Sahife 6 Tarihi reman tefrikamız: 71 Akşam BİZANSIN SON GÜNLERİ pm e «Bizanshların efsanevi ii edeşincii şimdi, sizi serin ce — ltira r belde iğ dne Ermek: 5 ceresii baktı. İzmini, demir ' maklıkların arasından bir insan gölgesinin içeriye doğ i dığını görmüştü. Kapı 4 e sef ei fa lursa pe n seslenirsiniz.. Kapı ililendi Yusuf, se nelerden beri yaşadığı in Me lnda ba dar Bine başını Yusuf beyin omuzuna ez İİ e dığı zaman içine bir şüphe girdi... O, bi Ai gerçe sa akşam, lapa la başka bir deki beller. har ve işvebaz bir en, perdenin arasından ke 5 köyün ileri gelen adamı 6). 1 2 ka çocuk (5). 3 — An - İstanbul hattı üzerinde | ib bir istasyon (7). 4 — Korkak, ürkek (4) - Bir renk (8) | 6 — Alçak (4). | 6 — Yemek (2) - İnce, şeffaf bez (3). 7 — Eski A “biri (a) - Bagı- na (A) konursa kökdiş olur. (2). 8 — Nezle esnasında sârı olan hasta» | lık 9 — Allaha ısmarladık! (5) - Bir ağaç 8). 10 —C ir b e): Çehre (2). Yukarı 1 — İstanbulun meşhur semtlerinden biri (7) - Bir ehli ime 0. — Ocakta bulunur (4) - Her evde olan bir şey (8). 3 — Avrupayı sulayan nehirlerden biri (8) - Fiil (2). 4 — Geriye kalan (4) İhtiyar meclisi tarafından idare edilen yer (3). 5 — Yalmız (8) - Âmâ 6 — Hamurdan De bie yemek (3) 7 — Nida edatı e adet (2). — ii (2) - Cilâsız (3) - Boyun k (8). ir meyve (4). 10 — İki şey beynindeki boşluk (6). özeliisHizA ii atirlamiiş. ni olan bii an kurtarmağa muktedir olan kilim parçasının üstünde oturu- | kahramanlar gibi soruyorsunuz! ordu. Geniş omuzlu ve kabarık | Cidden beni bu mahbesten ku göğüslü bu meçhul ziyaretçiye | tarmağa muktedir mi in e. yeri göstererek: usuf bey magrurane bir ta — rem -dedi- gece gün- rla, a yükselterek kalktığım şu yerde e z keli. 2. Fakat, tereddüt Demir Yusuf'un kalbi çarpmağa EŞ hakkın var! Benim ne başladı yapmağa muktedir (olduğumu İzmi nin yanına bağdaş kura- | bilemezsin! rak o mi yin ir esti — Ben Kayseri valisiyim... ncak, ut buradan iye söze başladı.. Ve kendi- A e zaman b ni kârın akrabası olduğunu, — Pe Mi lâ.. söz veriyorum! üç günden beri eyi ii — sözünüzü kuvveden pi le dağüm, bir kaç gün ukarmağa muvaffak olabilecek için İstanbul'a llmleği misiniz? yüz muhakkak... Hattâ siğil bile mümkün.. Fakat.. ıçın rik sonra: — Sizin hüsi ve , zekânızı padişahtan ml dedi, gel- diğim günden, beri sarayın ii köşesinde ve herkesin ağzında sizin gemi işidiyorum. Bizans- lıların efsanevi güzelliklerini Ana- re dn asi an asıl...?| — Seni buradan alıp götüre- bilirim! — Nöbetçi mumanaat etmezmi? Ha — Demi ele ki e bu de- ik TE rece afazıliuz var .. 