Sahife 4 19 Ağustos 1929 Tefrika numar TARİHTE ” Mütercimi: Mari, arabada Napoli busenin sical 18 Ağustos 1929 üyük adamların metresleri A. F lâli 'un dudaklarına kondurmuş olduğu ilk hâlâ kızgın bir lav gibi bütün vucudunda duyuyordu — Haşmetmaap, — Taleyranla prens Mirat'a sizden, fakt isminizi zikretmiyerek meçhul bir kadın- dan bahsetti, dediği zaman — bile Kontes, gene lâkayt kalmış, omuz | silkmişti Mari, bir hissi ” kablelvuku ile Napoleon'un kendine çıldırasıya aşık olduğunu anlıyordu. Bundan asla şüphe | edemezdi bütün cihanı titreten bu e bu hodgâm, kadın- lara bu ana kadar lâkayt görünen imperatorun, önünde diz çökerek aşk ve muhabbetini dileneceğini seziyordu. Mademki — kendisi arabadan inerken Napolcon'un âni bir ha- reketle dudaklarına kondurduğu ateşin büsenin sıcaklığım hâlâ damarlarında ve bütün vücudunda bissediyordu. Elbette Bonapart ta hâlâ o (kummanın ve kendisine temellük arzusunun yakıcı ateşi kazgın bir lav gibi bütün benli- ğinde — duyuyor - ve duyacaktı. Başka türlü olmasına imkân ve ihtimal var mıydı ? Bütün bu matıki muhakemeyi yürüten Mari, kuzeninin ellerinden istirhamkâr bir vaziyette tuttu ve: — Rica ederim bu esrarı kim- seye faş etme diye yalvardı. Madam — Abromoviç, — Mariye kimseye bir şey söylemiyeceğine dair mukaddesatı üzerine yemin etti. Fakat küzeni verdiği — yemini biraz daha aşağıda göreceğimiz gibi tutmadı. Eğer madam Abra- * moviç sözünde dursaydı belki bu macera başka bir cereyan takip edebilirdir. Fakat Abramoviçin Napoleon ile Mari arasında tenha bir kasa- bada vakı mülâkatı, imperatorun Mariyi, Marinin de imperatoru çıldırasıya sevdiğini ifşa etme meselenin dal budak salmasına sebebiyet verdi. Hattâ mesele okadar şuyu bul- du ki Varşova kibar ve asilzade mahfillerinin yegâne dedikodusu oldu. Diğer Lehli dilberler bir nazarı iltifatını ve tebessümünü celbetmek için her fedakârlığı ihti ve amade bulundukları muhabetini kazanan kontesi müt- hiş surette kıskanmağa başladılar, aleyhine bir çok dedikodular yaptılar. Mari, bütün bu kıskanclıklara, dedikodulara lâkayt — şatosundan Sişari adım atmıyor, mükadde” KADIN Muharriri: Zoltan Ambrus — Düşün ki, kadınlar, acaip mahlüklardır, kardeşi.. Ekseriya, onların sade bir taneciği, geri kalanlarının topuna müreccahtır. — Daha iyi ya, yahul öyle bir bir taneciğe de rastlarsam, onu da deftere geçiririm; olur, biter! İnan bana, dostum: tek kadına bendolup kalmak , — erkekliğin şanından değildir. Şayet, onlar tarafından biyanete uğramamak istiyorsan , sen onları hiyanete uğrat, gözüml Gaultier, arkadaşını haptetmiş; ona, söyliyecek söz bırakmamıştı. Lükin, efendim, — derebeyinin evizameye kazşı gösterdiği bu rata mütevekkil ve sabur boyun iğmiş — görünüyordu. — Mamafih, Bonaparta karşı beslediği aşku muhabbet kızgın bir lav gibi gün e bütün vücudunu sarıyor, eritiyor, zaiflatıyordu. Madam - Abramooiç, — Marinin sırrım ifşa etmekle Lehistana bü- yük bir.hizmet ifa etmiş bulumu- yordu. Napoleon, zavallı Lehistanı | esaretten kurtaramamışsa kabahat ne kendisinin, ne de Marinindir. Leh ordusu reisi, prens Ponyatofs- ki Napoleonun çıldırasıya sevdiği kadının Mari Valefska olduğunu öğrenince kâtibini derhal kontun evine göndererek Mari'den mülâkat talep