21 Haziran 1930 ( inin | Nizam ei köylüler iler | ife 6 Tarihi roman tefrikamız:76 Akşam Kadın ıdın polis . si . İLondrada bir kadı li yem Şarlok | Hol Muli Şi BİZANSIN SON GÜNLERİ EE usyanın 3 malüm Tar aah... Aene nafile... 3. VD Mei | e Londrada bir kadın | ihsanınız, çok aptal, çok mankafa, İki za sonra, atkılar. esnedi, : EE poliiafyes vardır ki bir çok | çok Ke elemi gözüm, sonra yerlerinden Fethinden | muvaffakıyetlerile | he de Hele Ele bırtladı. i sonra... | (— Şarlok in rakip ola | anam abam, rdüncü gün, köylüler, gene | Gilan We) ee ini ni taş kafalılıktan yana, bütün öteki | pencerede oturuyor. © Yazan: İskender Fahreddin e zi | köylülerden sim bilâder. Komiser yoldaş, bu kalınkafalı- imi Toğan'ın odasında Prensesi zaar bahçeye Piri Holmes, e , uydurma İ Bizim bolşevik komiseri yolda- | lık, bu inatçılık bii ısında çat- niyordu. Padişahın gözdesi, sarayın her tarafını aradı. | olmayıp akıl ir oinsai meydanda yol | şın mağiklerin ne çektiğini size Epro bir yol anlatıvereyim de, bakalım n, ve hattâ evli bir kadın bulunmasıdır. | “Maud lıyacak handeyse, gözüm... est,, ard na diyor | A mma, soğukkanlılığını muha- Aa e e iç İkisi birden Prensesin üzerine ko atıldılar.. Evvelâ mini sonra Ilarını elim rak kucakladılar ve sarayın doğru © Prenses yü yi nereye götürdüler..? <« Bu kaymak sl beyaz ve adını ben Da Idüreyim..? >» Prenses Ayda'nı! geldiği zaman, Kapıyı Dırahşan, odasına açık bul ön Ayda'nın odası karmakarışıktı. Prenses, odasını bu ei dağ- ei bırakıp nereye gitmi âtih'in ” gözdesi ele Mütri, e ağaya sordu.. Safinaz'ı sı- kıştırdı.. Harem dairesinin her tarafını ara. renses leyla yoktu. Padişah: —“ Onu şimdi bul, getir !,, Demişti. Ayda'yı nasıl ve nerde bulabi- lecekti? Dırahşan merakından çatlıyordu. Acaba Toğan'ın yanına mı git- mişti? Bu şüphe, Dırahşan'ın zihnini tırmaladı. Toğan'ın odasına doğru yürüdü. Ayda'yı Toğan'la başbaşa gö- recek olursa, ne yapacaktı? ev; nda geniş bir nefes yi "Hele de, bu defa korktuğuna uğramamıştı! Zaten 7 fikri, zarf bir ibtimal ile kabul etmişti. Ayda,ya: ÜS Toğan'ı seviyorum!,, n sonra, ondan böyle bir ailuğdebelilik beklenemezdi. lim gördü.. Odanın afif bir see inis hazin bir ses vi yea — İzm Mf misin? Toğan ye henüz iyi olmamıştı, Sayıklıyordu.. Dırahşan dişlerini gıçırdatarak ee Uykuda bile onunla meşgul... Geni İz asabi hatvelerle yi ledi ve yavaşça kapıyı iti harem dairesine el renses Aydu sarayın bahçe- sine iniyordu. Iki yeniçeri ağası, İM Ay- danın yolunu kestiler, Yı ee genç kadının m omuzlar! görünce, — bıyıklari bükmeğe ye lamışlardı. Yeniçerilerden biri, digerinin sa ına - di: mi ibi beyaz ve güzel Dali ben nasıl öldüreyim..? Arkadaşı gülerek cevap verdi: Orasını sonra > ÜZ... Vakit geçirmeğe gelm Gece suratlı hafiy elerden birine rastla- madan, işimizi görelim! İkisi bird en Prensesin üzerine atıldılar... Evvelâ ağzını, sonra yi Eemenk Keş er arka kapısına götü apının önünde üstü ve kenar- arabası bek- Arabanın içinden bir uk.. Hemen arabanın içine imei. Bu veren, Yunus beyden başka sağ kimse deği ildil Prenses Ayda, al ve kolları bağlı ll rağ €nüz il irade ve Re emişti. yda, bahçeye inerken, karşı- sına çıkan Yeniçerilerin tavrından şüphelenmiyecek kadar saf bir Elin mıydı? Fakat, böyle tenha va yerde, birdenbire bu derece < 5 w Aa içinde nus beyle arşılaşınca, kendisi için tertip edilen bu tuzağın sebebini anla- makta güçlük çekmedi.. (Mabadı var) YAL mahrem olup, hangi | ortalığa duyurmaya gelmiyacek | dir. m est, ilk defa akraba- Ve ikinci birisinin ricası üzerine atfak olm. erkek sibisesile olaya sıdır. Son defa bir meselenin halli içip bir bie ile e aşa etmeğe ve hatlâ öpmeğe mecbür almiş. Mesele bir bar kadını bir zamanlar kendisine yallığır ağ mektuplarına istina- den, şimdi evlenmiş olan kibar tabakadan bir adamdan mütema- diyen tehdit ve para çekmesidir. aud smoking ve frak ile bu a devama başlamış, nihayet kendini kadına ge