» <> İs Bilgütay gözlerini suya dikerek anlatmağa başladı: lie 1 yeğ DO: Sülün ertesi ai er selek rae ie yere iş etini kuşlara ve köpeklere e ema iğ a in alına rn baykuş sesi işitince bir koyun kesip deri; dala lün koyun derisini ağaca asar- a 4 üşy) atına binmiş geli- yordu. İbtiyar Elâgöz Sülünün sabah bir koyun kestirip ö gelecek il kara haber mi Diyerek atından indi. Beye Kıratlıların yurduna gitmek için geceden hazırlanmıştı. Sülün: — Gece yi tarken karşımızda bir baykuş öttü.. Da iyisin yanına geldi. İhtiyar — Her zaman öter miydi? - di- ye sordu. - Her zaman öten bay- kuşlardan zarar gelmez de... — Üç yıl evvel bir daha ötmüş- “tü. Ertesi gün anam uyanmadı. ihtiyar Bilgütay, olacak işleri olmadan keşfederdi. Derhal ke- . silen koyunun ak ciğerini buldu. — Merak etme yavrucuğum, dedi, şimdi her şeyi y eve Bilgütay ak ciğeri suyun içine im ve güneş pak kadar bekledi Gi ışığı suyun üstüne vu- runca eline ince bir çöp alarak, ciğerin üzerinde gezdirmeğe baş- ladı. insanların istikbalini yıldızlardan keşfettiği gibi, ola- z iğere bakarak anlar ve söylerdi. Bil gütay üeteline en akıllı, i, Kabil Zini bir başka kabile ile cenge tutuşa- cağı zaman we (Bilgütay) ın fikri sorulurdu; az pi dövüşte ll ve zafer pmaları ie Meselâ kabile reisi si akıncılar hazırlanır, yola çıkılırdı, Eğer pıt te sırtımız yere gele- cek, Yiğitlerimiz yurdun sınırla- rini tutsunlar ve sınır dışına çık- masınlar Diyecek olursa, kabile reisi he- men emir verir, okcular ve dövüş“ çüler yurdun etrafıni sararlardı; u suretle düşmanla cenge tutuş” mazlar; tehlikeyi, beyhude yere n yaralı, iri boylu bir delikanlı görüyorum.. Sarı benizli bir kadın, bu delikanlının yarasını sarıyor!,, kan akıtmadan yatıştırırlardı. lee: Bilg üne Ne suya — İri boylu bir delikanlı görü- yorum.. Göğsünden yaralı.. Güzel çiçekli bir bahçenin içinde yatı- yor.. Çekik kaşlı, badem Fe sarı benizli bir kadın bu delikan: lının yarasını sarıyor. Sülün, ihtiyarın sözlerini işitin- bağırdı: delikanlının çıban yeri — Bu iri çenesinde ufak bir r mı? İhtiyar başını önüne indirdi: i, çok muztari; Sülün ağlıyarak yere oturdu: — Baykuşun getirdiği kara ha- ber ne çabuk anlaşıldı, tanrım! — Ne anladın kızcağızım? Bu yaralı ili tanıyor musun? Sülün sevgisini Sikim ali! — Buran gelince ben onun ka- rısı ei i.. Ve miğirmeme açarak su- yun ile y, genç kızın (Buran) ı sevdiği bölsiyördü. — O halde çabuk hazırlan! - de- | di. - Mademki onu seviyorsun; he- men o Kıratlıları Oayaklandırıp (Çin) e ie elim. Ve olundan kaldırdı. a yaşmı sildi. Atını hazırlad pmu. ri e acımıştı. ün iyi düşünmü: e iş yavrum, ME Tongur Ye birden karşısında görürse, bizi asık si ratla karşılamıyacağını umarım. Arkası var) tuttu, |. olmes Fantaisie Le Montagne N: D'Ambrosio. Reve ou les mimosas. 18,45 - 19,30 Ala turka saz. | 20 Dans musikisi. 