— Yan Afgan asi Akşam 24 Kânunusani 1929 En h&yıik münekkit V Hünyin Siret böğlü Şirleri ) Edebiyati Cedidenin hassas şalri Hüseyin Siret beyin Bağ Bozumu isminde bir mecmual eşarı inlişar etti. İşte bu mecmuai eşardan bazı mısralar : Sabâh öhür yuvasmdan çıkar gehöteri hâr, Hariri “şâşaasından — düvaklanır gülear ; Buhi tablati - okşar zesimi — hoşbüso ; Uçar havüda bulutlar, barif Ü nözende, Zalkli kâktla hülya — kadar - pertkanle, Ve böyle — pencerecin — zili — Ttikâfinda Palarsın ofka saatlerce müzzevi, sâkin; © aovgükürte sabllin havayı — sAfinda| Bu ipillâyi siyâhn. bir neşlensin. Şair Hüseyin Siret bey, vak- tiyle de bu tarzda uzün uzun manzumeler yazmış; ve bunlardan birinde, canadının evi etrafını sa- bahlara kadar nasil haibi l dolaştığını tasvir etmişti. Şiir şu misralarla bitiyordu : Hânenit — döğrü, Hünemü — öfetisi Rohigüzürımda bir garip horoz (1) Ediyorda. benimle istılizâ l Varşova sefirimiz Üstat YAH- YA KEMAL, bu misaları ökü- a eden horoza —“ İşte Osmanlı edebiyatında ilk büyük münekkit zuhur etti! , Demiş “Bağ Büzümü , isimli yeni mecmuai eşarın tenkidini de gene | © “hörüyüdüs , a birakıyorüm , İN Zarüreti kafiye için «hurüs » su> retinido Tlafüz. edilecektir. VÂ - NÜ Afganıstan vekayi Kâbilde Sson hadiseler Dıı Meyl gazetesinin Labor iri bıldınyorı Şayanı vüsük malümata naza- rinin reisi Beha- saka Kâbil üzerine hücumda mu- vaffak olmaktadır. Kâbil sukut eylemek üzere bu- Tunuyor. 16 kânunu sanide asiler Kâbilin bir kısmını topa tutmuş- tur. İngiliz sefareti muhasamal mun- takasıın tanı merkerizde, büle Lâkin İngilizler için şim B KM yülr y İngiliz - sefaretinin —asiler ile münasebatı dostanedir . Sefaretin şebirle munasebati munkatı olmuş- tur. Kabildeki teksiz merkezi ya sakatlandığından, yabut asilerin çtiğinden susmuştur. Ma- iliz sefiri hususi telsiziyle haza muhaberatta devam ediyor. | Sarayda ki — mücevheratm — ve eşyanın | kandahara Muharriri: Gazi köprüsü Emanet fransız mühendisinin pro- jesini beğendi Gazi köprüsün zim etmek Üzere Şehremaneti Avrupadaki maruf köprü müte- hassınlarına — müracaât — etmişti. Encümeni Emanet maruf köprü mutahassıslarının tekliflerini tet- ik etmiş, neticede Fransa Nafia Nezareti Tetkik şubesi müdürü leonun projesini tercih et- Fransanın n maruf köprü mühendisleridir. — , Bundan başka bildirdiği şartlar ücret daha müsait görülmüştür. Emanet, Köprü projesini yapmak için ya bu zab İstanbula celbe- decek, yahüt . kendisine izahat vermek ve mükavele - yapmak üzere Fen işleri müdürü bey Parise gönderecektir. Karların temizlenmesi Son günlerde şehrimize mebz len kar yağması münakalâtı mü; külâta duçar etmi Evelki gün ve dün 700 den | fazla amele şerin en büyük cadde- leri temizlemişlerdir. Nezafet — işlerinde — kullanılan kamyonlar, iki günden beri yal- nız kar toplamasına tahsis edi mişlerdir. Nazafeti fenniye mü- lürü Mehmet Ali bey, şehrin kardan — temizlenmesine — bizzat nezaret ediyor. Istanbul manazırı yeniden |ıl|ıııı çekilecek