mek- tupları elde etmiştir. r kadını aşkının boşa alak ziyade, diğer bir kadın tarafından faka bastırıldığının hıncı ile ağlamıştır. ig Yeni mitralyöz Dakikada 800 fişek atıyor Dünyanın en ee mitralyö- zamanda zünün son Amerika el Tekalan kabul eni bir silâh olduğu anlaşıl- mıştır. M. Robe > ii tara- fından icat edilmiş olan bu zi ralyöz dakikat de 800 endaht ediyor. Attığı mermi i (6.5) çapında kurşunu olup mesafesi 9 mildir. Mr. Hudsonun icat ettiği diğer iki yeni silâhin da tecrübeleri yapiliyee Bunlardan biri ek iştialli kurşt Diğeri ise dakikada atan tayyareye karşı tüfektir. Mısırlılar zamanında takma diş makineli | içeri Yy: görülmüş bu intizamsızlık? - miser yoldaşın odasına köylüler, teker teker nöbetle girip dert yana rl, a Dikta sırasını bekliyenler de, r mı? ne yaparlar, haberiniz var Pencerelerin kenarına otururlar. Bekle emle, sıra 1. Ne terbiyesizlik, değil mi, yel aşlar? Ne medeni e 2 bu mujiklerinkisi de... (İns küzlüğün, eşekliğin bu kad Va sözüm meçlisten ie E, tabii, komiser yoldaş da, piller Ni bu gi görmemişliğine sinileniyordu, bilâder Hat kaç kere, llaği pen- cere ana oturduğunu görünce: Orada oturulur mu? - diyerekten. - O günkü köylüler, süt dökmü: kedi gibi süklüm püklüm, pen- köylüler Lak ee geldi. Haydi nezaketsiz herifler gigi eni kenarına... Komiser ig » gene “m Gi fi medi . mma, gen Majiklerin âdeti izale kenarına oturmak, nedir? Yere gelse de, komiser yoldaş içeri ani diye İn bek- >. ille yi vede kena- a.. Her gün bu, her gün. MİS. oldaş, wi bir vi düşündü, e Hem ted- bir, hem ceza... Pencerelerin içlerini ar 4 gün gelenler raya oturunca esvapları boyansın a Frag başlarına gelsin diye hani akin fayda vermedi gözü Komiser yoldaş, bu sefer d pencerelere tahta çaktırdı kafes kafes. Benim “Sek. Yard, ın | dediğime hak verecek misiniz, | faza etti: resmi A üflenen farkım | vermiyecek misiniz? “Belki şunları iyilikle yola geti- oni mümkün olduğu kadar Efe ai m, (o bolşevik (komiseri | ririm!, diye düşündü. çak tevkifat yapmalarına mukabil | yoldaşa her gün, Söylen gidip Bekleme odasının bütün pencere beni mkün olduğu kadar dertlerini — lar tevkif tüieinülii kiii Amma, bittabi, eps birden i ilakika kendime havale edi- hüya etmez el Nerde | Buraya oturulmama sı muhterem mujik- lerden rica olunur! diye yazdırdı.. Okuyup da dnliyen kim? Hattâ okuyan kim? Malüm bizim mujikler, pek indir okuyup in iltifat o etmezler zatiliği a, tilân © bu sefer, komiser yol- daş küplere bindi, bittabi, pek haklı olarak. “Şunların canını yakmalı!,, diye kararını vererekten, pencerelerin içlerine sivri sivri rap çaktırdı. Kim oturusa, ha anına hereke anlayın yi kaba tm. dersiniz, giz a fayda ver- medi. Çiviler, ilk gün dik durdu. ini gün a İM e rüldü. Dördün ya tahtanın ira Mağ gene pencerede oturu Artık komiser Güldür “pes, edi. Mücadeleden vazgeçti. Ertesi karar ei. yola sol bir 5 mu kaldı? De; e -i erir lar Ertan gün, gm e za- man hayrette kaldı, ai Pencereler bomboş ia İçlerinde boya, çivi, tahta mahta olmadığı halde hiç bir köylü bab. diye — muvakkaten üç dört sıra koymuşlar. Köylüler, sıralara oturmuş... vay ine oturmamışlar, gözüm, Komiser yoldaş, mujiklerin niçin a azgin pek anla- mamış gibi göründü. Mahçup düşmemek için yi ri N (Vâ -Nü) iravnların mezarlarında Yünler son tetkikatta bulunan baz yalaşın va apılmı iğ sene evvel takma dişin | ve müstamel olduğu an- eşlmıkz dır. ekuşv küçüğünü ii sinek) dir. Afrika dı yumurtası nin yumurtası- nın 8000 misli büyüklükdedir yi en pahalı telefonu Bir amerikan Papaya dünyanın in we etmiştir. altu, telefon şirketi en pahalı YOR Bu âl emamen som ndan ya; bam sl deldi başları incidenir, | Telefonun sapında elmasla işlen- miş papalık tacının resmi vardır. Havalar ısınınca öğle uykusu başladı alar ısınınca öğle uykusu başladı. Bazı kimseler bunun için v yatak aramıyarak, yukarıki resimde olduğu gibi, köpeği ile yan yana yere uzanıyor ve derin uykuya dalıyor.