NA ZER ti 2 mt) a vi m devrinde —— SATILIK KADINLAR EO NA PİLLE ei N : İskender Fahrettin Gülfidan soruyordu: “ Bu seri Sadrazamın, yarın gece de Padişahın koynuna girecek olan bu yeşil gözlü kadın, senin kalbine nasıl ei sağ Osman, birdenbire beyninden vurulmuş gibi sersemlemişti. Gülfidan, Mari'yi neden boğ- mak sgm ? Osm iradesini o toplamağa çalıştı: — Mari' yi sevdiğimi sana kim ml severim... m Dak mora rafa tahammül eğen mem... ame Osman bir şey anlamamış gibi ie a kalbime gi bir gencim.. İstediğimi se — İstediğini sörelikiei. “öyle mi — Tabii. değil mi? Gülfidan sedirin üzerine otur- du: Bu benim hakkım — Mari senin büyü manındır, Osman! Onu müdafaa etme... e serme. Çünkü o hiç kimseyi s — Sen “Mari ari yi tanımazsın, gül- fidan! kalp taşıyan hangi kadın vardır ki sevgi bilmez?! — Kalp taşıyan mı, dedin? Bu Osman dişlerini sıkarak gülüm- sedi: — Sen Mari'yi saire — Senden: iyi tanıyorum. Se: den fazla temas ediyorum . Kal okuduğumu. kendi ir kitap ii dı yorsa “İnsan k kalbini bile böy le gibi Kl id ora girdi; ne kadar le rd r — inan araştırdığı zaman, onlar: ufak bir iz bile allğaz “Gülfidan Mn payi iz — Evet. le öyle sev; gi ler > bi alime seci günün dilde, kalbinin in o sevgi ile muhat olduğunu hayretle görür | — Tıpkı benim gibi.. Ne güzel tasvir ettin! — Bu itıraftan sonra daha açık görüşebiliriz, değil mi Osman dudak bükerek: Benim söylenecek sözüm yok... Dedi, seni nleyebilim “Gin iri siyah gözi meki açtı: ii viyorum, Osman! Osm Si garip ar cariye- nin, liz niçin geldiğini anla- mıştı. — Beni seviyor musun? -dedi- işte bu tahaf... Ve kendikendine söylendi: — Kendisini şimdi tanıdığım ir kadın, erir uk, beni nasıl sevebilir ? e sy kaldırdı : — Seni yen kadını sen nasıl ire b — Onun beni sevmediğinden emin misin ? kadar eminim ki.. Her gün, Hasbahçe'de gezer gibi, onun kalbinin içinde dolaşıyorum... — Hiç kimseyi sevmiyor de- mek... — Belki bir erkekle sevişmek ister.. Fakat... — Mani mi var? vet.. O her erkeğe, hepi- nize hürmet eder, sever gibi- görünür.. Fakat, delik bir küpte nasıl bir damla su durmazsa, onun kalbinde de za bir erkeğin çok yiz sevgilere lm onun için bir ihtiyaç! F. mek... ;Hayır, bunu yor. Düşünseydi, sarayda ilk seveceği olurdunuz — Niçin Ben olurdum? — Çünkü siz > e ter- biyeli, zeki, hassa: erkek siz asil bir gençsiniz | — Demek — Se meziyetler onu tatmin etm Osman sol dile allik sıktı. ülfidan sordu: —o ii kalpli kadını hâlâ gym musun, Osman Osm in vermedi. Söylesene.. — dını © ka da — mu sevdin?.. Söyle, yaman! u gece amcanın, yarın gece de m Ahmed'in Saslağin irecek olan bu yeşil gözlü kadın, senin kalbime nasıl girebildi? ( Mabadi var ) a a ARR AKŞAM İkinci Büyük Eşya Pi Piyangosu er tartlar tertip v İkinci Eşya Piyangosuna iştir: ve aşağıdaki ifa etmek a dır ; çörtliri - Biriktirilen 40 kupon atideki şerai ei dai de numaralı biletle tebdil edilecekti A— ana vi İstanbul kari'leri kuponları 2 Haziran salı gününden like 30 Haziran salı akşamına kadar yani bir hafta zarfında idarehane- mizde tebdil edeceklerdir. Bu müd- det zarfında Cumadan başka hergün saat 1 an tam adar numara erilir. | Bu (saatlerin haricinde elenler o memurunu (o bulamazlar. Piyangoya bu numa ile iştirak edi için. iyi saklamak. lâzımdır. a Taşra Kuponları 5 inci Mi si dalin Sal posta ile gönderecek kari'lerimiz için 15 gün müddet koyduk. Yani şradan gönderil nl bakan nihayet 7 yet emmu; akşamına kadar elimize iri iŞ kula hır. 2 - Eksik kuponlar olursa beheri için beş kuruş yı Ni - üzerlerinde İl iade damgaları ER ir Ni Piyango için muteber değildir. 