rinin bus uştır. assa cuma rgün 26 Nisan 1933 Don Jose Mojicanın benzeri Kuerini efendi geçen hafta başından | - geçen tuhaf vakaları anlatıyor Meksikalı artistin ere a rı asim atbaamızı Don Jos. jica Sie etti Meşhur Slim rtisti matbaamızda ei saât türkçe köo- nuştu V. mi neler Ml stediğini uzun uza- dye nlati Don Jose Maji ica bir hafta ev- vel İstanbuldan ayrıldığı i: için, dün A Kuerini efendi benziyen bir gençti. O kadar ki, Jose bir gün Tokatlıyan ote- linde genci görünce şaşırmış: — Bana ne kadar çok benzi. yor!;.. Demiş, sonra delikanlıya e fotoğrafını hediye etmiştir. üzerine de iş Ir, rini isminde bir delikanlıdır, K Ku. erini efendi İstanbullu bir rum- ur, Kurtuluşta oturmaktadır. He- Kuerini efendi ir el ni tmeğe başladı. uerini imdi ye kadar u vaka üzerine «demek ben Do n Jose Majicaya ai derece ben- bakin $inema artistine çok ark, a deği ildi. Artist benziyormuşum» diy çişi adi im ve Tok a disini bir defa görmeğe karar m ote- | verdim. işmüştür. Otelin Kapısından kimseler Don Jose Majarin İle geldiği gündü. ru Be- m ap gir Birdeni arkamda büyük bir kalabalık toplandı. Yollarda bir gok kimseler, bilhassa kadınlar dönüp > bana bakıyorlardı. İpti bana bu kadar uliniz sesekkilin bir çok kim- selerin neden peşimi takip ettik- resmini uzattığı zaman işin farkı- na vardım. Biraz ii ğisiyolke bilirim. Kıza «ben zannettiğiniz adam değilim, yanılıyorsunuz!» cevabını verdim. li - inanmadı «Ben Don Jose Mojica değilim» a) kız iptida duraladı, sonra sille İspanyolca: «Ne yaman adam, buraya gelir gel- mez epeyce türkçe de öğrenmiş» i Mr ısrar etti. Bu defa rumca olar: car nım benDon Jose değilim, ül bulluyum» dedim. Hayretten göz- leri faltaşı gibi açıldı, kartı imza- atmaktan vazgeçti; fakat peşimi bırakmadı. Arkadan gelen diğer kadın, erkek halk ile beraber beni içeriye gi- rince bir üzerime bücum ettiler, beni el üstünde s: Tona doğru çe bağdır a evvel si rdı. Eski Hikâyeler: Sahife 7 Tefrika No. 14 HACIBABANIN HAVALANMASI Yazan: SER Yatağın üstüne kukumav gibi klayıp duruyordu. Sabahı iplerle çekti. Horuz se- — EE İ bekledi. yeri ağarmağa başlarken kendini sini Herkes uykudaydı. e Çantasile şemsiyesini kapar kapmaz, ver Bir so nin Karaköye inerek köprüyü geçmiş, o Tahtakalede, (Şeyh D Davut hanı) ndaki odasına Yorgunluktan, uykusuzluktan bitikti, Serili şilte enin üzerine yı- ğıla kaldı, # Ne kadar uyuduğu vi ağ a pak- © Mikinler gm ye adamı ı ya, yalla — ne le kazınıyor, kar- nı o lr, Mutat gm sie yüz dir. hem ekmek bi r amma Hacı- baba kendini çetesi kâfi bul çi ebapçıdan sekiz köf- yirmilik aşu- e diktikten sonra biraz kendine geldi. Efdaliye temel çivisi gibi zih- e a; Jülbiye yese fayda- odasına çıkıp sırtüstü lila gözlerini yumdu, müra- d âstıkça basıyor, içine ya- Yade Kapılar, handiyse ağ- zından dumanlar çıkac: Düyünüydezsişilıyöz bir türlü dün geceki evin mevkiini edemiyordu. Dir m köşesini bir bulsa üst tara- fı kolay. Mabeyinci bey, elçi efendi, ma- dam hazretleri. « gibi lâfların dip- siz kile.boş ambar olduğunu ön- sem farketmi a amma tamami- le emin olamamış, işin içyüzünü Bilahipesindzn & öğrenmişti. Saa enin kapali. e