0 Ajas haberleri. Bükreş (394,2 m.) — 18 konser, 19,15 halk musikisi, 21 şarkı, 21,20 orkestra. Budapeşte (550,5 m.) — 18 konser, 19,30 m 23 çigan ni 12,15 dans musiki m.) — ser, 21 müteferrik, n 30 Sakini Lai Londra (355,9 m.) — 20,50 orğ, 21,30 hafif musiki, 23,30 keman, dans musikisi, 488,6 m.) — 19,25 alman radyo neşriyatı, 20,10 müsahabe, 20,25 konser, 21,20 Bratislavdan nakil, 21,40 isi, 23,25 di rus musiki 3, vi isi. Roma (441,2 m.) — 21 havadis, konser, 21,45 oper Varşova 141,2 m.) — sen- fonik konser, 19, 35 e gri e i Si kon- ser, 22,30 şarkı, 23 dans musikisi. ( 1 1 fran- Istanbul : emilim hanım, 19, lazım bey tağatindiğiği 20,30-21,30 — Slihmddin ir ve rnein 21,30- 22 gramo 22 ajnas, borsa haberleri at 12, 30-13;30 ie 18 19,20-20 dans musikisi, 20 ajans ha- berleri, dö Hümlül Bükreş mii stra; 20 müümhübe, Si piyano, 21,45 şarkı, 23 koni m.) — 18 çiğan musilgisi, 19 ii si ders, 19,30 şarkı, 20,30 konferans, oi konser, 23,15 ha- vadis, çiğan 20 eşe mi aa yayi 20, 30 Kanali, 23,30 dan: ” kest Cola (355,9 m.) — 19,30 konser, 21 orkestra, 22,15 varyete, 23,30 dans musikisi. Prağ. birin m.) — 19,30 Alman radyo ni eşriyatı, 20,30 Don Kişot'ope- | , (441,2 e 21 hevesi 5 konser, Si e komedi, Sis ağ 9,35 sarkı, 20,40 inşat, 31 hafif musiki, 1 25 konser, vu dane musikisi m) ve > konser, 19,10 mi en 0,25 ri jurnalı, 20,35 “konser bi 50. Çi kapa 2. 45 radyo jurnal, 23 müsahabe, 23,10 5 suni İlân tarifesi Sahife 1 santimi 2 3 2 ei rde su sikürelerins — > * Bir ay içinde 100 santimden azla ilân verenlere hususi tenzilâtlı tarife tatbik olunar. Mektep ve neşriyat, doğum, nişat mizde m Türk LE Şire ra caddesi, Kah: han. Tel Gazet — ) Hamburg e raporu amburg fi konsolosumı M. Wolff Alman peni Türl tütünlerinin vaziyeti hakkında | lâkadar göndermiştir. Bu rapo yenin Almanyaya Di ithalâtının Eskişehirde bir hırsızlık Cumartesi gecesi şehrimizde mühim bir hırsızlık vakası olmuş- tur: Hacı Şevket efendi usta ve en maruf bir kuyumcudur. O gece Ertesi sabah Hacı Şevket efendi dükkânını açtığı zaman bir fev- kalâdelik üş ve camekânla- rın boş a derhal nazarına çarpmıştı Mesele b Meri bildiril. miş ve zabıta tahkikata başlamış- tır. Hacı Şevket efendinin dükkâ- duvarlarından yukarı çıkmı mento lâvhalara basarak ne gelmiş, kiremitleri kaldırmış ve balta veya başka bir aletle çatıyı —— içeri girmiştir. kurnaz esi iie liraya yakın kiy- ya e. sonra geldiği Mein kayi bıta çok ülei ipuçları kalamıştır. Hırsızların izleri ü tünde bulunmakt Amerikada imar tahsisatı Vaşington 11 (A.A. Mü- messiller meclisi, M. Rooseveltin programındaki . umumi O hizmet. ler ve bu arada Fennessee vadi- si. imarı için 3,458 milyon de geçen seneye nazaran azaldığı bil- | Tarlık bir kredi sarfına mezuni- | yet vermiştir. dirilmektedir. nun zihniyetine hi tevafuk ge irem Zeki ile Mi ie agyr > gördüğü kalbinde, a rl kei b Mao EY inle temam diğeri içine girift bir mesele idi. Nişanlılık hayatı izdivacın mukad- des iydi. Bayramdan evvel arife