dönü- altüst. eçirdi- aretinde ılunı Yazan ; iSKENDER FAHREDDİN Semiramis , len ee istiyo O gece Yoas dağa çıktı, Semi- ramisi bir ağacın dibinde uyur- ken buldu. Uyan: Sai sie açınca: — Ben d. da mi seni görüyordum Diyerek sai fırladı. Yoasın dağda fazla akat, mademki ce burada yatıyorsun. Mabedimi- > ln ramis Holi bu misir İİ anan ve iken olmuştu. — Peki.. Geleceğim. i rar , Dağ. i il olaran hizli hızlı yü- rüye en : e | insa Suriyeye ai zan ei yoktu. Her tarafta sükün ve EA ma) Semi is, Ninosa zekâ ari Küküeet işlerinde söner meğe azmetmişti. Bunun içi Asuriler aleyhine Bahterleri tah rike karar tür ii mabedinin bir a göndermek istiyorum, muhte ba! — Adam mi arıyorsun? — Evet. Emin bir adam. — Burada.. Yanımızda.. Semiramis safiyetle etrafına bakındı: aka $ırası değil, e İN ve sadık birine i ii cım Yons tekrar gülümsedi ve genç kadını: ak: ei Yoası Eker e ga miramisin teşebbü: netice verecek ağ günün e Hinde Y ölüm tehlikesi ruz kalması ihtimali vardı. Halbuki Semiramis bizzat ken- disi gidip görüşecek olursa, Bah- kralını daha-fazla ikna ede- Bu enik Semiramise de mülâ- e — Doğru söylüyorsun, e Yoas! terler yahudilerden hoşlanırlar... Bu kıyafetle yolda kimsenin taar- Tuzuna maruz kalmadan, doğruca me kanlar Ha im, Semiramis, Ninosun tacını elin- den immli imi değ ildi. Hat- tâ Asur si yıkılmasını da Arzu etmiyordu. Onun bir tek emeli vardı: Ni- hos tehlikede iken onu kurtar. mak! Semiramis bu rl > mak için memleketi harbe sürük.- a çekiniz ordu Zate asıl olsa - bir kaç ay sonra A Arabisi Ban geni Asuriler arasında vergi yüzünde, bir mücadele olacak değil miydi? sahada eN etmek atına rdu. Ogün bir inerek, Baht ilesine gitti, “Kralı üre lehine AE Ninos o vi te Asur ordularile vi yl pışmaktan zevk alacağını Mela- tona bir kaç defa söylemişti. cas, ömründe Semiramis ka- a garip arzuların esiri bir ka- dın görmemişti. Bu bazi güzel ve sevimli bir lü endisini hükümdara seda perisi e LE varken, böyle vahşi ze nçt. in kadınla, da fazla kıs- NE li. mi ija) gibi güzelliğini zekâ- sile se bir yahudi kızını hü- a kucağında eğiten sonra. vi Ninos yaptığı o anlıyarak Sümiramisin ayağına gelmeli idi. Güvercinlerin kizi böyle e Semiramis Ninosu sahad. yenmek emelinde idi. se Semiramis sabahleyin güneşle beraber yola çıktı. Alinda sila gibi koşan bir arap atı vardı iramisin (Bahter) kalesine yordu. r fatihinin muzaffer or- ile döndüğü geniş yollardan şimdi tek başına ve bir udi genci kıyafetile geçiyordu. ğ Yollarda Asur cengâverlerin- den hiç kim: -aslamamıştı. seye (Güneşi eli) gecesinden son- ra herkes yorgun ve uykusuz kal- r, bütün il ve iyii ailen üç gün rahat etmelerini emretmişti. ali tin her tarafında yorlardı. yüzen ser memle! ii ordu, Söhinsikiş yollarda konaklama: Ve güneş batmadan bir saat ev- vel Bahter kalesine vardı. BİR KIVILCIMDAN ÇIKAN YA ün, Bahtör kad içinde vardı. Y denberi neşesi sanada Harpte in zinesi boşalmıştı Halktan para e ve €s- kisi gibi zenginleşmek için uzun zaman