Akşam Tetrika numarası: 46 ABDÜLHAMİT VE AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin “Afrodit.. Kızım! sen genç ve güzel bir kadınsın! fakat biz, vatanın selâmetinden başka bir şey düşünen insanlar değiliz...,, Melâhat, Ali beyin firarından üç s: büyük bir telâş ve hiddel t sonra yalının alt katına hafiyeleri uyandırdı — « Kaltak | söyle bakayım, kocan nereye sıvıştı?. Melâhat — hayretle — doktorun yüzüne baktı: — Aaaa... babamın akrabası 'olan o Ali bey sizmisiniz? Melâhat, babasının ara / sıra bahsettiği Ali beyin bu Ali B. — olduğuna hükmetmişti . — Ali bey, hürriyetin istihsaline çalışanlardan biri olduğu için saray — muhitine gitmez ve saray münte- — giplerinden hoşlanmazdı. Bu. se- — den haberdar değil “<olsaydı, şüphesiz ki , — beple AliB. Cevdet beyi uzun senelerden beri görmemiş Melâhati saraydan bu işin takibi “için Rumelihisarına gönderirlerken /— Cevdet B. kızının nereye gitti; i. Malümatı kızını bu — hususta tenvir ederdi. Melâhat, babasına nereye gitti- Zini söylemeğe mezun değildi. Ali B., Melâhatin kim oldu ğunu da hatırlamıştı. — Yavrum Afrodit! - dedi. - Mektepten ne vakit çıktın? O — Bu sene.. — O kanlı kalenin içine nasıl düştün ..? — Vallahi beyamuca, ben de bilmiyorum.. Bir gün Padişah selâmlıkta, beni babamın yanında — görmüş.. Ertesi günü bir saray arabasiyle bir. harem ağası gel- di... Padişah beni saraya çağır- mış. : — Baban ne dedi? — Çok memnun oldu ve beni kendi elle arabaya bindirerek saraya yolladı.. — Vay alçak vay.. onun bu derece izzeti nefissiz bir adam olduğunu zannetmiyordum. — Ali B. teessüründen ağlamağa başladı. — Afrodit.. Kızım! sen genç ve güzel bir kadınsın.. ihtimal günün de iyi ve mevki sahibi bir adamla da evlenir, mes'ut olur- sun! Fakat biz... vatanın iyiliğin- den ve milletin selâmetinden başka, bir şey düşünen insanlar değiliz... gçok memnun oldum ki, Allah, “anli bir takım jurnalcılar yerine / karşıma sizi çıkardı. Bana yaptığın bu iyiliği hiç bir zaman unutmu- yacağım, yavrucuğum ! — Ali B. telaş göstermeğe başla- mıştı. İkisi birlikte yavaş yavaş indiler.. — kayıkçılar ” odalarında uyumuşlardı. Artık, Ali B. için yalıdâ daha fazla kalmak teh- Hkeye yaklaşmak demekti. Ali B. müstebit ve kuvvetli bir hükümdarla mücadele — etmenin manasızlığını anlamıştı.. Nihayet, parasız ve maddi müdafaadan aciz beş on vatanperver, Abdül- hamit gibi bir adamla nasıl uğra- şabilirdi? Ali B. karısının ve Melâhatin gözlerinden öperek yalıdan ayrıldı ve karanlıklara karıştı. Aradan üç saat geçince Melâ- hat telâşla aşağıya indi ve -Şaban ağa., Şaban ağal Diye haykırmağa başladı. Kayıkçılar yataklarından fırla- yarak odadan dışarıya çıktılar. — Ne var.. Ne var? Diye sordu. Melâhat çırpınıyordu: — Sizi buraya uyku uyumak için mi gönderdiler? Yalıda kim- seler yok.. Nereye kaçtıklarını görmediniz mi? Bâlâda muharrer eşya 29/6/929 Şaban ağa gözlerini uğuşturarak: İstanbul ithalât gümrügünden: tesi çarşanba günleri saat 10 ile 14 ten 17 ye kadar İstanbul İthalât Gümrüğü satış ambarında bilmüzayede satılacağı ilân olunur. Akşam Halk sütunu 40 santimden fazla olursa. Zevcimn - Sürtte birinci — mülâzımdır Benden bir kılınç istedi, aldım postaha- 'nöye götürüüm, 40 santinadeni fazla bö: ya var"diye almaddar. Hurçla gönderi: me zamanı obaydıaklım erardi ! Morti> inin nazarı dikkarini celbetmetizi tica ederim, Zerçimin kılıncını — postahano almassa nasıl göndereyiim. Kuzguncukta Münir paşa 28 No. Mmülârini Şevket B. zevcesi Tethiye arıyorum Banka Ve mücssesatı ecnebiyede hç senelik tecrübem vandır. Fransızcaya bibakkia vakıfım, Zagilizcem mutavassıt bir derecededir. Bu Iisanlardan — maarla Rumcayı da konuşür. we daktilografi bilirim. Müsait maaşla Anaduluya git meğe anadeyim. Askerlikle alâkam yak- dür. 0.S. rünüzile “ Yeni — yostahane posta katüsü T9& tahiriren müracaat edilmesi rica olunur. 