MA TER S Ü SAA S 5 İCuRi S S K A L eee SN Akşam Sahife € Tarihi roman tetrikamız: 21 * uzanmış bir ceset gö Yazan: Iskender Fahreddin Safinaz, sarayın alt katında, boylu boyunca rdü... Rüstem bey kan- lar içinde, yerde yatıyordu... göğsünden vurulmuştu.! Padişahın gözdesi sı]ıgi isini muayene ederken, arkasından uzlarından geriye doğru çekti: burada işin ne. meçhul bir el uzandı ve omı «kaltak... senin Dehlizin korkunç” sütun- ları arasında, bir şeytan ( gibi, birdenbire karşılarına çıkan Rüstem bey derhal (Klio )nun boynuna sarıla- rak : — Korkma ! - dedi. - Ben sizi zaten takip ediyordum... — Bu kız beni nereye götürüyor ? — Sadrazamın yanına... — Sadrazamın ” yanında bu vakit benim işim ne..?! Safinaz — dişlerini — gicir- attı.. Bu münasebetsiz tesa- düf, onun pilânlarını altüst etmişti. Rüstem beyin kolundan çekti. — Kadının yakasını bırak! Sadrazam kendisini” bekli- yor... Götüreceğim. Rüstem beyin hiddetinden gözleri dönmüştü — Çekil oradan, ben Sadrazam filân tanımi- yorum. Şimdi kelleni gövdenden ayırırım 1 Başımı belâya sokma... Safinaz ısrar ediyordu. — Sadrazam — paşa — karşiki odada bekliyor ... Kendisile beş dakika görüşecek . Bırakmazsan pişman olursun ! Hayır.. Kendi odasından başka bir yere gidemez, Sâfinaz agzını açtı. < — Avazım çıktığı kadar bağı- Tayım mı? Rüstem bey saraylının agzını tuttu. * — Sus melüne.. Sus ! Klio vaziyetin vahametini gör- lü., Sadrazamın - yanına - gitmek köfdisi için daha hayırlı olacak! Aksi takdirde, genç kız meseleyi Sadrazama haber verecek ve Rüstem beyin v: ve hayatı tehlikeye düşecekti. Klio tel görünce Rüstem beye: — Bırak beni, gideyin sonra dönerim. Dedi. Esasen Sadrazamla Rüstem be- yin arası açıktı. Hayatının tehli- keye düşeceğinden korktu. Safinaza: — Haydi götür ve çabuk fel.. Seni burada, kandilin altında bekliyorum. Dedi. Ayrıldılar. Safinaz dişlerini göstererek gü- lümsedi. Rüstem beyin elinden kurtulduğuna kendi de hayret etmi: Yürüdüler. Meşin, perdeli büyük bir kapının önünde durdular. Sadrazam bir satten beri, odada yalnız beklemekten canı sıkılmıştı. Öyleyal Padişah, genç ve güzel kadınlarla eğleniyor da, kendisi koskoca bir Osmanlı devletinin biricik veziri olduğu halde neden eğlenmiyecekti?! Odanın kapısı aralandı ve per- denin önüde iki genç kadın başı göründü. Sadrazam (Klio) İyu görünce memnuniyetinden sakalını karıştır- mağa başladı. Edirne kalesini tetüşe gitmişti Klioyu elinden tutarak yumuşak bir sedirin ü arkasına dö — Aferin Sâfinaz, dedi, şimdi gözüme girdin! Artık ben varken hiç kimseden korkun olmasın... Padışahın gazebine uğrasan bile seni ben kurtarırım. Haydi git, keyfine bakl! Sâfinaz Sadrazamı etekledi ve Klioyu bırakıp çıktı. Genç kız, o gece bir taşla iki kuş vurmuştu. Hem Rüstem beyle Bizans dilberinin son gece buluş- masına meydan vermemiş, hem de bu vesile ile Sadrazamın gözüne girerek, 'saraydaki vaziyetini bu suretle tarsin etmişti. Kapının Şimdi ne yapacaktı? Rüstem bey yolunun üz, kendisini bekliyordu. — Acaba bana fenalık yâpar mı? iye düşündü. Rüstem bey, ağzı kalabalık, f kat cesaretsiz bir gençti. Onun bütün şiddetinin Klioya karşı bir gösterişten başka bir şey olmadı- gına kanaatı vardı. Koşa koşa ilerledi. Biraz evel — ayrıldıkları gel Kandilin altında kimseyi gör- miyordu. — Zavgllı Rüstem! Kendisini ne kadar 'çok sevdiğimi bilse... Kendi kendine söylenerek etrafı araştırırken, ince atlas iskar rile ıslak bir yere bastığını hisset- mişti. b Y yere dikkatle baktı. Mermer taşların / üstünde boylu boyunca uzanmış kanlı bir ceset gördi Eği Bir daha baktı. Yanılmıyordu..Rüstem bey gök- sünden vurulmuştu! — Rüstem... Rüstem... Diye seslendi. Bu sıra arkadan bir el uzandı ve Sâfinazın