Türkiye kupası ihtas olunamaz mı? Yavaş yavaş ölen spor heyecanını diriltmek lâzımdir Son günlerin iki vi Seo milel semi iskoçya - ve İng - Fraı Burdan koça Avusturya» pa geçen ii a İskoçyada andı ve ertesi günü eüyucilirii irin gi bi 2-2 ye netic. İngiltere - Gbini maçı da 6 ryi da im bine yakın seyirci ha- zır bulund 1931 enne İngiltere ve Fran- sa milli un Pariste yaj taleları son Sağa İngiltere 52, ye lduğ üzdeki ta «Balk vruapa kupasın, «dünya kupasın'gibi tur- eni mi ırlar. Bunların haricinde de her lekette muhtelii illerde türnu- valara tesadüf edi ir. z Seyirciye bu heyecan verildi. | 1erinde inşa edi ten ve onda bu alâka uyandır ir, Birisi Dolubabada, birisi dıktan sonra bir Bulgaristan - Ro-| Kirazlıda, diğerleri de ö manya maçında on beş bin vetaşı ve a başlıyarak | bir w Dört tanesinin gu on Avusturya maçında 10,000, ir iki,, genişliği dört buçuk beş giltere - Avusturya veya bir İn- | metredir. Birisi de yedi metre er ğunda ve metre tabii | enindedir. görmek a gelir. Işaret direkleri de, bir aralık, Slâvya ile Yolun kolayca bulunup takip başlıyan sık temaslar üzerine edilmesi için, yol boyunca işaret böyle bir heyecan v alâka uyandırılmıştı. Hattâ bir | tekemmül ettirmek isteği kalma- vya irci yekoru kı. | di. ış ve memleketimiz için Bu halin devamı, milli futbolü- bulduğumuz on bin kadar i | müz hesabına fena oluyor. Buna in edilmişti. . bir çare bulmak lâzımdır. alâkanın Türk Meselâ, maçları zaman yaptığı hayırlı tesirler he- | seyrekleşt ta kavuştu- Ne yazik ki bu faaliyet üç beş Ez ik b e olur, yoksa en İki eni EE : | tadır. yecanını damla damla eritmek için ne yapmak lâzım geldise yaptık. Beynelmilel temasları seyrek! tirmek veya bunlardan kaçınmak içi geleni esirgemedik. ydimizin eseri, bugün Ee li gi barizdir Se- bin mi olur, bir e pası» ihdas edelim. Bunun etra- ia bir turnuva yapalım. Bu turnuvaya münasip bir mevsimde Balkan milletlerinin en kuvvetli birer veya ikişer takımını çağıra- lum. Ne yaparsak yapalım, Allah rı- zası için, zorla rem çalıştı- alâkası ğımız şu spor heyecan ve diriltelim, Üludeğda iş DORU hazırlıkları bitti Dağda bir imdat evile beş sığınak inşa edildi, işaret direkleri dikildi, telefon hattı da yenilendi Uludağ tepesindeki otel binasi direkleri diki İka Yar ektedr. sisatı da vr e in Yolculuk rehberi Yolları gösteren ve kola; ları edeckleri yeri tayin ettiren kemmel bir yal çor si piyango Bu ki yılbaşı balosunun dağa “iy menfaatine (verilmesi için teşebbüslere girişilmiştir. Bu işi yapacak olan komite teşekkkül etmek üzeredir. Bundan başka bir de piyango tertip edilecektir. Dağcılık müşaviri İsmail Hakkı bey dağ klübü ile temas ederek bu işler hakkında izahat vermiş ve bazı tekliflerde bulunmuştur. ik ka No. 33 e irfan bey bir şey soracak lursa, Nevinin kendisile evlen- istemediğini söyliyecekti. Halbuki bu yalandı, Nevin evlen- mek içincan atıyordu. l olması, onu sevmesi, fena sinirine kıskançlık damarlarını tahrik et- miş, üzmüştü. Fakat an ko- naktan