6 Şubat 1930 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

6 Şubat 1930 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Akşam 6 Şubat 1930 Tarihi roman tetrikamız: 115 BİZANSIN SON GÜNLERİ İKİNCİ KISIM Istanbulu nasıl fethettik? Yazan: iskender Fahreddin «Genç kadın, papasın ayaklamja kapanarak yalvardı: Ben erkeklerin kucağında dolaşan Daktilo Hanım (Ankara için aranıyor Türk olması ve Almanca Jisa- ikemmelen — vakıf bulun- Şirketine göndel Acele satılık köşk Çengelköyünde havuz başında muhteşem köşkünün tamamı acele ması Almanca — imlâyı sur'atle yazması — şarttır. — Fransızcayada | aşina olanlar tercih edilecektir. Tekliflerin , ankara — Elektrik merhum Tevfik paşanın 18 odalı | bir günahkâr degilim... türklere zafer hazır- layan bir vatan hainiyim, beni affediniz!» Sultan Mehmet etrafa gözcüler koydu ve sabaha kadar Prensesi sokakta bekledi. Fakat, sabahleyin bir felâket haberi geli Petro - gördüklerini anlatlı:l — Papasın önünde ağlayarak yalvazmağa başlayan genç kadın, memleketine hiyanet ettiginden dolayı günahkâr olduğunu söyli- yordu. Manastırın kubbesinden şu Sözleri kulaklarımla işittim: “Beni affedecek — misiniz? — Söyleyiniz! Beni Allah affedecek mi? Beni Hiristos affedecek mi? Rica ede- rim? Cevap veriniz! Beni Meryem ana affedecek mi? Ben memle- ketime, milletime fenalık ettim... Türklerin — müzafler — olmasına, Bizansın biran evel sakut etme- sine çalıştım. Anlıyorum, benden nefret — ediyorsunuzl! — Ben yüzüme bakmak bile istemi- yorsunuz. — Fakat, ben düşün- meden bir çocukluk yaptım... Bizans kiliselerine gitmege cesaret edemedim. Sizin daha merhametli olduğunuzu - bildiğim için , size iltica ettim. Kaç günden beri çetiğim vicdan azabı , beni bu tehlikeli yola sörükledi... Rica ederini beni — affediniz! - yolda giderken kaç defa yakalanmak tehlikesine maruz kaldım... Allah aşkına başınızı kaldırıp yüzüme dikkatle bakınız! Ben ismet ve iffetini, bir dakikalık dünya zev- ki için , başkalarının koynunda kirleten — kadınlardan — değilim... -Ben, yalnız memleketine hiyanet etmiş bir günahkârım!,, Bu esnada, manastırın iki kor- kunç göz gibi ışıldayan kandilleri söndü, ve sabahın alaca aydınlığı yüksek kubbenin pencerelerinden içeriye doğru süzüldü. -Papasın kalın ve sert bir sesle verdiği cevabi. işittim: “ Prenses , ben seni affedemer geldiğin yere giti, . Sultan Mehmet, bu. kadının kim olduğunu anladı ve: — Prenses İrini... Prenses İrini, Diye haykırdı. Zağnus paşa, Prenses İrini nin yatanına hiyanet ettiğini ve Türk- lerin lebine çalıştığını yeni öğre- haydi , derhal 'adişahım, dedi, © halde bu kadını biz himaye edelim! — Çok iyi olur... Fakat manas- tırdan 'nasıl alacağız? — Madamki manastırdan tekrar Bizansa avdet edecek.. bu iş için sahile bir çok gözcüler koyar ve (Ayakozma) dan — çıkar ” çıkmaz yakalatırız. Güneş doğarken.. Sultan Mehmet o gece sabaha kadar — yatmamış, — uyumamıs, hattâ bir saat bile oturmadan dolaşmış.. bir. taraftan yollara döşenen kalaslara nezaret etmiş, diger taraftan da ( Ayakozma) Manastırına — iltica eden kadınla meşgül olmuştu. — £ Manastırın önünde dolaşan göz- cüler, uzakta bekliyen Padişaha, kadın çıkar çıkmaz haber vere ceklerdi. Padişah uzaktan, bir çok yeni çerilerle hazırlanmış, etrafı teces- süs ırdu. Osmanlı — devletine, —hayatını tehlikeye — keyarcasına — yardım eden ve Romanos kapısının esrge rını bildirin Prenses İrini elbette himayeye lâyik birkadındı. Onun kür. hayvanat — beslemege müsait arazi binlerce müsmir eşcarı havi meyva ve sebze bağçesi ayrıca bağçıvan ve bekçi odalarını müştemildir. talip olanların her gün Kasımpaşada Bahriye cadde- sinde 58 No tühafiyeci M. Sami | Beye müracaatları. bu fedakârlığıaı - görmemek kör olmak lâzımdı. Yaptı netin dehşet ve azamet nerek - bilâhara her düşi ne kadar İstanbul fora dairesinde aldığı 180 Tal pişman olmuşsa da, oynadığı rol | mükabil Türkler lehinde neticeler verdiği | Cirangir va için - hakikat meydana çıkınca - | bi> kıta arsanın kırk beş gün müddelle Bizanslıların kendisini parçalıya- | müzaya olunarak 125 Tirada cakları muhakktı. falibi uldesinde. olup bodeli” müzayede Sultan Mehmet onu yakalatıp : | Tuilli layıkmda görümediğinden — bir — Merak etme ! Seni bir pa- | mah muddeile temdlden / mürayodeyo pas kabul etmediyse, bir hüküm- | v yaaaa e | Sar himaye ediyor.. Diyecek — ve — taltif “ederek Edirne ye gönderecekti. (9 metralak tarik- di; Yeni yapılan yolun - başında ayakta duruyordu. Uzaktan, sahil gözcülerinden birinin koşarak geldiğini gördü. | Bir kaç adım ilerledi ve sordu: | —Ne haber getirdin bakalım? Gözcü koşmaktan yorulmuştu. beş talip daha ziyade malâmat al müsip kiymeti Tıkanırcasınca konuşarak : Sea ai — Padişahım, dedi, manastır- müracaat dan çıkan kadın kendini denize | Xe saat 1& attı! den 16 ya kadar ihalel katiyesi yapılar ( Mabadi var ) Ankara Tayyare şubesinden:' (Et nakliyatı ) Ankara Mezbahasından ve trenle hariçten gelüp istasyondan Şeh- remaneti hudüdü — dabilindeki kasap dükkânlarına, müessesat ve imalâthanelere (resmi müessesat hariç) tevzi edilecek bilumum “et, ğer, baş, ayak ve işkeembenin nakli 1/3/930 tarihinden 1/3/932 tarihine kadar iki sene müddetle ve kapalı zarf usulile ve muayyen şaraitle yirmi gün müddetle müzayedeye çıkarılmıştır. |1 — Senevi bedeli muhammen 12000 liradır. 2 — Nakliyat ve tevziat ücreti kiyede bir kuruştur. 3 — Müddeti müzayede 20/1/930 tarihinden 8/2/930 Cumartesi gününe kadar yirmi gündür. 4 — İhalci kat'iye 8/2/930 Cumartesi günü saat 16 da Ankara Tayyare şubesi heyeti idaresi huzurile yapılacaktır. $ — Talip olacaklar bir istida ile ve bedeli muhammenin yüzde yedi buçuğu nisbetinde teminati muvakkate nakden veya banka mek- tubunu havi kapalı zarflarını şube riyasetine ihaleden yarım saat evel vereceklerdir. 6 — Zarfların küşadında en yüksek bedel herkim tarafından veril- | mişse onun üzerine ihalei kat'iyesi icra edilecektir. 