omuzlarından tutarak geriye doğru çekmeğe başladı. — Hâin kaltak...! Senin, gece vakti buralarda işin ne? (Mabadi var p yere B e v C e ee | — Yeni bir iddia Darülfunun tahsili boş ve lüzumsuz imiş İngiltere ilmi — mahafilinde uleması arasında darülfunun tah- silinin beyhude bir şey olup olmadığına dair — hararetli- bir ve münakaşa ceryan ediyor. Londra “darülfünun — birliğinin son kongresinda bu mesele hak- kında bir çok münakaşalar olmuştur. Kongrede bulunan alimlerden M. Kerşabı demiştir * Altı sene darülfünun hayatın- da bulundum. Sonradan bu ha- yatın böş olduğunu ve - vakit kaybetmekten başka bir şeye yaramadığını keşfettim. Memleketin en iyi evladı darül- funundan çıkmiyor, bilâkis bunun haricinde kalanlardan yetiiyor . Oksford ve Kambiriçin yetiştirdiği hatipler müzik hol artistlerinden daha — yüksek — kiymet — sahibi değildirler.,, Mumaileyh © darülfunun tabsili © boşuma vakıt ve para sarfından başka bir şey olmadığına dair bir,karar — sureti teklif - etmiştir. Bu teklife bir çok taraftar çıkmış takrir çok küçük bir ekseriyetle reddolunmuştur. İngilterenin ve ihtimal dünyanın en büyük edibi M. Bernard Şhaw da Teymoutl'te darülfünun tahsili aleybinde şiddetli bir nu- tuk söylemişti. Mumaileyh şeh mezkürda inşa olunan küşat res- mini icraya davet olunmuştur. Bernarf - darülfünun — talebesi ve müderrisleri karşısında irat eyle- diği nutka şöylece başlarıştır: * Darülfunun tahsili medeniyeti tahrif ediyor. Dünyada cn derin aatım budür. Darülfünun tah- ir hükümet yapılmasına ve halka hayat verilmesine imkân brakmıyor. Bir ge gitmekle zekâsını ların orijnal fikir kabiliyeti kah- miyor. Daz timai bir tip olmıyan seciye yetiştiriyor. Talebe yurdu ictimat cihetten faydalıdr. Yoksa küşadı için eline verdiğiniz anahtarı, kapıyı sıkı sıkı kitledik- ten sonra sokağa atardım. DEUTSCHE ORİENTBNK Istaubul şubesi Tesis tarihi : 1322 Dresdner bank, Müessisler Aşafhavzernşer ban Hasyonal bank Merkezi idaresi Şubeleri: Hambı İStanbul: ga Beyoğlu: 21 ferayn, für Döyçland BERLİN telefon Kstanbul: Deposu: İstanbuldaki tütün gümrüğü, * Bilamum banka muamelâti ya ve hususi kassalar icareder. izmaz BANKA KOMERÇİYALE İTALYANA Sermayesi - Liret - 702,000,000 İhtiyat akçesi Liret 540,000,000 Merkezi İdare: MİLANO İtalyanın başlıca şehirlerinde ŞUBELER İngiltere, İsviçre, Avüstarya, - Yaca: Tistan, Çekoslovakya, Yugoslavya, Lehistan, Romanya, Bulgaristan, M ör, Mmarike Cemahiri Müttehitesi, Breziya, Şili, Urupuay, Arjantin, Peru, B lmnbiyada 'Şel İstânbulda : A Teler, BB21. çaddesi ' Boccace'nin bikâyeleri kuyruğu Geçen sene, Barlette şehrinde Kilise eret, yaşaması gelmiyordu. Bu | sebeple, Barole, kısrağının üzerine | yüklediği malları pazardan pazara dolaştırarak — satıyor; — bununla geçimini temin eyliyordu. Böyle pazardan pazara dola; tığı esnada, Pierre isimli bir köylü ile tanıştı. Pierre'nin de bir eşeği vardı ki, üzerine mal yükleterek, gezdirir. ve satardı. Bu köylü, Barllette - şehrine — baylı uzakta bulunan Trois Saints köyündel kulübesinde ömrünü geçirmekte idi. Papaz Barole'nin, Trois Saints köyünde geceliyecek yeri olmadı için, köylü Pierre'de lırdi. Fakat, bu kö, pek küçüktü. Bir odası vardı ki, içine, ancak Pierre ile karısı Jeannette yataklarını serebiliyor- İardı. Ahırında ise, eşek gece- lerdi. ille Rabhibin geldiği geceler, kısraj da ahıra bağlarlar; va rahip için | gene ahırda saman bir kabadöşek | yaparlardı. Gerçi, karıkoca muhterem ve mübarek ziyaretçiye | fevkalâde - izzetüikramda — bulun- mak istiyorlardı amma, neylersi- niz ki, onu bu şansız şatafatsız abırdan — gayri yatıracak - yerleri yoktu. Bundan pek muazzap olu- — yorlardı Köylünün karısı Jeannette, ko- casının papaza karşı