Mayıs 1929 EKŞAMDAN AKŞAMA ibtisas mesele! Asrımız ihtisas asrıdır. İhtisasın e dar çerçevelerle çevrildiği Bi anıdır. O kadar ki, 35 sene, yalnız ceket kol düğmelerini ve ihtisası bundan ibaret olan insanlarır teneffüs ettiği bir hava içi üstünde yaşıyoruz. Memleketimizde ihtisas daha bu kadar tahdit edilmemiştir. Hattâ, o derece tahdit edilme- miştir ki, düm, — içtimal felsefi eserler tahrir eden bir alimimiz bu gün mizahi fıkralar kaleme alıyor. Bu gün baş makaleler yazan bir üstat, yarın, taklitli şi- irler terennüm eyliyor! Velhasıl, bilhassa gazetecilikte herkes bir birinin hududuna te- gavüz ediyor. Meselâ, Celâl Nuri bey üstadı- mız ki, şimdiy Z lerinin derinliği” xeni$şli; yeme iştihar etmiş bir sahibi kalemimizdir; bu itibarla Avrupa ve Amerikadaki “tahdidi ihtisas,, cereyanına vakıftır, bilinemez han- gi suretle “tab'ı hevesnakinden , kurtulamıyarak şür yazmağa baş- ladı. Hem de taklitli şiirler. Bu halin gazeteciliğimizi mere- lere götüreceğini bilemeyiz. Fakat mademki Fort cenapları memle- ketimizde bir otomobil fabrikası açıyor, "Fordizm,, namıyla meş- de berabe getiriyor demektir. Bu taktirde, yapılacak iş, bir gazetecilerin hiç olmazsa Fordun fabrikasında üç aylık bir staj- yapmanızdan ibareltir. | Böylelikle “ tab'ı hevesnak,, imi- # zülmünden kurtulmuş oluruz. 4 Boğaz hastalığı — Peştede garip bir boğaz hastalığı baş gösterdi Sokl LAİ M Sçarillanda | garip bir boğaz hastalığı baş gös-| termiştir. Şiddetli bir nevi anjin | olan bu hastalık, ihmal edilirse boğaz şişerek - nefes Salmasma fınkân — birakmayor.. Bu yüzden geçende garip bir vaka olmuştur: Pşte şehrinin maruf doktorla- rınden M. Rudolf Balint bir gün b ağrısıyla kalkar, harareti olmadığından ehemmiyet vermez ve gene hastalarını kabul etmekte devam eder. Bu hal bir haftadan fazla sürer. Bir gün doktorun evi civarına bir. hış:: için gelen operatör doktor Polaksek, arkadaşı Balnti Siyaret etmeğe gider. Doktorun evine geldiği zaman hizmetçi, efendisinin yazı ile meş- £ #i sörler. Palakark. oğruca doktorun yenına gider, fakat zavallıyı masasttüzerine yı: | gilmiş hirlayarak bulur, derhal Te mitenu, öerüüe Yüearek muayeoe eder. Doktorun boğazı birden bire şişerek iltihap olmuş, nefes alma- Sına mani oluyormüğş. Vaziyetin - vehametini anlayan | Polaksek; — coktoru kurtarmak için acele “operaayöl — yapmak lâzım olduğunu görür. Yanında hiç bir alet olmadı- ğından cebinden çıkardığı çakı- Sıyla Balintin boğazında bir delik açar, sonra eline geçen bir parça lastiği yaraya sokarak doktorun nefes alabilmesini temin eder. Bu esnada hizmetçi hasta mak- line mehsus bir otomobil getir- miş, doktor hastahaneye götürü- ürek #persiğen yüğilmeşirr. Polaksekin / ziyareti sayesinde | doktor muhakkak bir ölümden kurtarılmıştır. Büyük duba yakın- müracaattabulundular Köprünün tamiri da tebdil edilecek Köprünün Karaköy cihetindeki terfi ameliyesi ikmâl edilı halde elân memur köşkleri ve | karaköy cihetinde köprünün üze- rinden kadiköy iskelesine inecek mahal yapılmamıştır. Bunun sebebini tahkik ettik, köprünün altındaki büyük duba elan tamir edilmediğinden bu işler ikmal edilememiştir. Yakında bu duba tebdil edile ondan sonra Köprö üzerindeki ufak tefek) tamirat yapılacaktır. Karaköy köprüsünün Boğazici ihetinde Seyri sefain Ve şirket elelerinde bir çok dükkânlar vardır. Bu dükkânlardan bir çoğu meyva gibi şeyler satıyor. Bu dükkânlar yola tecavüzle halkın geçmesi için yol bırakmi- yorlar” Bilhassa dükkânlar çeki- len tenteler gayat kirli ve halkın istikrahini — celbedecek — kadar çirkindir. Şehremaneti, bu cihetleri naza- dikkate —alarak dükkânlarn yola tecavüz etmemelerini, tente- lerin daha temiz olarak kullaml- masına — köprüler müdürlüğüne kat'ı surette bildirmiştir. Tehlikeli hal alan bir han Çohacıyan hanının tehlikeli ve harap olduğu Emanetin nazarı dikkatini celbetmiş ve alakadar- lar tebligatta bulunulmuştur. Bu tehlike çoğaldığı takdirde han tahliye edilecektir. " A n 10 santim toz Bakırköylüler bir mazbata ile emanete Bakırköylüler —ar mazbata tanzim etmişler ve ema- nete vermişlerdir. Bir çok imza- ları taşıyan bu mazbata muhte- viyatı pek şayanı dikkattir. Maz- batada Bakırköyde Bağlar başı caddesinin bir hale geldiğini, cadı ki tozun sihanının asgari 10 santim olduğu ve dikilen ağaçların tut- madığı mecut ağaçların ” tozdan görülemeyecek hale geldiği izah bir irında ediyor. Mazbatanın bir yerinde banyo mevsimi — yaklaşmıştır. - Floryaya banyoya gidecek olan evelâ cad- denin tozlar inde banyo edecek- lerdir,, deniliyor. Konservatuar - talebesinin konseri Yakında konservatuar - talebesi tarafından üç konser verilecektir. Birinci konser cuma günü verile- cektir. Bu konserde — konservatuarın Korosu tarafından Anadolu kava- ları teganni edilecektir. Bu hava- lar Cemal Reşit B. tarafından armonize edilmiştir. s kavgası Afiyonun Gnüeyi köyünde bir tarla münazaasından dolayı bir cerh vakası olmuştur. Abdil oğul- ları ailesine mensup iki adam miras — tarlalarını - bölüşemiyerek kavga çıkarmışlar ve neticede Abdil oğlu Abdullah ğenç gene Abdil oğullarından ömeri başının müteaddit — mahallerinden —ağır sürette yaralamıştır. Ötedenberi İstanbulun tanzifat işleri muntazam değildir. Hele son zamanlat bu iş büsbütün ihmal — edilmeğe — başlanılmıştır. Bızi mahallelere günlerce çöpcü uğramamakta çöpler ya evlerde yahut da sokak ortasında kalmak- fadır. Şehremanetinin nazarı dik- katini ceibederiz. Camileri ziyaret Bir kaç günden beri Darülfü: 'nun talebesi muallimleri Profe: Gabriyel ile birlikte İstanbuldaki büyük camileri gezmektedir. Ta- lebe muallimlerinden her cami tetkikat yapmakta ve bu. tetkik- lerini not şeklinde zabtetmekte- dir. Resmimiz camileri " dolaşan talebe - gürüplarından birini gös- teriyor. Kadın satıcılar Tahsil görmüş — hanımlarımız yüksek iş sahalarında erkeklere rakabet ederken okuma yazma bilmeyen kadınlar da ekmek pa- rası kazanmak için çalışıyorlar. Bunlardan bir kısmı tütün ame- leliği ve saire işler yaptıkları gibi bazıları da öteberi satmaktadır. Resmimiz tesbih satan bir kadını gösteriyor. Mardinde sinema Ahiren Mardinde batriye bi- la bir sinema tesis edilmiş- Küşat merasimine 200 kadar zat davet edilmiştir. prova mu- vaffakiyetle neticelenmistir. 25 kuruşa koyun yoğurdu Afyonkarahisar Belediye meclisi için 25 kuruş koyun — yoğurdu 'narh koymuştur. Narh süt ço; lınca tekrar tenzil edilecektir. Yarınki Çocuk dünyası Cingözün marifetleri Resimli hikâye nushada Havagazı 3 aylık fiat meselesinde ihtilâf çıktı Kadıköy, yedikule ve - Dolı bahçe havagazi şirketlerile E: net arasında 3 aylık tarifenin tanzimi hususunda bi ihtilâf çıkmıştır. Tarifenin tanzimi için kömür fiatlarinin — vasatını al- mak lâzım geldiğinden şehrema- neti, kullanlan kömürünün fiatını Zonguldak kömür ocakları müdü- riyetinden sormuş ve bu kömürün tonunun 7 İira olduğu - bil miştir. Halbuki havagazı şirketleri ken- dilerine lâzım olan kömürü daha fazla bir para ile mübayaa ettik- lerini iddia etmişler ve bir de mukavele ibraz eylemişlerdir. Emanet,kömür fiatlı sorduğu için şirketleri larını kabul etmiyor. ki tanzimi bi Tarifelerin in tonu 7,5 liradan hesap İmiştir. Sigorta tarifeleri Yeni sigorta tarifeleri bu gün siğorta şirketlerine tebliğ edilecek- tir. Hayat siğortası tarifelerini tanzim etmek için komisyon yarın- dan itibaren içtimalara başlıyacak-| 'tır. İçtimalara Müderris Zühtü B. riyaset edecekt Bir fransız bankası açılıyor Bir Fransız grubu şehrimizde bir banka açmak için Ticaret müdüriyetine müracaat etmiştir. Eski hanlar Muhtelif sahipleri olan hanlar tamir edilmez ise tahliye ettirilecek İstanbulda asırdide hanlar var- dır ki bu hanlar senelerden beri tamir yüzü görmemişlerdir. Bu hanların bir çok sahipleri vardır. Öyle hanlar var ki bir odaya 4, 5 mutasarıf isabet ediyor. Odalardan alınan kiralar bu hanların tamirine kifayet edecek derecede değildir. Han sahiplerinin çokluğu da tamir bususunda: ihtilâfi mucip oluyor. Halbuki zaman geçtikçe bu han- lar harap oluyorlar. Emanet tamir için han sahiple- rini icbar edemiyor, bu itibar ile banları tahliye ettirecektir. Dünyanın en kuvvetli feneri yapıldı Amerikada dünyanın en kuv- vetli feneri inşa edilmiştir. Ziya- sının küvveti 1,385 milyon mum- duktur. Fenerin ziyası 480 kilo- metro uzaktan görülebilir. Fakat ziyası semaya çevirilirse havanın hafifliğinden 1,125 kilo- metro uzaktan görülebilecektir. hakiki bir elektrik — güneşine | benziyen bu fener, tayyareciliğe hadsiz hesapsız hizmetler ifa ede- cektir. Gece karanlığında fener gün- | düzün dürbünle bile görünemeyen | irtifalarda uçan tayyareleri mey- | dana çıkaracaktır. Fenerin ziya mıhsatındaki kuv- vet ©o kadar büyüktürki 100 metro uzakta duran bir adam yatabilir ve 60 kilometro uzakta duran bir adama da geceleri ferah ferah gazetesini okutturabilir. | İğir ceza mahkeme: Rontken ve forseps Belkis hanım efendi biraz daha solgun; Cemal bey biraz daha sakin, Kenan Hasan bey biraz dilbaz-not alıp ezberledikle - rini tekrarlıyor-Cemile hanım biraz daha yaramaz- mahkeme, esnasın- da dişardan geliyor, sannesine bir şeyler fıslıyor, doktor. Manara efendiyle koridorda kavga ediyor. - Şahit Madam Berteme Neşet de biraz daba şık. Lâcivert tay- yörünün — yakasına — iliştirdiği beyaz kamelyaya bakarak bek- liyor. Fakat gene tercüman bu- Tunamadı, dinlenemedi. Neşet beyin” istinabesi gelme- mişti. İstinabe ile ifadesi alınan Trabzon polis mektebi müdürü Celâl bey, Cemal beyi ittiham ediyordu. Doktor Manara efendi şahadet etti. Forsepsin lüzum görüldüğü zaman her yerde tatbik ebilebi leceğini, forsep tatpikinde rahmin çatlayacağını, bundan hastanın ze- hirlenip ölmek ihtimali olduğunu.. Ve nihayet hülâsatülhülâsa, mes- lek arkadaşlarının kabahatsız ol- duklarını Reis Nüsret bey sordu: a — Forsep tatpik edilip” çıka- rıldıktan sonra, doktor hastasının yanından ayrılabilir mi? — Eğer başka bir doktor. ça- gırmağa giderse, ayrılabilir. Bu cevap Belkis kanım efendiyi hakkıyle sinirlendirdi, rsisin de nazarı dikkatını celbetti, terci mana sordu: — Sualimi evelden karşılıyorlar, kendilerine bu hususta bir şey mi söylemişler? Doktor kimsenin bir şey söyle- mediğini, buna muhakemenin di: ğer safahatında vakıf olduğunu ifade etti. : Doktor Manara efendi, sami sıfatile geldiği mahkemeye, geçen — celse , şahit — sıfatile gelmesi lâzım gelirken, gelmediğini, ve türkçe bilmediği için, cereyanı muhakemeden hiç bir şeye vakıf olamıyacağını unuduyordu galiba. Bundan sonra mahkeme çok acı bir safhaya daha girdi. Müd- dei safına bir hanım efendi geldi. Kadriye hanım, göz yaşları ara- sında, Kenan Hasan beyin diya- termi yaparken, elini nasıl yakıp çolak dört ay nasıl ağlıyarak an- lattı ve canlı bir şahit gibi yan- amış, çolak elini kaldırıp gösterdi. Samüin saflarında gözler yaşar- dı, Celeselerin başından — niha- yetine kadar Buda heykeli gibi hareketsiz. duran ebe Müberra hanımın bile dudaklarında acı bir kıvrıntı peyda oldu. ve hanı- mın, doktardan on bin lira taz- minat istediği istidası Okunurken söyledi. biyikallından gülen - maznun doktor. Atıf bey artık gülmez oldu... Kenan Hasan bey, kendini itham eden bu çolak ele bakarak müdafaaya geçti... Fakat'eli yak- tığını inkâr etmedi, yalnız nasıl yandığına hayret ettiğini söyledi.. Ben, bu çolak ele bakarken biçare Lamia hanım mezarından başını kaldırmış,Kenan Hasan bey bakıyor sandım... Gelecek celesede, Kadriye ha- mımı Kenan Hasan beye tavsij edip, eli yandıktan sora hastadan yüz çeviren İsmail Ziya bey ile iki doktor daha dinlenecek... Bu iki acıklı dava esnasında hatıra bir sual geliyor: Mutahassısı olduğu rontkenle bir eli öldüren doktor; acemisi olduğu forsepsle bir hamileyi ne yapaı Zavallı Lâmia hanım. Se.l.