© X ârunusani 1934 AKŞAM Sahife 7 — Sıra sıra re marpi gilecilerin piri İhtiyar bir Ee var, şurken e paylamağa ba- yıbır. T. rs konuşmak en ii yük sellerin biridir. masamm önüne kadar geldi. a a tük. rüksüz, yüzüme doğru tül ni yaptı: — Gazel :eteci, » gi mani bayi Fn in, Ce vdet . ” yetişenlerden de Ahmet ne mu etti . Bir — Yahu dün olmıyacak dün yıkılsa haberiniz — A m Ne olacak!,. iv) ük tan kai sale di koca Ti pü allik « bir tek nar, gile o in 70 lik ik ta... Gezi ie ws b. selâmet!. ilaç için tek nargile Km bak, biz hep nargile ti siyiz. Sana geldik. Yazacak mısın, çize- cek misin, ne yapacaksan, yapı. Şimdi biz tiryakileri aldı m .. İki günde bir gidip İüleci 'oruz, Camında dizi kolu halinde sıra sıra, renk renk, çeşit çeşit, boy boy Zarif py kapısında — bon gibi biribirine karısmı; lar dural dükk imla. Ee En uçlar ve nargileler Içinde Mustafa efendi lar, marpuç yapan be; sakallı ihtiyar bir nargileciye sordum: — Efendi baba... Bu Marpuç- rig çarşısının en ihtiyarı kim- Gözlerini kaldırdı. Gözlükleri- nin üstünden yüzüme dik di tıktan sonra gayet iŞ bir li- Ölen bir sanat: Nargilecilik!. Bütün nargile tiryakilerini büyük bir telâş sardı.. «İstanbulda topu topu bir tek lüleci kaldı. - Ona da bir hal olursa.» yapar, seri var sercisi yapar, şini var meşincisi yapar, kadife- cisi-var, ısı var, Bak hele bir nargile kaç elden geçtikten sonra senin önüne ge- liyor. — Peki bunun şişesini kim ya- par? — İşte yalnız o Avrupadan ge- lir. Vaktile burada Beykozda bir a açılmıştı. İdare ei akat bugünlerd m Buna la ib pi Mstesinde zavallı nar- sileciğin p pek ziyade ihmal edilmiş olmasıdır. Zannederim, bir listeye efendinin dükkânme gi sir cepli Mustafa efendiyi nargileler v marpuçlar içinde kaybolmu: vE duk. Amcadan içittiklerimle şöy- ie kısa bir mukaddeme yaptım. — Öyle beyim.. Öyle dedi. Maa- ese bu Soz denilen güzel şey n çekişiyor. Türkiyede, sade Türkiyede değil, bütün Balkan- larda bir tek lüleci kaldı. O'da işte Recep usta... Tiryakilerin ha- Tini görme. Recep beriş bir şey r olur diye şimdiden z do kuz lüle alıp idiler kelle; yorlar. Ebhh Ne olur, ne olmaz. . Elimizde senet gidi hey... «Lüleciler» diye e e bir çarşı e Sonra deyip Nargile gayet EM eşik Nargilenin her parçasını Mez bir esnaf yapar. Bir parça; agi işi diyin esnaf dünyada Z yapamaz. Bir nargile ve kişi eg bili; vi ak İlme yor musun?. ilenin imamesi var, imameci yapar, marpucu var, Puççu (yapar, dökmesi var, ii yapar, lülesi var lüleci: — Şu soldaki dükkân... Mar Puççu Mustafa usta dükkâ 4 Wer. mii ks Hepimizin üstadıdır. dir Biraz sonra ççu Mustafa — Marpucu... Bir nargilede ç merak- bla ae uk “larla uzun arpucu kırmızı nargilenin şişe- sine sarıp öyle tokurdatırlar. — Peki... şimdi işler nasıl?.. — kai sie ederim beyim, Vaktile bu pek ya- man bir şeydi. Marelli li bu- ünkü Hususi otomobil , merakı lar. Öyle Tömbeki fiatlerinin de inmesi lâ- zım değil mi? Hususile Pendik, Maltepe cihet- lerinde yerli tömbeki de yet tiştir- meye başlamışlar!.. Aman ti yerli bize dört & ile Şarki Türkistan “Yeni Türk hükümetinin tarihi, coğrafi vaziyeti “Muharrem Feyzi. beyin konferansından Yeni bir Türk devletinin ku- rulduğu şarki Türkistan tarihin kaydedebildiği en eski zamanlar- dan beri Türklerle meskün bir Türk ırkının âdeta be- ğundan dili ve harsı bu- yede inkişaf etmiştir. Şarki Türkistanın gark tarafın- ettikten sonra Türkün dili ve har- sı son derecede tekâmül etmiş- tir. Bu tekâmül » ve terakki Türk- düğün hususiyetini Oo muhafaza ederek ilerilemişti. — İslâmi; buralara yetin a milli pi #kaktleri terk edilmiş ve arap kabul edilmişti. Bundan sonra şarki Türkistanda k harsi ve dili olduğu e .