Vahşi ka d;n Kulübenin çatısında ça Tz la beraber... tlaklar vardı. Yattığımız yerden gökteki yıldızları saymak mümkündü.. Kara gözleri çok davetkâr ve | güzeldi. Lâkin ben o kadar bitap ve o kadar. yorgundum ki/ biraz sonra göz kapaklarım kurşun gibi ağırlaştı, uyumuşum... Sabahleyin uyandığımız zaman yerli kadın bana dargın gibi idi. Yalm gola çıkarkan. Holandalı: ların kendisine verdiği dört kutu konserveyi torbama koydu . Ev sahiplerinin ellerini sıkarak kare- ket ettik. vi Bir kaç gün sonra Portal ismin- dö'bir şehre geldik, ve buraya yerleştik.. Bu şehrin civarında bir çok balata agaçları ” vardı. Bizde yerliler gibi sabah akşam | balataya çıkarak usare toplayor | ve bunları satıyorduk.. Aradan bir ay geçti.. Buradaki hayat Güyandakinden daha beı bat, daha Feci idi. Bir kere k: zandığımız para ile karnımızı do- yurmanın imkânı yoktu. Nerede kaldı ki yatıp kalkmak için yer yurt, giyinip örtünmek için elbise.. Arkadaşlarla dönmediğimize bir | kere pişman olmuştuk.. Günlerden bir gün nebir etra- finda dolaşırken uzaktanı bir calın ize doğru geldiğini - gördi AM TaCR dökele a bu sal merakımızı Her halde bu gelen- ler yerli değildi.. | Sal yaklaştıkça yaklaştı, yaklaş- tıkça yaklaştı, içindekileri adam akıllı görüyorduk. Bir aralık hay- retten hepimizin gözleri açıldı, Bir ağudun bağadık Şarl.. * ize bakıyordu, evvelâ tanıyamadı, Tâkin, — biraz sonr: bağıra bağıra — bizim — isimlerimi ayrı söyledi. Son süratle den geçergen bir ip attık ve yo- dunu kestik.. Onlar karaya çıkar çıkmaz birbirimize sarıldık. Epi koş beşten sonra sorduk: 'ne arayorsunuz burada? — Geri götürmek Ser gardiyanı gördük.. Sizin için.. onlar gelsinler. Cezalarını tahfil ederiz.. dedi.. Ve bizi buraya Sizi gelirmek için gönderdi. İster- seniz beraber gidelim... Güyanda bir kanun vardı: Ka- çan mahkümları yakalıyıp fransız- lara teslim edenlere her mahküm 25 frank mükâfat — verirler... Biz nasıl olsa geri dönmeği karar laştırmıştık. İş bu 25 şer frangı | almağa kalıyordu. Ahmet Şevki dedi ki: ÜELMet ileşimeye vaş “Şarlak Halmes'in — , Marifetleri Mütercimi Cami (Va-Nâ) Put gibi hareketsiz duruyordu. 13 numaralı odanın zuhu, onun | bedenine girecek; ve kolunu ne- redeyse tahrik edecekti. Nihayet, koridordaki saat çal- anıya başladı: 1,2, 3, d.m Soğuk — kanlılığımızı muhaf etmek istememize rağmen, yer len sıçradık. Saat, meşum saatti. 11115,6,7, — Onun kolayı var.. Biz sizi götürür buradaki fransız jandarma kumandanına teslim ederiz, yirmi beşer frangi alıp Olur mu? Hep birden sala bindik, yirmi dakika sonra Fransız hudut ko- miserinin yanında idik.. Ahmet Şevki hapisaneden —aldığı ve kayı komisere gösterdi. Sonra bizim teslim muamelemiz yapıldı. Komiser Ahmet Şevkiye her bi miz için 25 frank verdi. Komiser: — Derhal şimdi hareket etme- Ssize - veririz. lisinizl. Dedi.. Dışarıya çıkınca Ahmet Şevki hemen paralarımızı elimize — sıkıştırdı. - Biraz sonra yanımıza bir zabit yaklaştı ve bizi bir motöre bindirdiler yola çıktık. Bizim orman içinden 70 günde geçtiğimiz yolu motörle 6 günde kattetik... — Tekrar — hapisaneye döndüğümüz zaman — mahkümlar bizi tanımadılar. Mamafi hakları da yok değildi. Saçlarımız sakalı- mız karışmış ellerimiz parça parça olmuş adeta insan kılığından çık- | mıştik. | Gardiyanlar hemen bizi aldılar, duş dairesine soktular, oradan çıktık, berber saçlarımızı. sakal- larımızı — kesti. Birer gömlek, birer pantalon vererek bizi ayrı ayrı mahzenlere kapattılar. Burada bize her gün yarım kilo ekmek ve akşam sabah birer tas çorba v:riy]ğlzrdı. BN aö ae ge ne başı açık , olarak mahkeme huzurüna çıkarıldık. - Muhakeme bizim en alt kattaki zindanlarda 60 gün hapsedilmemize karar bir ceza idi. Çünki bildiğim, tanıdığım mah- kümlardan bu cezaya çarpılanlar altmış günü doldurmadan öbür dünyayı boylayorlar, Elbiselerimi üstümden çıkardılar , paralarımı teslim — aldılar, sonra — beni o çırılçıplak halimle zifiri karan- hk bir mahzene attılar. Soğuktu, Bu yer altı bodrumuna ufacık bir delikten bile ziya gelmiyor- du. Anahtar deliğini bile tıkamış- lardı. Biraz sonra gözlerim karanlığa alıştı. Etrafı görmeğe başladım.. Her tarafta iri iri hamam böcek- leri dolaşıyordu. Ziyayı göremi mediğim ve yanımda saat filân ölmadığı için bu mahzende gece ile gündüz belli olmyordu. CArkası yarın ) "Dakika, meşum dakika idi. Neles bile alamadan, bekliyor- dük : Neticenin neye varacağına ; hadisenin nasıl tecelli edeceğine muntazırdık . İntizarımız uzun sürmedi. m8,9,10,11,12 Mediamun hali bir başkalaşmış- Elinde tuttuğu kalem, beyaz ıdın üzerinde oynamağa baş- Şarlok - Holmes, — bize izahat verdi — Ruh, mediumun - vücuduna girdi. Bakın, bakın, bakın! - diye izahat — verdi. - Yanılmamışım Görüyor musunuz? İşte medium yazı yazıyor! M. Hamo - Suerton, bir çok Şaprakları / doldurmuştu. - Yazısı, cidden, fevkattabii bir yazı idi. Alnı tere batmıştı. Bütün hareketlerinden ' Yakınla CASU Venizelos hâlâ müzake- | reden, hüsnü niyetinden bahsediyor! Yunan başvekili Venizelos ab- || man hükümetinin misafiri olarak Berlinde bulunmaktadır. Venizelos Berlindeki alman ve ecnebi ga- zete muharrirlerini kabul ederek kendilerine bazı beyanatta bulun- muştur. Cumhuriyet refikimiz baş mu- harriri Ynus Nadi bey de bu mülâkatta bulunmuştur. Venize- los türk-Yunan münasebatı hak- kında bazı beyanatta bulunmuş ve şu sözleri söylemiştir: — Artık yekdiğere çok yak- laşılmışızdır. Eşhası hususiyenin hukuklarına teallük eden bu mes- elelerde siyasi bir mahiyet yoktur. Yunanistanın — Türkiye ile hoş geçinmekten — başka bir emeli yoktur. Türkiyenin de Yunanistan aleyhinde hiç bir emeli olmadı- a eminiz. Ö halde mesele ya doğrudan doğrüya müzakeratla, veya bizim teklifimiz veçhile ha- keme müracaatla hallolunacaktır. Hariciye tayinleri Ankara 30 — Hariciye vekâle- Hisiyasi müşatirlik müdürlüğüne teşrifat umumi müdür — muayini Abdülâhat , yerine tali mübadele komisyonu Türk murahhası Basri Te di aŞ ll ea Söcümlik e Londra büyük 3 üncü kâtibi Orhan Tah- sin, yerine Bern elçiliği bahriye eşesi Şonseddin hirinci daire ikinci şube üçüncü - kâtipl Bükreş elçil seyin, yerine başkâtip payes ve mahalli konsolosluk - işlerini ledvir etmek üzere siyasi müşa- bâşkâtibi- Hüseyim Muhtar, yerine Gümü solosu Fuat beyler tay ler, Vaşington büyük elçiliği kâ- tibi Bülent bey de mahallinde konsolosluk - işlerini tedvire me- mur olunmuştur. Askerliğe davet Fatih askerlik dairesinden : Fatih askerlik dairesine mer- but şubelerde kayitli 322, 323 doğumlu ve bunlarla muameleye tabi olanların celp ve sevkine 15 teşrinicvvel 929 tarihinde başla- nacaktır. -Alâkadaranın tarihte —şubelerine müracaatları ve gelmiyenler hakkında kanun ahkamı tatbik edileceği neşr ve ilân olunur. mezkür pek büyük bir emek sarfettiği belli idi. Birdenbire, mediumun eli durdu. Uhrevi ihbarat nihayete ermişti Şarlok Holmes, gayet sür'atle yazılmış olmasına rağmen hatlı gayet okunaklı olan kâğıtları masanın üstünden kaptı. Seri bir nazarla, yazılan şeyleri okuduktan sonra: Tamam! Tamam! — Tipki gibil - diye mu atıldı; ve, Derken, haykırdı: — Dinleyin, arkadaşlar! Bir mü- teveffanın itirafatını dinleyin, Şarlok Holmes, böyle dedikten sonra, medium vasıtasile elde edi- len vesikayı yüksek sesle okudu: Bir aşk şehidinin itirafatı Ey berhayat insanlar! Benim hikâyem pek kısadır. İsmim, Conhita Durand'dır. ELHAMRA edecektir. Tepebaşı Gardeni | Bütün Taksim trupu ve meşhur DUO VİCKY ve ANİTTA çılgın dansları numaraları ile müzikhal müsamerelerine başlıyor. Muhte- rem müşterilerini memnun etmek | müntahap bir müzikhal progamı ile nefis bir yemek temin edile- cektir. Her Cuma ve Pazar günleri hava müsait olduğu — takdirde Taksim bahçesinde saat beşte birer matine verilecektir. müsait olmadığı halde matineler Tepebaşı gardeninde verilecektir. Hava Bir Türk usta aranıyor Bir un değirmeni kurmak iktidarında ve dizel motörle- rinden anlayan bir Türk san- atkâra ihtiyaç vardır. Talipler—| Galatada Karamustafa sokağın- da Kutu han 131 numarada Vasil Yuvanidis efendiye mü- racaat etsinler. italyaya seyahat Bazı genç doktorlarımızla tıp | fakültesi talebesi tarafından İtal- yaya bir seyahat tertip edilmiştir. Doktorlar bu'akşam hüreket ede- ceklerdir. Tıp talebe Cemi, vapuru 1 teşrinievel salı günü saat 19 da Galata rıhtımından hareket edeceğinden — seyahate iştirak edecek arkadaşların mez- kür gün saat 15 te leyli tp talebe yurdunda hazır bulunmaları lüzü- yetinden: İtalya mu ehemmiyetle tebliğ olunur. S KADIN bütün dillerde dolaşacaktır, zira. Brezilya'lı bir dansözün kızıyım- Babam, İspanyoldu. Böyle ateşli insanların kanından dünyaya gelmiş olduğum için, pek ateşli, pek şehvetperest bir kıizdım. Maalesef, ihtiyar bir asilzade ile evlenmek meburiyetinde kaldım. O asilzade, şimdi. bu. Uçürüm otelinin bulunduğu yerdeki şato- nun sahibi idi. Benim ateşli ve şehvetperest tab'ıma rağmen, o, pep soğuk kanlı, pek İğmpasa , pek miskin bir adamdı. Hasılı, efendim, anlayorsunuzya: Biribirimizin dengi değildik. Kocam olan Jüles Dürand , | beni, günlerce evde yalnız bıra- | kar; ava yahut balıkçılığa giderdi. Ben, sabahtan akşama kadar, balkonda oturur; balkonun altın- | daki müthiş uçuruma - bakardım. Ehalü muhteremenin yarinki çarşamba akşamı SİNEMALARINDA ANKARA POSTASI Filiminin iraesi münasebetile verilecek GALA MÜSAMERESİ için yerlerini evvelden tedarik etmesi hassaten rica olunur. İlâveten : ANKARADA GAZİ ÇİFLİĞİ filimi gösterilecektir. Elhamrada : MÖSYÖ JAK LEMİŞİN orkestrası. Melekte ; ARNOLDİ ZİRKİN orkestrası ilk defa icrayi ahenk Talep ve israrı umumi üzerine önümüzdeki perşembe akşamı ASRİ SİNEMADA D İVAN PERVİÇ ile VİVİYAN GİBSONUN dehakârane temsil ÇARIN ELMASI (ORLOF) muazzam süper filmi irae edilecektir. 12 kişilik bir Rus Balalaykası Orlofun şarkıları ve melodilerini taganni edecektir. Teneffüsler esnasında zengin varyete zin sevgi natkârı nildi efendi dün ak- emelile — müdiriyet — lokantasının | ket etmiştir. tam fiatlerini artırmıyarak yalnız | A y D D 200 kuruş mükabilir Ü t gee kuruş —mükabilinde — zayet | OÇ Y z vettürün aras şembe - günleri mezkür abonelere ihbar olunur. dukları maballerki tasisatın kâl fesinde ampuller ve muhtelif elek- trik aletleri bir defaya mahsus olmak uzere meccanen tebdil edi- Tecektir. larımıza vazifelerini ifa esnasında teshilât göstermesi muhterem eha- liden rica olunur. gibi, ateşli, kanlı, canlı, şehvet perest biribirine muvafıktı. ederdi: geldiğim zamaz Jara takılan. ve çahnan zildi ve MELEK Memleketimi se Selâ- Mustafa caddesinde inşa edilmekte olan “PANORAMA PALAS, a angaje olacaki Üsküdardaki elektrik abonelerine ilân İstanbulda havagazi ve elektrik ve işebbüsatı smaiye Türk ano- ğ şirketi ( Satgazel) abonele- in tesisatını tagdiye eden te- (safha ile bitaraf tel ıda ) 110 volttan 220 volta keyfiyetinin teşriniexveli hei Çarşrmba ve 3 üncü per- icra olunacağı Marüzzikir“abonelerin - bulun- Yeni tevettür ile cereyan it: sından itibaren eski eçhize, am- pul ve saire artık istmal edilme- yecek ve badema - kullanılacak her yi voltlük. olacaktır. elektrik malzemesi 2720 mek için yukardaki ihtarata tama- en riayet — olunması ve memur- Müdiriyet O sıralarda idi ki, Perdo is- minde İspanya'lı bir kaçakcı ile tanıştık . leri |) içine kokain koyarak ka- çakçılık ederdi. Bu adam, castagnelle- tam benim istedi Pedro, erkekti. Tabılarımız Kocam şatodan uzaklaştı mi, hemen onu içeriye alırdım. Ne hoş ne cazip saatler geçi- rirdik. Pedro, hayatımın yegâne tesellisi haline gelmişti. Aman yarabbil Beni ne kadar coşturur, tahrik Aşkın en taşkın anına ilim, beni kucağına “Ah, sevği al. balkona gölür ki, dünya âlem saadetimi görsünl diye bağırdım. Caztapnetta, dansederken parmak- (Mabadi var)