0. 8. Bankacılık öğrenmek için muallim aranıyor Bir bankada memur olarak çalışmak: tayım, Maltmatımı tevsi etmek üzere bankasılk öğretebilicek — bir muallm anrıyorum. Tahriren müracaat yeri * a cadde B iş arıyorum Ben Türkçe, Pramsızca, Almanca, İn Bilizce ve İtalyanca Uisaslarına vakıfım. 50, 60 Jira maaşla bir ticaretl Yazihane nakli Avukât Cemalettin - Fazıl bey yazihanesini — Galatada “Ünyan,, hanının karşusundaki Nişastacıyan hanının 1 ve 2 numarasına nakletmiştir. Dr. Viktor Hodara Cild ve efrenci hastalıkları her gün öğleden sonra kabul eder beyağlu Tünel sokak No 11 Telefon: beyoğlu 2136 Tarafından Laypzig konser- vabuarı profesörlerinden “ Pe- ichmüller , in meşhur metodu ile piyano dersleri verir. ektupla şu adrese müra- çaat: Beyoğlu kabristan soka- l ğında No 31 Pandasopulo 5 numaralı daire. Deyin İlmühaberi Alıyorum B Ka G me o Telefin Beyoğlu 9158 &. Marka Kil.M — Cinsi eşya sandık 1 GF 239 Pamuk mensucat Fıçi — 12 ED K 545 Kimyevi boya Kangal 5 S T H 208 Galvanizli tel Kap — 1 bila — 86 Kirli yapağ Sandık 32 MA — 0 Demir ve pirinç çakmak » — 1 SF G 137 Hamur yoğurma makinesi -Parça 73 0 0 — Mühtelif cins ipekli mensucat Sandık 2 DC 229 Fotoğraf alâtı ve hikmeti tabiiye alâtı » L CMCI25 Kesilmiş yazı kâadı » İ LFF 30 Perdelik tül Bağ — 8 TMM 784 Demir kanape yayı demet 7 JP G 390 , arraba , sandık 1 HS/NSCİ4L Boyalı düğme balya 5S RB 638 Pamuk sandık 4 KZ — 277 Mühtelif şapka » 1 PD 210 Pamuk mensucat Ş A We Pirinç alektirik aksamı “ 3 JM * » » » —3 HS 264 Pamuk mensucat » 12 JO — O Mühtelif demir makine aksamı sandık 1 VL — 60 Galalit tarak balya 2 VV , 123 Pamuk nensucat » — 1 PHİLİP 136 Kaput bezi tarihinden itibaren cumartesi pazar- | Boyunlarındaki kırmı irlerine işaret makamında ikderi ıslıklarla cidden pek pittoresk insanlar olan apaşları (kül- hanbeylerini) artık, gigolo'lar (1), tahtından hal'etmiş bulunuyor. Gi- golo, apaşa nisbetle daha mütebes- sim, daha komiktir; etvar ve harekâtı, daha yerindedir; yakı- şıklıdır; hattâ bazan ekâbirle mek- tuplaşır; ve, hemen daima bir oto- mobil sahibidir. Kurnaz mıdır, kur- nazdır. Çünkü, gigololukta, gü- zellikten ziyade cerbeze şarttır. Hani, tiyatrolarda ve romanlarda bazı kahramanları, müellif, bililti. zam sempatik olarak bütün okuyucu ve sey nünazarı hasıl olur; hayatın — zevahirinde atkılarla (Bilhassa kadınlar arasında) bu tiptir. Fakat, bâtınları, daha doğrusu bevatınları ,,, — zira - gigoto'lar iki yüzlü, hayır, yüz yüzlüdür! bevatınları, hiç de zevahirleri gibi hoş değildir. Bunların ekserisi, smokingleri, sütbeyaz gömlekleri ve vernik iskarpinleri ile, bütün ömürleri dansinglerde geçirirler; ve kâmilce zengin kadınları — dansettirirler. Dansinglerin kıralı, gigolo'lardır. Bunların, dansinge yakın birer mükemmel ve techizati lâzimayı havi- garsonyerleri mevcuttur ki, yorulan damlarını, sedir üstünde szcak dinlensin diye oraya Bu içtimat tabakaya mensup bulunan gigololar, apaş kadar tehlikeli olmakla beraber, polisin ve adliyenin takibine hiç uğra- maksızın yaşarlar. Gönül işlerinde ekseriya rol oynıyan revolver bile, onları yüzde bir ihtimal ile zarara| uğralır. Buna rağmen, içlerinde müthiş caniler vardır. İşte şu zengin ailenin kaytan biyıklı, al yanaklı, levent şoförü, *0 zamana kadar sadık bir zevce ve müşfik bir ana halinde kalmıya muvaffak olmuş hanımefendisinin bir anlık zafından istifade ediyor; ve, ona, zevcinin kasasından , bir servetçik aşırtıp kendine ver- dirtiyor. İşte şu #favorili ve hare hare İâcivert — gözlü - hukuk - talebesi, profesörünün karısını baştan çıkas nyor. Kadın, bir gün, boğazında bazı ağrılar hissettiği tora koşüyör. ve - mü katı öğreniyorsa da meseleyi ha- ber vermekten korktuhü kocası- na da hastalığını aşılıyor. Genç kadın, bugün, bir sıhhat yurdunda| yatalaktır. 