— mış ve başka bir hars Şarki Türkistan Türkleri Uy- gur harflerini ve harsini muhafa- za ederken e ve altın ık de: sonr ni bir sahada fi yete seçi e; Türk tarih ve di line dair en mü emmel eserleri vücude gatirmiş| yön bile dilimizi tasfiye ve islah için Kâşgarlı o Mahmudun m ağa Türkünden büyük istifade ediyoruz. Şarki Türkis- dai istiklâl ile Türkün hars ve asır içinde siyasi karışıkl şarki Türkistanda ti edebiyatmın. parlak eserler çıkarmaz ına mani olmuş ise Tür- halis şivesi bugüne kadar burada mahfuz kalmıştır. Hariçten yardım görülmedi Şarki Türki elemi a ve hürriyet hareketi sırf Türkün kendi kalbinin çarpmasından ve dimağinın lr ineeiiidin ve öz teşebbüsünden doğmuştur. Türk gibi Turani olan Manço- lar ile Mazi istiklâl: ha- eti buraları a medeni- hazmeden veli ve büyük bir Asya devletinin ordu- larının işgalinden sonra başlamış e teessüs etmiştir. Halbuki şark Türkü sik venerek Oi atılmış ve Türkün gayretine mi kâvemet edecek bir heri madığından de iki sene gibi resm rai çok az olan bir zaman zarfında gayesine erişmiştir. Coğrafi vaziyeti Şarki Türkistan dünyanın en büyük kıtası, Asyanın ortasında ve üç büyük devlet ile Afganis- tandan uzanan bir koridorun ara- smda sıkışmış zengin ve geniş bir memlekettir. “Mesahai sathi- yesi bir milyon 450 450 bin kilo- metro murabbaı olup Almanya ile Ri in in mesahai sathiyele- sinir kemere daha büyük- kında bir fikir vermek için bu olculuk. y: efe Bâfidir, Gene bir nehrinin mecrasi iki bin kilemetro olduğu gene bu Türk İk raklekerieiz hut dudu harici ktadır, gi Şarki Türkistan, şark hudif dunun bir kısmı müs tesna olarak dünyanın yüksek dağlarile çevrilmiştir. Bu arın bazı * kolları wp a doğru uzan dığından şarki li yede mahfuz kalmıştır. Şarki Türkistanın etrafındaki ve içindeki dağların ve silsilele- rin beynelmilel kabul edilen Nehirleri gölleri dahi hep türkçe b mapa Şarki Tür- kista p kısmını garpten: şarka om ikiye ayıran sil silenin ismi Altın tagdır. Altın ve Han Tanrı ve “Aladağ ve Altay iş teş kil ediyor. Şarki Türkistanı' tam ortasından ikiye ayıran ve To: ve İli havzalarını ayıran Gihilr lerin başlıca isimleri Gök Teke, Kuruk dağdır. Şarkta dahi Mezar *< isminde münferit bir silsile ardır. “Şark Türkistanın en mühim up havzasında âdeta bir nor gö! külen Tarim nebridir. Hi. malâya dağlarından çikan ve biri Hotenden ve diğeri Yarkentten geçen Karakaş ve Yarkent Der- ER s & çıkan Aksu nehirleri birleş- tikten sonra Tarim ismini alan büyük nehir Altın dağdan akan nehirler ile birlikte Lobnor gö- lüne dökülmektedi: » Bu nehirler. ş eği Hami dahili kolundan nebean n nehir Karaşehir ve ren gibi mü- him beldelerden geçerek büyük göllere dökülür. Zirant ve madenler dir. Kâşgar ve Yarkent ve Tur- fanda Türklerin vücude gatirdik- duttur. Bol buğday ve arpa ve pirinç yeti: Sanayi panik ve