Sahife 16 Sen yedi padişah (Ikinci Mahı AKŞAM. . ddin) devirlerinde Yazan: SULEYMAN KANI — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Abdülmecit, Abdülâziz, Murat, Abdülhamit, Reşat, V. İitarlarda verilen diş kirası, muharremde dağıtılan paralar Ramazanı da iftara ii bülislâma, ara biner, lere beşer yüz altın diş ki ves az mi ye- mek artırabilirlerdi; bu artmış ye- mekler mutfaktan kabul ni 'dığından tablakârların kazançları ziyadeleşirdi. bdülhamit Oomaiyetine, kelâya, ecnebilere bol, bol ii lar ederdi. Hal ve ilerine gö- n bin liraya kadar ati- yeler, kendi markasile altın saat- lar bahşeylerdi. Bir çok şi matbuatı cebi ül re tahsisatın- r cuma Eyüpte kurbanlar ke- silir, fıkaraya sadakalar tevzi olu- a vükelâ e rical cenazele- rinin Si GEM ve teki ii, ” Muayede bitince padişah Be- şiktaş sarayından “Yıldıza avdet vylerdi nkaşaya mezun olarak ie şiktaş sarayına gelmiş olan fir hanımlara bu sarayda selem ve peynirden, sövüş ve mevsim dol e m bir kahvaltı ikram ol akal sonra Yıldıza ler, Şale köşkünde ârâm eylerler, akşama doğru tepsiler içinde ge- tirilen yemeklerle itam olunur- ardı. gider- Mihmandar cariyeler refaka- mii günü saray« Yıldız bahçesinde tinde bu dairenin her tara! leşi rdi; ikametlerine “e ii ilerine - birer omuz. örtüsü w erilir, yanlarına bi- rer sürahi limonata ve su bırakı- indi erim tarafından bunlar- dan bazılarına müceddeden, ba» tebdilen şefkat nişanları, atlas keselerle atiyeler ve- zılarına kırmızı rilirdi, m hazi- Akşamdan sonra sultanlar ve misafir hanımlar Yıldız tiyatro- suna götürülür, tiyatro” bitikte hepsi yerlerine; isidi nurdu. Kurban e Abdül hamit Beşiktaş sa binek taşına gelince aral ehe iner, ara- bat bir tarafa çekilirdi, tın. Kekili dimi tüy- leri ş büyük üç, dört koç ekti ba degândan biri hünkâra ğe işlemeli halis m iç bıçaklı bir mahfaza saian eder, hünkâr Bike açar, mevkibi hüma“ ye ile e bim tin taşını vekâletle sirri siri verir, kendisi saraya girerdi. Padişah giderken koçlar birer, birer yatırılarak bu müşür tara- fından zephedilirdi. Kurbanların etleri tasadduk edilirdi Maiyeti seniye erkânı harbiye Şakir paşa bu zeph ve- vazifesini senelerce ifa et- hazinedar ustaya, kâtip kalfalara, saraydan çırak edilip çıkarılmış bazı muteber azatlılara, zenci ağa- lara, selâmlıktaki bendegâna kur- banlıklar tevzi olunurdu. Kurban defterinde isimleri ya» zılı olanlar adamlarını gönderir, tevzi — koyunları aldı- rırları adi u bir kaç bine n bu kurbanların bedeli cebi Emen dan verilirdi. Sarayın et sadakalarından fıka- tadan başka Beşiktaş ahalisinden İ ik ii liği I havuzlardan biri bir çoğu' mi im olurdu. , Hur günü de kurban defterle- vim tevziatı yapılırdı. Saray ağında binlerce kuzu ill pü ri saray halkı ralarına birer istanbul de kuzu dolması ve irmik helvası tevzi olunurdu. Sonral: zu ziyafetleri âli mektepler talebesine de teşmil edilmişti, ve hava müsait bulundukça Kâ- ğıthanede Ri Gn Kuzu ras a fire a — Bu eril ar da tamamen cebi hümayundan karli, Aşure günü Yıldız pm közanli konulur, akşama | re tevzi olunur, askere de wer pişirilirdi. Yapılan mevlit alaylarında en- ei Topkapı sarayı hüddamı ei askerlerden beşer ve pm ivarında Kadına, Dia ikişer e Lr (Akşam)ın edebi romanı 28 Kânunuevvel 1933 Tefrika No. 22 Onun için üç istasyon vardı. Pek az, on dakikalık messfe ile biribirinden LEE için iy idi. Dağlara ve bilhassa Cauxa çıkmak için en münasip İöğiyon Montreux idi, Fakat genç tamam gece yarısı Lozan istasyo- nunda durdu. Bir iki memur, bir iki hamaldan bi koca istasyonda kimseler yoktu. Memur eşyalarını hamala verdi. Genç iz Em im iskoç ku- siiri maşından se; antosuna sa rınarak istas, Az ayı vali, alar bir istasyon. İki üç otomobil nöbet bekliyor. Birine atladı ve adresi verdi: — Hetel de la paix. Söyahate çıkmazdan evvel bü- renmi: işti. Eski ve ağır otomobil ereği pres etti. Ve in bir yoku- virajlarını zahmetle alarak bi Hiç dakika m by bie kar pının önün. Bir Kış Gecesi meme vi ttığı si güzel otel