Sahife 2 e| Kütüphanede gazel Geçen gün bir kitap aramak in umumi kütüphanelerden birine gittim Lâkin daha kapıdan adı- mimi atar atmaz hayretler içinde kaldım. Salonda oturacak tek yer yoktu. Halkın bir kısmı da elle- Tindeki kitapları ayakta okuyordu. Ben şaşkın şaşkın etrafıma ba- karken tam yanımda bir yer açıldı hemen oturuverdim. İçimden: — Birde bu millet okumaz derler.. Diyerek etrafımdaki kalar balığı seyrederken omuzuma bir el dokondu.. — Efendi ağa bey bir sigaran var mı?. Dönüp baktım. Dar kasketinin etrafından saçları dişarıya fırlamış, — Eyvallah ağabeyciğim L Dedi, aradan beş dakika geçti yanımdaki adam tekrar bana seslendi: — Affedersin ağabeyciğim .. Sana baş ağrısı verdim... Bize resimli bir kitap bul da resimle- rine bakalım ... şırdım : — Peki amma kendiniz. bul- sanız a — Bulamayız... — Neden ? Okumak nerde? Biz nerde?. Yeni yazıyı yeni sökmeğe başla- dık.. Eski yazıyı mafiş. , Hayretim arttıhça arttı, mama- #ih resimli bir kitap buldurttum, yanımdakilere verdi: İki arkadaş kitabın ters tara- findan açtılar, sahifeleri çevirme- ğe başladılar. Artık benim kitap filan okuduğum yoktu. Yanınıdakiler her kitaptan daha entresandı ... Kasketli genç bir ralık önümde. duran kitabı clile — Birak, dedi, şu karın agrısını, biraz da keyfimize bakalım ... — Cemal hâlâ gelmedi: — Öbür kütüphaneye gitmiştir. Orası daha sıcak.. — Şu karşıda uyuklayan mo- ruğa, bakl, O da bizim gibi okuma “yazma bilmeyen âlimlerden.. Isın- mak için gelmiş... — Burası eyi hoş ama kabahatı Sonra Gramofon da yok. — Sen de çoğa — âarıyorsun ama.. Eğer canın gramafon din- lemek istiyorsa - verirsin beş ku- ruşu kahveye gidersin.. — Hiç bana gelmez.. Bari b raksalar da İsmailin kahvesinde Otomobil ücretleri Bir hîtâ;îadar ücretler tenzil edilecek Otomobil takse ücretlerinin ten-| zili hakkında Emanet mühendis- lerinin tetkikatı ikmâl edilmiş ve büyük, küçük takse ücreth nin nispet dahilinde tenzili lazım geldiği yazılan bir raporda göste- rilmiştir. Raporun tebyizi” biter bitmez, Encümeni Emanet keyfiyeti tet - kik edecek ve ücretlerin tenzil edilmiş şekli derhal ilân edilerek tatbik olunmağa başlanacaktır. Yeni ücretler nihayet bir hat- taya kadar tatbik edilecektir. Buğday tahkikatı Bundan bir mük evel Rüsu- mat idaresinde buğday tahkikatı yapılmıştı. Tahkikat evrakı M: vekâleti tarafından tahkik edilmiş- tir. Verilen malümata göre bazı kimseler hakkında lüzumu muha- keme kararı verilmiştir. Halit bey hakkındaki tahkikat İşlen el çektirilen Emanet ko- miserlerinden Halit bey bakkında encümeni E vmet — henüz bir karat — vermemiştir. Halit — bey, hakkında vaki olan ittihamları birer birer reddediyor. Ancak, kadıköyündeki evi ö- deki bafriyattarı çıkan taşları ne naklettirmesi ve inşaatta kul- Tanması haberi üzerine Muavin Şerif bey dün Halit beyden bu nokta hakkında izahat . Ekmek fiatı Bir hafta zarfında zahire liatları değişmediğinden ekmek fiatı ipka yaptığım gibi bir gazel söylesem.. — Ulan bizi bu sıcak yerden koğdurmak mi isteyorsun? - Bak Şakirle arkadaşı masıl uslu uslu oturuyorlar. Necip köşeye büzül- müş nasıl da sesini çıkarmıyor.. Özle tatilinde yanımdaki deli- kanlılar her masadan dört beş arkadaş buldular ve hep birlikte: — Bu soğukta dışarıya çıkılır mı? Diye söylenerek sokağa çıktılar. Ozaman soğuk günlerde kütüp- haneleri dolduran gayri tabii kala- balığın manasını anladım. “Hikmet Feridan Akşam — Ankara müzakeratı Etabli meselesi müzakeresi Ankarada cereyan eden Türk- Yunan müzakeratının müspet bir safhaya intikal ettiğini yazmıştık. Şehrimize gelen malümata göre şimdi müzakeresinin ikinci safhası yani garbi Trâkya Türklerinin vaziyeti ile İstanbnl Rumlarının etabli meselesi etrafında cereyan edecektir. Istanbul Rumlarının vaziyetlerini tespit etmekte olan, Ginci tali ko- misyon, şimdiye kadar, Istanbulda tevellüt eden ve 1918 senesinden evel İstanbulda ikamet ettikleri muhakkak bulunan Rumlara etabli yeriyordu. Yunan murah- , Ginci tali komisyonun İstanbuldaki taşralı rumları vaziyetlerinin tespit etmesi, miş ve bu nokta ihtilaf halinde olduğu için şimdiye kadar teehhür etmişti. Şimdi Ankarada bu vazi- yetleri tespit olunamayan rumlar hakkında müzakere ceryan ediyor. Yunanlılar, müahededeki / bir tabiri istedikleri gibi tefsir ede- zek bir Rumun etabli. olduğunu ispat etmek için, 1918 tarihinden evel İstanbulda ikamet ettiğini 2 şahit ikame etmekle ispat ede- bileceğini iddia ediyorlar, iki bir Çok rumlar, ispat edecek evraka malik olmadıklarıdan, kolayca tedarik edilebilen iki şahit ile etabli. hakkından istifade etmek istiyorlar. Bu / suretle, tek bir rum, mubadele edilmiş olmaya- caktı. p Ankara müzakeratı, İstanbulda kalacak olan rumları hem adet itibarile tahdit edecek, hem de taşralı bir rumun ne gibi vesaik ibraz / edebileceğini, muahedede mübbem bulunan maddenin tefsiri suretile tasrih edecektir. Şimdiye kadar Istanbulda etal vesikası alanlar 17 bin küsür kişidir. Halbuki henuz vaziyetlerini tespit edemeyen rumlar daha pek çoktur. Bayalı makarnalar Avrapadan celbedilen — boyalı makarnaların — yumurtalı olarak müşteriye satildiği anlaşılmış ve 5 bakkal cezalandırılarak - elle- rindeki boyalı makarnalar imha edilmek üzere müsadere edil- miştir. Emanet, bu kabil makarnala- tın memlekete ithâline müsade edilmemesini hükümetten rica edecektir. - — K BH Ö RE KH AREMREREREĞ - Zifos sıçraması Avrupaya sipariş edilen cihazlar şehrimize geldi Otomobillerin - çamurlu larda zifos - sıçratmamaları için otomobil tekerleklerinin etrafına lastikten bir cihaz konması mu- vafık görülmüştü. Bu cihazlar Av- rupadan getirilmiştir. Bunların - tecrübesi yapıldıktan sonra tekerleklere geçirilecektir. Emanet, cihazın işe yaraıp, ya- ramadığını anlamak için İstanbu- lün en çamurlu bir mahallini in tihap edecektir. Borsada ingiliz lirası üzerinde muameleler Dün borsada İngiliz lirası YY8 kuruşta açılmış yene 998 kuruş üzerinde kapanmıştır. Bu arada İngiliz 998 den yukarı 20 para çıkmış 20 para da enmiştir. Borsa ingilizin ayni miktar üze- rinde açılıp kapanması Talep ve araın birbirine müsavi olmasından ileri gelmiştir. Dün Amerikadan 250 bin lira- bık buğday gelmiştir. Bunun üzerine ingili biraz muamele olmuştur. Bir müddet sonra tütün satışları üzerinde olmuş ve biysaya ingilir arzedil. miştir. Bu hasıl olmuştur. Yeni ölçüler İktisat vekâleti tarafından cev- zan ve ekyal kanunu hakında bir lâyiha hazırlanıyor. Bu kanun mu- | cibince okka, arşın, dönüm gibi | ölçüleri ilga edecektir. Kanunum — intişarıkdan — sonra dünyanın her tarafında kullanılan metro ve kilo gibi ölçüler istimal edilecektir. Türk Ocağında konferans ve konser Bu perşmbe akşamı saat yirmi birde ocakta Hilmi Ziya Beyfendi tarafından (Beşeri ruhun tarakkisi) mevzulu bir konferans verilecek | bilahara Münir Nurettin Beyin | '€n müntahap eserleri çalınacaktır. | Herkes gelebilir | Sanayi müdürü Ankaraya gitti Bir müdetenberi şehrimizde bulunan Sanayi müdürü umumisi Recai B. iktisat vekâleti tarafından Ankaraya davet edilmiştir. Recai | bey dün Ankaraya gitmiştir. — | süretle arada — müvazene 16 Kâmunusani 1929 AKŞAMDAN AKŞAMA «Vur! » diyince- öldürenler. Geçenlerde, —Üsküdar — kâtibi adillerinden biri, müessesesinin üzerine, muhtelif lisanlarla ismini ve mesleğini yazmış; -bu meyanda Arapça “Elkâtibüladi,, diye de bir tabelâ olduğu için, belediye | (Arap harfleri memnu bulundu- ğunu nazarı itibara alarak) - lâv- hayı kaldırtmış. Aşağı yukarı, aynı hal, benim de başıma geldi: Evelki gün, ya- zılarımdan birinde, arapça bir darbı. mesel geçiyordu. " Bunun mürettiphanede dizdirtmek iste- dim;- lâkin imkânı yokl- Zira, es- ki harflerin bilâ istisna hepsini kazana atarak eritmişler! Ertesi günkü fıkra için aradığım “Ha, ve ,Hı” harflerini bile bulamadım. “Vurl diyince öldürür!, e işte parlak bir misal.. Mamafi, bu ifrat ve tefril mes- eleleri, yaltız bizde değil, her inkilâp memleketinde oluyor. Bunlardan — birini — Bolşeviklik Baküda — gözlerimle zamanında gördüm: Anlıyanın anlamıyanın - kendini Bölşevik sandığı bir devirdi. İn- kilâpla 6 anedek zerrece alâka- dar olmamış bir takım çapulcular, «Yaşasın bolşeviklik!” diye sokak- larda bağrışıyorlar; üstü başı te- mizce giyimli bir adam görürlerse, ,Burjual" diye öldürüyorlardı. Ha- kâki ihtilâlcilerle hiç de münasebet- tar bulunmayan bu baldırı çıplaklar grupu yarı ayık, yarı sarhoş yolda ilerledikleri sırada, bir arap atı gördüler; içlerinden biri, bu ense kulak yerinde hayvana yum- cuklarını sıktı Burjual- diye haykırdı. , atasçullandılar; olduğu “için onu linçettiler Hasılı, her içtimat tahavvülüm ifratları, tefritleri var. Akıllara hayret verecek derecede Büyük olan harf - inkilâbının böyle sükün ve intizamla geçmesi gene şayanı takdirdir. Varsın “Elkâti- ladi, lâvhasiyle bizim ihtiyat a kasa bu yolda feda Gazetemize — dercedil 'mek üzere gönderilen yazı- darın yeni harflerle ve oku- naklı bir suretle yazılmış olması lazımdır. Alâkadar- ların bu hususu na- zarı itibare almaları rica olunur. Tefaka cümet ymusanı s2a Muharriri: (Vâ- Ordu geriye döndüğü sırada, misafir inilen kasabadaki erkekleri sımsıkı bağlıyorlar ; kadınlar! da kızları, çırılçıplak soyarak ordünun arasına brakıyorlardı ... Yalnız kadınlar serbest brakılı- yordu . Ve bunlar , Kleopatra ile Antuanın emriyle orduya peşkeş çekiliyordu . Roma ve Mısır orduları binlerce kişiden mürekkepti. Halbuki, bir köyun, bir kasaba- tin içinde kaç kadın bulunur; Bulunsa bulunsa, iyedi. sekiz yüzl.. e bu yedi sekiz yüz kadını çınl çıplak soyuyur; orduların içine salıyorlardı. Her kadına İâakal sekiz on, hattâ sırasında otuz. kırk erkek bet ediyordu. Kazıklara sımsıkı bağlanan er- kekler , karılarının , kızlarının hemşirelerinin, yabancı erkek tarafından berbat edildik- lerini, vaktin gece olmasına rağ- men pek âlâ görebiliyorlardı. Çünkü, ayazda çıplak kadınlar üşümesin, ve Melikeyle serdar, bu. duyulmamış orjiyi tepedeki dırlarından seyreylebilsin diye, kte hafif, bahada ağır eşyası na edilen köye ateş veril- Ortalık, kizil bir işıkla aydın- tatlı bir hararetle ilık.. taraftan şehvi solumalar şehvi yaj Her işitiliyor: -Askerlerin solumaları. Bu şehvi - solumalara, - iniltiler, ve, beşeri olmayan homurtularla feryatlar. karışıyor: - İniltiler, bir erkeğin koynundan - öbürüne, on- dan daha öbürüne geçen, böyle- | likte mecal ve takatları tükenen, | ber tarafları çürük, yara ve bere içinde kalan kadınların inilteleri,, beşeri olmayan homurtularla fer- kayıklara bağli yerli, in ağzından fışkırıyodu. Yağmal Kanl Yangın! Binlerce erkeğin şehvetil Binlerce kadının sinmesil Kıskançlık kudurmaları! yanında, Ve nihayet, erkeki Bu kanlı aşk ve ihtiras del içinde, Kleopatra, kendini, dünya cennetinde hissediyokdu. Vücudu — Antuanın — vücudüyle kenetlenip kivrim. kivrim. kivra- nirken, gözleri, yanğının alevine dahyor; bu kan'kırmızı şehvet ser- ginde büsbütün çoşuyordu. Aymı zamanda kulakları kanlı bir ihtiras bestesi dinliyordu. Kasabalı — kadınlardan — birinin sesir —Ah.. sevdiği Ah.ı Ah.ı Artık tahammül edemiyorum... Bu kaçınet erkeğin üzerimde kaçıncı solüması?, ve beni kollarının mengenesinde sıkması... Ah.. Ah... Ah... Artık tahammül edemiyorum ... Brak beni, esmer tenli, kıvırcık saçlı ve ağır ter kokulu Misirki 1.. Bir lejyon Romalıdan sonra bir de sen mi?... Afrikai ihtirasında öyle müthişsin kıl.. Romalı askerlerden birinin s — Vay gidi. Afrikalılar be... Onlardan bize rahat yok Bir kere bir kadını ellerine geçir- diler miydi, artık saatlerce nöbet bekle, dur!e. Bir Mısırlı askerin se — Bu kadını kucağımda tutar- ken gözlerimin önüne Melikemizi çetiriyorum.. Kaç kerreler, canımı İrda 'etmek şartiyle ona sahip olmak istedim.. Fakat hiç birinde Büadıma MNi (Mabadi var)