19 Nisan 1929 — MONOLOG Yaramaz |— ( Küçük bir çocuk kucağinda O Bir kedi ile sühneye girer) — Aman Zefendim. bu. insanlar © da ne tuhafl.. Hepsi yalancı İş ana inanmıyacak- — sanız. Çünki “yaramazl,, diye yedi — mahlede adımı çıkarmışlar. Bari yaramaz olsam... | En — akıllıca yaptığım — işlere dudak bükerek: — Yaramaz! Derler. O Bunlar. yaramazlık midir, rica ederim, siz söleyin? Bakınız anlatayı — Geçen gün sofanın camla- — rından biri kırılmıştı. Annem cam- cıyı çağırdı. Bana da: “Camcı tamı tar ederken dikkat et da bir O şey ögren!, dedi, çıktı gitti. — Camcı beş dakika içinde kırık — camın yerine bir yer takmış, bitirmişti. çok dikkat ettim amma — bu kadar az bir zamanda doğrusu — ya bir şey ögrenemedim. Derha 'obür odadaki camlardan. birini — kirdim. Camciya: gel, gel, şu camı da yap! — dedim, Baktım, oda bitti. Bir daha.. bir daha. akşama kadar ben Ocamları kırdım, o da- yenilerini taktı. Epice bir şey öğrenmiştim. Ne ise, annem geldiği zaman up olmayacaktım. Fakat tahminimde çok aldan- annem — geldiği — vakit hâlâ evde bulunca şaşırdı. ncı derhal hesap puslasını dt “Hanım efendi, on İira receksiniz...., dedi. O esnada wemdeki şaşkınlığı görmeliydiniz! Gamcı gittikten sonra. beni iki — başka bir şey vermedi. Peki amma, kabahat bende mi? amcılık öğrenmek benim neme lâzımdı? Camcı olacak değilm ya! — Geçen gün de anneme iki lira / kazandırdım... Anlatayım da ba- kınız ben haklı değil miyim! Eve patates lâzım olmuş, anne- min bozuk parası yoktu; elime / bir adet on liralık verdi: “git, bir okka patates al!, dedi; gitti Patatesi sordum. —-“Bir okkası 12 kuruş.. Fakat kka birden alırsan 20 kuruşa Ben de / düşündüm ve ke “Demek, fazla alırsak okkada iki kuruş kârımız n dedim. — Onlüraya yüz okka alsam, yüz kuruş kâr edeceğiz.. — Derhal 100 okka patatesi tart “tınp eve getirdi Yarım saat içinde iki lira ka- / zandığım için koltuklarıma karpuz sığmıyordu. Sevinçle eve geldim. . Fakat giremedim. — Annem beni koca bir çuval itatesle — görünce — şaşırdı. “ Bu daf patatesi ne yapacağız?, diye hiddetinden az kaldı dü; “ bayılıyordu. Bu işgüzarlığım üzerine - bana temiz bir dayak attığını ve iki gün daha aç bıraktığını söylemeğe ilmem ki lüzum var mı, İşte, benim her yaptığımı fena ren, en akıllıca işlerime — bile “yaramazlık , diyen bir annem varken, daha kim bilir . neler / çekeceğim, neler... Çocuk orada ya yükselir, yahut sukut eder, Te ea < li kat de olsa - bütün elemleri- || G | mizi uputurüz... mevcudiyeti bizi aileye bağlar ve bize muhabbet telkin eder. Muallimin, çocuğa karşı ifa- sını mecbur. olduğu / vazifeler | | - babanınkinden fazla degilse Fenni eğlenceler Avucunuzun — içine bir Iskanbil kâğıdı koyarak bunun üstünde bir bardak durduracak- sınız! Bu kabil olamaz diye israr et- meyiniz! 2 inci resim, bu hokka- bazlığın iç yü: gösteriyor. ( parmağınızın arkadan bardağın altına temas ettiriniz.) 2 — Elinizin üstünde tek bir iskanbil kâğıdını durdurabilir misini Vehleten bunu yapmak imkâ- nni bulamıyacaksınız. Fakat 2 inc resim size bunun da - bilesir gösteriyor. Mektep müdürlerine Akşam gazetesi, talebenin grup halinde — çıkarılmış — resimlerinin her hafta bu sahifede dercedilmek üzere — gönderilmesini — kız ve erkek , mektepleri müdürlerinden rica eder. En uzun ve en kısa vasiyetnameler Dünyada mevcut vasiyetname- lerin en uzunu 500 sabhifeliktir, ve 45,000 kelimeden mürekkeptir. En kısası da umuümi harp es- 'nasında —ölen —mülâzım — Frank Bolstonun vasıyetnamesidir. Mülâzım muharebe meydanında yaralandıktan sonra - nişanlısının fotografisi arkasına şu satırı yaz- mıştar: “Her şeyimi ona bırakıyorum.., Bu vasiyetname tarih ve imza ile beraber on bir. kelimeden ibarettir. Saç ilâcı Bütün bunların fevkında binler- ce defa tecrübe edilmiş, soğanın diger bir hassası daha vardır ki, bu, saçı dökülenler için çok mü- himdir: “SOĞAN suyu, en küvvetli saç ilâçlarından — daha — müessirdir. Terkibi bilinmiyen çeşit çeşit ko- kulu saç suları yerine soğan suyu | kullanmak kâfidir. kokusuna her- kes tahammül edemezse de, son zamanlarda Avrupada pek ziyade taammüm ettigi ve tatbik eden- ler fevkalâde faydasını gördükleri ei vrük, banda aa SN dökülüyor.. diye merak ve endişe etmeğe mahal yoktur. TMektepler ve mekteplilerimiz Süsler bahar ovaları Goncalarla etek, etek. Bu mevsimde, küçük arı Kendisine yapar petek, * Kovanından ayrılarak Çiçek arar fidanlarda.. Uçar böyle yakın, uzak, Bahar açan her diyarda. * Bahçeleri birer birer Gezer, durmaz bir an bile! Çiçekteki suyu emer İnce, uzun hortumiyle ! * Sevincinden kalbi vurur, Hiç durmadan döner geri, Bu sularla hep.doldurur Kovandaki boş yerleri| vi Küçük çocuk! Öğren: İşte O suların baldır adı! İnsanların her yiyişte, Damağında kalır tadı! * Arıyı bir aşçı sayın : Ondan tatlı alırsınız ! Hiç birine dokunmayın : Sonra balsız kalırsınız ! * x Beyazıtta 5 inı Çocuk — Afedersiniz, Tomun buradan geçtiğini gördünüz. mü? İhliyar — Oğlum, yarım saattir şu sıranın üstün- | de oturüyorüm, fakat onun buradan geçtiği- 'ni görmedim! ilk mektep talebes Unutkan adam! Küçük hikâye İKurnaz müneccim İran şahı müneccimlere çok inanırdı. Bir gün bü- tün erkânı devleti ziyafete davet etmişti. Müneccim en mühim mevkii işgal ediyordu. Şah müneccime o günlerde mühim bir vak'a zuhur edip etmiye- ceğini sordu. O da sev- diği adamlardan birinin bir kaç gün sonra vefat edeceğini söyledi ve de- diği de doğru çıktı. Şah müneccimin meha- retini bir daha tecrübe etmek istedi. Saraya ge- leceği bir gün oda: güçlü kuvvetli iki ki sakladı. Bunlar ufak bir işaret üzerine münecci- min üstüne atılacaklar ve öldüreceklerdi. Biraz sonra müneccim geldi. Şah kendisine dedi ki: Sen, en sevdiğim adamın ne vakit öleceğini bildin. Kendin ne zaman öleceksin, onu da bilir- misin? Müneccim biraz düşün- dükten sonra şu cevabı verdi: Sizin vefatınızdan üç Mektepler ve Mektepliler: Ufak haerler Bu sene Gülhane parkında çocuklar için ayrı ve muntazam bir “Çocuk bahçesi,yapılacaktır. Şehrir maruf zenginlerinden | bazıları bu ihtiyacı nazarı dikkate' alarak bu uğurda sarfedilmek Üzere sermaye Vazına ve Avrupadam mütahassıs celbine karar ver- mişlerdir. İstanbulda — bulunan bütün ilk mekteplerde yeni türk harflerinin tarzı tedrisi - hakkında yapılan teftiş neticesinde bilümum mektep çocuklarının ” yeni Türk harflerile okuyup yazmayı tamamen kavra- mış oldukları anlaşılmıştır. Faydalı malümı Bir sineğin ağırlığı Bir sineğin ağn ğunu hiç düşündünüz mü? Bir - Avrupalı bunü hesap etmi 140,000 sinek- giri gramda 140 dane sinek bulunu- yormuşl Demek oluyor ki, vasali olarak, bir gi bir gramın - binde az fazla geliyor. Müsabaka ve Bilmecelerimiz 1 — Kopya müsabakası, T tafsilâti gelecek nüsbada | 2 — Güzel yazılar 3 — Bilmeceler | terbiyevi ve eğlenceli | Gelecek nüshayı bekleyiniz!