7 — Zarfların küşadında sahiplerinin ve ya musaddak vekillerinin hazır bulunmaları lâzimdi 8 — İhalei kat'iyeyi mütcakip teminatı muvakkate yüzde onbeşe iblâğ edilmekle beraber bir hafta zarfında ayrıca tanzimolunacak mukavelenameyi de Noterden musaddak olarak mütaahhit şubeye 'teslime mecburdur. Aksi takdirde teminat akçası irat kayt ve nakliyat yeniden müzayedeye vazolunacak ve her iki müzayede arasında bir noksan görülürse o da talibi evveline tazminettirilecektir. 9 — Mütaahhit Şehremanetinin - gösterdiği sıhhi ve fenni şeraiti ifaya mecburdur. 10 — Mütaahhit yevmi ihaleyi mütaakip yirmi gün zarfında nakliye temine mecburdur. 11 — Gazete ilânatı ücreti Noter harcı, mütaahhide aittir. 12 — Fazla malümat almak ve şarai şubeye müracaat Devlet demiryolları ve limanları umumi idaresinden: 5000 m3 oksijen itası kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Münakasa 23 şubat 930 pazar günü saat 15te Ankara Devlet demiryolları idaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve muvakkat teminatlarını ayni günde saat 14,30 'a kadar Umumi müdürlük kale- mine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartnamelerini iki lira mukabilinde Ankarada, malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik edebilirler. Pul ve rüsumu - saire öğrenmek arzu edenlerin bir bikâye —| — Binde 999 muhaklaki — | z Demel — Vallahi bel.. Buna hiç, amma) hiçbir kadın mukavemet edemez. Demek ki, bu usül / tatbik edilecek olursa, kadınlar, muhak- kak ele geçer. — Muhakkakl — Aman, bana pek lâzım., Şu usulü anlatıver kızım. — Bundan daha basit bir şey tasavvur edilemez! Mesele şundan ibaret azizim: Bir sinemaya gider- Bileti hususi mevkide almaz- sın da birinci mevki de — alırsın. Sinema — oynarken — girersen ayakta durur, oturmazsın Aydın- lıklar yanınca, şöyle bir etrafına bakar , kadınların yanındaki boş yerleri kolaçan edersin. Beğen- diğin — kadının — yanına — otur. Amma kadın ortayaşlı imiş, gen- Üçmiş , hattâ çocuklukla - kızlık arasında — imiş bunün aslı ehemmiyeti yoktur. Elverir ki, sen ki , | beğnesin , elverir gönlün çeksin... Ele geçireceğin muhak- kaktır. Binde 999 muhakkak ! “Evvelâ şöyle bir öksürür, kendini gösterirsin. Çirkinliğinin, kakavanlığının ehemmiyeti yoktur. | Fakat, muhakkak ki, temiz giyin- venler, baston, pardösi tamam bulunmalı. Taki tesiri vermiyesin. Şayat ciddi bir adammış gibi Hattâ, bu maksatla, elektrikler aymıkken nim — çatık herşey serseri itimat, duracak ve sabit bir noktaya bakacaksın. * Haaa... Sinema başladı.. Şööööyle, hafifçe dirseğinle kadına dokunursun amma — öyle bir dokunuş ki, kasti mi, yoksa tesa- düfi mi anlaşılmasın.. dinlersin: - Bakalım, çekiliyor mu, çekilmiyor mu? Emniyet Ğandığı da) atik Göztepe ve cedit Mcı iki katta fevki ahşap yüz elli arşın üze | köşkün tamamı ile katta - büyük yer de kârgir bi iki iki depoyu ve yedi yüz yirmi bir hane ve odaları ve yüz elli ve yüz yetmiş arşın üzerinde mitleri gayrimevcut) bir mutfe arşın araziyi havi diger bir köşi altı bin elli beş liraya nazaran kat'i kararının çekilmesi on beş mukarrer bi kadar Sandık idaresine müracaat idaresinden: muştur. B;'ı;de 999 ihtimal miş ve tıraşlı olmalısın. Elinde eldi- çehreyle | Sonra, efendim, azıcık durur ve cedit 35, 35numaralı ve bin dört yüz mebni otuz sekiz oda ve altı salonu ve ayrıca doksan arşın icra kılınan aleni müzayede neticesinde yirı terisi üzerinde tekarrür etmiş isede kıymeti şubat 930 tarihine müsadif çarşamba gi Yani, dirsek dürtüklemesini arttır.. Ta ki, mukabele görünceye ve, arahızda bir temas telsiz telgrafi teessüs edinceye kadar... ayet kadın kaçınırsa aldırma... Biraz - tevekkuftan hücuma devam... sonra, gene “Esasen, şimdi, öpüşülmiyen ve sevişilmiyen filimler yok; filiminin; böyle bir zamanında, yani bütün Sinirler gevşemişken, cici komşu- nun elini tutarsın... Dudaklarına götürürsün... “Muhakkak - birakik, azizim, muhakkak - birakır... Binde 999 muhakkak... “Esasen, mesele karanlıkta cee reyan ediyor... Aksilik çıkarmakta “Aksilik çıkarsa, yani elini dudaklarına götürmene mani olsa da taarruzda devam! * Baracak değil a.. Elâleme kepaze olur yoksa... Hasılı, azizim, muvaffakıyetin binde 999 müem- mendi * Eh, sinemada iş bukadar piş- tikten sonra, arkası çorap söküğü,, Yukarıki muhavere tecrübedida kurtlardan Sadeddin Beyle, toy delikanlılardan Hikmet Bey ara- sında cereyan ediyordu. Hikmet Bey, nazariyeyi derhal hayata tatbik etmek için, arka- daşlarından bir papel ç aldı. Haydi bakalım sinemaya... CALI | — Ertesi gün, Hikmet'i, yüzü gözü sarılı, kafası yarık gördük. Yüi li Sadeddin, nazariyesinde hâlâ musır: — Ben muvaffakıyetim binde bin olduğunu sö Binde 9991 -diyor. - tehlikeyle tecrübeye girişmek is- tiyenler varsa hödüri emlâk müzayedesi Kat'i karar ilânı Sandığın uhdei tasarrufunda bulunan Göztepe (elyevm Feneryolun' rdiven tariki sokağında atik 1,3 ve beş arşın arsa üzerinde izerinde yemek odasını ve yüz elli arşın üzerinde zemini kârgir mek salonu ve hamam odasını ve ir katta çamaşırlığı havi büyük bir iZ otuz arşın üzerinde on odayı ve beş yüz li arşın üzerinde harap bir abır ve arabalığı ve üç yüz arşın üzerinde beş arşın arşın üserinde Aalışap kapıcı odasını üzerinde kârgir bir katta ir bir katta maa müştemilât ( kire- 1 ve oluz üç dönüm yüz doksan dört ikün tamamı 1 Şubat 930 tarihinde bin lira bedel ile müş- suhammenesi olan otuz haddi “lâyikında — gi gün müddetle tehir edilmi ü kat'i kararının çekilmesi luğundan talip olanların mezkür günde saat on beşe eylemeleri lüzumu ilân olunur Devlet demir yolları ve limanları umumi 225 adet masa, dolap ve yazıhane kapalı zarfla münakasaya kon- Münakasa 22/2/930 Cumartesi günü saat 15 te Ankarada devlet demiryolları idaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin teklif mektuplarını ve muvatkat teminatlarını ayni günde saat 14,30a kadar umumi müdürlük kale- mine vermeleri Tâzımdır. Talipler münakasa şartnamelerini beş lira mukabilinde Ankarada, malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik edebilirler. istanbul verem Mücadele cemiyetinden: 7 şubat cnma günü saat 10 da Türk Ocağında senelik kongre akdedileceğinden bil umum âzanın İütfü teşrifleri rica olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: