HN YELPAZE llli Selâmi izzet ŞA ARR LA Numara - 17 Elini tuttum, öpt — Bu hediyemi beğendiğin, kabul ettiğin, buraya kadar gel- diğin için, ben sana minnettarım Sacide... Ve beni, benim seni düşündüğüm kadar düşünsen... Sözümü — kesti, kolumu tuttu, şımarık bir çocuk gibi dudaklarını büzdü: — Fena adamsın sen! dedi, bem seni hiç düşünmez olur muyun?.. Dünyada senden başka kimsem yok. Senin şefkatinle teselli bulüyorum, seninle konu- şarak avunuyorum. Sen olmasan, senin muhabbetine, — dostluğuna güvenmesem, dünya ile ne alâkam kalırdı! | — Ya yelpazelerin Sacide?.. | Onların biç kıymeti yok muü?. lamafi, beni otlara tercih etti in teşekkür ederim. Güldü; eğildim, — eldiveninin yavarlak — açıklığından — avucunu öptum. İçimde heyecanlı bir sevinç vardı. Aşkım reddetmiş olmasına artık müteesif değildim. Yalnız fikrimi bir şey kurtal- yordı Biraz evel, Bedestende dolaşır- ken, neden sinirliydi?. Hem sinirli, hem de bana kızgın gibiydi.. Fa- kat “niçin?, Bu sinirinin, bana öfkesinin sebebi neydi?.. ö ShRağ Evde bir mektup buldum.. Yar sısından Şakireden olduğunu anla- dim ve açmadan, ne — yazdı- gaa hükmeltim. Yanın gelemeye- cekti, gelecek perşembe akşamın- “dan evel de gelebilmesi mümkün- süzdü.. Hükmümde — aldanmamıştım . Ohl. — Eskiden , — Şakireden böyle bir mektup aldım mi, fena halde üzülür, fena halde canım sıkilir, — meyas — olurdum. Bugün, umurumda bile olmuyor... Perşembe günü, geç kalma- di dörtte gelecekken beşte ge di... Herzaman keyifsiz dururken, © gün fevkalâde neşeli idi. İlk zamanlardaki aşk günlerini yaşı- yoruz zannetim ve şüpheye düştüm, Kibar, zarif bir erkek, sever gibi göründüğü bir kadınla bu- Juştuğu zaman ona muhakkak silem eder... Siteme başladım. Konuştukça, kendikendime hayret ediyordum. Şakireye nekadar da çok sitemin varmış!. Şakire ayak ayak üstüne atmış, bir bacağımı dakait bir keselle sallayarak, dalğın, dinliyordu. Nihayet başını kaldırdı, gözleriyle yüzüme baktı: — Siz Dedi. Muharriri: Jack London derin erkekler - yalancısınız ! zevki, ancak nefsi nefisi için | saklıyor... Bu işi bir gün, o ya- | pacak... Lâkin, » Lâkin meselenin neye müncer olacağını, hikâyenin sonunda gö- i köpek olan bu iki düşmanı , mütekabil kinleri, dostluk hissinden daha muhkem bağlarla biribirine bendediyordu. Leclere'in gayesi, köpeği, bakiki köpek menzilesine indirerek ayak- ları dibinde süründürmek, yaltak- dandırmaktı. Fakat Piç de o göz yoktu. Leclere, bunu farketmekle beraber, hayvanı, ille yola getir- mek için elinden geleni ardına 1 — Neden? - — « Daima kadınları yalancı- lıkla itham edersiniz. Halbuki - İşte şu anda, cen yalancı kadından daha fazla yalan yorsumuz. Ben buraya ha geleyim ha gelmeyim.. Bunun artık sizce hiç bir ehmiyeti kalmamıştır. Ürzüldi ler — çoklan geğti. Neden sahte bir rol oynu- yorsunuz? Bu açıklık - karşısında — yalana devam etmeği lüzumsuz gördüm. — Filvaki, dedim, ne sizde, 'e de bende o eski hümma kab- madı. Fakat böyledir haf- 'tada, hiç olmazsa on beş günde bir kere olsun buluşmiyalım mi? — Buluşmasak ne olur sanki? — Seni bilmem Şakire, fakat aei Sakal, devam ediyor. Şakire uzun bir müddet, dikkat- le yüzüme baktı, sonra garip bir tebessümle dedi ki: — Alabilir, amma Sacide artık benimle — görüştüğünü — istemesi, onun bu arzusunu, bilâ tereddüt yerine getirirdimyal Hadit bir hareketle doğruldum: — Şimdi Şacidenin ne mün: sebeti var? — Hiç. Yalsız müşahedemi söyledim . Sacideyi benden fazla, herhangi bir kadından çok daha fazla sevdiğine eminim . Kalp, bislerden çabuk yorulur. Ben hiç bir zaman kınskanç olmadım ... Seni hiç kıskanmadım. Hemen sözü gene