Tetrika No, 9i Âh paşanın li? siye . hususi yaşayışı Âli paşanın (1) babasi Mısir- çarşılı Ali endinin dükkânı çarşının kapısına mutti be Sü Rıza efendi va zamanda ye gidere irit hakkındaki mukarrerat- an sonra Âli paşanın hicvi mak- sadile söylenen Kapıcı zade ile Köprülünün farkı budur. Birisi aldı Giridi, birisi verdi bugün! Beytindeki kapıcı zadelik vasfı andır. Bu beyit, Kanuninin İbrahim Paşası sma yazılan şu farisi nazire idi: Da siena Merin cihan Yeki bütşikenü yeki bütnişan! (Cihan manastırına iki ibrahim ve Biri put kıran; biri de put sg paşa (tevellüdü 23 rebiü. ve 1280) ufak, tefek, ri Tu, alli halit, nutkan ve hulkan “Al paşa eserlerine, devlet aliye ile münakit bütün muahedelere vakıftı. Ecnebi kendisine (o karşı — aleyhtarlık, nefret, suizan andırmazdı. Bir işi anlatırken fazla görünürdü. terihane ve mütebessimane plâ- Yüzünün hututu gayet mevzun, e izah eylerdi. e idi. Dudaklarının ke- | :O işlerde teşebbüsü üstüne al. marında daimi bir ibtisam mür | mazdı; bunda cesareti mefkuttu; tesem bulunurdu. Gözleri gayet balat mahir biri icra > sıfa- halâ N ». paşa söylemekten “ ziyade a Çok defa kati karar ittihazın- dinlemeği severdi; gerek dinler, | dan çekinirdi; Babıâlinin yakit gerek söylerken gayet edibane, | Kazanma mahareti — ine bir vaziget alır, | umuman müsellemdi. lerini pek az kaldırı, ellerini Âli paşa tanzimatın yetiştirdiği Sizleri üzerine uzatarak başını bir yüksek ricalin en müteassıbıydı. tarafa büker, bu vaziyette söyleni. | Kendisi üsahelekâr bir islâ len sözleri sabır ile dinlerdi. protestanı nazarile bilir. Bu hal ve tavrına mukabil Âli ski bir Türk gibi ecnebi! Paa fevkalâde bir hiddeti zekâya, | sevmez, müdahalelerini hiç çeke- derin bir nazara malikti, | mezdi. Ecnebiler ise onu kendi- . Büyük itibar ve e sırf | lerine kuvvetli bir taraftar bilir. iktidarı, n ayrıl. | lerdi. mıyan xe ir kalem efendi sini Kn sl gibi dvi “Karşısında hürmetle el bağla- mak mecburi idi; hiffet ve gizlet menfuru idi. Huzurunda mâlâyani, lâübaliyane söz ve tavır beşere idi; çünkü derhal zikâne, takt aci esi iikavl He Bu suretle si kendisi- he bir istinat kuvveti teşkil etmesi çok defa Âli paşayı padişahın ar- rağmen makamında Fransızcayı gayet iyi yazar idi- uşurken se de koni söyler, me- ramını daima doğru tabirle ifad. etmeği sevdiği için bazan bir ke- limeyi lüzumundan f. müddet arardı. Fransızca il bazı gramer şları beraber kardeşler hukuk müşaviri ğinde bulunmuşlardır. Bazıları Âli paşanın taşıyan siyasi alanımda be ke: bu hu- kuk müşavirlerinin parmakları fikirleri işlediğini iddia Di paşanın kendi el yazısını < re ve bilenlerden hâlâ © yaşıyanlar vardır. ,Vüzeradan Âli poem hususi hayatı tr if paşa halini bildikleri için en güzel ve iri bir şeftaliyi meyvi ağının hiğre korlar, evde misafirleri kim olursa olsun, bunu hemen önü: ne a. i paşa sofrada yemeklerden ni i fakat e en De par- çaları: eyvaların en güzelle- rini iliki Beğ Oz ariçte dönen şa- ara ve rivayetlere göre Âli pa: şa selâmlığında tertip edilen â âyini lemi âblarda, be: yük rh ve eğlence m meclislerinde Âli pa gn ei havassı ehibbası S5 son büyük tari- içinde Âli paşa kadar itina hi ailen burasi bayat az olmamıştır. O bu suretle Babı- larını teşrih etmek muta ığı âlinin merciikül olmak ananesini | için bu şayiaları tevsik a ka- te; ir. > Şıklar da yoktur. Pi d 1 vekar