Dost — Zavallı adam! Genç öldü. — Evet, feci şe — Herkes acıdı... Cenaze me- | rasimi iyi oldu.... Benim gönder- diğim çiçeği gördünüz mü? — Gözüme ilişmedi. — Güzeldi. On beş İlra verdim. — Yalnız cenazeyi takip ede- ceklere otomabil yoktu.,. Halbuki cenaze otomobille kalktı. — Kanısı öyle hasistir ki... — Belki de kederinden düşi nememiştir — Keder!, kederi çok sürmez. anda kederi - fal — Ne demek Acaba,, Merak — etmeyin, Belki de şu kalmamıştır. istiyorsunuz ?.. ihanı Kocasına ediyor muydu - deye soracaksınız... Saat başında...Çok yaman bir kadındır. Malum olduğu gibi. — Demek — malümdu. Kocası biliyordu da göz mü yumuyordu? — Aşağı yukarı... Parası yoktu. Karısı zengin — dostlar intihap ederdi. e ildi enamıza mı gitti? — Hayır, yalnız arkada kalan oğluna acıdım. — Bu ananın elinde 'ne yapacak? — Hangi oğlu?., Çocuğun yü- züne baktınız mı? Tıpkı M** beye benzer. Hik demiş burnundan düşmüş. | — Çok acı şeyler. söylüyorsu- Siz merhum — ve arkada bi raktığı kadımı namuslü muü zan- — Bana dönek diyorlar. Koca dünya dönerken, ben nasıl dönmemezlik ederim ! nediyordunuz. — Peki amma — bütün bunları siz nerden biliyorsunuz? — Merhüm en yakın, mimi bir dostumdu yahul Evel ve sonra “Bu gece neden yıldızlar par- Jamıyor?,, deye sordu. Gözlerinin muru karşısında, hıldızlar sönük kalıyorl,, deye c vap verdi. O zaman nişanlıydılar... “Burdan - yıldızlara - yükselmek Halâs Dukaz on ye ındaydı Kan ter içinde koşayordu. — Neden koşa- yorsan ? deye ordum ? - Bir kovgayı yırmağa - gidi- yorum, dedi, da- için, kaç tane telgraf direğini | yak yeyeni kur. üstüste getirmek lâzımdır?, deye | taracağım. sordu. — Kim korga “Böyle budalaca şeyler söyle- | ediyar? mel,, deye cevap verdi. Ahmetle Bu, evlendikten sonra idi... bent — Beni sevdiğiniz halde evlenmek istemiyorsunuz ? — Üstüne başkasım sevemem deye korkuyorum. Asri endişe... Cennet... Hızlı giden bir otomobilin sade- mesine oğradı Kaldırdılar, eczaneye - götür. düler. Bir saat sanra kendine gelmeğe başladı. Sayık. layordu : Cennette mi- gim ?.. Biri teskin etti: — Yok efendim, baksanıza - karı mız yanınızda Nükteler Hırsız Çok şen, fevkalâde şuh bir kadındı. Başından geçen bir hır- sız hikâyesini anlatmağa bayılırdı. — Bir gece, müthiş bir korku geçirdim; amma ne kadar kork- tuğumu tasavvur edemezsiniz. — Ne oldu efendim? — Gece yarısından sonra, ha- fif bir gürültü işittim; sıçrayarak uyandım; doğrü'düm. Kulak ka- barttım. Biri merdivenleri çıkıyor- du. “Hasan, diye seslendim... Hasan, kocamın ismidir. Cevap alamadım. Ayak sesleri yaklaşı- yordu. Yataktan kalktım. Amanl.. — Ne oldu? —Bir el bacağımdan yakaladı. Bütün cesaretimi ele aldım. Kü- çük dolabım çekmesi bancamı kaptım, eğildim, yatağın altına baktım.. — Hırsız mı vardıi? — Hayır; metdivendeki ayak seslerini benden evvel duyan ko- cam, yatağın altına saklanmıştı. Sebehi Babası ateş pliskürüyordu. Gene bir adamın bizını öptüğünü gör- müştür — Bu senin halin ne olacak?. Kendini önüne gelene öptürecek misin?. seİlaz . yak pas pa, yım baba... ya. ya, yapmayı de.. de.. yiceye ka.. kadar.. &. ö.. püyorlar! Son arzu Yengeç Ahmetle Mehmet, gece, yangın — yerinden — geçiyorlardı. İkisinin de kafaları- dumanlı idi. Bir aralık Ahmet elini arka ce- bine attı. Mekmet atik davrandı, tabancayı — çekince — arkadaşını vurdu... Sonra düşündü: “Acaba Ahmet beni sahiden vuracak mıydı?.. Hele bir baka- yın Mehmedin cesedini araştırdı ve pentalonunu arka cebinde, silâh yerine elli dirhemlik bir şişe rakı buldu. “Yazık ettim, dedi, biçare Ahmet bana rakı ikram edecekmiş... Oğlanın son arzusunu yerine getireyim...n Ve elli dirhemlik şişeyi, bir yudumda boşallttı. görecek olsa bin türlü zehaba kapılır. Kocam çok müfsittir; koynumda bir erkek Birinci | Bir aşağı var- î Uşak diyorum, çünkü böyle de- mek İâzüm Bakınız bir gün ne yaptı. Uşağına, tskarı pinleri verdi ya, dedi — Şunları bo- W Yarım saat son ! a seslendi — Olmadı mi? | — İkincisini | Soyuyorum efen. mdi biter, — Birincisi ge | | — Birincisini | boyamadım efen- | dim, yayacağım. sonra- bo- —Yüzünü görmek istemiyorum. — Gece karanlıkta görüşelim. İkametgâh Çik öün b kızdı. Bilmem dikkat ettiniz mi? Son zamanlarda rin kızların ade di artlı.. Art- makta da devam edip duruyor Her ne ise. Uzaktan görün- ce, evvelâ beli- nin — inceliğine bayıldı Yanına yaklaş. tı.. Küçük hanım kaçmadı. Konuştular. Geç vakit — ortalık kararırken sordu: — Nerede ika- met ediyorsunuz? — Nerede is- terseniz | olacak mısınz? — Parmağınıza yüzüğü taktığın gün mesut — Pırlantaların kaymetine göre...