2 — Zannederim. Fakat Teni Birans dilberi, bu geniş onmuzlu etinem, â ve heybetli erkeği görünce, bir iradesile kurtulmak daha muva- an için, zındanda unduğ fıktır. e lee tatlı ve manalı bir kah- mini sevindi ve henüz tanıdığı ayla güldü u hüviyeti ve niçin geldiği — — Ha Kirin ilk defa iz ba aolçinli omvzuna başı: bir kadınla karşılaşmış yadı. rüniyorsunuz... Ne gari, es — Ben, dedi, en mesut vr Bu manalı kahkahaları lari Lal bedbahtlığını hissed. akisi ed. Yusuf beyin kulağından kalbine | bir kadınım. Beni niçin Sevinin kadar kaydı ve sinirlerini kam- | dinir? çıla: ii Yus uf bey Teri genç ka- Demir Yusuf, Bizans sisle dının mil aktı: şehvetli nazarları karşısın. n memnun musun?) u ha; İzmin bilir iradesini topladı. dilencinin bıraktığı kikalar geçtikce eridiğini seni ediyordu. eni mazur görünüz akdi; Elini uzattı ve İzmini'nin mini | dedi di, zındanda yaşıyan mer mini ellerini avucunun içinde | ne ri ami ve ne yaptıkla- | sıkarak sordu: rini er... Siz çok kaş | bir mağ Benden hoşlandı- | gınızı hissediyorum.. ni niçin ucaklayıp Gyiniğoralalız? | (Mabadi var) ikâyeni biraz dinledim ve < acıdım... Bu felâketten | i-te misin? LE g Müthiş servet Danimarkada bir para ie ai eN şehi rin- bir dilenci 2 yaşında olduğu için gelip geçenlerin bir Ba lek sadaka alırmış. Hans öldükten sonra hükümete haber verilmiştir. Polisler odasını araştırırken bir mektup bulmuş- lardır. Bu mektupta Hans: “Vasi- yetnamem bankadaki yem uyunuz ve arzularımı yerine Gölleeini yazmıştır. Banka çıkmıştır. Vasiyetnamede r ki: “Ben ünkü servetimi dile- merek emin Hayatta kendimi hi: 16 Haziran 1930 f | Omnibüs İ Nişancılığı ve avcılığı ile meşhur av Sageret anlatıyor: e şlarile se kip gün, bir hana gitmiş. O; ma- mış. Güzel hizmetçi Zal ie Sk | biri bir koltuk üstünde, üstünde kalmışlar. Sageret, ısınma ar ederek yanyana Eokul ank teklif iskemle — Olmaz! - Pala sonra, başlad Üç “düet a gülmeğe dakika sonra, | taraftan “Hayır! Olmazl,, ai öbür taraftan, çekildi. ederek, koltuğunda yan tarafa Bana yer açtı Battaniyenin yarısını yarısını ben... , artık, vaziyetim hiç de fena devam o örttü, aze bir vücut elbiselerimden nufuz ediyordu. u arkaya gi belini sardım. göğsümün çuku- 1m biribir! ne yaklaştı. Miniminicik bir buklesi, kulağımın içine meyi kulak deliğimi gı- cıklamağa ladı. E, Ea Siz benim vaziyetimde bulun- saydınız ne yapmağa teşebbüs ei ben de ona teşebbüs e tam o sırada, Louise, bana: A edi. - Aklıma birşey ldi.. Omnibüs... — Ominbus mü? — e ya.. Sizi getiren Altı saman dolu... Orada ŞİM man sini rahat kr dolayı serziniş mi vardı, yoksa, beraber yi zl e daha rahat ere eşfetmişti da ona mi ölüyordu? yi amadım. Neyse, kızın irade ve arzusuna teslim oldum. Beraberce ahıra indik. Loui — Abi sabredin! az şimdi hazırlıyacağım!