PE — Gü €bediyen kalacak. mm © Yazan: e derr ali — Evet ederim... Hattâ eminim ii ee ân Dü- rand'ın San Fransisko'da olduğu- pu katiyen bilmiyordum. Bilmiş olsaydım bile... tabii Ml — Hayır anlıyamıyorum. t vermeğe mecburiye- Dür Sale vin ettiğim takdir d asıl sebebi ne olabilirdi. de kendimden pek emin d. Ev Dürand'a, bu öilim, bahsetmeksizin polise macerası- ı anlatmasını tavsiye ettim; fa- e ben ee Seikönti karışamaz- m. Evet müfettiş bey, bana ka- “m a halisane hareket 'ettim. Elbe kild üdi iniz. Hattâ mesut olmanızı gezi ederim. — Teş r - Parı sünü aldı - Ti ii ki Dü- rand'ı ele geçirmenizi son zaman- larda çok arzu ediyordum. Belki biraz hodbinlik ediyorum, lâki: hakikat bu merkezde. Beni sukutu hayale uğratmadığınız i a size ğe teşekkür ederim . mösyö ın. Size daha büyük üRlERLiğ temenni ederim. V. ekrar yerlere kadar eği- zel cümleniz, zihnimde tık gitmeliyim. Allaha 1s- ai kelyesellame >çialan Düf Sir Frederik'in çantasını dı. — Evraka belki si göz gezdi- rirsiniz mösyö ikinin işitme- mişti, AM elki Sir Frederik'in kâğıt- larını tetkik etmek istersiniz di- yordum? > Şan ye salladı: rakım, dolu altında sönen e abi, söndü. Sir Frederik'in dediği gibi, nihayet bu perdenin rl ya kadar Honolulu'ya vapur yok- muş. Daha beş uzun gün burada kimcağ am, güldü: e tetkik et Sir Frederik Londra'daki il bazı arkadaşlarına bahsetmiş; fa- kat adam polisin tahkikatından evvel ölmüş. v Düra AKŞAM ie çeviren: Z. i n San Fransis- ko'da ge öp Sir geek e iy diye Barri Kirk so; adan Taper.Brok'un Şan hay'da oturan teyze: maktadır. — Nenin kırk senesi? > ptan. lg deri kay — bu- Mıntakasi m köylere — İlk defa olarak şarki söyle- xl ndi. | (100) martin ve ve e fi- | diğindenberi... bir sine, arar ii lil şek tevzi vim ia yapmıştı. Evvelce ben sizin tei İM duğunu yazıyormuş. Bu | atm barut, “500 00) adet kırma mesir e hiç gelmemiştim. O ak: al yi eki eli (500) adet te kurşun da- ik defa olarak şarkı söylediğini zin sizle 23 lmağı arzu inik ki AİIE yi Tam kırk > Yarabbi di : ö ğ . Elile e yazdığı Çifçiye yardım Bandırmada zararlı hay- Bu Perdenin Ark kasında : — öldürülüyor, meyva anı dağıtılıyo ie ziraat yi u Bü sn işle g Her akşam | bir hikâye | v Köşedeki lâmbanın mii ali kari ırk sene bırakarak madı... Zavallı adam, bu saadeti kili ölüp gitti. Mis Lila ar'dan şüphe ediyordu; fakat madam Tuper Brok'u sıkıştırdığı takdirde, Ev'in tekrar kaçmasın- dan > sn Sli muhakkak pai tiyi İN diye Şan itiraf. gi takdirde bii ve bu suretle in sesi de kapi - ni Zavallı Sir Frederik. le aldı. Kirk giy- mesine aş — Dosyayı gö yorum Skot- land Yard'a, lâzım Elini uzattı: — Mösyö Şan, sizi zi görmek saa- deti Bugünlerde Londra'ya e m nasıl çalıştığımızı size gösteri, Şan gülmeğe - — Çok naziksiniz. Fakat Me biri EN lerikte SEE EEE arze, rinin ayret etmem. Mösyö mi m dolayı si- kkür ederim. Allaha ii 1s itilir efendiler. Çok mesut il ya kadar teşyi “iü Deli vakit Şan'ı cereye dayanmış, limanı seyreder- ken buldu. etti, 1 pen- — Şimdi bavullarımı hazırlıya- cağım mösyö Kirk. — Daha beş gününüz var! gs mi salladı: e derim iyi mek e Artık gitmek zama- nı geldi. — imkânı yek, sizi bırakmam, Paradi nerede ise yemeği hazırlı- yacak. — Müsaade mi sonra, idik odas: dönmesi bir lde dedikten a gitmesi ile İlarırnı hemen hâzırla- dım. - Pencereden dışarıya bir na- zar atfetti - Bu akşam lu'da parlak bir mehtap var. Va- tanımın gecelerini artık hasretle m. Ah sa başında Honolu- xdösüsünü almağa giderken: — Size nasıl ai edeceği- iyorum. | mi bilemi Kapının gili bilal kei; kere üstüste çalı pi Şarli hemen yatak odasına döndü. Kapı siri e a Rankin rüzgâr gibi odayı İni tıkanıyordu. — Şarli Şan nerede? diye isti- calle sordu. — Odasında. Bir dakika lütfen bekleyiniz. (Arkası var) ka dai r a ie öldürmekle Gene ziraat memuru zen 7 traından (24,000) Ameri idanı, Ke e ii & dam yar olunı li zey neleri belde edememiş ie dele ye bu mişlerdi. Fak: meresi belli olm suz, hastalıksız, a e çol sul alınmıştır. ei sene mn le a mah- si ra ii iyi Seçili bul. bu ediyorlar. Halkın dileği olan bu temenni her halde alâkadarlarca ifa olunur ümidindeyiz.. dyo 18 Mart pazar İstanbul : 18-19 ik geriye 9. 