gün anetinde bir lnpıınecnk ve geçenler- Emanet erkâni huzurunda de gösterilen Istanbul menazırına ait filimin reddinden sonra mütaahhi- din yeniden ne şekilde filim çek- >mesi lâzım geldigini tespit edecek- tir. Şehir manazırına ait filimin Avrupada zevkle temaşa edilebil- mesi için bu husnsa chemmiyet verilecek ve filimi billhassa seyyz celbedehilecek müstesna manzara- Jari ihtiva edecektir. Siğara imali filmi Tötün inhisar idaresi sij rımızın nasıl imal edildiğini teren bir filim yaptırmıştır. Bu filimde Darülbedayi sanat- kârları da bazı vazifeler almışlar- dır. Filim cumartesi güııfı bir si (Vâ-Nü) Kicopatra, sakallı köylülerden Antuana dönünce: «Sen, sakalsız yüzünle, soyulmuş hazırlap g kılsız erkek, erkel Acaba Romada ağza alınması bile csiz olmyan o rezalet nedir? Acaba / yukardaki - rezaletlere faş çıkartacak bir rezalet mevcut hulunabilir mi? Bütün bu cihetleri anlamak ge- itekti. Evvelâ sakal koyvermek mesele- Bine başlıyalım. Antuan, sakalını, daha İskende- ııııııırlıYı benziyorsun! Meyer, k değilmişi» dedi. Öriyeye varmadan — Kleopatranın arzusuyla braktı. Kleopatra, Romalı serdarı, ilk önce, Mısırın sakallı erkeklerine benzemiyen, kanlı olduğu , Lâkin, Melikenin zevkleri git gide değişiyor; git gide kabala- şiyordi Mısir hududüna henüz girmi lerdi; o gece, Kleopatra dedi köylerde, | hep mağdar biraktık. Onları ağaç- | ŞEHİR HABERLERİ Şark şimendüfer idaresinden şikâyetler çoğalıyor Vagonlar Isıtılmadıktan haşka terenler de geçikiyor Şark şimendüfer şirketinin va- gönlarını / isıtmadığından , halkın buzür. ve istirahatına ehemmiyet atfetmediğinden dün bahsetmiştik. Dün Yeşilköy ve Bakırköyünde oturan - karilerimizin imzalariyle uzun bir mektup aldı Bu mektupta Şark şimendüfer kompanyasından acı ve haklı bir sürette şikâyet ediliyor ve deni- liyor ki: Hat Framsızların eline geçtiğin- den beri rahatımız münselip oldu. Şirket bu kış kiyamette işliyen trenlerini ısıtmadığı gibi trenlerin içide ekseriyetle - göz gözü gör- | miyecek derecede karanlıktır. Se- ferlerde ise intizam yoktur. Son bir hafta zarfında akşam postalarile giden halk birer saat teehhürle evlerine vasıl olabilmiş- lerdir. Bu geçikmeler, Şirketin 30-35 senelik lokomotifleri hâlâ kullanmakta ısrar etmesi ve Av- rupadan yeni lokomotif getirtme- mesinden ileri geliyor. Bu eski lokomotifler 20-25 va- gondan mürekkep katarları çeke- memekte ve arasıra bozulmaktadır. Anlaşılıyor ki Şirketin yegâne maksadı yalnız para koparmak. mukabilinde de halkın rahatını temin edecek hiç bir fedakârlıkta bulunmamaktır. Şirket nezdindeki Nafia komiseri B. in faaliyete geçmesi ve Şirkete - vazifelerini hatırlatmak zamanı gelmiş hattâ çoktan geçmişt Bir müessese mua- melatını tatil etmiş Piysada mühim bir mevkı işgal eden bir ticarethanenin muame- Jâtını tatil ettigi şayi olmuştur. Bu mücssese şeker ve tuz işle- rinden gördüğü zararı kapatmakla meşguldü. Ayni zamanda vapurculuk eden bu müessese bankalalardan va- purları müballinde para alınış, vaziyetini düzeltmeğe - çalışmıştır. Bu müessese tütün; fasulya, Tiftik, Fındık, Afyon gibi her nevi madde Üzerine iş görmüş ima ayak bas- tım. Tebaama ziyafet çekmek is- tiyorum. — Nastıl ziyafet?, — Tebaama kendimi etmek istiyorum. ikram kadar geçtiğimiz erkekleri imdiye şehirlerde lara bağladık... Lâkin, artık ken- di toprağımızdayız... Bunu böyle yapamayızl.. Köylü kadınlara iliş- miyeceğiz!... Köylü erkeklerin be- kâr olanlarına ziyafet çekmeli, Mısır küylüleri, alelâmum sakal- hdırlar. Uzun, kıvircik sakal Kleopatra, bunların sakallarını beyendi! O gece, sabahlara kadar bir sakallı buseden öbür sakallı buseye gitti. Mükerrer ' siğorta Hükümete yeni gruplar müracaat ediyör Mükerer sigorta tesisi için bazı gruplar tarafından hükümete bir müracaat vakı olmuştur. Bu grup- lardan biri İsveç - Amerika grubu, diğeri de bir İsviçre şirketidir Bu şirketle hukümet arasındaki müzakeratın inkita ettiğini yazmış- 'tık. Şimdi müzakere İsveç - Ame- rikan grupıyla ceryan ediyor. Haber aldığımıza göre Maliye vekâletine bu hususta bazı gruplar tarafından — yeniden — muracaatlar vakı olmaktadır, iğorta teşkil edildiği zaman bu şirket sığorta şirketle- rinden yüzde elli alacaktır. Mükerrer Bir siğorta sirketi bir malı si- ğorta zaman - siğortası: muhtelif şirketler arasında taksim eder. Bu suretle zarar vakı olursa bu zararın tesiri bir çok şirketler arasmda azalar Mükerrer sigorta tesis edildiği zaman sigorta şir- ketleri sigorta işinin yüzde ellisini bir şirkete verecek, diğer şirket- lere tevzi etmiyecektir. Memleke- timizde bulunan - sigorta şirket- leritin bir senede aldıkları sigorta ücretleri 6 milyon liraya baliğ olmaktadır. Şayet mükerrer sigörta tesis | edilirse bu şirket bir. senede 3 milyon Jira alacaktır. Mükerrer sigorta hakkını alan bir şirket hükümete bir miktar hisse vere- | cektir. Limanda mavna- buhranının sbebi nedir? Limanımızda mavna vam ediyor. pinar bulranı de Bu yüzden Dumlu günden beri tahliye edemi; a sebep Kürüçeşme önünde | batan bir vapurun kerestelerini yüklemek için mavnâ verilmesidir. | Bu keresteler için elliyi müte- mavna tahmil ve tahliye inden geri kalmiştir. Tacirler — Liman — şirketinden mavna istedikleri zaman bir iki gün teehur vaki oluyur. de çay yeliştirilecek —— İktisat vekâleti Rize ve Sürme- nede çay yetiştirmek için tetki- kat yapmıştı. Yapılan tetkikat neticesinde bu şehirlerin ikli çay yetişdirmeğe musait olduğu anlaşılmıştır. vekâlet bu havaliye çay fidanları tevzi etmi Nihayet, Antuanın koynuna dön- | düğü zaman: | — Suratın soyulmuş hazırlop yumurtaya benziyor... -dedi.- ne biçim erkeklik?.. Erkek dedi- ğin sakallı olur. | İlk önce, Antuan, bunu alay | sandı. | Sakal? Sakal? | Bir. Romalı — serdarın — sakal | brakması?.. | Bu, doğrusu pek acaip bir şey olurdu. Faraza, bir. Osmanlı vezirinin biyıklarını tıraş ederek - ortaya cascavlak çıkması gibi bir şeyl... Kumandan tüniği İgiyen bir Romalının sakal / koyvermesi de, o derece kepazeceydi. Tünikle sakal? İmkânı yoktu... İmkânı yoktu. — Koyvermem... Sakal koyve- remem, Kleopatra, . Mavma |" |Eski zaman zengini Evkaf idaresinin hanları ” var, apartmanları var, evleri var, ko- nakları var, dükkânları var, bağ- ları var, bostanları var... Denile bilir ki Evkaf idaresi Türkiyeniz 'en zengin bir müessesesidir. Öbür tarafta da bu hanları, apartmanları, — evleri, konakları dükkânları, bağları, bostanları, Evkafa / verenlerin oğulları hep bir araya toplanmışlar “Mütevel- liler cemiyeti, diye bir cemiyet yapmışlar ... şimdi bu cemiyel Evkaf idan diyor ki: — Yahu, senin bu kadar ma- hn, bu kadar mülkün varken niçin bunları işletmiyorsun? yazık değil mi bu mallara?.. Gel şunlara asri bir banka ya- palım... Mükemmel para kazanırız.. Evkaf idaresi Mütevellilerin bu doğru teklifine karşı iki elini ha- vaya kaldırarak bağırıyor: — Yoool.. Benim bu şeylere aklım ermez... Ben böyle banka filan yapacağım yerde paralarımı biriktiririm daha iyi. Evkaf idaresi tıbkı eski zaman zenginlerine benziyor. Bütün pa: ralarını sıkı sıkı uçkuruna bağl miş ve uçkürün ucünü da şah rının içine sokmuş... adam hâlâ, parayı işletme devrin- de değil, biriktirme devrindedir. Eğer biriktirdiği paralar fevkal- âde çoğalır da uçkurunun içine sığını flü paraları kapaklı bir küpün içine doldurur ve bah- çesinin hiç göze çarpmayan bir köşesine gömer, başkası tarafın- dan bulunmasın diye gömdüğü yerin üstüne büyük taşlar yığar.. Fakat bütün bunlara rağınen taş çatlasa, yerle gök bir araya gelse on parasını bile işletmeğe kalkışmaz. Lâkin Evkaf idaresi bilmelidir ki küflü paralar, kapalı küpün içinde kendi kendine çoğal- maz., Para biriktirmek devrinde değil para işletmek devrindeyiz... Hikmet Feridun Telgraf hatiarı tamir edildi Fırtına yüzünden telgraf hatl bozulmuştur. Posta ve Tigraf mi düriyetinden aldığımız malümata göre dün bütün hatlar tamir edil- miş, her tarafla muhabere imkânı hasıl olmuştur. Yalnız İzmit, Bursa hatlarında muhaberat müşkülât içinde ceryan etmektedir. Bu hatlardaki arıza da düzeltilecektir. Piyasada vaziyet Dün Borsada İngiliz lirasi 993 kuruşta açılmış 995 kuruşta ka- panmıştır. Altın fiati 858 kuruştur. İstikrazı dahili 89,85 de açılmış. 91 liraya kadar çıktıktan sonra kuruş tenezzül etmişt Sakal koyveremediğin tak- dirde, ben de artık senden zerre kadar zevk alamam, Antuam... kadına benziyen kılı yoluk erkek- lerden nefrete başladım... Ö' 1 İlle sakal!.. İlle sakal!.. — Yapma, Kleopatra... — İlle sakall... İlle sakall.. — Etme Kleopatra... — İlle sakal!... İlle sakal., yleme, Kleopatra.. — İstemezsen sakalını koyver- me.. O zaman ne olur, biliyor mu- sun? — Ne olur? — Sen,.beni öptüğün, benimle koyun koyuna yattığın zaman ben- den zevkıyap olursun: Lâkin ben, hiç zevk alaman. Binaenalı senin koynunda, taş gibi, put gibi yatarım. Ne seni öperim, ne inle- Tım, ne ahlarım, ne oflarım, ne de senin o kadar sevdiğin, o ka- dar çıldırdığın vücdumla, ince kive rak belimle, kıvranır, kıvrilinm. (Mabadi var)