20 Haziran 1933 * Tefrika No. zo ASYADAN İsiroi ÜNEŞ DOĞUYOR 20 Haziran 933 burun | Yazan : İSKENDER FAHREDDİN Kabile reisinin anası iyileşmişti: “Kulaklarım sesinizi işidiyor da gözlerim sizi neden görmi! iyor?,, diyordu. Bilgütay, hastanın gözlerini nasıl Mei İhtiyarlar çekildikten sonra, Bilgütay, o gün ilk defa, güneş- ten istifade etmek yolunu bul- asta, güneşin tatlı ve uyandı- Bilgütay hastayı bir gün içinde üç defa güneşlendirdi. Reisin anası o akşam w yan bir m ve canlılık eseri «dn Bu lim sebebini kendisi de anlıyamamıştı. Di > esmer gölge- reisin anası tekrar ler di bina yere e Vi 'e uyudu. Ertesi sabah Bilgütay güneşle beraber kalktı Hastayı çadır dışarı çıkar- dı. Artık reisin anası tamamile ko- nuşuyordu: — Oğlumun sesini duymuyo- . Öldü mü? Bilgütay cevap verdi: — Cenge gitti.. Yakında mu- zatför' olarak ge! rum. dır uyuyor mu n ayı idim? pi neden duyma- dım. mi hastaya beş yıldan- beri uyuduğunu söylemek iste- medi. — > ki .— idiniz! Oğlu- öz yaşlarını döke- EA gitti — Şimdi iyileştim mi? — Artık bir şeyiniz kalmadı.. ye n kimsin. Ben kiminle vin va — Bana Türk ailedeki MER sında Bilgütay derler. Hastalara mder Bilgütay... Sin Sen Bi deği — Evet. — Baygölden buraya nasıl ge- lebildin? — Sizi Siren size şifa ver- mek için en rs sağ ır? — Sarısu akıncılarile beraber Çin derme aa ler. in üzerine mi? şıyorsun? Bütün Türk ağ akıncıları bir- leştiler.. Ve büyük bir ordu ha- linde (Çong-Ti) nin peşinden gittiler. — Hangi Çong-Tiden bahse- diyorsun Bilgütay güldü: : — Elâgöz hanın anasından., İhtiyar kadın başını salladı: — Ben hâlâ uyuyorum galiba,.! n kurtarırım. ösündü Sen benimle amda konuşan bir ifritsin! Haydi çekil karşım- dan.. Beni tâciz etme! ilgütaym bulunduğu yere ifritler giremez, ağım! Sen -anıksın ve benimle konuşuyor- sun! — Rüyadayım Bilgütay! Ben a görüyorum. öz han gibi iyiliği dört çevrede anılan bir ev- mi? Eğer oğlum, Elâgöz hana yardımcı olarak git- tiyse, Tanrıdan dilerim, elindeki kılıcı körlensin.. Önüne bakarak ve yenilmiş olarak dönsün. Bilgütay, ee kadının md Ti) yi müdafaa edeceğini muyordu. — Çong-Ti torununu kaçırdı. Ve Çinde Türkler üzerine yürü- AKSA M ” Hem tehdit, hem cerh Nuriyi yaralamı Bir kaç gün evvel Şehreminin- de iki kişi rakı içerek sarhoşlukla k ve biribirlerini a üz racaat ederek Aziz aleyhine da- va açmıştır. haber alan arak Nuriyi avasından vazgeçirtmek istemiş, fakat kabil olamamıştır. Evvelki gece Âzizin arkadaş! Bunu Aziz araya adam koy: larından Na- im ve Veli isimlerinde iki kişi Nuriyi kandırarak bir meyhaneye götürmüşler ve beraberce rakı iç- meğe bm Kafalar dön- dükten sonra Naim ve Veli kavga meselesini karargeke. gene söy! izin davadan vezgeçmesini miş- ler, Nuri bu teklifi mezi etme- yince aralarında kavga başlamış- tır. Davadan vazgeçmesi için Na- im ve Veli bir müddet Nuriyi Z iki mütecavizi yakalamıştır. | Davasından o sar iğ | meğe hazırlanan bir ele ba- şına geçti. Türkler bu tehlike kar- birleşmeğe mecbur oldu- lar. (Çong- Ti) nin kanı kendi yur- unu O bu fenalığı are saydı, biz de düşman önünde leşmiyecektir. Gr lar hastanın konuştu- yemek yediğini örünce ali (Bilgütay) a: — Kurtarıcı adam.. Diyorlar ve bastığı yeri eğilip ie m dili açılmıştı. Ml konuşabiliyordu. Herkesi sesinden tanıyordu. Fakat, akşam olup ta güneş battığı zaman hastanın derdi ar- n hakkı vardı; bir haf- tadır tuğu ve rahat Radyo ra ss za salı 8-18,30 gramofon, 18,30- ransızca ders Çilerilemiş nk 18-18. 30 saz (Necmiye hanım), 19,31 20 saz (Nihal Tevfik hamı m): 2030. 