Sahife 8 dk istanbuldan Londraya.. Şileple bir yolculuk Bien | hretetiniz u sabahi fa. g ile İstanbula dönmek şekli Cemeki bay Keme sn ton limanından olan bu Küke va bn sonra ar adalarından Majorca - ra doğru İstanbula gidecektir. “Fakat bir kaç gün evvel gelen ce- alan bu Yapa seyyah gemi- deki yerlerin daha iki ay evvelinden tutulmuş old İngiliz, Felemenk veya Belçiks Mimanlarından hattâ Marsilyadan ( “apurların hareket zamanları bi- | zim için işimize gelmiyordu. I yet Kuk seyahat acentasi yakın yolcu iskelesi: olan ğ yolu ile İtalyaya geçerek Milano- "yu ziyaret Mm kr vara- Orada: ieceğimiz va Bari, im işe Golos, Sel Miğrıyarak dokuz günde İstanbula yaracaktı. Eşyaların sigortasında ii iletleri po eşyalarımızı da türlü ya arşı sigorta et- e için vemmgi kaç Min ibaret oldu; diri i için ya bir Ve biçtiği- Mn ziya ve m bik i niz kâfidir. akika i çinde sigorta al — gidi- orsunuz. ii Brightondan hareket ederken Bunun bir kaç liradan ibaret Karanti, Jânik ve Kavalaya Premiere geçilen yerleri radyo ile anlatıyorlar... gelen ses İle ağ verdiği Izahatı dinliyorlar, 6 - Radyo dinlemek isteyenlere, in hareketinde bir memur olacağını eme Memur bir çol rleri karıştırarak, bir ta- kım rakkamları altalta döktükten sonra «4 ingiliz lirası 2,5 gilin v ves ksiniz...» demez yekünu kabartan İtalyan kumpan- yalarının tarifesidir...» dedi. Ne* ise pazarlık edecek değiliz ya... Yolculuk bu... Bazan akla gelmi- yen böyle arızalara katlanmak lâ- zım gelir... İngiltere ile Fransa arasında i; liyen vapurların hepsi yeni ve süratli, İki sahil arasında en ya- kın yer olan Dover ile Calais arasını üç çeyrek saatte geçiyor- lar, Folkestone ile Boulogne ara- sında deniz ii olcu! va bir buçuk saat kada! Br bu bizim Desi Newhaven- Diyeppe hattı geliyor ki burada ve denizi üç saat içinde geçi- lir. Tam öğleyin İngiltereden ay- rılmıştık. Dieppe rıhi naştığımız vagit saat üç olmuştu. Gümrük muaye; çe İsi sürdü. Yolcu çok... Sal . Memur- ların ekserisi di adin "Nihayet trene girerek bir kompartımanda leştik. Trenlerde radyo Trenin hareketinden biraz son- ra bir memur geldi, «Radyo ister misiniz?» diye yolculara sordu. Meğerse bu trenlerde radyo ter- tibatı varmış. Herkesin oturduğu Koltuğunuza yerleşiyor, hat gelen emisyonları dinliyorsu- nUZ. Trenin bir tarafında bir radyo k uye dağıtıyor ezi tesis edilmiş ve bu mer- kez ile bütün kompartımanlar arasında rabıtalar yapılmış.. Bu merkezde bir kumpanya tarafın- dan kendisine verilen bir progra! mucibince muayyen istasyonları li yolculara veriyor. Böyle- ve MG yerde hoş bir va- Le Radyo ii) pa geçilen yerleri tanıtıyorlar İşi yalmız eğlence ile de bırak. mamışlar, faydalı bir sebinilei de bulmuşlar. Trenin geçtiği yerlere göre, gaipten gelen bir ses, size rehberlik ediyor. Size bu şehirler hakkında malümat veriyor. Tari- hi şehirleri, mühim abideleri ta- nıtıyor. Meselâ: «Forgerles-Eaux» dan geçiyoruz, Burası Di e İN bi ördü Andelle eyi Burası 2180 nü- fusluk küçük bir kasabadır am- ma kıymetli maden suları meş“ hurdur, Doktorunuz çelikli banyoları tavsiye ederse buraya ıma; diyor, kala; dez bir tarihi hikâyeye tsaleiyori hayet: Argentenilden sonra: «Parise yaklaşıyoruz. Ancak tu- valetinizi yapmağa, çantalarınızı hazırlamağa vaktiniz kaldı. Bu- zi daha fazla rahat- kesiliyor. 