aşkımıza çevirdim. — Cünkü beni cidden sevmi- yordun. — Bizim muhitte, hiç kimse bundan fazla sevi; Hepimiz az çok riyakârız, çükü medeni) Hakiki aşk bedevi, hatta vahşi bir fhistir. Eğer herşeyi terket, deseydim, yapar mıydın? Hayır değil mi? Şu halde bana söz söylemeğe kakkın yok... Amma| gördün ya, senden böyle bir 'şey, böyle bir fedakârlık istemedim Şakirenin hakkı vardı Kadınları çok sevenler, içlerin. den birine nefsini vakfedemez. Şakirenin elinden tuttum, pen- cerenin önüne götürdüm, dikkatle gözlerinin içine baktım: — Bugün çok mantıki konuşu- yorum - Şakire. Sözlerinde çok isabet var... Acaba başka birini mi sevmeğe başladın ? Önüne baktı, yavaşca : — Hayır, dek — Söyle, kimi seviyorsun ? — Hiç kimseyi dedimya. (Bitmedi) Nü ) Mütercimi; Adamın, köpeği yüksek — meblağlar teklif edilen mukabilinde dahi satmaktan çekinmesi, bir çoklarımın hayretini celbediyordu. Bir sefer, Piç, Leclere'den, boş böğrüne yediği bir tekme ile yere yuvarlanarak, karın üs- tünde kıvramırken, zohn Kamlin demişti ki: — Siz, en sonra bu köpeği geberteceksiniz! Üstüne üstük, Onu satın almak için verdiğiniz parayı da kaybedeceksiniz! Leclere, barit bir tavırlar — Ben, ne yaptığımı bilirim, efendi! cevabını vermişti. Akgamı Zıtlar memleketi Alman gazeteleri Japonyadaki | amumi hayatın gayet garip oldu- gunu ve Japonların bir çok cihet- ten asrileşmesine rağmen bir çok eski adet ve an'aneleri muhafaza ettiğini yazıyorlar. Karın deşerek ar eden “harikavi,, adeti hâlâ bütün kuvetiyle yaşıyor. Japonyada en asri ve elektrikli vesaiti nakliyenin yanında eski Vasul iki tekerlekli arabalar hâlâ devam ediyor. levam cediyı Bulutları yaran Amerikan vari yüksek binaların yanında bambay kamışından — yapılmış — kulübeler bulunuyor. Bir taraftan kızlar teı oynarken diğer taraftan eski ağır kılıçlar ile mübareze yapılıyor. Şark vilâyetlerine gönderilecek muallimler Macburi hizmetlerini yapmayan muallimler eylulda şarka - gönde- rilecektir . Aldığımız * malümata — nazaran maarif vekâleti bu hususta her muallimin sicillini ayrı ayrı tetkika başlamıştır. 2000 muallim — şark vilâyetlerine gönderilecektir. İstanbul icra dairesinden Ayşe Cemile hanımın müteveffa Osman Enveri efendideki alar ğından dolayi mahcuz Süleyma- niyede Samanvirani evvel mahal- lesi kebapcı hanı yokuşunda atik 3 ve mükerrer 3 cedil 5 No ve derunundaki bir. masura ve bir ) çuvaldız. Tatlı sunün otuz müddetle ihalei evveliyesi 'tına vaz olarak bin lira bedel ile talibi uhtesinde ihalei evveliyesi icra kılınarak- ihalei katiyesi icra olunmak üzere ve yüzde beş zamla 15 gün müddetle mavkü müzaye- deye - konulmüştür. — Elyevm |han yanmış olup arsadır.. Mesahası: iki bin iki,yüz yetmiş dört arşın terbündedir, derununda bir kuyu 10 akasya ağacı, tuğla kulube, tonoz harabeleri ve etrafında du- var ve cadde tarafında 8 adet diğer tonoz vardır. Hududu: Hüs- nü efendi Samanviran sokağı Ziya paşa hanesi ve fırıncı Lanbo ve Laz Ahmet efendi ve Silihdar hanı ve Sulgar bahçesi ” namile maruf ardiye ve Kebapcı hanı yokuşu ve Uzun çarşı caddesile mezkür cadde |Şehremaneti tara- fından yapılan salaşlar ön taraf- taki tonozları da istimal etmek- tedir birinde Şükrü ves Osman diğerinde Mustafa ve diğerinde İbrahim ve birinde Mehmet ve birinde Şükrü ve birinde İsmail efendiler kiracıdır, kıymeti 5685 liradır. Talip olanların ” kaymeti muhammenesinin yüzde onu nisbe- tinde pey akçesile 18/7/929 tar dosya numarasiyle bizzat veya bil vekâle müracaat eylemeleri ilân olunur. Ahali, nasıl olup da, piçin, sa- hibini terketmediğine hayretteydi. Fakat, Leclere, köpeğin, neden dolayı " kendine sadık - kaldığını pekâlâ anlamıştı. Uzun zaman, dışarlarda , seslerinden uzak yerlerde yaşamış olan bu adam, konuşmasını bilmeyen her | şeyin: - tuzağa tutulmuş tavşanın, | havayı / kanatlarile — yırtan kar- ganın, alaca karanlıkta bir gölge | gibi kayan kurdun, —meramla- dımı sezmek fendini öğrenmiti; - Piç'i de anlamıştı;. ve bumun indir ki, sık sık başını geriye çevirerek, ona, korkulu gözlerle bakıyordu. Piç, gençken bir çok | defalar Leclere'in boğazma siç- | ramak ister gibi hareketlerde bulunmuştu ; fakat, her seferinde, bir kırbaç darbesile, yere yuvar- | ezatı. Piç' ozamanlar. intikam | wKANSIZ LI de saat 14-l6ya kadar ve 929-9397 BÜYÜK BİR YENİLİK Artist fotoğraf JULES KANZLER tımaklarıyle bir kaç dakikada barelyef portreleri yapan bütün dünyada yekta olan meşhur bir artist celbettiğini muhterem Mmüşterilerine ilân etmekle kesbü şeref eyler. Çok sayanı dikkat olan bu san'atın taamımümü için fiatler mutedildir. Kesim- İer Beyoğumda İstikll cahiesinde 67 mumarnda KANZLER Studyosunda 'daimmi sürebte teşir edilmektedir Pozlaf ramdevu ile almır. A # $ Nörasteni, zaliyet ve Chlorose henizsizlik icin yeğine' deva kani ihya eden SIROP uEsquNs PARIS a tuntahip eti taratından tertip edelmiştir. JERANSA WEILE'II KOLONVA SUVU EAU DE COLOGNE AUX FLEURS DE FRANCE Porlumöri . T. PİVER A YS İstanbul “Şubesi Şişli Ahmet Bey sokak No Be Tek Bayoğlu 3044 HUMMAYI MURZAĞİ -ISITMA* KANSIZLIK — Zafiyet ve Kuwvetsizlik halâtında KINYUM LABARAK: Ham hazım, dalil hummme ve kuvvet #arabini islimal ediniz. Yemekten eyvel ve Ya SORT5 bir Uikor kadehi. Hcmanelerde satlir . Mahan G FRERE (£.i Vahlanı & Cie . Aue Jacab. PARIS ı TALEBELERE ve AİLELERE İLÂN Ecnebi Hisanları tedrisatında mütehassıs olan BERLİTZ MEKTEBİ bütün yaz açık olüp, mapladı ve mülerakki Talkbe için year Kürkar vöcnük gelirmek Süretiyle tatillerden istifade ettirir. İştu karslar atideki lisenlarda şimdiden taşlamıştar. 15 HAZİRAN dan 15 AĞUSTOSA kadar YAZ TARİFESİ Beyoğlu (İstiklâl caddesi 356 DĞV'SU.H&':'V'!"J“L"E:'.ŞK' Çubukiu Bahçesinde n Osman Efendi idaresinde SATILIK ELEKTRiK Motörü Simens fabrikası mamulâtından bir elektrik motörü resistan- sıyla birlikte satılıktır. Model R 71-1500 T10/190 volt, 3 yatlık, devri dakikada 1430. Galata - Perşembe pazarı Yanık zade han altında Mehmet Vasfi Bey “alabilmek için kuvvetlenmeyi bek lemişti. İki yaşına bastığı vakit, geniş parladı; — dumura uğra- tılan kulağı, yediği binlerce sill. tokat, tekme yümruk, çekti; göğsü, kuvvetli adaleleri, vasat- tan daha yüksek boyuyla, tüyleri dikilmiş hakiki bir Kurda benzi- yordu. Bir gün, Leclere, kalın kürküne sarılmış uyürken - Piç, beklediği anın geldiğini - tahmin etti. Çekingen adımlarla efendisinin yanına doğru süründü; — kafası yere eğilmiş; kulakları ” dikilmiş, hasılı, mütaammit canilere hoş bir. yürüyüşl.. Nefesini - tutuyor; soluk almamağa çabalıyordu. An- cak uyuyan adama — yaklaştığı esnada bir lâhza durdu; efendisi- nin, kalın adaleli; mor ve kabarık damarlı boynuna baktı. Bu boyun teneffüslerle muttarit sayısız sefalet ve mahrumiyetler akhına geldi; — ve, sessiz bir siçrama ile, kendisine bunce zu; lümlerde — bulunan — efendisinin üzerine atıldı. Boynuna — geçen — azıdışlerh Leclere'i uyandırdı; hayvani bir insiyak ile, bütün vasıtalartna mü racaat ederek mücadeleye girişti, Vücudunu saran kürkten kurtuş kır kurtulmaz ellerini köpeğin gırtlağına kenetledi. Sonra, dö up hayvamı altma aldı; onu, aşırlıği ezmek istedi: Fakat, Piç'in, lerce batınlık ecdattan / tevaril$ ettiği kendini koruma çareleri vardı: Leclere'in sikletini kendi (Mabadi. var)