uzaklaştıktan sonra içi biraz rahatlamıştı. Hele. Faik Ce: mil Forkoliye gelince, bütün bü- sakinleşmişti, tün sakin! Fakat Faik Cemil, arada sırada Romaya iniyordu. O zaman Raifin içine gene kı ba Faik Geni ul kanın evde olup olmadığını soru- yordu. n Selimi , Özkanın nlp olğiğem iğrenyonli Ee kat bazen de, bir türlü muhabere temin edilemiyordu. O zaman amca Fikreti kolundan yakalayıp, Rİ oraya aglap ke dert ya- — Özkan öyle güzel kad amca, ona kur yapmıyacak hiç bir erkek — Canım e yalnız değil ki... — Ne lar ni > kendn Ben de yokum... Amca Fikret, Raifin fikrinde değildi. Endişelerine iştirak etmi. yordu. Esasen, Rom geldi geleli, hayranlığı sersemliğe müncer ok #wuştu. Kendinde değildi. Piposu- nu tüttürerek: — Canım, Selimlerin evinde Özkan kimi bulacak?.. Biliyosun, ki oraya kimseler gitmiyor... Bey- ude yere sinirleniyor, boş yere özülüyorsun... Şu işi yüzdün, kuy- ruğuna getir. irdin, Son zamanla bir iünasebetsizlik yapıp her şeyi kalkma. t etmeğe Raif başını sallıyordu. Sekiz aydanberi t. Artik yalan rl entrikaya, ii mer tahammülü kalma- mu Boğazı ki küçük evin önünde, hayalinde günü bönleriin önüne geliyordu: Ne mesuttular. em verip, evlendikten son- çıkmaktan bahsedi- Senlidi En büyük arzuları İtal. yaya gitmek, Romayı görmekti, vaki muhteşem bir konakta oturuyorlardı, fakat bir kulübe, bu Ri a vel l, “denki Özkan yemi değil | di, mademki onunla beraber bu- İunamıyordu, > il bir cehen- nem hayatıydı Bunları ike karısile, kaçamaklı bul ları, gizli Yan devuları, villâda 720 kaldığı zamanlar hatırına gı asabı gerilmiş- | 4 Kânunuevvel 1933 —— 4 Kânunuevvel 933 me an Aman Kimse Duymasın! Nakleden: Selâmi İzzet Bu görüşmelerin de ayrı bir zeve ki vardı. Fakat yalnız bir manzara, bü- tün bunlara hâkim oluyordu: Sah- nedeki manzara. zkanın ipekler, altınlar ve el mal mı gözlerinin önünden gitmiyor- du.. Raif göğüs geçiriyordu. Bazen ona karşı hadit, öfkeli ve haksız muamele yaptığına piş- man olu; yim Ve onu bağrıma basim an İten olma- yışı onü harap rğ ir kere ona ee bü- tün bu ileri tamir edec: ona geçirdiği fena günleri affet- tirecekti, Son mektubunun da fena bir tesir bkm şimdi anlıyordu. O mı kadar acele yaz- Ee ve istediği gibi de bitireme- mişi r kere sureti katiyede karar : Yazı İstanbulda, Boğaz evlendikleri küçük evde geçire- klerdi Ondan sonra gezeceklerdi. Mı- sıra, İspanyaya gideceklerdi. Bir devri âlem seyahati yapacaklardı. “İşte o sabah Forkoli şatosunda ü açan Raif, böyle mi projeler kuruyordu... İşte cüzdanmd. karıp canla, ormanda, pusudayken em here? ve Özkanm üni çi öpmüştü. Dudakları resme deymişken, ne topraklara rm gömü- ae Cemilin ağzından işidince, çılgın gibi konağa koştu. Beyninde aşk, acı, intikam biribirine karışıyor- lu. > gi bir sual dudaklarını — Ne var? Ne oldu? Cevap verdiler: — Avda kaza ile öldürülen bir gencin cesedini getirdiler. . işlerdi... Demek Raif ölmüştü! (Arkası var) e aleriye ei ear Şi ge al erin vd ra ş EN ME Mm wei m wa ummam' 8m bie m ii