gibiydi. Semahat hanım hiç güzel değil. di. Fakat Pertevce, bir sil aile sande- ten sonra, bir kadının çehre ve beden fevkalâdeliği ikinci plân- da kalan işlerdendi. Bir müddet hayretten . sonra, Pertev, kardeşinin çıldırdığına hü- küm verdi. Zeki, anlatıyordu: im! Ben serbes olmal âtımın ö kimse - yım. Harekât ği geçmemeli! Sen, mahdut bir adam- m. Küçük küçük adımlarla yü- imek seni tatmin eden. Ben bu- mu yi Katlanırsam deli olacağım. — Peki amma, ii hanı- ma, ayrılacağınızı kim haber ve- — Mektup “e Pertev isyan — Yooo. ey ara ak la- zım, — a balda sen gidersin. tiyetle söylen- mişti ayi itiraz edemedi. O, bir i i mukavemet Pe Hattâ itiraza bile gü- cü ye — eyi giderim. Pertev, Semahat hanımın ka- Pısını âçtığı zaman, kalbi - hızlı hızlı çarpıyordu. Genç kız, se- vinçle: — Vay! Siz misiniz?.. Aman, ne yi ettiniz... ire bitirmeğe vakit kal- madı. Muhatabının halinde fev- rez oldumu gördü ve te- — Miş Giri? Zeki hasti ipe başi başile: mahat geniş bir ke dar. iç girdiler. ta mı?.. «hayır!» asıl?.. İşleri iyi gidiyor mu? Para kazaabiliyor musuuz? Kız: — Eh... Kâh şöyle, kâh böyle... — ie şey ne gibi, durgun de- erin düşünüyordu: Zavallı kız! Ne kadar üze- pe bir havadis getiriyorum!» As merakla sordu: iyaretinizin bir 7 olsa ro Nedir efendim Pertev, gözlerin li Ken- ini zl birden, şu sözleri söyledi etk b Or. Bunları ia genç kızın ba- yılacağıni zannetmişti. Fakat o, âdeta boş örer nazarlarla ona bakıyordu. izah etti: sözlerinin tevzi merkezi manasi lele farkederek! A KE BA A kitap evleri 13 Haziran 1933 AKŞAM Sahife 5 Tefrika No. 63 13 Haziran 933 Radyo İŞ a m ke Kabe er 5 : E 13 Haziran Salı EE bir a İ Elçi i İM Istanbul — 18 - 18,30 Gramofon. ! | la sY YA A D A N 10,30 2 9 Fenanaea ders Çleremiş ! © Mar mahsus). 19 - 19,30 Cennet — Artık bıktım.. Bu işe nihayet — Zeki artık evlenmek istemi" İN hanım; © 19,30 > cmiye hanım. | vereceğim ' | 20 - 20,30 Nihal Tevfik hanım 20,30 # | 21,30 Eftalya hanım, kemani Sadi bey Pertev, Zekiye hayretle baktı. Semahat, 3i Ziyaya karşı oturduğu. ii f — e arkadaşları. 21,30 - 22 Gramofon. in deki ifadel leri ari alinx bebe için, onun yüzün leki ifadeleri iyi- Yazan: İSKENDER FAHREDDİN ara —— 12,30 — Niş: ld ayrılacağım. ölmeli yol Kızın gözündel i | > sebebile. ağlayıp İni İ MD) kız hıçkırmağa yeli halinde rek ipe kapıyordu. Mİ ğe göz yaş — göze ei ez Pertev, ne cevap vereceğini bi Genç kız, devam etti: — Talim... Talisizilğim daha doğrusu. mazdım... Elleri gibi, bakışları da, rında anlaştı. Bir müddet süküt içinde, yanyana, düşündüler. < ilâve etti: ç dunuz... > 5 Kız, kısa bir cümle ile kati ka- naatini söyledi: : — Tabii değil mi? — İyi anlaştık sada z ? — Evet, doğru... Niçin olmasın? Nakili : (Hatice Süreyya) 2 KURUŞA TAM BiR ROMAN DİPSİZ KUYU M hafiyesi Yılmaz Ali'nin maceraları Nâkili: (Vâ-Nü) 4 renkli kapak içinde Fiyatı 25 kuruş AKŞAM KiTAPHANESİ İstanbul, Ankara caddesi No. 721