Sahife 4 H ZELPAZE Iİ | gelâmi İzzet ŞEŞERREAR KNĞ Numara: 31 Şaşalayarak kekeledim — Burası kendi evin demektir. Ayaklarımın altından yer kayı- yar sandım. Bir zamanlar tapındı- #am, bugün hi artık hiç bir şey yapamazdım. im kolum bağlıydı. artık, Eğer bir iki ay evel onu bu halde gör- müş olsaydım, bu halde bana gelmiş olsaydı, saadetin zervesi- 'ne ulaşmış olacaktım. Halbuki bu gün gönlünde başka bir muhab- bet vardı. Sacide geç kalmıştı. İş işten geçmişti. Hürriyetime sahip değildim. Bu teklifini red- detmek mecburiyetindeydim. İş işten geçmişti! Bu üç kelime birer zehirli ok gibi zihnime saplanıyordu. İş işten geçmiştil Bu üç kelime, kim bilir benim Zibi daha kaç binlerce kümsenin mukadderatını değiştirmiştir. Birden - vaziyetiri” vahametini kavradım. Fena bir askandal ol ması ihtimali vardı. Kocası gele- bili Fakat ne yapabilirdim, Sacide- yi evimden çıkarmama imkân yoktu. Hemen önünde diz çöktüm : — Beni hatırladığın içi teşekkür ederim, dedim, kadar burada oturabilirsin. Dost- luğum seni her şeyden vikaye eder. Sacidenin yüzü, inkâsarı hayale oğramış gibi, kırıştı. Benden beklediği söz bu değildi. Ben yalnız dostluktan ve arkadaşlıktan bahsediyordum. Fakat, bu halir de tevil etti, centilmenli; verdi ellerimi avuçlarının alarak sıktı, okşadı. Vaziyetin alaya tahammülü o- mamakla beraber, alay edilemi- yecek halde de değildik. Gece yarısı üçten sonra, bir- denbire bir kadın kaçırmış olmak, ona yatak hazırlamak, teselliye çalışmak hoştu doğrusu. Hal bir aralık kendimiz de gül Yatak hazırlandıktan sonra Sa- cidenin yanından ayrıldım. Odama — katiyetiyle karşılaştm. - Feyhanı. Sacideyi sevdiğin. kadar sevmiyor- dum. Sacideye karşı beslediğim aşkın kuvvet ve kudreti, Feyhana karşı olan muhabbete yoktu. İliklerime kadar ürperdim. Belki | de yarın Feyhanı ve Feyhanla dünyayı unutacak, Nükili Ne yaparsın .. Dünya hali bu... İnsanın canımı sıkan hadiseler cereyan edebiliyor... Buna rağmen * Mihneti kendine zevketmededir. âlemde hüner. — Gamu ü şadüü felek böyle gelir, böyle gideri...., Biz, buraya, bütün felâket arka- daşları, eylenmek için toplaridık... Maksadımız o felâket günlerinin saadet anlarını tekrar yaşamak- tır... Öyle değil mi? Denizkızı vapurunun yolcuları? Hazırun, hep bir ağızdan: — Hay hay! Hay hay!... Öyle!. dediler. — Maceramızı bu eski dostuma anlatalım ı? sevdiğim Sacideye, tüt etmişti. Onu | “Seni, yalnız seni seviyorum Sacide, bugüne kadar yalnız seni | sevdim!, diye haykıracı tık ondan ayrılmak istemiyecek- tim. Ya Feyhan we olacaktı?.. Fey- han beni seviyordu; ona söz vermiştim. Feyhanın kalbini ve itimadını kazanmıştım. Başka bir düşünce daha, zihni- | mi kurcalamağa başladı. Acaba Sacide, bugünkü ani cimetine, tehevüre kapılıp yaptığı | işe, yarın pişman olmayacak mıy- di? Bu aczinden, biddetinden, bu |azfından - istifade ettiğim içi bana kin bağlamayacak mıydı Beni sevdiğine, cidden sevdiğine de kanaatım yoktu.. Beni her balde, bu fedakârlığa katlanmak kadar sevmiyordu. Şimdiye kadar bana böyle bir aşk ihsas etmemişti. | Onu şimdi, binbir dedikoduya meydan verecek şekilde, yarın geri dönmek isteyeceği bir yola sevketmeğe hakkın var miydı ki? Fakat belkisde ayağıma gelir saadetti. Saadet?.. Bir an- çıldırdığıma hükmettim. Sacideyle aramdaki saadet, samimi dostluğun arka- daşlığın tevlit “ettiği ” vaziyetti. Aşkın hümması, kasırgaları bu saadeti idame edebilecek miydi? (Mabadı var) Ekmek fiatı Şehremanetinden: Temmuzun on altıncı Salı gününden itibaren ve francalanın kilosuna yirmi bir | kuruş otuz para azami fiat vaz- edildiği ilân olunur. Beyoğlunda “TURKUAZ,,da Her akşam taraçasında dine dansant Bebekte “TURKUAZ,,da Her cuma ve pazar eğlencelerle 'te dansant. Turkuaza taze havvar çelmitir. 