etti. Vakıa Valefski ailesi Lehistanın 'en eski en asil ve kibar ailelerin- den biri idi, ve şimdiye kadar şeref ve haysiyetine hiç bir leke sürül- i. Fakat Lehistanın istikbal ve mukadderatı, Napolcu'nu feth teshir edilmesi bu muz olduğu cihetle Valef; sinin şeref ve namusu kaygusu ikinci ve üçüncü derecede kala- bilirdi. İhtiyar kont prens Ponyato- fskiye zevcesinin akşama doğru kendisini kabul edeceğini bildir Prens — Ponyatofski mülâkattan Lehistan'ın en namdar zadegânı olan bütün - dostlarına bahsetti ve Mari'yi Napleon'un metresi olmağa ikna etmek azmi “kavisile kontun evine gitti. ıılnnd:ın Fakat kont Valefski çıkarak - kendisini M: başa biraktığı zaman, indirmeksizin sözlerini — dikkatle dinleyen Marinin süküt ettiğini ve başını red makamında yukarıya salladığını gördü. Mari niçin teklifini reddediyor- du? Bu kadar ehemmiyetsiz bi talep ve rica rededilebilir miydi? Prensin Maridem istediği Napo- leon'un emrile Taleyranın verece- ği baloda hazır bulunmasından ibaretti. Napoleon, bu baloda bu- lunacak ve kendisini Bronide kar- şsılamağa giden vatanperver ve sehhar kadını hiç şüphesiz mem- nuniyetle tekrar görecekti. Mari prensin kendisine suretile anlatmak şüphesiz — bütün zeki — kadın lar gibi anlamıştı. Fakat Mari, her şeyden evvel kendisine ve ailesinin şeref ve namusuna hür- met gösterön bir kadındı. Mari kıvrak endamını dogrulta- rak ve prensin ima etmek iste- 18 Ağustos 1929 SABRI Mütercim kaytlık, bu istihfâf v geçmeden çepecevre seksen fersah herbir tarafa yayıldı. Asilzade, izdivaç düşmanı olarak, âlemce mimlendi. Kadınlar, bu hususta - tek lâf etmiyorlardı. Fakat, içlerinden de, “Aman u Gauültier ne - akıllı adammınış!, diyerekten ona hak veriyorlardı. Derebeyine varmayı derinden kuran bunların adedi lâyüat ve lâyuha idi !) — keza memnundular: “Hay Allah razı olsun şu Gavltier'den ki, ral lerimden - birile - evlenerek yözüstü -berakmadı!, beni İncir, üzüm, tütün | Bu sene İncir çok iyidir İzmirde yeni mahsul incirlerimiz, yavaş yavaş ağaçlardan düşmeğe başlamıştır. İlk düşen mahsuldan bir miktar İzmir ticaret odasına gönder Yeni mahsul, çok iyi ve nefaseti şimdiye kadar görülmemiş bir derecededir. Bir müddet evvel berayı tahlil | Almanyaya görderilen üzüm nü- | münesi, Berlinin en büyük la- boratuvarlarından - birinde tahlil olunmaktadır. Tahlil neticesi son- ra, mühtelif lisanlarla dünyanın bütün ticaret odalarına tamim olunacaktır. Tütün mahsulü tahrir muame- desi bitmek üzredir. Bu sebeple tütün kompanyaları faaliyete ge, mek fiçin şimdiden tetbirler alı lardır. Bazı kumpanyalar, el lerini per- ilâyellere göndermiş bulu- muyorlar. Bu sene tütün muhtelif mınta- kalarda yetişmiştir. Amerikan tütün kumpanyaları muhtelif mıntakalara tütün muba- | yansı için eksperlerini mişlerdir. Eksperler piyasa açmak . ve mubayaat yapmak için emir bek- lemektedirler. Bu sene İktisadi mıntakanın muhtelif yerlerinde yetişen tütün- lerimiz çok nefis bir halde olduğu için fazla para edeceği ve ti müstahsillerinin memnun kalacak- lari tahmin olunmaktadır. Nikâhtan sonra banyo Denizde olsun, gölde olsun ve- levki havuzda olsun banyo Avru- pada fevkalâde rağbet gören bir almıştır. - Hattâ gelin ve — güveyin gönder- İ şerefine içildikten sonra- davetli misafirlerin havuzda banyo etmesi moda olmuştur. havuzda banyo yapmışlardır. 'diğini anlamamış gibi serek Taleyranın balosuna gitmek tek- yi redde devam ediyordu. Fakat bu reddini muhik gös- termek için makul bir sebep göstermek icap ediyordu. Bunun in de — kocasının hastalığını ve Lehistanın — matemini — ileri sürdü. Filhakika kont Valefski sekse- e yakında sıhhatı tamamen muh- tel olmuştu. Kontes, kocasından 60 yaş daha gençti. Bu şerait Sltında kocasma uzun müddet sadık kalmasına imkân ve ihtimal var mıydı? (Mabadı var ) Yalnız köylüler, Efendilerinin meşru bir karı almıyacağı haberini sumurtuk suratla karşıladılar. — Asilzade bir adamın tohu- munu böyle ziyan etmek ne yazık, ne yazık | - diye homurdanıyor- | lardı .- peki, biz sonra, ne ya- pacağız ? Efendilerinin varis - bırakmak- ip gideceğini düşünmek, den çıkarıyordu. Hav. , bir türlü alımıyor- du. Şato sahipsiz kalırsa, kendi- lerinin bikmeti vücudu. ne olacaktı? | Bundan sonra, kimin için ekip biçeceklerdi? Allah Allah! ” Allah Allah! Bakındı hele şu olan işet Baktılar ki, ahval fena, asilza- | in nezdine bir heyet gönder- Maksatları, hakipaya ka- panmak, yalvarmak, yakarmakt Şayet, Gavltier, kendi keyfi uğruna evlenmezse bile, onların encanını d beklenmektedir. * Filomuz — İzmirden hareket etti — İki günden beri İzmirde | bulunmakta olan - bir kısım Türk | filosu dün sabah hareket etmiştir. Filo kordonu dolduran kesif bir halk kitlesi tarafından teşyi e miştür. * Mahallat listesi — Nümero- taj için Cemiyeti belediyeye gön- derildi, * Yarış yasak! — Son günler- de Mudanyaya sefer yapmakta olan vapurlar arasında yeniden | bir stir'at müsabakası başlamıştır. Deniz Ticaret müdüriyeti vaki olan şikâyetler üzerine bu vapur kumpanyalarına yeniden ihtaratta bulunmuştur. * İsmet Pş. Hz. — Başvekil İsmet Pş. Hz. dün sabah denizde banyo yapmışlar, öğleden evvel Dar B. i kabul etmişlerdir. çumhur Muhafız kıtı | İsmail Hakkı B. de | Hz. ni ziyaret etmiştir. | İsmet Pş. Hz. bir müddet daha | şehrimizde kalacaklardır. Müşa- | rünileyh Hiz. denizde yüzmeyi az | zamanda çok iyi öğrenmişlerdir. | | fünün Emini Neşet Ömer Riyaseti- Artık mantara lüzum olmadan denizde yüze yüze açılmaktadırlar * Yerli mallar günü — Yerli mallar sergisini ziyaret edenler, dün 16000 kişiye baliğ olmuştur. Gelecek sene 11 ağustos günü- 'nün yerli malı günü olması takar- rür etmiştir. O gün her müessese camekânıcı yerli malı ile süsliye- cek, ve o gün herkese yerli malı satacaktır. * Komser muavinlikleri Emniyeti umumiyece tetkik edil- mekte olan komser muavinleri imtihanları neticesi bu ay sonuna kadar tamamen polis müdiriyeti- ne bildirilecektir. Yeni imtihanlar dolayısile 25 polis daha komser i olacaktır. ö fakanbul - Albönü — “lürk seyahin cemiyeti İstanbulun 120 manzarasını havi bir albüm tabet- tirmektedir. Bu Albüm şimdiye kadar basılmamış bir nefasettedir. Cemiyet ayni zamanda bir de (geyyakin Tehberi) ihzar etmekte- lir. Bu albüm ve rehberler şehri- mize — gelen — seyyahlara — tevzi edilecektir. * “Sarı Kuş, geliyor — Fran- sızların — Amerikadan — avrupaya geçmiye muvaffak olan * Sarı kuş” tayyaresi ”- Atinadan sonra şehrimize gelecektir. Tayyarenin bugün olmazsa yarın muvasalatı