12 Eylul 1930 a biri - anlıyan arif m kallem etti, ve üç ay zarfında üç avr satıldı. Halit bey şairi çağı — Hani ir kapışılacaktı? Hani seni herkes tanırdı? anır ya AP er — Teyzemin düğün Kii deye verdiği yemek balda porslen değil. porsleni bilir misin ? amma teyzeni bilirim. — Geçen sene bu hikâyeyi ir zaman Mide Bidürdüm, de Mi iz. ma Ge ööylğyemieziil çok ne 30 diyorsunuz akika hepsini — Tanır amma kitabını topu topu üç kişi aldı. i ya işte, beni tanımıyan, nasıl şair Fİ bilmiyen yalnız üç kişi vi Cevap — Oğlum, farzet ki sofrada- sınız. Sofraya gelen bir tek balığı P — Anneciğim ben yemeyeceğim, siz yen derim. çocuğun bu cevabını beğendi: — Aferin... Amma neden ba- lığı yemek istemezsin? — kokmuştur da an, yoksa annem daha ağzını açmadan babam yerdi! Ka; Karısına bu felâket beer nasıl verece- ğini, ne yazacağını düşünüyordu. Tam — vin müsvedde yaptı, birini beğenmedi. Bir aralık odaya arkadaşların- dan biri girdi. Meseleyi ona açtı. Arkadaşı: Kolay, dedi, ver yazayım: iraz rahatsız. Hemen ge arın cenazeyi kal- dıracağız. ,, Plâjda, — Size her ve yüzmeği öğretirim küçük hi — Refah içinde, de öğretir misiniz ? Arzu Hanım içini çekti: — Ahi... Bir kuş olsaydım! Koni diş biledi: — Ahi... Tüfek olsaydım! Ya!. Kadının elinde bir çiçek sak- sısı, çocuğun kucağında küçük k : vardı. bir müddet yürüdükten sonra vo durdu: ami. bey ed kardeşimi sen a da, sal bana ver. — Olmaz, ya ae kırarsanl!.. — Gene talihli insansın, yakı” amma & yüz liralığını aldı — 17 n. 150 liralık şapkalar Ata binmesini meşkediyordu. © ir kaç provadan sonra kendi- sini çıplak bir ata bindirip yalnız | bıraktılar. At koştukça o kuyruğuna doğru kayıyordu. Nihayet ta uca gelince haykırdı : — Yahu bu at bitti başkasını getirin. Bir salkım misk ... et! Ahmet nezleni sardık — Aferin ona, beni nutmamış demi STİL ek? — Fırtfırt burnunu DA arkadaşın ne yapıyor dedi. Z Ceza Zügürt Okabadayılardan (biri Ahmet efendi isminde birini döv- daha Ahmet eri ile karşılaştın mı? Hayır, amma bm ihtimale karşı para biriktiriyoru; sal —— tayyareciye: man dikkat et, ww — biniyorum. ilk defa — Ben de Büyük tacirdi; brass beş on kere hileli | iflastan mahkeme huzuruna çıkmış, o ili dolan- dırmış, yapmadığı dalavere kak mamıştı. Bir akşam evine girdiği zama! altı yaşındaki oğlunun avaz avaz kare duydu. Anası çocuğu pataklıyordu. — Ne var? Ne oluy ğe ne yaptı- ğını e emzi — mi pastahaneye git- miştik, Kaşgöz arasında dört tane pasta e Babası ykm dedi. Sonra oğluna döndü: — Hırsızlık fena şeydir oğlum senin yaşındayken fenadır. Kurtul du — Yeni fırkanın teşekkülünden ziyade memnun olan muhak- kak | ki Hamdullah Suphi beydir. — Neden? — Şair Mehmet Emin beyin Kadın - Kocasına - Gerdanlı- ğımı bet Kocası - yavaşça - kimse d le cam kırıkları var diye şikâyet ediyorlar. Müsaade EN tabancayı adamın şakağına dayadı: — Oğlum ne ağlıyorsun? — Susadım. — İçsene... — Sürahi çok uzak... Meyhane Meyhanenin (o önüne kadın: — Ben bu bayağı, aşalık yere giremem. — Neden? — Babam oradadır. iIzdiv — Maşallah tekrar evlenmişsin? — Ev et. — Kiminle? — Duz gin vermişti... gelince kartvizitini İsticv: — Okumanız yazmanız var mı? sonra Yol — — Daktilo bilir misin? AZ, ii esap pus bl An seneye hesa; — Bundan gönderin, her ay kocamla kavga etmekten usandım |