KS SN * 1530 TIBBİ MÜSAHABE “Tam Sihhatte olmak için. Geçenki yazımızda tam sıhhatte el İ seler yipalek İlain #aldiğini söyledik. Bugün de neler Yapmamalı, onları yazacağız 1 — Fikri fartı meşguliyetlerden içtinap etmeli. Bizim en büyük kusurumuz muntazam çalışmasını bilmemel izdir. Ya pek fazla hayatımızı ezecek derecede çalı- Şırız.. yahut ta- tenbel oluruz.. meşguliyetler o kadar çok f EI':Y ki î'::l!'k vakitlerimizi bile | kaybederiz. Bu surette olacak Ygayrı muntazam mesai uzun za- man devam edemez, insan çabuk yorulur, makine durur. Herkes — kendi - tahammülüne göre çalışmalıdır. Bundan fazlasır 'na gitmemelidir. Haftada bir gün tamamile istirahat etmelidir. 2 — Her türlü sui istimaller- den sakınmalıdır. Sıhhatini seven her türlü pehrize riayet etmelidir. Pek fazla zevk ve- safa- içinde yaşamak — isterseniz hayatınızı dert ve elem i; sürüklersiniz.. Her şeyde izere olmalısı- hız. 3 — Kumardan — kaçmalısınız... Oyunu “para kazanmak, zengin olmak ara sıra eğlen- mek için oynamalı. Kumara müp- 'telâ olanlar servetlerini ve sıhhat- lerini kaybederler. Kumarbazların hayatları, oykuları, — yemekleri, her şeyleri gayrı muntazamdır. 4 — Alkoldan içtinap etmelidir. Alkolun mütenevvi şekilleri ( a: kı, fazla miktarda şarap, likör, konyak.. v. s. ) arasında bir fark yoktur. En iyi bir surette istihzar edi- len en lâtif ve en hoş alkollu içkiler - fazla — miktarda —alını zaman dimağı, karaciğeri ve sair uzuvları tahrip ve tesmim eder. Alkolu çok kullananlar bir zaman sonra, kendi. tahammül derecele- Fine göre mutlâk hasta olurlar 've bu hastalıklar ekseriya gayrı kabili tedavidir. | Alkolu kullananların fenalıkları | yalnız kendilerine değildir. Bir defa alkoliklerin evlerinde rahat ve huzur. kalkar. Cinayetlerde, zübrevi hastalıklara (Frengi, bel #oukluğa) yakalananlarda aikolun tesiri büyüktür. Sarhoş yürüdü; yolu bilmez ve görmez. Alkolum muzur tesirleri evlâda da intikal eder. Alkoliklerin bi- | inah çocukları / (saralı, sinirli, bazma müptela, vereme müs- tait ) olurlar. *Baba içer, evlât çeker,, derler. Fakat o evlâtta babayı hayır ile anmaz. Pis kokulu meyhanelerden açını 5 — Tütünü su'i istimal etme- mek, fazla içnemek lâzımdır. Tütünün zehri âsabı bozar, vücuttaki kan damarları üzerine tesir ederek damar - serti mücip gğur, uzun zaman kullanı!- bronşitler | Tefrika No: 19 Haşmetlü para hazretleri... birinci kısım Bir kaç gün sonra mükellef düğün yapıldı. Tur - dü - Rua baldızlarına ağır hediyeler verdi. Mükellef bir sofrada yemekler | yendi, şaraplar içildi, sonra gelinle güvey gerdeğe girdiler. p Ertesi sabah, Jül Löru ile kızları yemek zamanı geldiler. Tur-dü -Rua yirmi beş yaşında bir damat gibi sevinçten uçüyor- du, ağzı kulaklarına ”/ varıyordu. Lazarin'e bakarken, aşkının bütün keyecanı gözlerinde okunuyordu. Lazarin de memnun ve mesuttu... Şatoda — markinin — akrabaları | Vilâyet ve emanet Birleşme için hazırlıklara başlandı - | etle emanetin birleşmesi hakkındaki kanun tatbik edilmeğe