ve haysiyetini muha- | ları çoktu; ın fazaya riayeti ziyade maları da ihtimal haricinde de- dostu Fuat paşanın Sultan Azize | gildir. karşı muamelesini Maamafih tarihin büyük adam- boş sef caya çalıştığı büyük bir ağacı ya nındakilere göstermişti, murahhas | rin en şiddetlilerine Nai Ulviye, baygınlıklar geçiriyor- du. — Peki paşam, rm isti- yorsunuz, buyurun, okuyun Ve Muhtar, cebinden, a Ulviyenin yazmış iş mektubu uzattı, Fakat, mey yavaş bir anl $ amma, kimin ya- ninde okuduğumnuza da dikkat ediniz .» diye dü şünüyordu. Paşa, insiyaki bir Le mektubu aldı. Satırların üzerine göz gezdirdi. Ve derhal hakikati anladı. Mektubu okudu. Yazıyi » Leylâ, arkadaşının yanina git- mek istedi. Çifçi mani oldu. Paşa, bil ini biti Kenan tmış... Bir felâketin önüne geçmiş... semi rahlu Vi Haksız günahına girmi — Leylâya dağa başi çevirdi. GENCLİK HATASI Aşk ve macera romanı kili: (Va-Naâ) paşnı > — Kenan. yol- | ok Meli 8 Haziran e ie Sonra, kızına döndü: şimdi, sen bana oku- Eleni okuma, Ulviye!... - di- ye seslendi. Paşa atıldı: — Ver onu bana.. Kenan bili; lala aşi ip vücudile dineldi!... Iztırabının dehşeti, bu adama, büyük bir haş- eriyordu! — İsmail paşa hazretleri.. Muhtar yeke Rica e dü muz... Ona B. si 5 bakayım içare lecek ialomuide ığım Kenan misil — Oku... ektubu uzattı, Ulviye, yere diz çökmüş, inli- yordu. İsmail mba hareket, Çifçi, âmirane bir o hareketile herkesi süküte davet etti! Bu ha- rekette o kadar azim eme ki, ib. tiyar asker bile, bir adım geri attı. Tekrar etti: — Haydi, oku... Genç kız, ıztırabın haddi gaye- sine ermiş, hıçkırıklarla kesilen milim po 1 eu ihtiyar çifçi, Leylânın bigünah olduğunu anladı. Kenan efendi, kızına dö Gi hıçkırıyordu. - O esnada, Muhtar, paşaya, ya- vaş eli — Artık sizi yalnız görmek is- terim... - dedi. - Hususi konuşa- cak bim var!.. e sez hita- > Bia biraz yalnız birakın... Muhtar beyle görüşeceklerimiz var.. e efendi, arkadaşının ya- nına yakl eli tuttuğu okumağa başladı. İlk müthiş cümleler, Kenan efen- dinin kulağna çarpınca, kızcağız, hıçkırarak: — Evet, evet. Kenan efeni — Oku... ii istedim... Ulviye e etti. Bu, çok feci bir manzaraydı.. Bütün vücudu titriyordu. Hiçe rıklarla sim ordu. : haber veri; Babasını ül. duğunu söylemediği için & dili- yordu. Koni efendi, mırıldanıyordu: in gebermedin... Gel medin... Leylâ, bir koltuğa yıkılmış, göz Paşa, kızın bu halini gü yanına yaklaştı. Onu, kolları ara- sına aldı. Kenan efendinin, bu manzara sam çoklarının — Bu mektup, benii » Bu, ayrı haiz oldukl GEüpİN gerek Leylâ hanımın, gerek Muh- Ulviye, bitap olarak, devam nefsinde <emeylemiş bir zat idi. tar beyin bana ters (Dinsizin hakkından imansız (Arkası var) göl) denir; Reşit paya da hasım. | Tm Resi si ii vE llaslii da cüret gösteremedi. Tin elinde kalmıştır. Reşit paşayı tenkit edenler sön- Bunun içindir ki zamanında | ( Babiâlice vukuf ve malümat sa- (AN dl M.* ve & en madut olan “ . hazeleri pek düşünmüyorlardı. Fuat paşaya havale etmeli) deni- matbuat müdürü ,Nişan Safer Bizzat Âli paşa bu müahazele. | lirdi. efendi: uğradı. Reşit paş. ind. (Bizde Âl dl vi kN fakat ad ğ ka- | iki iebülği işti teahhüründen eden Âli pa- imei pa: | Biri Saffet paşa diğeri Arifi paşa) şa bu yolda Zal şirin be ne sonra Babıâli muhalifle. | derdi, kadarını yapabildi? Islahat tatbi. | rin kullandıkları bir tabir olmak (Arkasi var)