p # 12 Mayıs 1933 > Akşam Sahife 9 Tefrika No. 32 12 Mayıs 933 İ # A . Radyo N s2 Her akşam ( E diğ A nene A bir hikâye n sev iğim roman | 12 mss cum | Ws j Istanbul : 18-19 saz (Kamal Niy; ASYADAN * vi e ekşi Tİ eee ke duğum EE için- | mı açtım. ikm yirmi dört ok | 20-20,30 kis hanım), 20,30- de, diyabilü irim ki, en sevdiğim | vardı. Ne güzel oklardı! ,30 hanımlar vi, 21,30-22,30 Sr Şi 5 li saat ayan. - Yazan: “Güçsüzleri ezmek istiye yardım etmez. e Doğrama! Bir GÜNEŞ DOĞUYOR E İSKENDER FAHREDDİN ne Tanrı değil, ifritler bile ak istediğin (Elâgözler) senin kardeşlerin, yurttaşlarındır!,, XTongur) un sesini işiten yiğit- Yerden beş 3 suya atılarak karşı yakaya doği yüzmeğe başla- dılar. , Sallardan biri bu kıyıya geti- unla öteki sal- ekecekler ve Ya ları da birer ht akin; ve oi receklerdi. Serge suda yüzerken karşı tarafta en ufak bir hareket bile örükiei Belliydi ki bütün Elâgözler afyon çekerek sızmışlardı. — Çol ta, öldü. Toprak eli da kemikleri — himen ür. — G4 is e oğ! suçu ne..? n oğlu değil mi? iz sinin kanını taşıyan adi güni birinde elbette ie a cak... Fırsat bulursa o di Bedi ei ecek. —o b öteki yiğitlerin suç- ları ne... — Zayn Cenkten bıktı- e ilden On- için, bas- am, — Oğul, biraz bana baksa: — Vay.. Koca SEZ aç; sürüye ka tıldın? vüşe ihtiyarların karş — mezdim. edecektiniz! — Elim ayağım tutuy' alayım. Yurt <sğmim omeri larımız yetmez Kabile reisi ile e ihtiyar, Ball en yaşlı m ur ve atılgan bir adamdı. & (0 gur) un n yolunu oi ileri- Yiyerek: — Oğul, sana diyeceklerim var, sakın karşı yakaya geçmi Dedi edi ve atının önünde ie , Elâgözlerden babası- nın öcünü alacak ve Baygöl kıyı- larını baştanbaşa tutacaktı. Bu kadar büyük ülkü ile yola çıkan Kıratlıların reisi, (Sayaç) 1 çok saymakla beraber, göl kenarında konuşulacak vakti olmadığını an- latmak ni — Seni dönüşte dinlerim! eğ Gi sürdü. yaç) ım diyecekleri kulak Bam nem sözler değildi. O, Ton; vakti, nguru inde ve yerinde re a tı. Atının dizginlerini çekti. — Peşini bırakmıyacağı yi we sala gücüne iz m dönem Di eb 1. Tongur bu lâfı işitince yavaşla- mıştı. — Güneş yükseliyor, Sayaç! İİ mili ii Ca urdum. Çabuk söyle! Elâgözler uyanırsa, ız mra konuşuruz. ei reisin eteğinden çeke- rek sor: — ik yaşamak ister misin, — © Elbette Senden çok yaşa- mak ua seksen yaşındayım... enden çı ie Ke beni dinlemelisin Dinliyoru: ve söyle.. Beni yolumdan lr ma istersen, — Kimlerle dövüşeceğini bili- yor ve im? Düşma ali ye ami 2 vüşeceğim... Onlârın bütün yiğit- lerini kılıçtan geçireceğim, — Babanı kim öldürdü? kim ve nasıl çe- | paz yapıp, ele geçenleri dei ğım. Beni oyalama, Sayaç! Öğüt sırası değil.. İhti kiyar Kirtl kabile reisine bir ş k istiyordu. Ce- saret edemedi. Hakaret görece- Se i, dedi, tanrı yardımcın ın çıkar- üzleri ezmek diyene tanrı deği ifritler bile yardım et- > istediğin Elâ- ii Ke akika yundan gelmiş *bir kabiledir! Onlar da senin kar- deşlerin, yurttaşlarındır | Tongurun > takılan atlılar İ üç bin akinci akındı. hari Birinci sal ie karşı yakaya an- cak elli akıncı sere ur, sında aşağı yu- ! kai Halayi; Seli salların gel- İ önemi belliydi İ OKıratlıların reisi, ihtiyar (Sa- | yaç) ın sözlerine kulak o verme- ti, B*4 > — Babamı öldüren kabilenin kökünü kazıyacağım iyordu. Tongur inatçı bir > e ra, u: yz n dön: a dü; arkasına ötel 5 da Bi etirdiğini görünce se- bi la 1k kli herkes birdenbire şaşırdı. e içinde yaşlı bir kadın vaı e bu kadını tanıyarak he- men attan indi, kenarına koştu Yardım — Çong g-Ti geliyor... iz... Ayağı suya değmeden Diye bağıdı . i (Arkası var) “türkçesi Ucuz ve Zarif Kitaplar Serisi YALI ÇAPKINI Yazan : BÜRHAN CAHİT Zarit bir kitap halinde Yeni çıktı 9 Forma — 30 kuruş TEVZİ YERİ : AKŞAM KITAPHANESİ 121, Ankara caddesi, 721 eser, Löon Kahunun Galip Bah- | tiyar tarafından türkçeye terci me edilmiş Gök Bayrak isimli ki- ez İ rudan doğruya müelifinin ismini me BŞ Gerçi bu zat, et likik ei ai adükşiye: ei roman- bir Fa- Savaş için olanların uçlari oluk- baryp an lu, av için olanların içleri yassıydı. (8 lumia saz, 18,45219.20 keman Bu, dü - | konseri (Ekrem Zeki bey tarafından). | > Mi ME AL pap Ee 19,20-19,50 fransızca ders, 19,50-20,19, rı görünce o kadar seviniyor. gramofon, 20,10 ajans pe i ki, avuçla Giz verseler, bu Bir (392) <8 ark 19,15 konser, 20 konferans, 20; 40 gr: mofon, 2İ şarkı, 21,20 orkestra, 2 konferans, 22,15 orkestra, 22,45 radyo larımı AD açtım. Sol, kolumu ge- | iurnal. sevinç duyma: zdım. — aldim. Yüzüğü mlamıştır. Zira, Türklerin ha- e tasvir eden bir romanı türk- çe okumak daha zevkli değil mi- dir? ei de, Galip Bahtiyarın er RİN lisesinde nim tercüm. dır. Esasen, » diğer bilgi ariç - bütün Türkler ar a fransız- cayı en iyi enkei olmakla maruttur. ettiğim romanı, «Gök san- po olarak kullan ri, daha beni. in dalabaliğin zama- nında bir daha dilimize çevirmiş- arak, bu ese- tir. Öyle ki, bunu okurken, eski dev- rin Türkleri konuşuyor sanıyorsu- e hususi bir Budapeşte (55: ie 5 m.) — 18 arkı konu 18, k 20 habe, taraktalirağini mi meb | o Ma ei 130 kon, leğimi; bükemelim kalsa pak | EE ve dım. Fakat ok o ii ei ki, Paris (328,2 m.) — 20 müsahabe, kirişimi kulağıma kadar getirmek e 20,45 şi 21,30 FP ope kabil olmadı. Hemen dağarcığım- My (488,6 m.) — 19,25 Al dan biraz tereyağı çıkararak oku | radyo in Ee konser, 2030 vE > opera, is, yumuşatmak için ovalamağa baş- R Mr e min ladım. Tekrar denedim. Bu kere | 21,30 inşat, zi, > senfonik konser, remedim. Kirişi güçbelâ 23,55 havadis. i 412 m) 2 19410 kafe Varşova (1 konser, 20,30 şüun, 20.45 radyo furnalı: ZI xn kont İ li ommenı ili radyo jurnal, dans Viyana (518,1 m.) — - 18), 10 müsa: habe, 20,05 operet 20,20 Kğ yo jurnal, 20, 33 o; operet musikisi, 21,30 radyo jurnal, 22 orkestra, 22,30 dans isi, arasına aldım ve ağlamağa koyul- dum. Ben böyle ağlarken birdenbire yi mayıs