başlanınca - vilâyetin idari teş- kilâtında esaslı surette değişiklik olacaktır. Vilâyet daimi encümeni, bu bı susta tetkikat yapmış, kaza, nal teşkilâtı hakkında düşündükleri tesbit etmiştir. Vilâyet meclisinin hazırladığı proje, dahiliye vekâleti tarafından tasvip edildikten sonra tatbikata başlanacaktır. Fa'er aldığımıza göre yeni teşkilât, yeni belediye ve vilâyet meclisleri intihabından sonra tat- bik edilecektir. Yeni kanuna göre polis ve zabitai belediye teşkilâtı birleşti- rilecektir. Ancak seyrisefer teşkilâtı, eskisi gibi, >müstakil — kalacaktır. Bu teşkilât, deniz vesaiti nakliye- sile de yakından alâkadar olaca- ğından — seyrisefer — teşkilâtının tevsiine ihtiyaç görülüyor. Hileli sütler Emanet bu defa muvaf- fak olabilecek mi? Şehremaneti sapan sütçüleri şiddetle t etmeğe başladı. Gün geçmiyor ki süte su ve saire katan bir n günlerde hile, aç itçü yakalanmasın. Bu takibata rağmen e İstanbulda —temiz süt bulmak kabil olamıyor. Bozuk sütler yüzünden şikâyet- ler çoğalmıştır. Bu. şikâyetler, ye dairelerine, şehremanetine şifahi ve tahriri surette yapılıyor. Emanet, - şikâyetlere — nihayet kararlaştırmıştır. Emanet, süt işini tanzim etmek için kontrol işini yeni baştan tensik edecektir. Hilede ısrar edenler- den ağır ceza, icabında şahsi kefalet alınacaktır. ve dolayısile ciğerlerin şişmesine sebep olur. 6 — Mümkün olduğu kadar gam ve kasavetten uzaklaşmal Gam ve kasavet insanı ht yarlatır. Bunun / için idareli ve dürendiş olmalıdır. Bugün sağlam ve çalışırken yarını düşünmeli- siniz... Hayatı ve kazancı israf etme- . Bençlikte - daima ihtiyarlığı y insan hep kendinden ini, mühtaçları düşi nerek hayatından memnun kalmalı, müteselli olarak rahat yaşamalı... Dr. Ekrem | | ruşa satılıyordu. Portakal, incir Son günler zarfında sokaklar bu iki meyva ile doldu Son gönler zarfında şenrimize Adana ve Rize'den pek Çok portakal gelmiş, portakal fiatleri mühim surette düşmüştür. Küçük portakallar perakende olarak üçü çeyreğe, irileri cinslerine ve boy- larına göre üç ile altı yedi kuruş arasında satılmaktadı Bir müddetten beri / şehrir sokaklarında en çok satılan şey- lerden biri de incirdir. Geçen sene bol yağmurlardan bozulan incirler perakende olarak satılmak. üzere uraya sevkediliyor. Sokaklarda gezdiriciler bir okka inciri 20 kuruşa satıyorlar. Ayrıca paket halinde 6 kuruşa da incir satılıyor. Geçen sene bu paketler 20 ku- Telelon 1 idare işleri için Gönderilem yazılar sahibine ABONE ÜCRETLERİ geneliği 1700. lti aylığı 900, Üç aylığı $00 kürüş. Ecnebi emleketler İçin 1 Seneliği: 3000; aylığı 16007 Üç aylığı 900 kuruştur. Türkiye için : ahti Gazelemiz - İlânlardan mes'üliyet kabul Şevval: srazm 29 — Kasım: 142 | cek muallimliklere etrafında tetkikat yapmışlardı. Borsa vaziyeti Nurullah Esat bey sıkıntılı devre * geçti,, diyor haftadan beri kuruşla 1029 arasında temevvüç ediyor. Eskisine- nazaran ingiliz n karşı olan talepler azal- sa ihtiyacını temin edecek dere- cede kambiyo geliyor. Bir kaç haf- ta sonra İzmirden şehrimiz ban- kalarına daha ziyade kambiyo gelecektir. Borsa mürakabe heyeti 'reisi Nurullah Esaat B son günlerin vaziyeti hakkında . bi arririmize şu izahatı vermişti — İstanbulda kambiyo meselesi diye bir şey kalmamıştır. Borsa €n sıkıntılı. devresini geçirmiştir. Şirmdi borsa işlerinde müvazen: İngiliz satışıla, alışı biri- birine tekabül ediyor. Kömür depoları Yeni depo Üsküdar veya Ahırkapı'da yapılacak Şehremaneti, şehri İ ve ticari vaziyetile mütenasip bir kömür deposu tesisi için tetkikat yapmış, fakat bir çok sebeplerden dolayı buna imkân bulunamamış- tır. Geçenlerde ticaret odasından, liman şirketinden bazı zevat şehremaneti erkânile bu mevzu E- manet, kömür deposu tesisi ihti- yacının gün geçtikçe çoğaldığını nazarı dikkate alarak 1930 sene- sinde bu depoyu yapmağa teşeb- bus edecektir. Ancak bunun yeni varidat menbaları maktadır. Emanet deponun Üskü- dar'da paşa limanında ve ya Ahır- kapı'da inşa ettirmek niyetindedir. Kömür deposu inşaatına ait teşeb- buslere, Muhiddin beyin Avru- pa'dan avdetinden sonra - başla- nacaktır. İnhilâl eden muallimlikler Maarif vekâletinden bütün maa- rif idarelerine mühim bir tamim gönderilmiştir. Bu tamimde mart ibtidasından itibaren inhilâl ede- imsenin inha edilmemesi ve bu vazifelerin ve- kâlet suretile idaresi bildirilmek- tedir. İsliinbu!, ucuz bir şehir.. İstanbul pahalı bir şehirdir diye kim söylemiş?. Dün Beyas ztta bir lokantaya girdim.. Bir et ye bir sebze, bir komposto... Ekmeği, garsonu, suyu ile kaç Para verdim biliyor musunuz? 5$ iruş... Aynı eti, sebzeyi, aynı kom- postoyu, aynı ekmeği Beyoğlu lokantalarında, Beyoğluna gitmeğe ne hacet Sirkeci lokantalarında yiyin, aynı su şişesini açtırın, mu- hakkak garson hesap puslanıza B kuruş yazacaktır. 'emekten sora Fatihe doğı ilerledim, bir kahveye oturdum.. Hem öyle kırtipil, peykeli meykeli bir mahalle kahvesi değil.. Tramvay caddasi üzerinde, gıcır gıcır yeni boyanmış; kanarya kafesi gibi bir azino.. Oturdum, tertemiz filcanla öpüklü bir kahve içtim... Dışarı çıkarken belki kahve yedi buçuk kuruşadır. düşüncesi İle garsona bir on kuruşluk verdim.. Bir az sonra adamcağız bir tabağın inde önüme yedi kuruş, paranın Hünü gelirdi. Yani içtiğim kah: ve 3 kuruşmuş... Aklıma Beyoğ- lunda alelâde İbir gazinoda: 20, 25, 50 kuruşa içtiğim kahveler geldi... Akşam üstü dört arkadaş gene bu cîîııd.ı birahane a:::ı.ıııküı çük bir dükkâna girdik.. Beş altı şişe bira açtırdık, âlâ lüfer balıkları kızarttırdık, midye dol maları getirttik, beyin salatası yaptırttıl bu olgun ve dol gun sofradan kalkarken önümüze 50 kuruşluk bir hesap puslası üler Habuki l 'gece evvel e aynı arkadaşlarla Beyoğ G Vi yecie ae GA bİR içmiş, meze diye eti çekirdeğine yapışmış iki zayıf zeytincik, cinsini tayin edemediğim iki mini mini balık yedik- ve 400 kuruşu sula Ecnebilere verilen kapitülâsyon- ları çoktan kaldırdık, lâkin Beyoğla esnafı meyanında hâlâ ticari kapitülâsyon cari.. İllâllâh bu ka- pitülâsyonlardan