Altaylılar bir Bulgar takımı getirtiyorlar Altay futbolcularının İstanbulda | yaptığı iki mühim maçta aldığı neticeler üzerineBulgar milli takı» mına bir çok oyuncu veren slavya takımı Altaya muracaatla İzmirde bir maç teklif etmiş ve masarifi rahiye ve iaşe için bin sekiz yüz Tira istemiştir. Altaylılar bu pa- ranın bir maçta temininin müşkül olduğunu nazârı dikkata alarak ta- lep edilen parayı aynen kabul et- mekle beraber İzmirde yapılacak maçların adedinin üçe çıkarılmasını istemiştir Maçlar 30 ağustos cuma 1 eylül pazar ve 6 eylül cuma günleri yapılacaktır. Telgrafla İzmire gelen malümat: göre Bulgarlar Altayın teklifini kabul etmişlerdir. Binaenaleyh İzmir spor alemine Altay gene çok heyecanlı maçlar seyrettirmek fırsatını hazırlamış demektir. Elefteron Vima gazetesinin eşini burada çıkarmak İstiyorlar Atinada daima Türkler aley- hinde neşriyatta bulunan Elefteron Vima gazetesi çıkıyor. Haber aldığımıza göre Atina darülfunununu bitirerek şehrimize gelen bir rum burada Yunan propagandasını yapmak için Elef- teron Vima mamile bir rumca gazete çıkarmak için müsaade istemiştir. Gömülcenede çıkan Yeni adım refikimızın sahibi sokak ortasında rumlar tarafından darp ve cerh edilirken ve burada yevmi üç ramca intişar ederken yunan ma- kasıdını. gütmek için bir gazete daha akrabasına müsaade edilme- melidir. Şimdiye kadar — gösterdiğimiz sabru tahammül yeter sanırız. * Dikkat lavhaları — Arna- vutköy ve Mesarburnu - gezinti mahallerine Türing Kulüp otoma- billerinin ağır geçmeleri için plak- lar yaptırmıştır. Emanet bü . plakların ” piyasa caddelerine konulmasını memnmu- niyetle kabul etmiştir ** Rifat beye ameliyat yapıldı — Viyanada bulunan Fmniyeti umu- miye müdürü Rifat beye mide ameliyatı yapılmış ve muvaffakı- yetle ikmal olunmuştur. Rifat bey bu ay sonunda şehrimize avdet Hergün düşünsün de hatır için evlensin diye hani... Yalnız bir mahzur vardı: Derc- beyine lâyık olan son derece asil bir zevce bulamamak! Köylüler, buna da söz veriyorlardı: Herne- kadar pek öyle yüksek sınıfla münasebetleri yoksa da, kulakla- Tn kirişte — bulunduracaklardı . Uzak memleketlerde fijân, son derece asil bir kız işitirlerse, he- mencecik, Gaulter'ye haber vere- cerklerdi. , mürahhasları dinle- — Vaziyet, cidden vahimcene, ey benim sadık tabaaml - dex Şayet nesli necibim kurursa netice pek de hoş kaçmıyacakl...Doğrul.. Fakat aksiliğe bakın ki, necli necibimin kadem nihadci âlem olması için, zevceye ihtiyaç var. Zevce diyince de, işler sarpa sa- | etmiş bulunacaktır. Tarabyada, Tokatliyan otelinde te dansan. Elettrich Jazz, rıyor! Gördünüz mü ya... Dert... Hele bir yol, bu meseleye dair sonra, köylülerine dedi ki: — İnsan, şayet asilzade ise, züriyet bırakmak için, hakikaten evlenmeli! Lâkin, ihtiyarlıkta mı, yoksa, genclikte mi evlenmeli meselesi var. Galiba, bu işi bir ayak önce bitirmek daha münasip kaçacak. Zira, madem omuzlarına bir boyunduruk geçi- receksin, bunu gençken yap da kurtul! Boyunduruğa alışmış bulu- nursun baril Buna rağmen, sapa sağlam — bir insanın kendi aya- cıklarile timarhaneye girmesi ne- kadar güçse, — sıhhatı, gençliği, “kuvveti, tekmil azası yerinde bir erkeğin evlenmesi de, © kadar güçtür. Bu vaziyette, (Mabadi var) Öi