Yazan: iskender Fahreddin (Anadolu yıldızı) O gece sabaha hadar uyu- madı. Ertesi gün Padişah sarayda yokken, cüce Ahmedi çağırdı: «kapının önünde dolaş dedi, içeriye kimse girmesin!» Safinaz, Rüstem beyi zaman güne- gin yükseldi-İ ğini — gördü. Hemen pen- cereye koştu. Bizanlılar büyük bir kalabalık içinde, kale- ye doğru gi- diyorlardı. Elvira, na l olmuştada K bu vakte ka-| e dir y kalmıştı? Pa- Gçelin kene disini burada uyutmuş olduğunu bir türlü tahattur edemiyordu. Agripasla görüşmeden ayrılmak. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Daha bir gün evvel Agripas karısına! — Sana gizli talimat vereceğim.. gitmeden , beni mutlaka - görme- İlsinl Dememiş miydi? Şimdi ne yapacaktı? Elçiler uzaklaşmışlardı. Elivra kapıyı kurcaladı. liydi.. Etrafına bakındı.. Padişahın yatak odasında bulunduğunu anla- mıştı. Kapıyı vurmağa başladı. Genç kadın, Padi «Beni kim vurdu?» © gece Rüstem beyin yarası Sarmışlar ve odasına götürmüş- derdi. Zavallı gencin yarası çok ağırdı. Sabahleyin ağzına süt ve ilâç akıtırlarken biraz kendine gelebilmişti. Gözlerini açtı ve; — Beni kim vurdu...? Diye sordu. Etrafındakiler bir şey bilmiyor- lardı , — Haberimiz yok... Diye cevap verdiler. Herkes merak içindeydi. Bütün ve hürmet Hadiseyi baber alanlar büyük | telâş ve teessürle birbirlerine | ayni suali soruyorlardı. — Rüstem beyi kim yaraladı? Padişah , kaleyi — dolaşmağa Sarayda — derin ” bir ölü sessizliği hâkimdi. — Gece sabaha — kadar devam — eden eğlenceden herkes yorgun ve uy- | O gün, arkasından gitmişti . elçilerin Devlet Mühtelif tpte lokomotiflere |i kapalı zarfla münakasaya konmuştur. günü saat 16 da Ankarada Devlet Demiryolları idaresinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin temir vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartnamelerini 20 lira mukabilinde Ankarada, #Malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik , Canlı bir cenaze gibi, yatağın içinde uzanmış görünce iradesini kaybederek ağlamağa başladı... haritasını görünce t Demiryolları ” ve Limanları Umumi idaresinden: | umu olan bakır ocak ve aksamı larını ayni günde saat 15,30 kadar Umumi Müdürlük kalemine şahın yatak odasında Bizans şirmiştı kusuzdu. Sabaha karşı odalarına çekilenler hâlâ yataklarından kalk- mamışlardı Öğle ezanı okunuyordu. Sarayda o gece gözlerini ka- pamamış olan tek bir kadın vardı: SAFİNAZ. Padişahın yegâne gözdesi olan bu. Anadolu yıldızı © geceden | itibaren padişaha kin ve husumet dan vurulduğunu yalnız. S; biliyordu. Genç kız. bir az evvel haber almıştı: — Rüstem — beyin yarası çok ağır fakat ölmedi! Demişlerdi. Genç kiz bü haberi aldığı za- man, — heyecanından — tıkanacak gibiydi. Onu çok seviyordu. Onu, bütün hafifmeşrepligine ve bütün kusurlarına rağmen se- viyordu. Kendisi daha münasip zaman bulamaz; Safinaz, etrafı tecessüs ederek odasından çıktı. Genç kiza - sadakatle hizmet eden saray cücelerinden (Ahmet), bu esnada Rüstem beyin odasında, kendisinden başka kimse bulun- madığını söylemişti. Safinaz, Rüstem beyin odasına girince, cüceye: — Ahmet, dedi, sen dışarda dolaş... Buraya doğru birinin gel- diğini görürsen, hemen bana ha- ber ver! Genç kiz, Rüstem beyi, canlı | cenaze gibi, yatağın içinde yatlı- ğımı görünce iradesini kaybetti. — Rüstem..! Rüsten, Diye ağlamağa başladı. (Mabadi var) Münakasa 7-12-29 cumartesi teklif mektuplarını ve muvakkat ksa Halk sütunu Bir sinemaya parasız girmek istiyen külhanbeyler.. Bir kariimiz yazıyor “Geçen akşam zevcem . ve ço- cuklarımla beraber Balatta Tah- sin B. idaresinde bulunan bir za- tın sinemasına/ gitmiştim. -Oyun esnasında, kapının önünde bir arbede — koptu. — Yanımdakilere sordum: — Ne var? — Balat efelerinden biri bedava girmek istemiştir.. Merak etmeyi- Böyle gürültülere biz alışkı- Diye cevap verdi. Fakat, yarım saat sonra bir arbede daha. — Ben adamın kanını içerim! Tiyatroya, sinemaya parrra veri- | fir mizl Tahammül edemedim. Kapıya koştum. Bir Külhan beyi sinema sahibine meydan okuyordu. Be- reket versin hemen polis yetişti. İstanbulun hiç bir yerinde ine tesadüf edilmiyen bu | ruhlu — külhanbeylerine, Ekran mecmuası Haftada bir kere intişar etmek- te olan Ekran isimli sinema mec- Mmuası, matbuat kanununa muha- lif harekette bulunduğundan, hal- kında müddei umumilikçe taki- bat yapılacaktır. a mecmuanın sıhhi - imtiyaz ubm;sııl miıı.lüğü :elliı ;Irâızljığı tibi hangi matbaada tabedildiği Te Gkinük gözlk dönlliğ | . Ösmanlı Bankası İlân z *f 3 faizli, 1911 tarihli “Gredit fonciyer egyptien, tahvillerinin, 1 kânumuevel 1929 tarihinde icra kılmacak amorti keşidesinde başa baş tediyesi tehlikesine karşı Os- manlı bankası Galata merkezi idaresi ile İstanbul ve Beyoğlu şubeleri tarafından pek itle sigorta edileceği mezkür tah- vilât hamillerinin malümu olmak tıncı hukuk dairestnden: Müveddet hanımla kacası Sal- matomrukta Kefevi mahallesinde Taşçı sokağında 25 Nolı hanede ; mukim Mehmet Hakkı efendi aleyhine ikame olunan tescili akit talebine mütedair davadan dolayı alelusul müddeiye tarafından ita olunan arzuhal sureti müddena- leyhin ikametgâhının meçhul bu- kunması hasebile tebligat ifa edi- | lemediği —anlaşılmış — ve - ilânen tebligat icrası karargir olmuş ol- duğundan mahkeme divanhane- sine talik olunan istida suretine tarihi ilândan - itibaren bi zarfında cevap İta edilmediği ve yövmü tahkikat olarak tayin olu- nan 12 kânunuevvel 929 tarihinde | İstanbul 6G mcı kukuk mahkeme- | sinde — isbatı edilmediği takdirde muamelei lâzımei kanu- | niyenin ifa edileceği malümunuz olmak üzere kukuk usul muha- kemeleri kanununun sarahatı da- iresinde ilân olunur. “HANIM, Terzihanesi MÜKERREM ve YAŞAR Sultaubamamında Hacıköçek 'nda Havuzlı hanın Boccace'nin | ikâyeleri — | Vakilte, Milatto şehrinde, Gulfart isimli bir alman askeri vatdı ki, kedini pek namuskâr bir adam olar ak satârdı. Aldıyı börç paralari vadesi gelir gelmez ödediği için, arzu eyldediği taman, küçük bir faizle epiyce yüklü Hara istiktazlarda bulunabilirdi. Gulfart, —günün birinde, Madam Ambroise i- ve Gasparin diye - sengin bir tacirle evli bir kadıma gönül â yeltendil Ertkeğin fendi, kadını yendil ü | bu verdi. Alman asker ile facir, fanışırlar Ve görüşürlerdi Sizinkisi, İşl öyle idarı etti ki, Madam Âmbroise'yi kına vardı, ne de başkası! Kendini yakışıklı delikanlı addettiği için bir. meyaneci bulup kadına aşkını ilân et