8 Teşrini ievvel 1931 Roman tafrikâmız: 68 8 Teşrinlevvel 1931 HİNT YILDIZI azan: İskender Fahrettin Yılan, keyfinden ıslık ol Arabacının kolu pestile dönmüştü. Yaban öküzü yere yuvarlandı.. Vahşi hayvan galibiyetinden memnun sağa sola saldırıyordu..! iz bu korkunç mücadeleyi seyrederken, arabacı, birdenbire ki uzaklaştı.. Yılanın ya- sokuldu. “Lamaya yüzünü buruşturarak zig ante mi susadın?. Buraya Arabacı aldırmadı. Yılan, öküzü tazyıkta devam ediyordu. Yogoda gözlerini kapadı: — Allah aşkına, bu adamı kur- tarınız.. Yılana kurban gidecek | İbtiyar Hintli, yılanın üzerine atılmak ve arabacıyı ölümden armak istedi. Hepimiz telâş işinde idik. Ara- andan m mü; şk bici Muya'ya kestirme bir yoldan gidiyorduk. ri kime düşürmek benim de işime gelmedi. Hintliye seslendim: — Deliliği bırak, arabanın ba- şına gel. Yolumuza devam edelimi Yılan, öküzün vucüdüne sarıldık- tan sonra, saga sola döne döne yoldan üç, ye metro kadar ke- nara e Lam e yörütelim, Seyitl gibi kükreyordu. o Yekdiğerile boğuşan bu müthiş canavarların yanına kim sokulabilirdi Arabacının kolu, mengene ara- sına Karay gibi, iki büklüm olmuş! (Yeyoda) nın yüzüne baktım Yolumuza devam edebilme! i için, bu adama ihtiyacımız var, değil mi? Hint yıldızı ne demek iste- iğimi anlıyamadı: Ahmaklığının cezasını çeken Siz insanlara acımam araba lr ee imi izah — Ormanda a niyetim yok.. Müsaade et te şu herifin kolunu kurtarayı ğoda elimi tı — Yanımdan iiyule Siz de tehlikeye en Arabacının Feda ormanın içini e iile husule Bn Ara sıra yaban öküzünün (o homurtuları, yılanın ıslıkları da bu akislere karışıyordu. y tamamile yenin Önümüzde eden bu müthiş facıanin bütün sahnelerini iyice görebiliyorduk. (Lamaya) birdenbire arabadan fırlayarak: — Şu budalayı kurtarayım.. Dedi.. Babasının iyi eren arabacının tüfeğin- KODAK mlsebalalar ak 0 Pazar günü Kodak şirketi yazihane” de icra edilmiştir. Jüri heyeti aktdüiei zevattan müteşek- kil idi: Güzel san'atlar Me müdürü Namık İsmail bey, Galatasaray hi müdürü Fethi bey, Güzel san'atlar demisi stetik muallimi Ahmet lil bey, Güzel san'atlar akademisi Resim muallimi Nazım Ziya bey, mühendis aci bey, Cumhuriyet gazetesi baş muharriri Yunus Nadi bey Atina'da bulunması hasebile müsaba- kada hazır bulunamamıştır. Nizamname (mucibince, Meke altı sınıfa EN an ve 7 e 791 an mil fotoğra! Xi parbiri 90 liralık aralik kazanarak sımfların e <5 Kazanani yı a ve ve Tükiye büyük mükâfatını kazanan Adana'da dava a i Zihni bı “den başka bir silâh yoktu. m intli ei dik şimdi, öküzü , böyle bir teşebbüs, hepimizi tehlikeye ve yılan, öközü, kendi kuvvetile öldürmekten zevk alıyordu. Ökü- öldürdüğümüzü yılanlar kad hiç bir memlekette tesadüf etme- miştim. İhtiyar gir de bilahara benim gibi düşü: —Öküzü öldü: e. el bir- liğile iabaeiyi çi Pei var) dedi, yolun öbür tarafına geçersek, tehlike tamamile ber taraf edil- miş olur. Sy esnada Mere e el — üksek (o sesile haykırm. başlad Mi imdat! İki öküz boynuzu için hayatını ikeye koyan ahmak arabacı, nasılsa, elini öküzle yılanın ara- sına sıkıştırmış Yılan çimi Simi öttürmeğe e Kendi kendi ıslık — Bu manzaraya yılan bile gülüyor... — - Diye söyleniyordum. Kederler. düşünceler: En ürlane velorkunelicesi husüle gelen gezin > tabletleri sayesinde emin gr Bromural e tabletleri Ma en ziyade müteai Her akşam bir hikâye Ahmet, karisinin vefatından sonra, dünyada yapyalniz kalmiş bir erkektir. Arakadaşı Rebii, ona iki haftada bir kere iban Rebii'de kalp hastalığı r. Annesi yetmişlik, kör bir eli ızın öleceğinden korktuğn için, annesini Ahmede emanet ediyor. mukabil, vasiyetnamesini, arkadaşi üzerine diler dr riyor. Aynı bir işe girmek e elli bin lira tevdi ediyor Ahmette, servetini sr bırakacağını, vasiyetnamesini yarin > suretle anzim b > i söyliyo: Ahmet, Rebii'yi BE ka- par iii etm ik ee e yerlerinden geçiriy: iki hırsız şu ii e dirlar : >» Pertev — Of, ek bekleye canım çıktı be Hamit — Para kazanmak için, beklemeğide bilmeli. Pertev — Beklediğimize göre bir şey çıkacağına eminmisin bari? Hi — Elbette eminim.. Adı Rebii. Pertev — Adının Rebii oldu- ğunu söyledindi. Bekârmış. Ana- Atki ir taraflarında N günde bura; e Arka- li Ahmet beyle beraber akşam emeği yeri hmet beyin ka- rsı öl işmiş — Ahmet beyin evi şu işte... "Yüz adım Girdi Pencere- den bir 5 görünüyor. (P. bakar) işte, iki enai oradalar... Nerede ise, Rebii evden çıkacak. ucumuzun içine düşece Pertev — Düşünce re ii A ge e — Ne ini kar: karıya imiz a laşı Geb. see keli heri Öeberine sakın. İhtiyar anası var, yazık. Yalnız soyarız, olur, biter. Hamit — Yabancıdır, imdat çağırırsa? Amma, bir çaresine akarız. Benim ondan istediğim can değil, para... Parayı banka- dan alırken gördüm... Şim cebindedir. (Bin papel. o Sol binde bir zarf içinde... O zari cebinde, döndü dolaştı. Evine uğramadan buraya geldi. Adım adı kip erek o bi gördüm. Amma neden dolayı bu Rebii'yi takip ettiğimi sorarsan.... irdenbire keserek:) Tıssss| Lambayı söndürdüler. Çıkacak i.. (dinler dış ktı. Geliyor. Ayak seslerini işitiyorum. İ O gece... — Pusuda... ww beraber gelmesini söylemi; g oylemiş en — İş bozuldu. Ham Niçin bozulsun? İki kişiye | kan iki — ve papel, öy ye kol: kola; açırılır mı? r şeyi iz re kat! ei le ii hırsızlara iyiden iyiye yaklaşmışlardır. Yok yokl.. Ben adam Pertev — öldürmeğe kirama Mami canlan bel e Yürü e e? irak? Her ne Yapdeliğl kem sen EN v öldürmek benim işime Be tüyüyorum. Hamit — Kımıldanma.. döndü... Arkaşı Rebii'yi tramvaya bindirdi.. Bari bu kadar Bekle şunu sup ala Pertev — (Asabiyet alâimi gös- mene Ben yokum bu işte. Hamit — Öyleyse, işimi bozma, Ne yaparsam ben ya; pm hakcası, üstünden kaç çıkarsa ben benim bhakkımdır gene a veririm... Sen yi kımıldanı sarlar. T: zarfi a n binde be bel Amada 7 taliimiz ayaklarından sen tut, bain ben. Demi ndığımız yere giz- Tiyelim... Geberdi herif! (Cesedi, gizlerler. Ertesi gün gazetelerden: e gece, Fatih civarında ga- i garip bir cinayet Kimle Zevcesi ahiren vet > eden ve dünyada tamamile siz kalan Ahmet bey, Beki yaba tecavüzüne oğrayarak- at o etmiştir. | Ahmet beyin real olan Rebii bey ir Cikangirde sakin bir eş günde bir kere Bi yi ziyaret ederdi. Dün akşam ii tramvaya kadar teşyi eyle- mekik im l may lerin âsap müs. ve münevvim Bu müstahzar EMRE ne Pertev— en gürültü edi- uğ acı avazı çıktiğı kada larca vakada tecrüib e ve e hergün binlerce Şi yor. İki kişi mi İk arak öldürülmüştür. kn Mi bağ ai m bekliyordu lar tarafından tavsiye olunmaktadır. Alındıktan Hamit — Tul g7 e 4 alp hastalığı olduğe için, bu İçimiz zde, sokola- geçer geçmez, şayanihayret olan müsekkin tesirini göze iki kişi çıktılar. e bn haberi alır almaz, vefat etmiştir. cak kali ri bir vida yoktu, Uzun zaman alınsada hiç bir zararı yoktur. — Eczanelerde versin İm parası elduğu | Mütemmim ii alarak, vak'a- * 10 işa tabletlik cam tüplerde satılır. — Fabrikası Bin ? a O Zaten, yaban öküzü, karnını yada Rhein üzerinde Ludwigshafen, de KNOLL A-G. d için , tek başına nın tafsilâl bil'âhare yaza- şişirerek, kudurmuş bir arslan ş Köpoğlu arkadaşıma , tramvaya | cağım.. (o Nakili:(Vâ - Nü) Tefrika No. 8 Se.. se.. seviyorum! Sakindi, telefondaki (hiddetli halinden yüzünde eser yol Ba beklemiyordunuz değil- mi?. diye sordu. — car be.. be. diye başladım.. Kelim sonunu pi elem gimi isinize Kr dmektek vaz geç Masanın tam önündeki e oturdu... Çekmecemi açtım kendisine sigara uzat sert geliyor!. diyerek İçinden bir sigara çıkar. udak larının arasına ilişdirdi.. Öteden beriden (konuşuyorduk. o Fakat bahsimiz katiyen aramızda geçen : Nikmet Feridun telefon (o muhaveresine, Seyfiye, izdivaca te tmeyordu... Hiç unutmam bir kerre e gir- il ai a Er bildiğim halde cevap vere- memiştim. Zavallı, bida beni söyletmek da m.. Karpuz gibi olan dünyanın Şeklini zay Diye ağzımdan cımbızla çekmeğe ışmış durmuştu.. ei de ayni hal oldu. Hadice beni söyletmek için adeta tertibat alıyordu. Çünkü biliyordu ki kendisini deli gibi seviyorum ve kekeme dilim bunu söylemeğe manidir.. Bir aralık çantasını açtı.. İçindeki o aynadâ çehresine bir göz attı.. Ve kah kaha ile gülerek bana sordu: — Aklıma Mabir bey.. Acaba bi mesut edecek kadar güzel miyim? Nasılım sahi?.. Haticeye hiç te koket bir kadın denilemez.. Fakat beni e egri için koketlik ediyor.. a gene kısa bir cevap ii Bana nasıl olduğunu soruyordu.. “Tapı- nacak bir halde. ey sana,, diyecektim.. Bu suretle aylardan beri söyliyemediğim şeyi söyliye- cektim.. Bu a m actım: — Ta.. ta.. ti Bu sıra pia ii beraber yahanesin ipin da açıldı, içe- ye avukat Seyfi girdi. Haticeyi ndim.. m ona doğru ez söyledi. Bir an içi adr rim lâf söz merkezini kendi üzerine güzel anlatıyor. se > kendimizi e emr bi idik. O bir nehir gibi bizi sürükliyordu. Nihayet Hatice ken- disini bu nehri En kurtararak Bü döndü: — Ben gideyim bari.. dedi. Esasen hisetmiştk ki but üç kişilik Haticeyi görünce avukat da ayağa kalktı : en çıkıyorum .. Diye şapkasını aldı, Fakat bu esnada atice: —A. edi, şimdi hatırıma geldi.. Bir saat sonra benim ter- zime randevum var.. O halde ben burada beklerim. mun üzerine avukat istiskal anlar gibi oldu. Çıktı gitti. Seyi kapıyı kapatınca birbirimizin yü- züne baktık.. O sordu. — Avuka see evvel bir şey 7 aöyleyenlun Artık bende maneviyat mı kal- mıştı vukatın o muntazam etinilelem, sihirli sesi çınlayordu.. Bu vaziyette “tapını- size, diye b le si etmeme imkân var mi; i.. Mi mafih ağzımı açtım — düzelmiyordu.. Söyliyemi- ecektim, > im: — Ta..ta.. ta. tabakanız ne SE tığım manevrayı anlamıştı... Ne erer büyük bir inkisarı hayale uğradığı e belli e — abi bir şe asanın dik dik baktı: (Mabadi var) a va > a e e ee e Me. e e ŞA