21,30 Eftalya hanım, Sadi bey ve “> daşları, 21,30- yg goller 22 bel lu ajansı, Börme haberi ve saat ayı : 12,30-13,30 emele 1 18- 18,45 flârmohik orkestra: verture, La Sar let, o Güiraud, pe Dörek e 18,45-19,30 iz saz, 19, e 20 dans musikisi, 2 s ha- berleri Bükreş (394,2 m.) — 18 muzik, 20 Gn meler 21 sarkı, 21,20 orl e 3 fransızca ko: le (550,5 m.) — 18 şarkı v. kol 19, 10 konser, 21,30 örme 23,30 havadis, cazbant. Paris (328,2. mi) -— 20,30 konser, 21 müsahabe, 21,35 konser, 23,30 son haberler. .) — 19, mini ira (355,9 m. 30 ork, 2 orka 218 22,15 var 9,25 Alman yadyo neşriyatı, 20,25 konser, 22,30 pi- yano refakatinde konser, 23 son haber- Te ieaieği Roma (441.2 m.) — 21,45 muzik, 23,55 havadis. a (141,2 m.) — 19,15 ker tça y mek yediği halde gözü yi görmüyordu. — Bu sesler ifritlerin sesi de- gil mi? Kulaklarım sesinizi işi- tiyor da gözlerim sizi neden gör- müyor..? Diye bağırıyordu. Bilgütay ihtiyar kadının gözle- rini nasıl a ; ona inde yaşadığı mubiti nasıl gös- beee (Arkası var) Varşovi kon- ferans, ne 19, 35 limen 21 konser, 23,15 a musikisi, ie ana (518,1 m.) — 20 orkestra, 2113. Se ii 21,15 vi 23 radyo üye si dans musikisi. iran çarşai Istanbul — vi -19 ilmi 19 - 19,45 Saz hanım). 19,45 20.30 Hazım bey tarafından Karagöz, 20,30 - 21,30 aş me B. No- bar efendi, Hami 13022 e ra- fon. inkara — 12,30 - 3, 30 Gramofon. 18 - 18,45 Flarmonik orkestrası: Berlioz. Ouverture. Benvenuto - Cellini, Meyer- TiCARET BORSASI : in 3 : Buğday 23, arpa 2 1/2 24, yaz ik 143, yapak 184 bal- , kaşa — çuval, beyaz peynir e afyon ceviz 8 sandık, zeytin- ağı 8 va rik. ki. 24 U 8 8 bire oğlak Wi 40 kr. 95 8 Yapak Anadol ki, ie kr, 208. Kaşar peynir ki. 32 kr. «den 44 kuruşa kadar. yak in ki, 20 33 ker. r. Beyaz kadar. -Afyo Bolvadi in İZ sene sene Karahisar merlin . di » 032 Hi, "406 ku ur Dün pazar olmak delayısile ecnebi fiatler yoktur. s. den z pey- | hir tenekesi 380 ei 40 kuruşa | Bükreş 0942 m.) — 18 orkestra, 21 piyano, 21,30 şarkı, 22,05 keman, 22,35 konser. Gönüle şal EL İİ gişe söreikii 200. e Şi 8. a med 23, 30 oda DİZ mu: yn . 2 wi Yk, 30 ln *21,30 çe 32, 30 dans orkestrası, 22 havadis. İn e 355,9 m,) — 20, > olim: müsahal yamofon, 7 30 m 23,30 dans m ray m) — 1925 a radyo der 2 20 komedi, . son haberler. Roma (441,2 m.) — 21 havadis, gramolo, tıbbi müsahabe, 21,30 hava- dis, 21,40 opera parçaları, v (l41,2 m.) — 18 müsaha 1935 şarkı, 21 komedi, 22,15 oda sikisi, 3 Ni ramofon, - havadis iyara Tw — — 19,10 konfe- tans, me 25 konser, 23,10 radyo jumal, 23,35: dans musikisi, | Her imi bir hikâye Suadiye kumsalında iki oğ! çocuk biribirlerile hemen dost oluverdiler, Bunların ahbaplık- ları annelere de sirayet etti. İki kadın bakışıp gülümsedi. Ayni yaşta idiler: Otuzunda ya var, ya- Zevkleri ne de cecik ahi iler. Fahire de, Leylâ da, deniz havasından şı, ikisi de ayni istihfafkâr tebes- sümle gülümsiyorlardı. Bu derece imtizaç edebilen iki a çabucak dost olacağım- Bir ikindi üstü, birlikte gezme- ğe çıktılar. Deniz kıyısında, camı nas kettiğimi mi sordu- e bir nene Onunla birlikte, bir sene, imtizaç Sonra, zevklerimizde bir ayrılma husule geldi. Amma, her mi bir mamazlık oldu. Meselâ o, yemeği, ateş gibi sıcak sever. Bense, aksine, soğuk severim! O, küli işmiş ister, ben ayrılıyo- ruz! (Burada, Fahire hanım, se- a ee Anladınız, değil ber br yaram ür güçleşir. Hülâsa, ih- o kadar çoğaldı ki, yel gra apeks olduk. Ta- lâka karar verdik. «Buna rağmen, şaşıyorum: A lemden ve benden i riza- sını koparabilmek için ne kadar uğraşmıştı. Anlıyamıyorum, doğ- rusu, — Anlıyamadığınız nedir? — Bi benden yüz çe- virişi! O ki, izdivacımızın ilk se- nesi zarfında bu derece nazik, ğum doğ: sonra, asabileşti, zalim bir şey oldu. İşte, beş sene- dir, senedir ayrıyız. Hür- rüm!... Onu eskiden o kadar se- ii i simdi, birdenbi re mere maden ise, ancak iki ay sürdü. | İlk raslayışta, biribirimizi delice - Şırfıntı Sekife'9 * e | aşkımızı geçince, kocam, bir fikri sabite” ze — Delirdi mi? R — Ondan da fena... İlk kari. sının bayali, hatırası, zavallıya musallat oldu. Eminim, bu kadın, garfıni tının vag Çirkindi, de ! Erkekleri ken a EA EK EA A m nar Piyasaya yak mahsül patates gelmiştir. toptan 6 kuruşla 7 ri arasında satıl maktadır. Alınan haberlere göre, Adapas zarında patatesmahsulü boldur,