15 Temmuz 1929 | KoRKunç Macerli (Vü-Nü) — Anlat. Bunun üzerine, Centilmen kaptan, anlatmıya başladı:. Denizkizi ismin- deki vapurla Bahrimuhitte seyahat ediyorlarmış. Gemi, kazaya uğr- yarak batmış, Eşya namına, dok- tora ait bir sandıktan başka şey kurlulamamış. Tayfalar ve diğer yolcular, tahlisiye sandalla- rına binerek kaçmışlar, Bu gece, bu ziyafette hazır bulunanların hi sesine ise, koskocaman bir sal bet etmiş. Aralarında bir de gayet güzel kadın varmış. Onun akrabaları hep, denizde boğulmuş- far, Bu suretle, salm, üstünde, on | üç kişi kalmışlar. Bir de, doktorun Ekmeğin kilosuna on altı buçuk | İ | bir ses, doktorun sesi yükselmiş: Meb'uslarımızın tetkikati İstanbul —meb'usları ” bu; H. F. ında müfettiş Hakkı PS ni riyasetinde bir | aktederek İstanbul ve tının ihtiyaçlarını tetkik için bir program — tanzim — edeceklerdi: Beb'uslarımız evvelâ tetkiklerini İstanbulda yapacaklar, bilâhara mülhakatı gezerek mahalli ihtiyaç- lar tesbit edeceklerdir. * Aliye Hanım ağırceza mah- kemesine verildi — Aliye Hanım mes'elesine ait evrak ve tahkikat dosyası müddeinmumilikçe Ağır ceza mahkemesine — verilmiştir. Aliye -Hammın — mühakemesine yakında başlanacaktır. & Mektepler he zaman açıla- cak? — Bu sene ilk mektepler eylülde, orta mektepler ve liseler 1 teşrinievelde açılacaklardır. * Gazi. Hz. ve Ankara — Reisicumhur — Gazi Hz. bugün Yenişehirde kâin imar müdiriyetini leşrif ettiler. Profesör Jansen orada Reisicumbur hazretlerine Ankaranın imarına ait Plân ve haritalar üzerinde izahat vermişti Gazi Hz. Profesörün umumi fi lerini ve mutalâalarını sormuşlar ve aldıkları cevaplardan memmun kalınışlardır. * Kadriye Hanım meselesinde İstanbulda dinlenecek şahitler — İzmir müddeiumumiliği tarafından Kadriye Hanım davası hakkında şehrimizde bulunan bazı şahitle- rin de — ifadelerinin — alınmasına lüzum görülmüş ve bu şahitlerin isimleri " müddeiumumiliğe bildi- rilmişti. Bu . şahitlerin ifadeleri bugün Ağır ceza mahkemesil cak ve İzmir müddei umumi bildirilecektir. * Dahiliye - vekili vekili Bayazıta PODRA-ESANS KOLONYA SUYU LOSYON: Pompeya Fiorami Vivits Fetiş Revdor Şipr Fuler Kinin Porlümüri L.T. PİVER A, Ş., İstanbul - Şubesi Şişli Ahmet Bey sokak No, 56, Tel. Beyoğlu 3044 | Kenara koyacağınız 40 para /YARIN Kuracağınız servetin temeli olabilir Türkiye İş Bankası TASARRUE KUTULARIMIZI ALINIZ Foto Süreyya Beyoğlunda “ Beyoğlunda Tünel Yılnıııdc ı,um cenddesinde 509 mumaralı (Eski Tiring ) mağazasınd& bu kerre Bahçekapısımdaki ticarethaneme ilâveten “Foto Süreyya , unvanile bir şube açtım. Mezkür mağazanın ferkinde yakında en müktedir artistlerin idaresinde bir de fotoğraf- hane küşat edilecektir. Her nevi amatör işleri en müşkülpesentleri de memnun edecek derecde mükemmel olarak tanzim edilmişti Ucuz ve eyi mal satmak prensibim Beyoğlunda da cari olacaktır. Her marka kâat, cam ve film mevcuttur. « Muhterem müşterilerimin Beyoğlundaki şubeye teşriflerini rica eylerim. Bahçekapıda İş Bankası arkasında fotoğraf levazımatı taciri Süleyman Süreyya HAVAT MECMUASI Bugün en mükemmel ve yeni bir şekilde çıktı Bu sayıda başlıca: Mehmet Emin, Mustafa Şekip, Köprülü Fuat, Galip Ata, Ridvau Nafiz, Celal Sahir beylerin yazılarile Resim sergisine ait şayanı dikkat resimler ve diger istifadeli yazılar vardır. 