e 12 Ağustos 1930 MA LK kz — Garson neden balığı dan evvel Mn in? — Söz aramızda, balığın daha eğe kabiliyeti yoktu. azla william ğı iyeti yol rna Cece Yolda durmuşlardı. Biri yıldız- ları gösteriyordu: — İşte bu dübbü ekper. Şu sağir... Şurada Zühre, Dübbü erime Zuhal... biri geçiyordu, şap- esnada Pi çıkardı: — Bütün Sr tanıdığınız anlaşılıyor , Maçka'ya nerden gidilir iy misiniz?. Bu fıkrayı Si ekini e yerde Hikmet Feriduni — Bir yıldız ismi rem — Klara bov. — Gülüştüler, “Hikmet t şaştı: a gülecek ne var, sine- ma yıldızı sormadın mı ? inc — Komşumla gi m dayak yı b et lm sonra bir üçüncü tukat daha attım.. — Yanlış. ikinci Pe daha atmış olacaksın. — Hayır, ir, ilkiidi tokatı o bana Gazinonun sahibi usulca garso- sordu: — İngiliz hesabı görünce, kü- —. Şamda dolaşan bizim hacı — Maşallah radyoda almişsın.. Genç ressamın atelyesine girdi... Vâ- ağ nun karşısına bir türk — Evet, kaynanam öldükten | Evet, yak — be; ” dostumuz çıkmı ii dmüş, ; Banıdanize sonra evin içi pek sessiz kaldı. | resme kitaplarından birer tane hediye Eline bir. serve > aldı, baktı, be ii iz? sonra ressamı 'â - Nü'nun kaşları çatılmış. — On tane paketim vardı, — Neden böyle çirkin model Beni kedili: ne | dokuz m Bak onuncusu da | ler intihap ediyorsunuz? dedi. yapacaktınız? geliyor. ra güldü: Yazacaktım. Yalnız mı? — Elinizdeki resim değil , — Eh, gene yazınız. — Evet... Kocam. aynaya bakıyorsunuz. Bulmuştum Taliim varmış ki be, Huyu ma benzer | Gözü gözüme baktı Benden bir az yüz buldul i ben Sevgilimi bulmuştum Gönlümü esir eden Sevgilimi bulmuştum Yalnız kaldık bir gec. huyu gn “hile sezer Ço Sevgilim mms Her şey elden iliniz mli o esm. Gönlü Gözü gözümü yaktı gönlüme aktı Sevgilimi bulmuştum Ağladı Sevgilimi a imi bulmuştum — a im arı Arkadaşımız Hilâli o bey — üre k kira veri, yi Tut. 5. teki | tavukları da — > alın, gs” m Bahçeye indi- ili koymağa baş- ladı. Bir ara- lk. satıyorum. — Uzun etek modasının acısını bereket versin böyle çıkarıyoruz. Acı Selâmi ad Cemal kuşunu tırmanı- yorlardı Bir aralık,ev- lerden o birinin avalar çoi sıcak, çok bunal- tıcı. Hanımefendi- odalarında Tavsiye: karşı mşumuzda gel ler nç (erkek pe saril) eri- izi kapamayın. für etti mi? — Hayır şimdilik lügata ba- kıyor, Sebebi Küçük ei Ürktü: — Köpeğiniz bana pek dik bakıyor. — Tabü bakar ya... Zayıflık modasıyla bir deri bir kem ik kalmışsınız. alr Şiirleriniz (O bana Namık Kemali im e bir çok kişi beni taklit ediy: ben Perihan hanım n gün ahid din ve ii Mukaddes hanı bir koşuya Perihan'a geldi.. — Kuzüni dedi, Muhiddinle mi nişanlandın?. Çok kendi halinde “arr Hiç bir kadına yan gözle bak- maz... Sol böğründe büyük siyah bir ben vardır. — Bakmayın ayıptır. — Bakmazsam ayıp olmaz mı? Zaro ağanın arkısı Yüz gi i yal Kim Dolaşt! adım Düştüm Ve ann tuttu adım. am yularımı Srfenieik varımı Boşamak isteyorum Sekizinci karımı. Yüz elli yıl sonra ben Genç sr mi da kalben İhtiyarlık yüzümde Çiçek açacak En ben Zamanın ( Nuh) a : benim Üç Dünyanın şuhu benim Zaro öttür boru Parlat kalbin hana Öper elini Torununun mi Mene bah sen ni bah! Atarım sana da — Yürümek fena değil, takip edilmek şartiyle... klıların yakana ize, yapışsınlar — mi böyle üzun yaka takıyorsun? dedi. i i nin verdi : — Hayır ömrümde iki yakamın ucunu bir araya getirmemiştim, nihayet bu suretle buna muvaffak oldum. İki yakamın ucu bir araya geliyor. Hufre © Genç kız kitapçı dükkânına girdi, sordu: — Sizde Selâmi İzzet'in “Hu ismindeki eseri var mı? Şair Salih pi o esnada orada ordu, lâfa karıştı: — Selami il in bu isimde bir kitabı e efendim gayet iyi biliyorum.. " Hufre isminde Selami et beyin bir eseri vardır. — — tur... — e Salih — bayağı kız — Neden olacak ie dihba (Hufre) nin manasını bilmez de ondan. Genç kız daha fazla kızınca Salih Zeki güldü: — Yah , dedi, biz bunu ken- disini öyleriz de kızmaz, siz e de neden Knüyilsadik rhoşlar ingilizdi' ve ikisi de bulut ii e tu. Sa İkisi de Son diler birbir- lerine me leri bell etmek istemediler. Biri sordu: — Affedersiniz saat kaç? e Kame çıkardı, baktı; mba, dedi... eee ünerine Sik Gali soran teşekkür etti: N — Mersi, ben de bu istasyönda inecektim. rışın koca terziye gitmişlerdi. Hanımefendi bir tuvalet alacaktı. Canlı mankenler, tuvaletleri giyip gösteriyorlardı. Hanı m sordu: iy ngisini beğendin? Bey dalgın cevap verdi; — Şu sarışını hiç fena değil merhumun tedavi ücretini verdi. manzum