cumartesi 4 18-18,45 saz (Müsemi em 21 4519, 30 lr) 19, EYİ fransızca ders ((müptedilere ), 20-20,30 Osman pehlivan, 20,30-21,30 saz dim ız Ahmet 2 be) 21 Grisi Ral Si ia 4 karşımda tanımadığımı bir adamı görünce donup kaldım. Gelişini hiç ii bu | ama benekli bir ata İm İ “Anka 212 13; 30:13:30. Şema 18 YA m emek yinmişti. Başına siyah ilki N 18, .40-19,40 alaturka Ar vd ie yünden bi ir kalpak “geçi Eyniz ve be. | dans musikisi, ee hava raporu. isti sı zamanında, Canbey isminde bir Türk çocuğunun ordularla be- raber Çinde, li ze rada, hülâsa arz: e öyle canlıdır ki, kendinizi, Giz ordusile birlikte | âinatı fethedi. d giriştim. Can beyin dolaştığı yer- leri görmek üzere, seyahatlere çık- tım. Şimdi, La Kine harflerle > — 1. Muhterem hocamın rini msi tanıtırken, onun hükâye gibi olan bir parçasını da bu sütuna, çok nı n munesi diye geçiriyorum. Roma- nın amanı olan Canbey, sev- z İL İsi 5 ler vel ilk defa olarak, meş- Cengiz hanı nasıl üğünü şöyle anlatıyor: Bir eyyam, ovanın ötesinde be- risinde yurtları, otlaklaı tıran göç hali arını ii ının seslerini dinl ca dım m. Kalemin düştüm. Hemen sadağı- Milli Roman peer Yayını, okunu SED RE Kiriş çan gibi öttü. Yay, titredi. e kemerine de kısa ve enli | ok havaları waları “yârarak (yükseldi. ağnlı bir kılıç sallandırmıştı. Bu 3 kılıcın başı gümüş kakmalı boy- nuzdan yapılmıştı. Yabancı, Sayın ül okşayordu. Akıl yvan da, karşısın. Gözle gi ge imes vaş yavaş indi. Yi de, kanatlari açık, yere serildi. 4: ig Yabancı, hiç ses çıkarmıyordu. en. tanıyormuş gibi, dünde K lin Hağtüğnnü görünce” bar Ben, şaşıp Iş, ve e iz atlı- De eli a i ın yüzü: ağa İmıştım. yeri akat bu gördüğüm Şölen? i Yak gaya le amel, giti, san korkuyordu. Rengi gayet , My yüzü uzun ve koyu sarışın SikirBu Karşıma - adamın ba gi yabancı, bıyıklarını yukarıya doğ- pili birisi Olduğumu z Kelin: güçlük çekmedim. Aklımı başıma Bütün irem en ziyade gi toplayı giri in İsmi dım. Bir, ze ğarpan yeri, alnı Güle daha ok çektim. Artık di. Ben böle gi geniş alın ve böyle | ok atabildiğimi anlayınca çok ses ni, bakış ski il im. Hemen kartaldan iki tüy da bakışları, | koparıp külâhımın yanına soktum. ger, böyle veye Zira bir | Sonra gidip Sayın Buğrulu öptüm ke ü dil insan, yü- de anlıyordum ki, görülmedik $ sanırdı. z nin her biri, yüreğimde deliyi ey kalktım ve kolla- iime kavuşt m m söz“ lerini elim Yabancı bana-di- ordu ki Oğul! Niçin akan? lir, kollara vr Al yayını ie Dediğini Gl) Yabancı, başı-| mız üstünde uçan bir kartalı gös- tererek: — Şu kartalı nişanla. Yere in- dir! dedi. Ben, korka korka: — Gücüm yetmez, ağam! ceva- bını verdim. Yabancı, hi ka a > dikti ki, göğsümi duydum. O keskin in gözlerile e yor ve diyordu ki: — Şu kartalı indir, göreyim... O anda, kollarım demir kesildi.. Bir işi kulağıma kadar getirdim ve bileğimi bükerek okur mu yolladım, ve kuvvet yürek! kollara kiki Bir ok at bakam Şu kartalı indir... (VâNü),