- dedi Samaların üstüne çıktı. “ Sağek ben de onun arkasından cıkına- saydım, şüpi ni Selmani en sersem erkeği sai an'yana El üstüne uzan- dık. kapıyı da içinden kapattık.,, ei biri; — Ece ra? - diye sordu. ayesek ii ii ladı, — Sonra - dedi - Sonrası böyle işte... e Birbirimizi Oepice hırpa- ladıktan sonra, ouyumuşuz. Fakat öyle dalmışızki, ertesi sabah © uyanmadı! ACI , bunun e ici yarama Samanların k 1m milyon yedi yüz bin endimi kurona al oldu. bali ne bizi örümed Bu le güzel bir hastahane | İhtimal, arabacı rdü. Fakat, Perin islim; Burada yalnız | gene ihtimal, onun OR a bir dilenciler tedavi edileceklerdir. mi nçlığı, bir alıp veremediği Doğumhanesinde dilencilerin karı- ardı. Sesini laçki tnkikam al doğuracak, çocuk yuvasında, İk için... nların Scuklrm bakılacaktır. Ah, uyandığımız zamanki hay- eek en asri tarzda | ret yesimizi katiyen izah edemei inşa sleekini arzu ederim. | Pen ereye başımızı kaldırınca, Nihayet bir sene arda bina | dışarda, ahı süküneti yerine bitmeli ve simine Ko- | bir takım k nek- şat penhağın bütün dilencileri davet | edilmelidir. Bu vasiyetname büyük bir | | | | hayret yanal tır. Dilenmekle bu kadar büyük servetin era masına enlsi şaşmaktad Yakalı paze olmal hiç yordu. Fakat, amm için ne yapacaktık? Ele geçersek, a | Muharriri : Paul Reboua Louise, artık, hizmetinde tutuna- mıyacaktı. anç âşığın teşkil | ettiği tehlikeler de ir mesele... | erekt, arabacı, nibüsü der- hal harekete getirdi. Louise'ye usulla — Hiç ses etme! - dedim. - Tenha bir yola varınca, kapıyı açar, usulle yere atlarız. ne tenha yola gies kapıyı açmanın imkânsızlığını gördük. Çi kapı, ancak dn Açılabiliyordu. o Arabacı, kapıyı o suretle kapamıştı. Ah, zalim h nibüsün durduğu zamanki hâli- mizil Etrafımızı aldılar. gidi koca zamparal yakalandı işte... - diye bizimle alay be. yi gülüyorduk. Avcı: — Ne gülüyorsunuz be? - dedi - aydi ner sefer anla maceralarım ma vaziyete düşüyorum. Bunda yalan olacak ne var? Sordu: — Peki amma, omnibüslu hana birçok avcılar daha gelmemiş miydi. — ee Mi ani, dörtyolağzında bütün avölaE en nlar niçin handa kaldılar Meşhur avcı nişancı ve atıci dostumuz, bir yerine seyi batmış gibi, a fırla. al. - Arabacı la ie ms be sahil... “ Arabacı , bu dalgınlığına kakıkahalari. güldük, güldük. Acaba, bu avcılar niçin hep böyle palavracı olurlar ? Mütercimi. â, Ne kadar koşuyoruz İnsanlar diğer hayvanlara nisbetle çok yavaş iyorlar -Geeleyin otemebi İle bir andan geçenler Beğ yo törün ışığile kam. ki re babi ünde Bu keyfi Cezayirde bir leri sein ların nekadar hizli koştukları; bundan alem, ia Mr sini lerdir. Buna ni Bir saatta 80 lem. yapabilmek. tedir, bir ise ancak kolometre.. erine ir avköpeği saatta 46 kilometrelik süratla şmaktadır. Kuşlardan Ameri! üvercini saatta 114 kilometre çtuğu hald k, narin bir kırlangıç (o saatte takrihen 217 kilometre katedebilmekte imiş. unlar: rşı insanların süra- tine e Şimdiye kadar en Aş oşan insan, “Nurmi,, , 1925 enesinde saatte ancak 22 ii iki buçuk ) kilometre bir sürata tekabül edecek hızla ko- şabilmişti.