lâzımdı. r civar nelere işgal edecekleri suretle para ve serve mak isteyorlardı. Asurilerle tek- rar harbe v ek - hatırlarından bile geçmiyordu. Fakat, zi ee küçük hükümetlerden biri! vüşmenin kendileri için sie olacağına kanaatları vardı. Bahter kralı sarayında oturur- ken, muhafızlarından birisi, kra- AKŞAM Her akşam l bir hikâye Fırtına.. İ in merdivenlerinden iner- Zeynep çeyizini mi bazırlı eme e al Kuleni: ken fener a bana döndü: ım. Gü İşte böyle gazeteci bey, de- | di. Son manki ülani ii; olur > dalgalar dört bir Ziyamilikne çi da bana dük etrafımızı sarar. Günlerce sahil n Me si ii çok ol Niçin ev lenmiyorsun? ötesi rümi geceli dün işte iğ gördüğün çikan © 8 Biden bire sert bir rüzgâr çık- . Deniz hafiften hafife köpür- ladı. Kırk beş ler in yüzüne baktım li eski bir iv kurdu- nun tcamaii ürkmesine âdeta m. O benim biz e — Füdar bana vız gelir > Zi dedi... Vız ok kızarım. Fırtıni Ona hıncım bir türlü geçmez. Merakla sordum: — Neden?, Başını salladı.. kaçsanız en olmaz. Sonra gaze- teye de geç kal Fırtınaya niçin hincı olduğunu çok merak etmiştim. Fakat bir türlü söylemeyordu. "Nihayet da- er re altın- « Küçük bir İçinde n kabı Jırsınız... Ik meraklandınsa al oku... . Amma İren geşii ismimi değiştir. Olma; Rİ eve e e hemi açtım. Bi zilmış biz GAĞEX def kısa idi. ei Fene: ümit edilmiyecek ii gün bir üfaila, ile yazılmıştı. İhti- yar fener bekçisi sarı ya apraklı defterinde iyi bir hikâyeci gibi bütün hayatını anlatıyordu, e desini ve bazı kelimeleri biraz düzelttim: «Delikanlılık çağım Karada: Bizde bir sahil şehrinde geçti. Eh Nasıl Sim bilmiyorum, ağzım- n ka 2 — Seni i bekliyorum. Sen evlen- meden evlenmem Aradan yarı t ya geçmişti, m geçmemişti. Bahçedeki kuyu- yordu. Akşam tey: let ten bahsettim. Kaşlarını çattı: — Hele eli; öyle... dedi. Fena halde canım de eski bahriyelilik var. Bana bir. fener keli verdiler. Şehirden epi uzakta küçük bir kayalığın ü deki beyaz fenere gittiğim ilk daha e Yalmızlığı ç çok seven bir am la um 1 hal İde içime bir ala Bütü; ün dün; e ile elimi düşmüştü. eteğimi çekmiştim, Deniz ortasın. da la. berabeğ ala nızdık. Ve bu senelerce böyle de- vam edecekti. İlk on beş gün geç- döndüği de Pilaki il O kadar sevinçle döndüğüm bu evde beni fena bir haber eld > e di birinin oğlu istiy e Amı Zeynep razı deği ilmi Teyzem: n söyle oğlum.. Bu kız ak- lını başına alsın. Her zaman böyle kısmet gibi he- söylemeğe — Ayağına iş kısmeti tej Zeynep... Teyzem seni benim ys bir fener dem vermez ya. e Te: vve — ya 8k ya!.. diye tas- dik etti. 1 boğazımda dü- ğümlenmiş gibi idi. Teyzeme hem ak veriyordum. rinde idi. Eğlen: everdi. Dal mesi a2 lamln elemi , val e ne olacaktı ıma er bekçi- ii geldi. ——— ri da fenere getiriyorlarmış... Zavallı kadınlar bazan aylarca karaya ayak basmazlar, sıkıntıdan çıldı- lam dili şah bi benim yüzümd eysennin ini gs iy ksk Kalkiyor. | , Dizin ortasında mahpus yapmak m. Teyzemin biricik kızı var. | sünebt dı: Zeynep! Çok güzel kızdı. a - Bine da Z A f ta.. Ben yemeğe tai bin gözleri hatırıma gelir.. Gece v olunca deni iel gözlei- be akşam çeşit çeşit rüyamda görüy dum. 7 ne de ie e sein sim yel dedi şarı Geldin çi bir belir kayığına atlıyarak doğ: Tu fenere gittim. şırmıştı: — Niçin güldün? Eve gitmel için can ER yahu!.. dedi.. Cevaj nk vermedim. gemin Üç ra eri sahilden dili . de e ald Kayık indirdik. Bana bir mım.. Dedikodu Ti olebilidi) Bir | m vardı. Açtım. Zeyne ynebi bahçede gördüm. kendim öğrettiğim, iğri büğrü yi Deki iş Ki zasını hemen tanıdım. YT Ahmet, lın huzuruna ii ve Askalondan Annemin yanında bana çok bir yahudi gencinin geldiğini, | öğüt verdin... Sa ZMIŞİ kralla çok mühim ve mahrem bir | Amma yine kızgınlığım geçti. Be- mesele “hakkında görüşmek istedi- | ni istiyen adamı biliyorsun.. Am- $ ğini söyledi, (Arkası var) ma be da olsan ben BRA — Sahife 9 ö a, 7) La iRadyo © 7 Teşrinievvel cumartesi tanbul : 18-18,30 gramofon: Sesi EG, 2137 - Sah. Sesi B 6028 Odeon WTO 232 - 18,30-19 ğe ders (müptedilere mahsus), 19-20 Re- HE rl bell b 204 2 30 - Bedayii Musiki hey, f Symbol va 45-19,30 alk saz, 9,30-20 dans musikisi, 20 ajans ha- İ Bö : e (304,2 m.) — müzik, 19,15 konser, 21 dans siki 22 kons ferans, Budapeşte (550,5 m.) — ser, 19,30 melik 20 nel 0, ,30) e 5 # pü is, 22,30 cazbantı 23,4 i m.) we İman - 20. imal, 20,10 Brün- ; im "naki, 210 E İE baki 23 i ei 623;15 Ostrandan nakil. “ toma (441,2 m.) — 19, — e 21, SE opera, müsahabe, hav. ğ Varşova (141,2 > — Bi şarki, 22,20 konser, 23,25 dan: li di a (518,1 8 rad, mal, 20 ilya, 20:50 Tadya za li 7 21 mi 23,20 radyo fürmal, 23,30, ingiltere ziraata ehemmiyet iyor ( — «Daily pre: Ziraatin himaye ;edik mesi için propagandasına devam ederek bu sabah yazdığı bir ma- Zi kalede, Londra belediye meclisitii şiddelte tenkit etmektedir. zi diye meclisi, Japonyaya >; Londr Ex yayı büyük mikti arda gi maddeler si- parişi MR Bu arada hasta“ el ü müesseseler için no- hut vardır.-Gazete, yazısını şöyle itiriyor: bahriyesini tica- ri iin yede kuvvetlen- dirmekte! Mi ee aracağım.' Sana varıp fenerde Di seninle oturacağım. Amma çarsmin yanında öyle içime nam j be 3 mbeye Ereni seni iL w gelmez: anir- 3 yacağım ki gönlün bende değil... 7 Zaten bu beni istiyen adamın ba- bası da bizi köye çağırıyor. Per- şemi Ge ni gelmezsen köye gideceğiz. sevi yunca emer tım. Ne sa olsun gidecektim. Sandalı ER indirdim. Bir dal- ga alınca onu ay yi. kararırken az daha aklıma fena- lık geliyordu. Bütün gece gözlerim -| kapanmadı, bütün gece fırtına na din- li. Denizin kudurganlığı, firtina. | nin deliliği tamam altı gün sürdü. Altı gün uzaktan olsun karayı gö- e Erzakımız da tüken-; Aç, susuz gözlerimi dalga- ei dikmiş çi se Yedin- ci gün fırtına dindi. Sahilden kâ- yıklar geldi. Hemen birisine at layıp koştum. Sakalım bir kariğ uzamış deli gibi mahalleye girdim. ' 'eyzemin evinin pencersİsrinde perde yoktu. Kapiya bir kâğt yar” pıştırmışlardı: «Kiralık hane!»... Bir yıldız | | i | di i ; a