Gi 18 Şubat 1934 Yazan: Earl derr id Genç kız gi — vi nm ayım, ederik'in meşgul oldu- ğu üz ği ibn polisliğe intisap etmeden elki tarihe sittir. Maamafih me en geleni yapacağım. 2 sigara almaz e. (Bu iri Ark aa ürkçeye çeviren: Din Sir ei in ii üzeri- de ne San Franâisko'ya geldiniz gil mi? Dürand sükünetler” , — Evet — Bu seyshatin sebebini söyle #niş miydi? ; — Nerede ise karımızı bulaca- a du inatmazel bir beis görmezse yipo içel — Hayır bilâkis, Şeriok Hol mesin usulü. Bif güldü. — Benzediğim yegâne in gördüm. E: gi gelince bu ——— de biliyaı Bundan beş» > yap bir hareketti, —— mız b vvel re ei şekilde kay bal öyle mi — ve Samamilnbeşi hiç haber almadınız mi? — Katiyen. Tabii bir çok şayi- alar duydum ; bu izleri takip ettik, hepsi boşa çıktı. — Nis'te, veya Nev York'ta bir zamanlar bulunmuş olduğunu si- ze Mer mi? Hayir Bu sehirli bal Şiileilkasyo, orum. — Şimdi görseniz tanıyabilir misiniz? Dürand ölöks ile gözlerini ka dırdı. — Ümit ederim. - Kaybolduğu bi ki » EKİk Dürand'a ali st tim. Zavallı adam, hergi bir sukutu hayale ser Bu akşam daha mesut olac. ümit elli — Nasıl oluyor da şu ands bin- bagı di bulunuyor? diye ordu. miş Ke Frederik in çektiği bir maş üzerine gelmiş. Bundan bir hafta evvel N. "a vâsıl ok Tabii unutmadim. lanneri soğuk kanlılikla: — Binbaşı dedi. nini bu akşam Mba bulunacağına emi- niz. rand yeriüden Mi sonra başını meyusune sallıyaı İD oğrli kğin 'Sliğisize YE nabilsem... Tasavvur edemezsi- niz... On beş sene.. tün üznitlerini kırıyor... Her sefe- tay” uğradığım Sn rum. . İnsanın bü- inde sukutu iüin erik ümit lanneri dışarı çık — Lâ tfen bekleyi: siz, Ve böylece San Fransisko'ya bir ği kadar r birlikle geldik. niz, 0 b surette yardım eder? tıkırtısından İm ik — Öyle tahmin edişorum. Ba- na gelince, yine tekrar ediyorum, eyrakı baştan kadsr tet- vik ettim, fakat nazarı me cas nokta bul tı. Saatin şey işitilmiyordu. Dür. arşınlamağs. başladı. Düf'e e e — Mümkün gesi ablayı Ev olamaz; bu kadar Sp Fapmeake darı, e iii Dük tse teselli etmeğe çalışarak: sh e m Galt'ın veksi dedi. genra bu noktaya ehenimiyet ei uzuyordu. Şan da verip rriyata giriştiler; hal- m ğe başl ii sy buki bir netice elde edilemedi. lie geziniyordu. Saat — Biliyorum, fakat bune rağ- Bir mukta var ki buna d tafsilât verebilirim. Pa ri bd oda hizmetçiniz ver değil Kirk. — Evet, mükemmei bir. hiz- içi. — Ben Paradi'le meşgul olaca- Zum. Sir Frederik'in mektuplarını açıyormuş. Acaba şimdi nerede- dir? örmek mi isti; — Evet... — Mutfakta, veya: odasında. Gi 7 Gitmeden evvel. Flanneri yanımda tepeden tır- mağa kadar ıslanmış sarı saçlı bir adam olduğu halde avdet etti. Binbaşı Erik Dürand pürs'hbat çehresile tam bir ingiliz sportme- nini hatırlatıyordu. tfen giriniz diye #lanneri, besili içeriye soktu. dim merasimini müteakip eki adamın muşa a çıkart- ti Odada, ali susmuş! ilki söze başladı. Sizi ne meksatİ> bur imizi bilmiyorsu- ilerde Beş Taki. neri saçları perişan, yüzü — mızı bir balde odaya girdi. — Kaçmış diye bağırdı. Asan- il İİ k sını aske bırakmı ş. Kaçmış ta kim- yoruma beğ ir ses çıkardı; başını rem siğ içine alarak bir göktü. kanapsye Ba — buluşuyor iw bavadisinden yal- niz iii; a Dalai meyus olma- dı, ei de fena halde bozul- m muş, ve kii imes Lari diye Sağ tekrar etti; Hall kadın Amerikan poli li tarassut ediliş rini Flanneri asi Fat e iz fevkalbe- şer £ Hazm e kadın, belik gibi & ellerimizden kaçtı. Peşine de en Ka adamlarımı koymuştu. Lâkin acınıp duracak değiliz ya, ergeç yakalı; iaağ. O zaman. (Arkan var). AKŞAM Ber. tarafı 6 mer sahifede) leketin en ileri giden ala- aş ei sananlar — şa- ii güzel çaldılar ve güzel Nuri Halil beye çen okuyucu. N gi 71) Sahife 9 ça Her akşam bir hikâye f Refetle Avni biribirlerile yeni tanışmışlardı. Fakat ikisi de Âv- rupada tahsillerini yapmış, çok vi kü hanım küek yaptıl tikla gibi eserin blend iksek p: yerdede kak | okuyucuların seslerine göre akort edilmemiş olacak. Pek kati söyle- maharet işidir. Falso perde bas- mamanın imla ânı aleyh akordu Girdi sieeluiyöz tündedirle ler, Yaşar beyin sesi yüksek perde- lere a kadar tiz olmakla be- raber biraz hafif. Bu ses bugünün okuma modası olduğu için makbul — sörülürde, sar fazla heye- ana kapılan Yaşar beyin sesini saz ime maaşlarda kapatı- yordu.. Saz sanatki n biraz daha hafif inle Çi yel ola- caktı.. yoktur.. Pe Biindiğ * Rauf Yekta bey bu gibi konser- lerin temadi edeceği müjdesini de bize verdi. Komer rvatuar Ziya ei e eml müdürü ee çokgüzel parça! Ke termek hüt- funda e ndu. Dileğimiz Raut Yekta beyin vadinin çok uzam: masıdır. “Vasfi iza Radyo 18 Şubat 'pazar sai (364,5 m.) — 18 konser; 21 Belli (550,55 m.) — » operet; çi iy laimilei cazbant, ai 1 iğan mı Pari: İZA m) — miş hi i, 22,55 oda onser, 19 mandolin, 20,35 etdi S3 45 operet: Viyana (506,8:m.) — 18 gramofön, Dn Ni mi 22,05 operet musikisi, Galata saray ünün senelik EN klübü me kon; ie slki'gü ini toplanmı: «Ateş ve Güneş» klübile birleş- mek veya e med mevzuu dare he- yeti aynen yeniden intihaği olun- muştur. eskiden e en klüpten an a. bir vu gek tal ei a imizde yabancı var!.. diye ğırmaları üzerine salonu ter- baj ketmiştir. YENİ NEŞRİYAT: Mdapazarında yeni ” mecmua Adapazarı orta.mektep mezun- lar Gemiye “Savaş, ima bir mecmua 'çıkarmağa * muvaffak ol majlar ır, ni il ie 2 şub; e li nüshası itiş ar 8 EÇMUZ çok istifadeli, se yobeik ve yuvaklakiyet & te- menni ederiz. dolaşmış, müne münevver birer genç b per .rs kl derhal biribirlerini ularımızın mişler ve çarça- ya ere lie: Sık sık biri- BERE. ziyarete — lerl gös se- yahatlerinden, Avruj tahsil hayatlarda m bm tatlı ir vakit geçirirlerdi. vi Refeti her ziyaret edişin- de küçük salonda muhtelif mem- len en toplanmış hatıralara Gul zil kendisi de oralarda önünde canla- nan bu elat geri temaşa- sına dalarak geciut olu: — Siz de gezmi EE SRNER en de tamamen böyley Bunlar arı. söylerken gözü Vene- dik mamulâtından bir kâğıt br çağına ilişti. — Bakınız, dedi, bende de bu- nun bir eşi vardı. Tıpkı bu bıçak gibiydi. Hattâ, o kadar benziyor ki bendekinin aynıdır diye yemin edebilirim. Refet e te İk teni e ğıt benim için si biz ii vardır. Avni dinlemiyordu. Kâğıt b almış bakıyordu. - Tıpkı. O b; “Tbçindel ki bir adamım) dürmüştüm! Kâğıt bei parmaklarının ara- sından düştü, masanın üzerinde vee Bire ses se sanki ke iz gibi yerinden teli ik Jışa: — Neler sölüyorumuz? dedi. dam mı öldürdünüz? Halbuki sizde hiç katil suratı Ski atil mevzuubahs deği i uzak memleketlerin uzak hülyalarına :dalmış gibi görüni yordu. Ağır ağır anlattı — iğim vi enei i. Siz de Venedikte yaşadığınızı bana söylemiştiniz. Artık ne ikten ayrılıyordum. Saat akşamın e idi. Ea İstanbula getire- ek vapur gece on ikide demir AL Venedikten ayrılmak bana Bem eetnii veğiyor, heri) TENLİ 3 GR 1 stanbula gelecek, ka nuz bakayı adı vidi? a Evet, Fulin idi zanne- derim. Hayatımda bürlm Six olam miyetleri olan bazı kimselerin böyle isimlerini bile unutacak de- roçeşle yanam gilimip, kalmasi ne garip Za gi EŞ sed zaman ir bir çehreyi Bazende iğnizei ismin sahibini, O severdik! Ben de böyle derin bir aşk hissediyordum. Venedik- ten pe Pen kalbim âdeta par- çalanıyor. apura 9 melik gelmez derhal ka- marama kutum . Oraya kapandım. Kâğıt bıçağı İ Yalnızdım. Rahat rahat ağladım. içimde büyük bir zaaf hissediyor dum. Vapuru kaçırıp Venedikt: kalmak işten ğildi. Fakat biraz geçince iradem gevs şedi. O sevdiğim kadını bir da- ha görmek istedim. Halbuki veda sahnesi e kadar acı olduğunu tecrül incil kulağa tekrar vapura av. et eti öndüm. » Dosdoğru sev ım, Fakat İst geli için eşyalarımı Pilmleği bırakmıştı okakta “e bezi sia iye için a İstanbula avdetten vaz geçe- cek, Venedikte kalacak mıydım? oksa Fulviayı da heraber ala- bilir. Zihnimde ka- ni e bir şey yoktu. Yal- mu ere gü ih- yeride galebe çalamamıştım. Zihnimde yalnız bir kelime bir urgu yil işe Fulvi & dal Giyen lek ri girdim. se kapalı değildi. Doğru salona gi Salon um, hemen tıpkı böy- şti, ;Sedirin. üzerinde biribirine sarılmış iki gölge var- dı. Bu gölgelerden biri ayağa kalktı. Bu bir erkekti. Her şeyi erhal anlamıştım. Nefret, hid- nı üp şıyordu. Tesadüfen elim uzandı. Rasgele bir. şey alamak iste- im. İlk elime geçen bir kâğıt br. oldu. Bir masanın üzerinde du: rdu. Bu bıçağı bütün kuv. EL ee attım, Pek iyi ha- a tırli m. Yüzünü karanlıkta iyi Farkedemediğim adamın tara alnına rasgeldi. Sonra, bir lâkırdı öyfatldla eni, Sapsarı Kesilmiş Sl Refoi bir. lenbire: — Hayır Arka a uzattı ve biraz ev ek O da ve bahseriklri hiz ırdinız Lİ e haya ş İri, ii ola var.., ek çık sb öle iki sizinki gi- bi bir içilir? Şimdi, ikimiz de attığımız bıçağı isabet ettirems- ik, bu iyi. Fakat meselenin bu kas dar zahmete değeri var mıydı? Hikâyeci N