tirdi. - Fakat, Madam Ambr- oise, pek para- gözlü bir kar dınmış altına ihtiya- cım var! Şayet meblâğı bana - verirse, bir gece önun olurum!,, diye cevap yolladı Gulfart, sevgilisinin hasisl |den pek müteessir oldu. Doğrusu ya: Böyle bir teklif karşısında kala- cağını hiç ummuyordu. Aşkı nef- rete döndü. Bir punduna getirip intikam almağa karar verdi. Bu kararla ikinci bir haber yolladı: * — Arzu edilen parayı ver- meğe amadeyim!,, dedirtti. Gelen ikinci cevap: “— Parayi getirsin de öylel. Kocam, yakında, Cenova'ya gide- cek. Git Gulfart, Gasparin'in yakında, seyahate çıkacağını bu. süretle öyrenerek, onun ziyaretine seyirtti: — 200 altına ihtiyacım var ! - dedi. - Şimdiye kadar verdiğiniz faizle bu meblâğı bana lütfeder- seniz. işime yarayacak. — Maalmemnuniyel Buyurun. Gasparin, derhal kasasını açtı. İçinden 200 altın alarak alman askerine verdi. Asker de, mah- muzları ve, mev'ut güni lemeğe başladı. Bir hafta sonra, tüccar, Cenova'ya hareket etti. Karısı da, âşıkına derhal haberi sarkıttı “— Gelsin ! Paraları da unut- masın! ,, dedir! Gulfart, işi öyle idare etti ki, ziyareti esnasında, Madam Am- broise'nin yanında iki dostunu da bulundurttu. — Onların — yanında, sanki ziyarette bulunmasının ve parayı vermesinin sebebini tevil için şöyle dedi: — İşte 200 altın, efendim. Bu parayı, seyahatten avdetinde , lüt- fen zevcinize verirsiniz. Kadın, âşığının hilesinden şüp- helenmek şöyle dursun, - bilâki ldeki feraset ve dirayı Beyoğlunda İstiklüi caddesindi Masaj 50, Seyahata gidenler için devamlı ramarnma iği gün haber yollarım!,, | POSTA yanında 205 numa Prikir NİKO YASUMİDİS Tıraş 10, saç 30,friksiyon 20, masaj 25, manikür 50, krem 5. Hususi KADINLAR? salonunda yalnız KADINLAR SAÇ 30, ondülâsyon 50, manikür 50, j 100, Şampuan 50, pedikür ONDÜLÂSYON S Erkeğin tendine yenilen kadın memnun oldu. Paraları aldı: — Kocam gelince, unutmam, derhal kendisine teslim ederiml -dedi!- Lâkin, hele, daha evel şunu bir. sayayım; bakalım, 200 altın olduğu doğru mu? Paraları masanın üzerinde say- mağa başladı. Saydı. — Doğru imiş. Bu esnada, Gulfart'in iki dostu, müsaade alarak evden ayrıldılar. Kadın da, askere: — Haydi, içeriki yatak odasına geçeliml - diye gülümsedi. Yatak odasma geçtiler. Gece- yi işünuş, zevk ve tarap içinde Sabaha kadar geçirdiler. Kadın, aldığı paranın hakkını çıkarmak, askeri memam” etmek için elin- den geleni ardına komadı. Belli, başka bir gece, 200 altın daha alırım diye hani... Gulfart, başka gecc, sevgilisine gitmedi. Yalız bir hafta sonra, 'tacir Milano'ya — dönünce, o ile dostunu yanına aldı. “Sefageldiniz, den, hoşbeşten sonra dedi — Hani sizden 200 altın borç almıştım ya, azizim, o para banğ lâzım olmadı. Siz gider gitmea, derhal zevcenize iade ettim. Elböt size teslim eylemiştir. Kadın, kendisine yapılan hiyleyi anladı amma, şahitler muvacehe- sinde, ağzını açamadı: — Ev,,, ev,,, evet! - diye kekes ledi. - par,,, para,, para - bende. Ver,,, ver,, vermeğe unuttum. Parayı kocasına / teslim etti. Paraya ihtiyaçları olmadığı halde vücudunu para ile satan ka- dınların kulağına bu oyun küpe olsun! Mütercimi: (Hatice Süreyya) çalışıyor . arım ondülâsyon 25. alı ay garanti 10) dira,