muhakkak, fakat hi okaklardan ta tarafları dese, değil; e e UHTAR Pex hiç dik Kasımpaşa ci- heti ise büsbütün aykırı. Kuruntudan sıla Han- Yarabbi? a fazla sabredemedi. Ale lâcele derlendi topi sürmeyi çökti, saçına ak li cı yağlarını sürdü; altın dolu tor- basına bir düğüm daha vurur vur- maz, külâhı basıp yokuş kendini verdi. gi cehennemdi Daha f rı karar... Sora sora Bağ- - Karı dat bile bulunur. Efdaliyenin ismi arabi, fakat kendisi isevi; böyle bir huriyi hi 2 rafın her köşesini adam Efdeliyeyi lez olur mu hiç? Usulcacik mi — Ya ço sen lili ta- nıyor? inmDi gün m ekini saçlı bir ikansese var, le mukime.. Müvezzi, Güv wire barba?) “e surat ekşiti; o yine de- da idi: — Nisvanı iseviyeden meri ekmel, eltaf bir hatun... Ağzını gül koku, boynunda sünbül m ie göğüs kar gibi beyaz, beli kıs- rak gibi ince.. Müvezzi ei savurmuş, çoktan savu Hai ride ii Se in köşesinde fulya satan çiçekçide: sigarasını yakan bir şapkalıya ya- naştı: — Bana bak ya çorbacı, sen Beyoğlunda mukim ha? — Ne yapazaksin — Burada, beyaz saçlı bir ikan- sese evi var, sen onu biliyor? Muhatabı: gözlerini Zem din- Terken Hacıbaba tamamlıyordu: — Dahili beyitte iğ cemi melih bir seyyibe mevcut onun ismi Efdaliye.. Ağzı mis e kar, göğsü kalemis kokar, yani di- şi deve gibi e mibüboğin Çiçekçi kahkahayı atarken far- kına vardi ki corbacı çoktan sırra kai v em basmış. acıbaba, bunalarak folispiti şöle lokomotif gibi yolu alıyor- du. (Arkası var) Don Jose Mojica ordu: «Don Josenin kardeşi de nlattım, başımdan met gn ar nd artisti öyi sepe — en « Melisa > yanına götürüldüm. Arti e bu benze- yişe çok ie ei ni memleket gezdim; adar çok ben- ziyen hiç Kii tesadüf etme- dim.» dedi, Oturdum, bir müddet kendisile konuştuk. Bir aralık > Hollivuta gitmekliğimden ve ai e sah- nelerinde on onun amak- lığımdan bahsedildi. “Tabii bal zannediyorum. Çehre benzeyişin- en başka zararsız sesim var. Sonra fransızca ve ispanyolca da memnuniyetle kabul edeceğimi | biliyorum. ispanyol. İcam çok kuv- söyledim. B: bii ini hedi; vetli değildiı etti, veda ederek ayrıldım. Otelin kapısı önünde büyük bir kalabalık vardı. ve göstererek kimisi «büyük tenor», kimisi «yaman artist!» diyor, bazıları da resim imza ettirmeğe çalışıyor- Bunl üc hal ile d 1 fında bu lisanda terakki edebi- lirim.» Delikanlı artistin kendisine he- diye ettiği resmi verdi. Fotoğraf- cımız tarafından İN A siz kaç resmini sai lik. - Kue: ii gitti, du. efendi tarak erir atladım ve evime Deri rcettiğimiz Yalmler İstanbul Yülaki > >. eni Meksikalı artiste ben- Köl fly” hakikikân yişi hakkında tam bir fikir ver- Hollivuta gitmek niyetinde olup olmadığını sorduk. Şu cevabı ver- is — Niçin “gitmiyeyim?..> “Ben hayata yeni atılıyorum. Orada kendime muvafık bir iş bulursam elbette giderim. Don Jose Moji- cayı yalnız pek ehemmiyetsiz sah- nelerde değil, oldukça mühim sah- | bullu nelerde de (Duble) edebileceğimi | “daha meğe müsait değildir. Çünkü Don Josenin resmi çok rötuş edilmiş. e halbuki Kuerini efendinin res- rötuşsuzdur. re ke geraiti e bl b dali mine belli ol Kuerini vi efendi ile Meksikalı ar- tist arasında yegâne fark, İstan- yin İnka