4 azete ezzileri va: amda kupon gönderin Kku- ponları kabul edilmez, bizzat gele- miy ei vü ile şeraiti ilede gönderel 5- yazi Istanbul'dan veya taşra ile önderenler bize yolladıkları zarfların arka: sına kendi ri yazmakla beraber içerisine üze 2 kendi adresine yazılmış ve post: pulu ile yiz tırılmamış 6 mde- renler ahal ki ak için e avdet edecek zarf ların ü; i takımdır > diye yazmayı akman lar. 7 - Üzerleri a ve pullan- mış zarf e numara gönderilmez. 8 - Eksik kuponları için pul ilâve etmiyenlere numara, verilmez. Zayi — 1 beyanname nu- 05 maralı İstanbul itbalât gümrüğü ve 4 yanname numaralı Ga- N : 5 gi yi olmı sinin çikarılaca makbuzlarımı aki ilân olunur. Şark merkez ceza Kğ anonim şirket olmadığı Sahife 9 Her akşam | bir hikâye Kocakarı, 15-i 17 trenile re siz kalmış tererek gülüms. Bu kur çük kafada sale zücaci in Kalı bük gönle hayat manası ifade Hüseyin, sevkitabii ile, anne- sine doğru bir adım attı. On kucaklamak için kollarını açtı. Fakat, kocakarı, bu hareketin manasını m» ve, ürkerek iki ein eriledi. Yüzü, endişe ifade et Hüs. — — Çim bana ver, anne! N rı gene ürktü. Hapi neden ann ve zi leri and: ne malını mülkünü teşkil gd ini kuru pap sırısıkı tuttu ve kendine çekti. Hüseyin omuz silkti: — er peki.. Nasıl istersen. Ara yan yana oturdular. Hüseyin e şaklattı. Va ğmur, atın sırtını, verniklenmiş gibi km rdu. Bütün yol imtidadınca tek “ii konuşmadır. ler hatti ın annem değil vE bakı .? Başla birini mi bize ular? ,, - diye Me köylerine meri Me gel akarı, en ötekilerden ayrı dur. ei gördü de gözleri sulandı. Hıçkıra- rak an üseyin de, deminki düşüncesinden utandı. neyini in karısı — iki çocuğu İmesini kapıdan göz- ipl. Meraklı yicem Hüse- in yanındaki biçare mahlüka bal iz Köylü kadın, kaynanasına: — Safa geldiniz! -dedi.- Yo- e ielmiz u? Ko cakar, cevap vermedi. tkil . Kırk çi böyle y: çiz gi hiç de mr Sofada, bir ann üzerine bir ot minder erdi. Hüseyin'in tan burasını ko- cakarıya gösterdi : — İşte burada yatacaksınız. iyi açeleyle tamamladı: — Am sofrada, ( bizimle beye ek erin anne. yalnız haklar sonra, ik ere gelebildi; kendini dinliyebi mara kn Bütün RE EA AF Fe lar, şinidi birer birer, gözleri Pei mi. ençliği, obeder olmuş i gençlikti, Kocasından nefret Ni yordu. Hergün e en lütemadiyen, bir bi dı sıpa ele e çocukla almıştı. İelirrböie reid lar ediyordu. Bir akşam, sarhoş sarhoş gelmişti. Onu, delikanli- lardan birine peşkeş çekerek eğ- lenmek istemişti. İşte o — ii sima dayanamanıştı. asılı duran tüfeği alarak... mıştı. Ah, k kışı! Bi yaranın böyle müthiş bir ki nba olacağı ei mı iner mi koc: na, ölürken, gözlerini der bakmasıydı. > le ala , kırk senelik mah- pusi yatı esimle, ER za“ ai sike şimdi, gene