canım.. Hikmet Fridu Veraset vergisi tahsili Şehrimizde veraset vergisi tarh ve tahsili hususunda bazan müşe külâta tesadüf ediliyor. Mütevef- fanın vefatından itibaren uzun müddet geçtiği halde bu vergile- rden çoğu yüz üstü kalıyor. Hacer aldığımıza göre maliye şubeleri bu. vergilerin - cibayet daha ziyade teahhur — etmesi | için faaliyete geçmişlerdir. Şimdiye kadar tesbit ve tahsil edilmeyen veraset vergileri nihayet mayıs sonuna kadar tahsil edilecektir vardı. O devrin usulü veçhile bu, | mıydı ? | misafirler üç gün kalacaklardı Bu günler zarfında eğlence eğlen- ceyi takip ediyordu. Balolar ve- rildi, ziyafetler çekildi, ava çıkıldı. Lazarin bu hayatı yadırgamıyor, bilâkis benimsiyordu. Attan ini- yor, ziyafete geliyor, ziyafetten çıkıyor, baloya gidiyordu. Yorul- mak nedir bilmiyordu. Yeni geliüle güveyin arkasından söylenen sözler şunlardı: “Bu yaşta bir adam için, böyle genç ve güzel bir kadın çok tehlikelidir. , Markiye para hatırı için var- di Allah — ihtiyarın — encamını hayreylesin!,, * Şu marki evlenmese idi daha iyi ederdi ya. , Bütün bu sözler kavli mücer- retten ibaret hükümlerdi. Fakat acaba — Tur - dü * Rua — mesut Hem evet, hem hayır. Filvaki Lazarin'in herkes tara- fından beğenilip takdir. edilmesi hoşuna — gidiyordu, fakat içinde | bir endişe vardı. Lazarin hiç te | © ilk dafa gördüğü masum, saf kıza benzemiyordu. O Lazarin'i | * Yeşil yaprak , in — mütevazı muhitinde gördüğü için kızı da mütevazı ve — mahçup — tahmin | etmişti. Fakat Lazarin ne müte- | yazı idi nede mahçuüp.... Marki | karısının zevka, eğlenceye düş- künlüğünü görünce — korkmağa başladı... On beş gün hayihuy - içinde geçti. — Nihayet — şato boşalıpta marki yalnız kalınca derin bir | nefes aldı. Artık karısı ile baş- başa kaldığını düşünerek - sevi yordu. Fakat Lazarin bu sevince iştirak edermiş gibi tamamile görünmüyordu. MA “Bir sabah marki elindeki mek- tubu okuduktan sonra” gülümse- yerek başını kaldırı — Yavrum, dedi, küçük - salo- nun boya ile tezyin edilmesini istiyordun... — Evet, — İşte Loran Vedel'den nek- tup geldi. — Meşhur sanatkâr mı? — Evet, salonu boyaması için ona mektup yamıştım. Muvafakat ediyor. Yarın sabah Orlean' geliyormuş, gündermemi istiyor. — Nasıl adamdır ? — Elli yaşında iyi bir adamdır. Güzel değildir, fakat sapına kadar sanatkârdır. Eğer müsaade eder- sen yemeği bizimle beraber yesin. — Tabü; bunun için benden araba Denize düşen yılana sarılırmış. Yalnız kalan Lazarin'in canı öyle sıkılıyordu ki, şatoya kim olursa olsun gelsin istiyordu.. — Seni bir gün yalnız bırakır- sam canın sıkılir mi? — Neden sordunuz? — Onu karşılamağa — bizzat gitmek | — Gidiniz. SiTARA | Ertesi gün hava çok güzeldi. Mösyö döla Tur - dü - Rua saat |yedide açık bir araba ile gitti. | Öğle yemeğini yalnız yiyen Lar in yapyalnızken daha az sıkı n farkına vardı. Yemekten sonra atına bindi, dolaşmağa çıktı. Saat üçte avdet eti kocasını kapının önünde - buldu. Mal sordu: |— — Canım çok sıkıldı mı, yavrum? (Bitmedi )