa air dum... Bana 10 metre da bir > Miyiz gösterdi: kürekleri.. İskenderi- ere ben böyle çok uzun kürek- kr si ederler..; Eskiden Yu- lili iskenderiyeye çok kü- rek gönderirdik... Şimdi bir çift bile gönderemiyoruz. Hikmet Feridun mil emeinemeknme ek knzmnin En çok okunan kitaplar serisi Çınarcık halkı Çınarcık ( Umumi muhabi mizden) — İstanbuldan Yöre yolile Çınarcığa geldim, Akşamı Yalovaya dönmek isterken etraf- tan yapılan Ml ve bir de ka- | sabanın göni ici manzarala- | rına Büşinedzisil geceyi Çınar- | cıklıların misafiri olarak burada | geçirmeğe mecbur oldum. Ak am sonra misafir oldu- ğum eve gelen bir kaç zat, henüz nekahat devrinde bulunan müdür ri beyin beni beklediğini ve zi- miz caddelerden deniz kenarın kadar indik ve orada oturan mü- ya geldiğimi Yalovada iken haber aldığını söyledi. Müdür bey, kibar tabiati ve meclis âra sözlerile bizi menni ederek oradan ayrıld Nüfus ve varlık nüfus kesafetinin olduğu anlaşıl- maktadır. Nahiye merkezinde © ancak (1300) nüfus ot ta olduğun- dan burada NR teşkilâtı ya- heyeti odası da çarşıya ziynet ve- ren binalardandır. Kasabanın skaler kaldırımlı ve geniş olduğu gibi her tarafı da tertemizdir. See bie başın- daki kahveni altında oturup ta yazım bir abe ve DE Servantes Don Kişot İspanyol edebiyatının eseri en yüksek > aslında ki resimlerle süslü Jül Vern Arzın Merkezine Seyahat « Meşbur fenni romanlar müelli- finin eseri - küçük kıtada, resimli Cebe sığacak kıtada gautt temiz Basılan bu iki güzel eser Yeni çıktı Her birinin fiati: 25 Kuru: AKŞAM KİTAPHANESİ Istanbul - Ankara caddesi, 121 3 de balata İMES e | muştur. Bi im eti, (13, 4000). Kasabanın öbür ucunda denize nazır yüksekçe bir arsaya beni gö- türdüler. Burası her yerden daha Bura ün ovalar, denizler, Bü; -afları ve hattâ Ahır- kapı ve Mae cihetleri Bine mektedir. Bu arsanın sahipler den birisi olan bakkal Tevfik hal bu şirin noktaya bir ev kurmağa başlamıştır. Hükümet konağı Şimdiki hükümet dairesi ma- halle içinde ahşap bir binadır, Bu binayı hükümetin şerefile müte- nasip görmiyen müdür Nuri beyin himmetile gayet güzel bir arsada dürlerin > tahsis olül- Sahife 7 Anadoluda Akşam Istanbul yakınında şirin bir nahiye merkezi hergün posta teminini istiyor a erk m n bura halkının kiymetli a ilrileili (2000) liraya mal edilmiştir ki bu da müdür beyin nahiye merkezine unutulmaz bir yadigârı olacaktır. Bu konak geniş bir arsanm or- tasına yapılmıştır. Önü de denize doğru açık bırakılmış olduğundan dışarısı da sivanıp bittikten sonra kasabanın en şerefli binalarından olacağına şüphe yoktur. Mektağ irin ve en şerefli binalarından birisi de buradaki ilk mektep binasıdır. Maarif ve- ve bütçesile yapılmış olan m saray oradan 7 ge- kmek- e asa i kendisine doğru : ve Tal bir müddet beş sınıflı olacakır. üsameddin beyle muallim Naci bey ve Kadriye hanımlar halkın i kazammış kudretli ma- arifçilerimizdendirler. bir kısmı dir. Nahiye m: hep yerli ahalidendirler. cesur, çalışkan ve çok namuslu in- hat ve huzur içinde yaşamakta Bi lunmuşlardır. Nahiye merkezile Yalova ara- sında, haftada üç defa posta var- dır. Bu posta hizmeti, köy sandı "ğından her ay verilmekte olan 12 Jira ücretle ifa olunmaktadır. Ya- lovaya hergün İstanbuldan vapur Ve posta geldiği halde buraya gün- lük gazete ve mektupların gelme- mesinden halk çok sıkılmaktadır- lar. Biraz daha gayret edilerek bu posta: servisinin ren yapılma- sını biz de rica ederi İstanbulun yanı — nda olan böyle şerefli bir nahiyeye hafta- nın üç gününde yor gelmesi hiç yakışık almamaktadi ahusus ki İstanbul ve civar: kalkma mü- him bir meşine sebep olur. Müdür Nuri beyden bunu bekleriz. Dönüş Bu güzel havalarda daha bir kaç gün burada kalmaklığımı ri- ca eden ahbaplarıma ne cevap ve- ceğimi düşünürken iskelede hir motörün Yalovaya gitmek üzere oldüğunu haber eldim. Çe narcıkdılardan özürler diliyerek ve yaz günlerinde tekrar kendile- rini ziyaret eylemek üzete misa- ade olarak iskeleye indim. Bir sapi, sonra Yakıyazandsk m0. s amın Kemal