192... senesinde - Monte - Carlo' Gigolo'lardan biri, Fransız in, “ince ve zariftir, kadın ruhundan anlar,, diye, ihtiyar bir siyasinin karısı tarafından iltifata mazhar oluyor. Gigolo, kumarbaz mı, — kumar- baz! Gırtlağına kadar borç için- del Para tedarik etmek için, met- Ü Gizölü, ahişesin ” kanaakkeridir: Yani, gençliğini güzelliğini zengin ve i ('İiıgworlra’rlar '(: Andre de Lorde'dan mevki sahibi kadınlara satan erkektir. 30 Haziran 1929 Jigolo'lar) ] resinin montürü kopan - kolyesini tamir ettireyim diye alıyor; sata- rak, yerine sahtesini iade ediyor. Fakat, hileden kendi de pek edemiyor. y Mesruk meblâğ, yeşil çuhada, gü- neş altındaki kar gibi eriyip gidiyor. Yeniden para lâzım! Oyu: esnasında - bankada parası olmamasına rağmen - çek veriyor. Fakat, sonra, aklını başına , devşirerek metresine ko- Üşüyor; namusunun mahvolduğun- dan, hattâ, yarına kadar 200,000 frank bulamadığı taktirde tevkif olunacağından, binaenaleyh, heman bugün — intihar edeceğinden bah- sediyor. Genç kadın, ne yapacağını bi- lemiyor; elleri ayakları sapır sapır titriyerek, âşıkını kurtarmanın bir usulünü arıyor. Elinden ne gelir? Bu kadar yüklü hazır nakdi yokl Meblâğı kısa bir zamanda tedarik etmesi de muhal! — Öyleyse ?... Hah, aklıma bir çare geliyor; boynundan — kolyesini çıkararak : “Al, bu, senin olsun | - diyor. - İster rehine koy, ister sat ! Borç- larımı ödel Ve, değeri 30 fraktan fazla olmıyan incilerini ona uzatıyor Gigolo, alçaktır... Bittabi, inti- har etmiyor. Başka bir hadise: Yüksek bir hâkimin kızı, bir dansingde “ V. S.. , isimli bir gençle tanışıyor. Delikanlının mah- keme ile ilişiği var. Dosyesindeki vesaik, onu hapse sürükliyebilir Acaba * V. S....,, dosyasının, metresinin -babasında — olduğunu nereden anladı? Bu, bizce malüm değil; fakat, bir sabah, hâkimi, mesai odasında olarak buluyorlar. Şakağı delinmiş. Yanında bir revolver; kurşunlarından biri atılmış. Katil i, intihar mı? Tahkikat, hiç bir müsbet netice veremiyor. Bir an, şüphe, hâkimin — kazınz teveccüh ediyor. Lâkin, delâili müsbite yok. Kız, intiharı, babasının kumar / oynadığı ve çoktandır - para- sıkıntısı çektiği ile izah ediyor. - Mesele, müs- tantik nezdinde hi müddet evrakı ifzediliyor. hâl arasından metruk »V. € ait vesaiki tecrimiyeden, n ve en esaslısının mevcut kaybolduğu — anlaşıldı. — Acaba, evrak, — müteveffanın — evinden yeni hâkimin evine nakledilirken mi kazaen ziyaa uğramıştı? Aradan bir iki ay geçtikten sonra, genç kızın ” delikanlı ile evlendiği öğrenildi. Maddi delâil olmadığı için bir şey yapılamadı ise de, yeni evlileri gizliden gizliye gözhapsine aldılar. Beybude zahmet! - Bu iki insan arasındaki mühiş sır, ortaya çık- madı, gilti. İşin en feci tarafı şu ki, - cinsi sevkitabüsinin sevkile - sefil bir adamın amaline yardım eden bu dişi, şimdi, mesut,,, çok mesuttur! Müterimi: (Vâ - Nü) Devlet demir yolları ve limanları umumi idaresinden: 8 Haziran 1929 da münakasası icra olunupta verilen fiat yüksek görülen font boru ve teferrüatı münakasası tekrar 10 Ağustos 1929 cumartesi günü saat 16 da Aakarada Devlet demir yolları Umumi idaresi malzeme dairesinde icra edilecektir. Münakasaya iştirak edeceklerin - tekliflerini çaranli - mektuplarile birlikte mezkür günde saat 15,30 a kadar Umumi müdürlük kalemine teslim etmeleri lâzımdır. Münakasa şartnameleri Ankara da Devlet demir yolları, malzeme dairesinden, İstanbulda Haydarpaşada Haydarpaşa mağazasından beş lira mukabilinde tedarik edilebilir.