28 Sahife 15 kuruş HAYAT gençlerin ve münevverlerin mecmuasıdır.| * Tahsile gidecek gençler — Maarif vekâleti tarafından bu se- 'e Avrupaya tahsil için gönderi- lecek talebenin imtihanları” için sualler bugün kararlaştırıldı. Bu nayi sergisi ağustosun ilk gün- lerinde açılacaktır. * Fırkanın ziyafeii — 23 temmuzda - fırkada bir ziyafet sene Vekâlet 20 kadar talebe | verilecektir. İsmet ve Kâzım Pa- gönderecektir. şalar da ziyafete davetlidirler. * Nafia vekili hatları teftiş | — * Rusuhi;bey — Reisicumhur ediyor — Nafia Vekili Recep B. Anadolu hattını teftişten avdet etmiş ve hattaki emniyet tesisa- tını, bazı köprüleri ve işarçt ma- kinelerini gözden geçirerek neti- ceden memnun kalmıştır. Ha. nin seryaveri Rusuhi Bey dün şehrimize gelmiştir. * İrakın Musul Mutasarrıfı — İrakın Musul Mutasarrıfı Abdul- hak Bey dün mezunen İstanbula gelmiştir. sandığı !... niz üstünde kalmışlar... beklemişler, imdat yok! Acıkmışlar yiyecek yok... Bütün bu vaziyetteki kazazede- lerin baş vurdukları tedbire, on- lar da baş vurmuşlar! İçlerinden biri şu fikri ortaya atmış: — Kur'a çekelim! - demiş - kur'a kime isabet ederse, onu keser ve yeriz! — Maalesef başka çare yok; Herkesin ismini yere yazıp da tam kur'a çekecekleri / sırada, — Arkadaşlar! Bu Denizkı: vapurunun — batması — yüzünden , hepiniz bütün malınızı mülkünüzü kaybettiniz.. Yalnız, benir sandığım kurtuldu. ki, alât ve edevatım var .. | aç kaldığın görünce, hepsinin, birer birer bacaklarını ve kollarını kesi- yor... Bunları yemek suretile ölüm- den kurtuluyorlar. Sadece bacak- sız ve kolsuz kalıyorlar... Fakat, azizim Tek Kol kaplan, senin bikâyende öyle feci bir cihet İşte size bir tavsiyede bulunu- yorum. Gene aranızda kur'a çeke- lim. Lâkin, kur'anm isabet etti; arkadaşı tamamile öldürmiyelim... Onun canına kıymıyalım... Yalnız, ben, onu bayıltayım, bacaklarını keseyim... Nefsimizi biçarenin bacakları ile körletelim... Bakalım, yarına kadar, belki bir mucize ile kurtuluruz da, kur'anın ken- disine çıktığı adam da sadece bacaklarını feda eylemek suretile | nöbeti savar. Hikâyemin bu noktasında, de- | niz kurtları, Tek Kol kaptanın sözünü kestiler. Ellerile dizlerini yok... Maceran, olsa olsa komik ! Deniz kurtlarından biri: değil Gi tamamile mantı kançluk Fevkattal istersen, — mantıki istidislatla ; vakanın mabadini de buluvereyim; Yanılıyorsam bana haber Salın üzerinde ilk kur'a çekildiği İ zaman, genç kıza isabet ediyor.., döverekten î Evet, genç kızın bacaklarını kesi — Hah, hah, hah, hah ... -diye | mek ve yemek Jâzm geliyor. güldüler. - Senin hikâye pek tu- | Dostun olan ' Centilmen, Reis, haf ! Pek tuhaf !... Mesele anla- | Puna, rıza göstermiyor. Centik menliği mânil kendi. bacaklarını, şiliyor : Ertesi gün de kurtulamı- | n SA ” | genç kızınkiler yerine — kestirtip yorlar, daha ertesi ve daha ertesi | Şeyahat — arkadaşlarına — peşkeş ünler de kurtulamıyorlar; doktor, | çekiyor. ( Mabadi var )