7 Mart 1934 7 Mart 934 — Valide beyhude yere şe içinde ıslattı, alını ağır, başi Aras değ bir kaç dakika geçti. Kızın gözleri hareket ez gibi oldu. Uzum, siyah kirpikleri kımıldadı. Fakat dişleri Kilitlendi, ayakları dalga dalga yüzüne dağılıyordu. İnan bey ayağa kalktı, Kar- adan çırpınan ibti- önerek dedi ki: p1ş, yatağı na çıkaralım, Biraz istirahat et- sin kendine gelir. Kızı, kimmlener yavaş ya- vaş yul çıkardılar, yatağına yatırdılar: İhtiyar me. başu- da ağlı yordu dnan bey de bir sandalyenin üzerinde alamdan damlıyan : iri ter damlalarını silmeğe çalışıyor- ir l ii. Dağların dumanlı tepleri yavaş yavaş ard Fırtına dur- muştu. a Inız yağmur çiseliyor dağlarda taşıp” gelen seller kof bir rine sale çıkararak şehrin “çamurlu sokaklarına da- gılıyordu. hmm saati beşi vurdu... ön yutmuş gibi derin — Pi dalan kö! kasaba uyanıyordu. Şehrin: dört bir va rafından borazan sesleri yileek di. Dağdan “dağa, tepeden ye vura vura ta şehrin olaki rına kadar yuvarlanıp gelen bu sesler, uzaki yapı yordu. Kızın gözleri açıldı. ka- m kaldırdı. kendisini anne- 7 paye doğru a hay- kırdı ne borazan sesleri ira. emiri. mi hareket edecek?.. — Hayır kızım, kışlalarda kalk eke çalınıyor.. in bir nefes alarak kendisi- bıraktı, kafasını kollarının dış hıçkıra hıçkıra ağladı. Bu ağ belki on n fazla de etti. Sonra açılır gibi oldu, kendi- sine gelmeğe başladı. — Bana bir yudum su verin ğından, sini sr ediyordu. Sonra birdenbi- , siyah gözlerini Adnan beyin gözlerine dikti, yalvaran bir sesle: aşkına doğru söyleyi- Sb , Serme emirin mi da rez ye- min > böyle bi bir şey Oi imdi Beyefendi, felâketi meta- netle karşılıyacağımı göni niz. Beni aldatmayın, doğru: söyleyin, o halde araladı ye — Bilmiyorum, Kısa bir Feryat kopardı. — Sermet... SMMM Yazan: Esat Mahmut Yeniden hıçkıra hıçkıra ağla- mağa başladı. Sonra birdenbire yerinden fırladı, Adnan beyin iği yi İm 2rim.. nan bey şaşirmi it, ne söy- liyeceğini, ne yapacağını bilmiyor. du. Dalga nlıkla: pakları, paslaşmış bir tunç kül çesi rengini alan siyah gözlerini sildi. Olduğu yerde bir, iki defa sendeledi — Hastanede mi? dedi. — Evet... — an gözlerim kararıyor, beni tut! Kafasi. yastığın üzerinde sağa, sola bir iki yuvarlandı. Ayakları, kolları di < ol. du. İnledi öksürdü., asıla- larla tekrar tekrar pire a ra bir > gibi yatakta hareket. siz kalı LR "Adnan bey annesine im mektubu. bir kere daha o! m iki gözüm, “biri: lo ile çalıştım, gece yarısından son- ra da sana macerasını ye ve yazdığım Sermedin nişan me siminde bulundum. Ya anncet ğim; nihayet işenlandılar. Gör“ sen ikisi de ne mesuttu,.. Hem ne askerce bir imi, dı, burada yalnız cuma günleri biraz rahatız. Sermet te bunu bildiği ii için ni- ü ğı sırada kapi açılıp içeriye kim girse beğenir. vi Kumandanın yaveri değil z 4 Dm sesle şu emri tebliğ etti, — (**#) de jandarma müfre- zelerile ğe ler köyün varoşların- da müsademe ediyorlar, Derhal hareket!..» Birdenbire dağılıverdik. Ce- ketini, kaputunu kapan sokağa fırladı, Koşanların en önünde rmel Ni Ta uzaktan Nerimeye bağırı- yordu. — Masaları filân hiç bozmayı. ce velâ muharebe, si Arkadaşlar «yaşasm» ye Ve Ag Yüzbaşının sesi yüksel- (Arkası var)