hürmet ve merbutiyetini bildiği için, birkaç kereler dedi ki: — Varayım ben komşu kadının koynunda yatayım. Rahip Hazret- leri ile de sen koyun koyuna yat. akin, papaz, bu teklifi, müte- madiyen reddediyordu. —— —— Birgün — teklife vazı olmayı- şının sebebini anlattı: — Jeannette Hemşirel! - dedi. iz, benim için, nahak yere rahat- sızlığa katlanmayınız! Vazıyetim, öyle —zannettiğiniz kadar feci değildir. Benim daima beraberim- de gezdirdiğim kısrak, hakıkati | halde zevcemdir. Ben, onu, bir ve kerametle böyle kısrak getirmişimdir. — Geceleri, gene afsunlıyor; koynuma alıyo- | rum. Gündüzleri, kısrak - yapıp üstüne mal — yükletiyor; — para çıkarıyorum. İşte bu. sebepledi ahırda yatmak mecburiyeti haline Jeannette, akılzüğürdünün biri idi. Bu uydurmasyona — inandı. Hemen kocasına koşarak meseleyi anlattı. Kocası, akılzüğürdü ol- maktan yana, karısından aşağı kalmıyordu. Ağzını bir karış aça- rak, karısının dediklerini dinledi; kadın ona şu teklifte bulunuyordu: konlsyonular: elbiselik kumaş kapalı zarf usulile saninin 13 ünci 'tır. Taliplerin şeraitini anlamak ü Umumi idaresinde resinde yapılacaktır. Münakasaya iştirak edeceklerin uıı gîılırırıl kadını kısrak yaparkı | kısrak edivereyi Yüksek mühendis mektebi talebesi mamulâtından olmak üzere tahminen 260 metre paltoluk ve 634 metre 4 Teşrinisanl 1929 ters takan papas — Madamki, sen, Rabip Haz- retleri ile bu derece sıkıfıki dotsun, onun esrarını niçin öğren- miyorsun? Haydi, beni de afsun- latl Gündüzleri kasrak olur, yük taşır, seninle beraber çarşıda pazarda dolaşırım, Bu- süretle, kârımız daha fazla olur. Geceleri de gene karın haline gelir ve koynuna girerim. — Aman, nasıl olur? — Basbayağı olur! Enayi gibi durmanın lüzumu yok! Zenginleş- meliyiz, Bunun üzerine, karı koca, papaza yalvarıp yakardılar. Rahip Barole, ilkönce: — Olmaz! Olmaz! Ben, afsusu yalnız karıma yaparım! - dedi isede, evsahiplerinin israrı üzerine daya- namadı. —Eh, madem bukadar isti- yorsunuz, çenenizi sıkı tutup sırrı başkasına faşetmiyeceğinize dai yemin ederseniz, size bu iyiliği ederim. Hele bu ğece yatın da yarın sabah, Jeanette hemşireyi Karı koca, sevinç ve merak nde sabahı beklediler. Sabahliyin, -papas, dedi ki: — Vâllahi bu — iyiliği sizden başka kimseyi yapmazdım amma, dostumsunuz diye size yapıyorum yoksa.. Lâkin, söyliyeceğim şey- lere harfiyen riayet etmelisiniz. — Tabii! Tabiil — Öyleyse: Evvelâ - Ben ne dersem diyeyim, Jeannette, har- fiyen yapacak. Kabul mü? — Kabul! — Saniye - Ben ne yaparsam yapayım, Pierre birader köşede sakin sakin duracak. Kabul mü? — Kabul! — Eh öyle ise, haydi şurada dür, Pierre birader... Sen de so- yun, J>annette hemşirel Bakalım, papas, köylünün ka- rısını nasıl kısrak haline getirecek? Mütercimi: (Hikâyeci) SELANİK BANKASI "Taribi te'sisi: 1888 Sermayesi: "Tamamen. tediye İstanbul şubeleri: İzmir. Samsun merkezi idare: İstanbal, K Yunanistandaki Şubeleri: Atina, Selanik. Kavala. Her nevi banka müameleleri - Galata Mersin ları, Her nevi meskükât ile hesap küşadı- Çek servisleri kiralık kasalar » sem Kredi mektir — Tülksek mühendi mektebi mübayaal . nümünesi veçhile yerli münakasaya konulmuştur. Teşrini» çarşamba günü saat 13,30 da münakasası yapılacak- ere müracaatları ilân olunur. Devlet Demir Yolları ve Limanları 1000 ton çimento kapalı zarfla münakasaya konmuştur. Münakasa 10/12/29 Salı günü saat 16 da Ankarada Devlet Demir yolları ida- teklif “mektuplarını ve muvakkat teminatlarını ayni günde saat 15,30a kadar Umum müdürlük kale. mine vermeleri lâzımdır. Talipler münakasa şartaamelerini 2,5 lira mükal ide - Ankarada malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşa mağazasından tedarik edebilirler.