19,30 söle eid aja halel “ 30-21, çi Türk musiki n: 1. (Ke eşat bey, tanbur “ ri 2130-2230 Bi ye Rasim hanımın iştirakile dans sikisi, in p elik, neşriyatı, 9-19,30 Re- a e 19,30-20,30 Türl iler YENİ NEŞRİYAT Şarık Zi ası Üniversile reklörü Neşet Di Yakın Vi a lit 2 maleddin Kâmi, Seli Sırrı ve Yaşar li ele daha bir çok tanınmış E birinein erile yyen 2 makale, hikâye ve çi olarak intişar etmişti İ Deri yi TAKŞA M idaresi niz > gönderilmelidir. vidi di iyi bop eni pul göndermek lâzimdir. — Ruzukasım: 181 İkindi -Akşenı Yı x 1010 Sue 6,04 9,27 12 si Va. 4,28 6,07 12,22 15,45 18,19 19,49 Gi ee 2 İdarehane: Babiâli civarı Acımusluk Sk. : 2 “e z ik << B aşkı düşmemişti. — Ne lar zaman. yatta mesudum acaba diye dü- şünürken gözlerimin önüne o şamki manzara geldi. A am ucuna b ordum. Çün- kü salonda e başlamış > 1 çük, ince bir «Kalbim. tık e Si lak ai tmiyorum» diyordu. Piyanoya oturmuş, şarkı söylüyordum. Her- şı ir altın taç gibi Iİ saçlarını sey- ri senin yanına Sami Bir aralık yanıma gel di: es seni, ba k vi ola, te benim yavrum, dedi. Hakikaten daha necek kadar küçüktün. Bir ak sibi sana «kalbinizde. gençliği, piri e maması iz midir?» iye . Fakan içimden: «Sevi. vi- Şami seviyorum! ii haya- tımc vezin diye hay- Körgdlüküğ ii sesinle beni kendine beğaştar Tam kırk sene hiz ep emi nlık içinde Şefkat başını ime Yuvarlak, bu- vardı. Gözleri eiiş di. özüm, bu mü- ir şey yapmalıyız. Bu yramı ola san sile teganni ön erir de te- ganni eder, “0 kalbi olmak- fi ile, o yaş- ta artık lk lak eklerin zan- nederdi. Sesinde senelerce müddet dağ- lardaki berrak pın: samereleri ile doldurmuş- imi bir cemiyet i samimi teşekkül etmişti. t Fakat, yavaş yavaş, Şefkatin lerini her Sez Siri şimdi bir fe lâket olacak diye içi titriyerek ülüyordu. Karısı on yaş rü; olduğu halde elân bir çocuk gibi çabuk müteessir oluyordu. sr Herkes bu sevimli karı kocanin davetine memnuniyetle icabet et- tiler. Ev sahipleri bütün misafir- > memsin etmek için hepsile e ei dee çalışıyorlardı. Arada siradâ > spin bir süküt hüküm . Mu- sikiye yer ağiliyordu. a ai salan bir genç piyanonun başına geçti. Bir viyolonsel de ona refa- kat etti. Güzel bir hanım Brahmsın ba- zı parçalarını söyledi. O zaman Kuvvetli sti dalgın v müteessir, dinliyordu. Şefkat te vaktile bu havaları terennüm et- e Faki un başka bir se- i vardı! di anki gibi söyliyebilseydi bu e hanım- dan ne kadar yüksek bir muvaf- faize e Şefkat doğ- ruya sanat güneşinden bihi ei Biraz sonra hâlâ ne harikalara kadir olduğunu bir kere daha isbat edecekti. — Şefkat hanımefendi ne söy- liyecek? — Bilmiyorum. Bu bir sürpriz cak! 5 Doğru idi. Siret karısının ne söyliyeceğini Bikiyordu Boğazı kısılmış bir halde, ie Sonra, Şefkatin sakin sini işitti. Etrafındakilere: — Rica Bis diyordu. iyeceğim. Biraz. a var.. bu masum bir sin olmak icap . Yahut bir lâtife, fakat Şefkat ısrar ey Siretin yak ine de hayır cevabıni H tün zihni bomboş ii giy Son gün nlerde sakin g iü kendisi- ni zorlamakta: vi Kırkıncı senede, olarak, Re bir İre zi istememiş! eyes penceresini açtı, Dı- lık şarı çıktı. Karanlık bahçeye ba- kıyordu. Piyanoda bir akort işi- din: asına efkat o eski vi söylüyor. e artık emin pırıl gergin | Onun ihtizazları bütün — İki gözüm, een biraz ev- vel söylemedin? — Çünkü, artı e yala sen Vek nim sesimi e ih d gın, din! diler; Uzak bahar gibi genç idi- ler... ç Hikâyeci |