liler bütün manzarası göz kapaklı da kaldı. Ve bunu seyrederek uyu- du. arının altın- ... Doktor Rüştü bey ona bir rejim yer. Gezecek, dolaşacak, fakat er- — Ti vi e ge ecek v .. Hör yilan e dağlara eli lâ- va En aşağı bin iki iri a dağ otellerinde üz metre kala- — kız bütün bir gün, getirtti- — kakaleğiai tere tetkik et- i. Nihayet kara Cauxda Kö ina oteline Sile tavsiye edilen irifede, le bol lencesi bol, ayni zam: Rİ istira- .hate de müsait bir yerdi. — Telefonla konuştular. Metrdo- i Ve üç gün son- ra geleceğini haber verdi. Bu üç vi in ih ve Ce nevrede (Nevhe, a; yal) a işleri görürken kendi kendine şaşıyordu. DİGİ kişini büz dsl 40; li inen Are değiştirir, söküklerini matmazel ii kassloi e Dolli dikerken ve eve ait hiç bir he tülü şe; gul olmazken burada her Pa ay “ ttığı ema işi can atarak yapıyor, metrdotelle le doldurdu. Ve garsonun , | serbesçe konuşuyor. Kapıya oto- döl vine mobil getirtip i yor. Oşiye, beze Ün sidip geliyor. : «Otelin alık havasi, mamak merke pe Gap sürülen öten sks rm kantalarda sira ona şık bii line indiği ncü me Cenevreye e tt, tini all Sade, fakat çok temiz bir oda.. Ve yanında âdeta bir küçük ame- liyat odası kadar aydınlık ve te- miz bir banyo odası. S irimmee hemen soyundu. çe alir seprr rey ar bıraktı. ler şeye dikkat ediyordu. ma havluları, aynalar, > su tertibatı hepsi red i ne görmediği vaziyett: En le tarafa baksa her şeyden ev- vel titiz Bir temizlik görüyordu. ihayet bütün senelik e rını'dolduran Avrupa abah on buçukta iki şehir “da” sürat Bili yapan Gi tren onu bir saat içinde ye gölürdü. Giren, çıkan halk hai ken- disi de Buralarda . doğ büyü- ie kalabalığa karışıyor, ei tafı nda dolaş i bir yüke le ye- hayyel şekilleri gibi kaynaşıyordu. Terbiyeli, genç bir şoför ona mü- him yerleri gösteriyor. miyeti akvam binası, — Üniversite. — Jan Jak Bük adası. — Monblan meydanı. Nevhayalin hatırına geldi. İs- viçrede kaldığı Ey port muamelesini bi mak lâzım geliy: ea m Tü: ie konsoloshanesini sordu. — Evet matmazel, Mezon Rü- vayal., Otomobil, geniş caddelerden Birinci katı işgal eden konso- leh ivdiği bir girmişti... Yalının haftada bir iki tevzii mutat kere yanan koca külhanlı, yüksel İpekli fatalar içinde dağıtılan | Kubbeli hamamı ne kadar battal, şekerler gres yağma . edil. | nekadar çirkindi. namı diğinden zilerin ayaklar al-| bir şey yoktu. Yazın çorapsız ge- tında inek için beşer polis | zen Su ine, kışın üşümemek w muhafazasına çalışı. | için üstüste pamuklular, hırkalar lırdı! Buna rağmen müvezziler. | geçiriyor, başına sarıl ır bezle: den fessiz, üstü, başı para. | sarıyor, çirkin, korkunç bir şekil lanmış futalarınin bir tutam par-| alıyor, arı odalara kadar çası kalmış olarak avdet edenler a odunlar taşınıyor, ahçı- görülürdü, şı yağlı, ağır yemekleri Bu şeker tevziatı lal yup hareme yolluyor, âli mekteplere kadar teşmil | matmazel (Dolli) nin yirmi yıldır Hattâ bir sene mülkiye | alışamadığı yağlı börekleri si mektebinde pa sınıftan bu şe-| Yapıyor; kırk yıllık emektar Ali i kabul etmeyip ayak altın. | vuş hölâ beline kuşak sarıyor, aya- da « bu çüretlerin- .— mesti, kundurayı çıkaramı- den dolayı her biri bir tarafa nef- yedilmişti. (Ne hayal) in yalıda iken si- ii » tebriki siledliği, fakat annesinden çe- için saraya gelen vükelâya o se- | kindiği için hissettirmediği şeyl neye mahsus . altın ve gü- | artık yoktı müş meskükâttan yüz ellişer altın Avrupanın en güzel bir yerinde — ei m paralar serkarin ” bir otelde ilk geceyi geçiriyor- tabaklara vaz ile | du. dir in. Zaten gündenberi tren yol- ai zairler “e meri me- culuğu ile yorgun ge için kuş- muri; üldü, hayal kis edil Ida ati l kavuştuğuna bir Kere daha lerle ikram ede; inanmak için başucundaki abaju- (Arkası var) | tün kordonunu çekti. İlk defa türk memuru onu karşıladı. Bir haftadanberi işitmediği türkçe He konuşan bu genç ona arzusunu 5or Nevhayal kışı İsviçrede geçir- mek ii ye ie pasaport mua“ nlamak istediğini söy“ is salona aldılar, (Arkası var),