— Hiç bir balık tutamadınız mı? — Niye çekirge gibi sıçıyorsunuz ? — Niyat ele geçmek için... denizde avlayamıyorum. » yazı yazdığı zamanlar, mevzuundan başka hiç bir şey düşünmez, ve kendisile konuşul- duğünü istemez, Geçen gün, dalmış “tez,, “anl tez, cevherini yumurtlamağa ça- lışırken adaya bir arkadaşım geldi. Takdim ettim. Çocuk dedi ki: — Sizinle bir yerde - tanıştık galiba? “Vâ-Nü,, başını yazısından kal- dırmadan cevap verdi: şeç7 Oabilir, bazen oraya gide- Şair Salih Zeki hastalandı. Dok-| torz — Fikrinizi ve dımagınızı kat- iyen - yormayacaksınız! diye ten- bih etti. Salih Zeki sordu: — Şiir yazamayacak mıyım? Aşk settim, istediğiniz kadar şiir yazın. Ufak - tefek , 4 sarışın, — seviml Senih Muammerle Babialiden ©n dokuz yaşın- | iniyorduk. Çocuğun biri arkamız- da bir kadındı. | dan: —— - K ğ Son zamanlar. | |— — Pis gazeteciler! diye hay- | kırdi. da, 65 yaşında, ihtiyar, fakat çok zengin bir adam- la yaşamağa baş- ladı. Bir gün “genç kadına dedik ki: Muammer döndü, çocuğa on kuruş verdi. Ben şaştım. — Küfretti diye para mı ve- iyorsun? — Hayir, para veriyorlar diye küfretmeğe alışır ve nasil olsa günün birinde dayağı yer. Yeni evlenecek olan bir arka- SE'r kere evlen, saadetin kıymetini o zaman anlarsın! dedim. Sevindi: — Sahi mi? — Sahi. Fakat ondan sonra da — Ben fikir ve dımağdan bah- |" ** — Kız katina, çoktandır sinemaya gittin yok ? — Yeni karanlıktar Beyfendi. eve kaşları çatık gir- di. Canı — sikik mışti. Karısı sordu: — Ne oldu gene? — Daha ne olacak , —yolda Ahmede rasgel- dim, selâm ver- medi ... Sanki benden bir farkı varmış gibi — Sersemin biri. Selâm ver- meliydi. Aramız- da hiç fark yok- tur. — Bendolmaktan korkarım. Yaldızlı haplar Alacaklılarla mesele çıkarmak- tansa, parayı vermemek evlâdır. Ömründe iyi bir roman ve ya tiyatro eseri yazamamış olan biri, mükemmel münekkit olur. İyi tahammür etmeyen şarabı. sirke yaparlar. Memnu meyvayı takma - dişle ısırmak caiz değildir. Her gün aynı binadan çıkan bir zata sorunuz: “Nerden çıkı- yorsun?, Eğer kazandıysa kli ten, kaybettiyse, kumarhaneden cevabıni verir. Bir kadınla evlenilir, diğer biriyle eğlenilir. ve insan ancak kendini sever. Bir kadın elinin istiap edeceği | parayı, bir banka kasası istiap edemez : Hele bu el küçücük olursa! GGözel hağazlı bir kadına: Ne | güzel dişleriniz var! denmez; gül- dürülür. F Aşkta mübim olan şey, iptida ile intihadır. Bundan gayrisi bası ma kalıptır. Affet kabahatlar, müsa- aha ettiğim hatalar vardır: Ken. diminkiler. İlk aldanmamdan sen mesulsun, ikinciden ben mesulum. Hayatta muvaffak olmak için, küstanlardan küstah olmalıdı. — Ben yalnız bir dafa aşık oldum. — Kime? — Sekiz on tane bahriyeliye 1 Bir rumla bir yahudi, dinleri hakkında munakaşa ediyorlardı. Rum diyordu ki: — Sizin üç şeyiniz hoşuma gitmiyor. Evela başınızı açmadan dua ediyorsunuz. Sonra dua eder- ken çok bağırıyosunuz. Üçüncüsü e merasiminizin köl fena kaldırıyorsunuz. Yahudi vevap verdi: | — Anlatayım. Dua ederken | baştmızı açmayız, çünkü - herşey- den evel sıhhatımızı düşunürüz. Nezle olmaktan korkarız. — Âlâ — Dua — ederken - haylarırız, çünku Musa çok ihtiyarladı, kulakları ağır işidiyor. — Mükemmel ! Fakat ölülerinizi neden fena kaldırıyorsunuz? — Bu hususta hakkın var. Ben de senin fikrindeyim. Günde bir Tum ölüsü görmeği tercih ederim. Yaz gecesi Etraf mehtap içinde, çiçekler kokuyor, bülbüller ötüyor. Karı koca yanyana bağçede | oturmuşlar. | — Bey sorar: | — —Eğer ölürsem, tekrar evlenir misin? — < Hemen değil!