canlanmıştı. Bu muhitte her gün biraz la canlanacaktı. Burada oturamıyacaktı... Buradan kaça- e 9 O esnada e a uydu. Tüyleri erek döndü. ie ul ki ie gözlerile ona Bi v göze Bu gözler? bir tebessümle gülümeüyördu. Bersr anne, ancak kocasından edilmiş bu gözler kaşı- smd 3, affedildiğini anladı. Toru- İşte, bu affı, haki af addetti. Bir bakış, bir tek bakış, ha- in i bir ufuk açmıştı. Nakıli: ( Hikâyeci ) Adana feyezanı Ovayı kaplıyan sular eski mecraya akıtıldı See sel sularınm birincisinde Ziamet kö alt eri Slm suretile le — a başlamış olan beş köye ait tahminen ini hil nüm az araziyi işgal fe Bu su geçtiği yerlerde y sapan men sr ve 7 yerimi iyetinde buluna! köylüleri mi Taiyete izi olduğundan bir evvel Seyhan beri er Gisele Mizım ii teşebbüs ikinci defa vuku Bu defa tekrar işe ş yeni mehri eski mecrasına iz Tefrika numarasi :54 m na Kalbimin Kadını Yazan: Hikmet Feridun et evvelâ unu gz Fakat Belk i yidiyoruz iye ii rar edince sordu. Nere e da kocasından leri söylediğini fark ici en Term gi Mayra un bu zannetti. — Vallahi ei Ben de bir şimal se- ahati yapıta da.. Belki yolda birbirimiz esadüf ederiz. Fahimzi içmek için viski bar- > dağını ağzına » götürüyordu, benim zerine içmekten vaz m sevdiği bir tango .. Derhal ayağa kalktı.. a a retti; Kalk haydi.. O kadar sert, o kadar amirane söylemişti ki Belkis de Nafiz de şaşırdılar. Ben kalktım. İlk da an hiç. konuşma- dık... Onu anasını bir türlü Ea imadiğe hiddetli hali de- vam ediyordu.. Bir “2 sordu: — Sahi gidecek misin?.. — Vall ahi Dü: an — Fena bir fikir değil, şimal seyahati. — Ya sizin cenup seyahati ne anl. in e — Çok yakın aliba... Yürümesini, ilim ın: şaşırıyor, bazen de sallanıyordu: pi Z a — me Fahamet.. — Çok sai Durdu.. idin mn kena- rına soktu: — Kuzum beni bizim masadan uzağa gölür.. Amma tuhaf arzu ha.. Fahamet. — Niçin — Öyle vga eee dakika Belkis ha ecir bulun arar yok... N — Hayır. ni Nafiz beyden uzaklaşma 7 diye korktum... m. bak, m) Belkis hanımı vw almamış .. Sen beni tür... kö: götür. Dediğini yaptım.. Onu öbür köşeye götürdüm. Bereket versin dansedilen yerde epice çiftler vardı. Biz uz. o ar örünmeyord b N Ta” / 7S KEL rf Tü İİİ Şe e MB İPEK ee adam akıllı omuzuma Yüzünü ba göstermek anyon. — Ba kayım. Diye tutturdum, parlayordu... Faha met bir sarhuş- luk i Baldızım ie ii fa gü se Bütün irademe rağmen ona in ya yo kız gibi erdiğim (mukavemetin bağlar hire birer eme birer birer "sözülüyor rdu. Eski baldızıma araş da şimdiye kadar on: asıl mukavemet edebilidiğima sa Maamafih, son bir mukavemet a renk vermemeğe ça- lıştım — Gene babaların üstünde.. Diye onun uçları kıpkırmızı kulağıne fısladım.. Cevap ii yalnız durdu, durdu da: n eceksin.. dedi... Seyas hat el m alımdan bile çıkmıştı.. Fakat öyle bakıyordu ki cevap BL sö — Anlıyor miagiiz Gitmiye- in. — Peki amma sebep ?. Sebep ?.. Sebep "biç - Ben eki nl be ma yumurla yok.. — Olsun. Sözü bile sinirlendiriyor.. Gitmeyeceksin.. Ve bir daha da bu bahsi ağzına almayacaksın.. Daha fol beni — Olur. Fal sebebini gi imadiri doğrusu.. — Sinirleniyorum Her şeyin mutlaka bir sebebi olmasi lâzım mı?.. (Mabadi var) Gi sade