26 Ekim 1933 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

26 Ekim 1933 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 12 Mektepte heyecan vardı. Ço- cuklara kuşpalazı yapıla caktı. Bahçede sıralandılar. Doktor gelince, talebeden biri sordu: — Doktor bey, kuşpalazına kar. ir? — Anlatayım. Kuşpalazı, yani difterinin mikrobu uzun değnekçik şeklinde basillerdir. Bu basiller boğazda teşekkül yazlığa i verilir. Bu hastalık bir zehir imal eder: Toksin difterik. Difteri basili dana eti kayna- ması içinde, bir şişeye konup kül. a 5 3 Z 3 g ş hayvana şiringa edilse . hayvan derhal ölür. Pastör enstitüsü âlimlerinden doktor Ramon bu zehiri anatok- sinleştirmiştir. anatoksin bir hayvana veya bir insana şiringa edilirse, kuşpa- lazına yakalanmıyor. — Çok şiringa yapmak lâzım w R mı? — On beş gün arayla iki üç kere. — Şiringalar insani hasta edi- yor mu? — Pek nadiren. fazla olanlarda biraz yap- ması ihtimali vardır... Fakat in- san müthiş bir hastalıktan korun- mak için bu kadarcık rahatsızlığa atlanır. 14 yaşından hararet Denizler Rakkamlar kilometre murabbai- dır: Bahrimuhiti kebir 175,642,000, Bahrimuhiti atlasi: 89,731,274, şi- mal deni: ği hiti hindi 73,324,882, cenup deni- in için i: 20, izi tark, sonraları pijamayı de- zi: 20,478,000, e 11,131,156, niz pe ve. sokaklardı Kedi gibi . Resmimizde de pijamalı bir , 5 zi köpek görünüyor. Köpeğe mi acıyalım,. | Brezilya, faresi en çok olan bir | köpeğin sahibine mi? yerdir Orada evlerde kedi yerine | AKŞAM 26 Teşrinievvel 1933 relim ta olanlara bir göz atalım, leselâ şu iki arkadaşımızı sey- redin. Biri köpeklerle, öteki keçi- lerle ne güzel oynuyor. ri Acıyalım! fare tutsun diye ne kullanılır bilir misiniz: Yılan Borax, Acide borigue, Sulfate |, van yumurta İ Bir yumurta alınız, Küçük bir 'delik delip içini boşaltınız, sonra bu delikten bir miktar imbikten d'ammoniague ve su, (50) derece | çekilmiş su koyunuz. Deliği zamkki kaynatınız, içine her hangi cinst- | bir kâğıtla kapayiniz. bir kâz alli” kiş. ve bundan sanrs Sieşe çi » rutunuz. Ondan sonra bu kâğıt ateşte yanmaz. T ii Karalar Rakkamlar, mesahai-sathiye kis W ir: Avrupa ; 10,150,000, Asya Ziya boy Veysi bay li mahlüklari bir arada görmek hoş değil mi? Şimdi aşaği inelim. Kafasında B fıçi, fıçı ind: . Bu kadın işine giden bir Japon kadı. nıdır. Çocuklarını fiçi içinde taşi > yor. Onun yanında dünyanm en orkestra şefi var, Ötekini Akşam Bilmecesi | a 26 Tegrinievvel 1988 harfli bir kelimeyim. 9. 8. 7 im «fena» dır. 6. 5. # ümü gelin başına takar. 3.2.1 im acemce «ben» demektir. 6. 8. 7. 2. 4 üm üstünde bina taşır, 2.3. 5. # üm ülküdür. 5. 9” um yama- dır. 2. # üm âzamızdan biridir. 8. 6' imi kasapta ara, 9.5.7.2. 1. 6' ım ilmiktir. Tekmilini siz bu- Tun, Doğra halledenlerder birinci. ye: kol saati, ikinciye «İş banka. si kumbarası», Üçüncüye: «Zın- 'dan hatıraları» eseri verilecektir. Ayrıcd 200 okuyanımiza kart, kitap, cetvel, mürekkep, çikolata, şekerleme gibi muhtelif hediyeler. verilecektir, Bilmece müddeti 15 gündür. Pullar Pul, bundan 98 sene evvel icaği edilmiştir, Pulu evvelâ İsköçyada Dönde şehrinde Jeyms Celmer isminde hi imi İli tir. Pulu İngilterede 21 teşrini- evvel 1839 tarihli bir beyanna- me ile kabul olunmuş ve bir sene sonra kullanılmağa başlamıştır. Bir| “söylemeğe hacet yok: Dünyanin en uzun ylu adamı. Uzun boylu bi kalıyor. Maymunun dişini bağ- lamışlar. Ağrıyormuş, hastanede dişçi tedavi etmiş. Sonuncu resim de sizin gibi bir yaramaz!.. Kö- peğin kulübesine çıkmış... Bu gördüğünüz oyuncak değildir. Ba bir İngiliz mühendisinin yaptığı yeni bir nakliye vasıtasıdır. Bu vagon, bir tek raya tutuludur. Bir harek. di et eder. Hava tazyiki dirildiğinden,- kolaylık- kilometre hızla gidebile- pervane ile haddi Mansur efendi mumya âlimi idi. Mısır antikalarına pek me raklıydı. Bir apartımanda, ihtiyar hiz- metçisi ile oturur, hiç bir yere çık- maz, sinema, tiyatro nedir bilmez, ız kitaplâri eşgul olurdu. Bir gün karşılarındaki daire bo. şaldı ve kapısına bir yafta asıldı: Kiralıktır. Bizim âlim bunun 'da farkında değildi. O gene ilmi ile meşguldü Bir gün oturmuş yazıyordu. 4 «Eski Mısır ilâhlarından biri geçmiş günler ilâhı idi. Bunun için başı tersti, arkaya bakardı...» Âlimin kalemi havada kaldı. Bu eski Mısır ilâhı odasına gir- mişti. Üstünde ceket, ayağında is- karpin vardı amma, başı tersi, ar- rdu. kasına bakıyordı Şimdi masanın üstündeki kafa konuşuyordu; Nihayet kulağından tuttu, kalktı. * — Nasıl, dedi, marifetimi be Zendiniz mi? Âlim doğrulda ve haykırdı: — imdat!.. Yetişiniz!.. Hizmetçisi koşup geldi? — Ha, dedi, hokkabaz, yanlış geldiniz, karşı daireye. Âlim sordu: — Kafası konuşuyordu? — Konuşur gibi olur. Adam kars nindan (konuşan vantrilok, o konuşur, sesi kafadan gelir. — Peki ya kafa? — Kafa lâstikten sahte kafa... Âlim işi anladı ve kendine gü- lüp işine devam etti. sene ra diğer devletler pul kullanmağa Ü | Hoş fıkralar vi Fatma hanım oğlu ile beraber — Kaptan bey, n bey, oğ- lumu deniz tutmağa başladı, ne yapayım? Kaptan güldü: — Siz telâş etmeyiniz, biraz Sini bilir! #.. Küçük İzzet dert yaniyordu: — Talihim yok. Ne zaman rü- yâmda babami bana para verirkeri görsem, parayi almadan uyani rım, Garip bir istatistik gördük. Yeryüzündeki insanlardan 500 yon insan yarı giyi- nikmiş. İnsanların 500 milyonu evlerde, 700 milyonu mağara ve kulübeler- de oturuyorlar, 250 milyonu da il şıyorlarmış. yersiz yurtsuz dola: kesk i mmm einen ir Forldun bey Istıpan bey

Bu sayıdan diğer sayfalar: