27 Mayıs 1929 “AKŞAMDAN AKŞAMA Şüirin inhitatı Şairlere iş buldum !! Diyarlar ki: “ Şiir, inhitat edi- yorl , Eder ya, elbette... Nasıl etmesin ki, zavallı şair, yirminci yetim çocuğa döndü! içli yavruyu kimse kendine mal etmiyor; biçareciğin uzun Ve yağlı saçile alay - ediyorlar; gülüyle, — bölbülüyle, — sömbülile, ahü - vahile, v nakaratile, perii yorlar.. Nasir, gazetecilik; roman- dolusu para kazanırken, * “ve avuç maccmuacılıkta,. afişçilikle çalışıp dünyalığını doğrulturken,- heykel- fıraş, abideler yapıp binlerle lira alırken,- mimar, el temin ederken-, musıkişinas, kmıs:r “İerde, operetlerde, sinema- larda, bariorda, meyhanelerde, eh | mevlâ ne ihsaiz ettiyse aza çoğa | bakmıyarak — gül gibi — geçinip giderken, -aktör, emeğile Yaşıya- bilirken,,, şairciğe metelik veren yokl... Halbuki, o da, sanat aiic- sinin bir ferdi; bütün bu para kazanan rassamların, musikışina: harın, nasirlerin, aktörlerin, mimar- ların, heykeltıraştarn sanat küzeni.. Bunlar, refah - içinde keyif sürsünler de, niçin sefalet çeksin?... Ounn ki, ağzına, kurunu vustada inci dolduruluyor- du... Şimdi, dişinin kovuğuna gidecek kadar olsun ekmek bula- vayı bak zihnim bu me- terfih ve iaşesi içi yetimi zin ve alelümum memieketimizin sözü geçer, hatırı sayılır erkân ve ricaline baş vurdum. Dediler ki: — Ne yapalım? Akıbeti mukad- dereliŞimdi kurunu vusta değil ki, çıkarıp, derebeyleri ” gibi, kendi- lerine, 'bol keseden atıye, behiye, Yediye - verelim... / Sermayedarlık 'mizamı içtimaisinde bulunuyoruz.. Her meblâğ, bir faide mukabili verilir ... Gazetelere, mecmualara yazılarını koysak halk rağbet gös- terip sürümü arttırmıyor... peki, bize ne faideleri olacak kendilerine —muaveneti nak- diyede bulunalım?... Hımmmn!?.. Hakları da var ya... Bu zamanda, babanın bile evlâda beleşten yardımı dokunmüyor... O halde? © halde?... Şairleri diger sanat kuzenleri gibi, müfit bir “unsuru içtimat , — haline getirmenin kolayını bı Yolda, bunu düşüne düşüne ilerlediğim esnada, kulağıma bir satıcı sesi ilişti: — « Nestlel Nestle! Ye canmı besle! , İki adım ötede, başka bir satıcı çocuk, birincisile rakabet edi- yordu : — “Viktorya | Viktorya | Ye tanını besle !, Biyik altından — güldüml * İlki uydu. amma, bu uymadı! - diye düşündüm. - besle, Nestlenin kııİi- esi amma, Viktoryanin değil ki... ğav.ıllı torya çıkolatası ! Bu. suretle satılmakla ürünün tak- İldi imiş tesirini veriyor 1.. Hab buki, lezzeti, hiç de fena değildir... Kafiyesizlik yüzünden namı berbat | oluyor... Şerefini kaybediyor!..., Yolda yürüdüğüm esnada, bir sürü kafiyesiz sayhalar daha duydum. Ansızın, dimagımda bir şimşek çaktı. Hamamdan fırlıyan Archi- möde, (Arşimet) diye haykırdım.- Madem kafiye biliyorlar, Kum reklâm yapsınlar! Böylelikle Mmüfit bir unsuru içtim: olsun dar... Sermayedarlar, nasıl gazete- Gilere, ressamlara ilân parası ve- fiyorsa onlara da yerir. "Bu usulü şairlere öyretiyorum, amma kendilerinden */, 10 ko- misyon isterim ! (Vâ- Nü ) E, | | metli mafakasını bol | | senelerdenberi Ağa camii Evkaf camiin av- lusunda bir bina yaptıracak Göçenlerde' Beyoğlöndüki çadde — “M bir. yerinde - olduğu idaresi için Evkaf camin — önüne , cadde üzerinde bazı emlâk inşa etmek fikrindedir. Evkaf, öteden beri bu yere İstanbul | cihetindeki - Vakıf hanları gibi evkaf için esaslı varidat menbar teşkil edecek büyük bina inşa etmeği düşünüyordu. Bu fikir tatbik — edileme- bir sene için bu tasav- tatbik edecek, harap düvarını kaldırıp - buraya büyük bir bina yapacaktır. Samsun - Sivas demir yolları müdürü Samsun - Sivas demir yolları müdürü yakup B. yarın samsuna gidecektir. Köprülerin tamiri Bu sene her iki köprü r edilecek köy cihatindeki ayağının - yeni tamir edilmege başlandığını yazı- yordu, yaptığımız tabkikata göre köprünün — karaköy câauıdeh büyük ayağının tamiri bitmiştir. Şimdi, Karaköy cihetinde köprü- nün üzerindeki tamirat yapıla- caktır. Eminönü cihetindeki kişe- temelleri konmuş ve inşaata baş- | Tanmıştır. Emanet bu sene, geçen sene- den daha vasi bir şekilde köprü- nün bütün aksamını tamir ediyor. Köprü — harbın — bidayetinden beri, 15 sene hiç tamir yüzü görmediği için tamir edilecek kısımları çok iktür Bu seneki bütçeye 200 bin lira tahsisat konmuştur. Bu para ile Unkapanı Köprüsü de esaslı surette| tamir edilecekt Avukatıarın yaz tatili Baro heyeti ümumiyesi bugün öğleden — sonra — toplanacaktır. Heyeti umümiyede — avukatların | yaz tatili ve yapılacak tetkikat seyehatı ile avukatları alâkadar eden bazı hususlar görüşülecek- tir. Bu seneki mezruat hakkında tetkikat yapılıyor. Memleketimizdeki ziraat mınta- kalarında — bu seneki mezruat miktarı, ne nispet dahilinde mah- sul idrak edilebileceği hakkında henüz esaslı ve ihsai bir malümat yoktur. Aldığımız malümata göre vilâ- yetlerdeki zıraat müfetişleri Hazi- ranın 15 ine kadar kendi ziraat mıntakalarında esaslı bir tetkik yapacaklar, bu seneki mezruat mıktarını ve bilhassa ne kadar, mahsul alınacağı tetkik edecek- lerdir. İktisat Vekâleti ziraat müfettiş- lerinden alacağı malümat üzerine tek ekmek meselesini tatbik edecektir. ta camii Beyoğlunun en kıy- | Cüma günleri taksim meyda- 'nında bir çok fatbol heveskârları toplanarak —maçlar — yapıyorlar. Muntazam formaları olan haves- kârların bu maçları bazen pek hararetli olıyor, meydanda yüzler- ce seyirci toplanıyor. Resmimiz bu maçlardan seyredenleri gösteriyor. Bisiklete raği hat Son zamanlarda bisiklete rağ- bet çoğaldı, senelerden beri orta- dan kaybolmuş olan iki kişilik bisikletlerde görülmeğe başlandı. Bunları ekseriyetle — mübtediler tercih etmekte, bir müddet arkada alıştıktan sonra bisikleti idareye başlamaktadırlar. Seyyar tütüncüler l Cuma günleri tütüncü dükkân- ları kapalı olduğu için hemen her köşe başında seyyar bir tütüncü peyda olmaktadır. Bunlar, bir gün evelden sigara almağı unut- muş olanlara büyük bir kolaylık temin etmekle beraber bir las- mının bir iki kuruş fazla isteme- sinden dolayı sık sık- gürültüler de olmaktadır. Hastalık çıkan evlerde fenni tathirat Evlerde zuhur eden sari hasta- Jıktan sonra şehremaneti esaslı tathirat yapıyor. Evelce bu fenni ve sıhhi tathirat çok sathi yapılır yordu. Bazı meskenlerin esasen çok pis olmaları, yapılacak temizliğin daha esaslı olmasını icap ettirmiş- tir. Bir müddetten beri tathir ve | tephir memurları temizlemek için | gittikleri yerlerde yalmız fenni izlik dezenfeksiyon — ile etmiyorlar, evela bina linde esaslı bir nezafet yap- tıktan sonra asıl fenni tathiratı icra ediyorlar. Bazı meskenlerde de mesken sahipleri sıhhiye memurlarını kabul | etmek istemiyorlar ve bir çok müşkülât çıkarıyorlar. Polis bade- ma memurları kabul etmek iste- miyen ev sahiplerine ihtaratta bulunacaktır. | mektedir. Sanatı himaye Sanayi birliği An- karaya bir heyet y öARAtYUL sanayi şirliği namına yarın Anka- raya bir heyet gidecektir. Bu heyete — fabrikatörlerden — Salih Cemal, İsmail Hakkı, Nuri, Afif beylerle birlik kâtibi umumisi Nazmi Nuri dahildir. Heyet Ankarada iktisat ve ma- liye vekâletleri nezdinde sanayi işlerine dair bazı Üfeşebbüslerde bulunacaklardır. Bunlardan başkasını — okturuva resmi teşkil “etmektedir. Elyevn Şehremaneti şerimimizede imal olunan mevaddan okturuva resmi almaktadı Bu resmin alınmaması — için glâkadar — makamat — nezdinde teşebbüsatta bulunulacaktır. Sanayi heyeti, fabrıkalar- dan alınan müamele vergisinin alınmaması için teşecbüsatta bulu- İ nacaktır. Bundan — başka — heyet mallarının — revacını temin alâkadar makamatla temas ede- cektir. Ecnebi şirketler İktisat vekâleti komiseri tetkikatını ikmal etti Bir haftadan beri şehrimizde bulunan İktisat vekaleti şirketler müdürü Hamit B, yarın Ankara- 'ya gidecektir. Hamit B. bazı ecnebi şirketler hakkında vakı olan şikâyetleri tetkik etmiştir. Bu şirketler ara- sında Türk memur istihdam et- miyenler bulunduğu anlaşılmıştır. Bu nevi şirketler hakkında icad eden tedabir. ittihaz edile- cekti Aymı zamanda Hamit B. bu hususta iktisat vekâletine — bir rapor verecel isviçreliler tütün alıyorlar Bir kaç gün evel şehrimize bir İsviçre / grubu mümessilleri gel- ir. Bu grup piyasamızdan külliyetli miktarda tütün alacaktır. İsviçreli tütün tacideri tacirleri- mizle tamasa başlamıştır. Çakmak inhisarı Kibrit inhisar müdürü Tahir Kevkep B. dün Ankaraya hareket etmiştir. Tahir Kevkep B. Maliye tarafından davet edil- çakmak inhisarile ala- kası olduğu anlaşılmaktadır. Çak- mak inhisarı inhisar idaresi tarafından idare edilecektir. Bu hususta verilen malâmata göre çakmak ithalatı yene serbest| olacak, inhisar idaresi her nevi alev saçan benzinli, fitilli çakmak-) lardan inbisar resmi alacaktır . Çakmak — inbisarından — sonra kibrit fiatlerinin artacağı söylen- Bu şayiayi alakadar zevat tekzip etmektedir. Suriyede feyezan Suriyenin Dirzor taraflarında büyük bir tuğyan vukua gelmiş- tir. Bundan mütevellit hasarat çok müthiştir. Bir çok köyler ve göçebe çadırları ” su altında kal- mıştır. Bu köylere ve göçebelere tayyare müfrezeleri ile erzak götürülmek- tedir. Binlerce hayvan suya kapılıp gitmiştir. ARADA SIRADA : Şelupir ve Batay Bayramda İntişar öden Hilâli- ahmer refil hasında / velveleli bir / serlevha vardı: Alev saçağı sardıl.. Ve bu saçağı saran alevlerin ortasında, muallim ve münekkit —İL-—* e aa Badük K Temaşa münekkidi, Şekspir ve Türk sahnesi hakkında beyanâtta bulunuyordu. Söylediklerini başından nihaye- tine kadar okudum. Kendisiyle hiç bir noktada hemfikir de; Fakat Darülbedayi hakkında nakaşa zemini açmak istemediğim den, yazımın baş taraflarını mes- küt geçiyorom. Yalnız şu sözler üzerinde bir lahza duracağım: “ Berniştaynin, Anri Batayın eserlerini anlayan Türk seyircileri, Şekspir ve Molyeri niçinanlama- sınlar?» Arkadaşımın bu çizdiği paralle, bu yaptığı mukayese garibime gitti. Acaba garabet bende miydi, yoksa bu mukayesede mi ?.. İşte bunu halletim ve kendimde garabet görmedim. Şekispircilerin kulağından irak, abdıaciz bu İngi- liz dahisinden hiç bir şey anla- mıyanlardanım. Molyerin hiç bir- -aman zevkine varamadım.Halbuki Batayi$ Bmi,ı. inin sadık. bir c bu ilçi temaşa mück Aıılıınıdıgım madığım hiç Binaenalazalik, Şel mukayese etmek doğru değildir. Bunun üzerine düşündüm: Şekspiri kiminle mukayese edebiliriz? Kütüphanenin önüne geçtim.. kitaplarıma bir göz attım. Bir köşede sıkışmış bir kaç cilde gözüm ilişti. Bu ciltler, bana bir şey ifade edemedikler birer yavrucak — gibi — bakımsız kalmışlardı: Göte ve Dekart. İbrahim Necmi bey, mademki mukayese yapacaktı, hiç olmazsa bunları ele alsaydı.. Bendeniz bu iki muharriri — anlamadığımdan, Şekspirle kabili mukayese olacağına kaniim. Bilmem Göte ile Dekartı anladım diyecek, içimizde kaç kabadayi vardır ?.. Şunu da ilâve edeyim ki, İngilizlerin bile anla- madıkları Şkispiri bizde anlayan 'ne kadar da çokmuş ! Şaka ve latife bertaraf herhal- de mühterem arkadaşım — bu mukayeseyi bir zuhul eseri olarak yaptı galiba.Yoksa Şekispirin1564 senesinde (ev:llıı eden kendine has bir ekol s: müellif oldu- gunu, Anri Batayın ise 1872 de doğmuş muasırimiz bir. üstat olduğunu herhalde bilir. Şimdi İbrahim Necmi beyin bu sözünü tastık edeyim: “ Türk milletinin irfanına iftira edilemci Türk seyirciler Bernştayni, Batayı anlarlar. Sonra — arkadaşımımı cerhedeyi Bernştaynin, Anrı Batayın eser- lerini anlayan türk - seyirciler . Molyeri ve Şekspiri anlamayabilirler. Selâmi İzzt iddiasını Fİ Korkarak- söliyorum, çünki edebiyat alemimiz tuhaflaştı: An- larım diyorum kızıyorlar, anlamam diyorum kızıyorlar. Suriye postalarında hırsızlık Son zamanlarda Suriye posta- larında hırsızlıklar baş göstermiş- tir. Postaya tevdi edilen üç cek ile bir kaç Mısır İlrası ve 200 altın lira çalınmıştır. Mahalli idare bemen tahkikata başlanmıştır. ğ