Sahife 2 AKŞAMDAN AKŞAMA Bir çocukluğumuzu — düşi zamanın çocuklarım müfekkire- mizde canlandırsak ne görürüz? Geçen akşam çocukluğumuzu, çocuklarımızı düşündüm. Osmanlı imparatorluğumun yetiştirdiği nesil gözlerimin önüne geldi: burmunu çekmesini bilmeyen bir alay bal- dan çıplak,.. söz namma bacak kadar boylarile, ana avrat söy- mekton başka bir şey öğretilme- miş beyinsiz, cılız, idraksız bir sürü mahlük.. bir mesil ki, der sinin mereden başlayıp nerede ittiğini anlayabilmesi için, kitaba balmumu yapıştırmak mecburiye- tinde bıraktırılmıştı. bir nesil kâ evde baş belası olmasın diye “eti senin, kemiği benim” tavsıyesile | hocaya teslim edilirdi. bir nesil ki, | ana taş doğurmaya rıza gösterir, | baba domuzun piçi, yumurcak diye hitap ederdi. böyle yetişen bir meslin bakkı hayatı olamazdı. istibdatla beraber iskaraz buldu. başından abaniyi, bacağından şah varı atmadığı için; önünde rehber bulamadığı, örnek — göremediği için yumurcaklıktan pek az kur- tulabildi. bu günün çocukları, e dünün çocukları arasında 15 sene deyil 15 asırlık fark var. “Dün, hanği çocuk okumasım deyil, fakat konuşmasmi bilirdi? Çocuğun en büyük zekâsı misafir gelince kapı arkasına, masa altına saklanmaktı. bu gün yedi yaşımda bir çocuk okuyor, yazı yazıyor. Dün 7 yaşında bir çocuk ismini bilmez, kaç yaşında — olduğunu söyleyemezdi . bu gün bir çocuğa yapılacak '€n büyük ceza, onu mektebe bir insek , miyoruz. Fakat o devirde şaz o “arak kendi kendilerine yetişenler 'bu gönün seslile ifhar ederler. letle zehirleyip ölüme mahküm eden köhne düşünceli, idrakları paslı “Yeislere lânet etmemek kabil mi- dir? Kara taassuplerile Türk çocu- gunu. Türkü, Türkiyeyi kitapsız burakap inkiraza sörüklemeye uğ- raşanlar elbette ki kitapsızdı. Evet, kitapsız onlardı, imansız, yanlardı, kâfir onlardı. Selâmi İzzet V düşecel ŞEru iskân ve teffiz Şubata kadar | muamelât ikmâl edilecek Vilâyetimizde — mübadiller den çoğunun iskâne mütaallik mua- meleleri ikmâl edilmemiştir. bu, kasım — mübadillerin — ihmalinden kismen de iskân idaresinde mua- melenin — iztaç edilmemesinden ileri gelecektir. Vilâyet müracast etmemiş olan mübadiller için kânunusani ipti- dasma kadar müracaat müddeti tâyin etmişti. bu müddet zarfında müracaat etmemiş olanlar iskân ve teffiz haklarını kaybedecek- lerdir. Vilâyet muameleleri iskân ida vesi tarafından ikmâl edilmemiş olanların bir an evel vaziyetlerinin | tayinine karar vermiştir. bu gibi- | lerin teffiz müzmelâtı şubata kadar *" ikmâl edilecetir. Un ve elektrik Kemal Ömer beyin Ankara seyahatı Şehremaneti — iktisat müdürü Kemal Ömer bey bağday ve wn meseleleri - hakkında Emanetin noktai nazarını bildirmek üzere Ankaraya gitmişt.. Kemal Ömer bey benüz Ankaradan dönme- miştir, bu gün gelmesi muhte- meldir. Kemal Ömer bey, Ankarada yalnız un ve boğday işleri ile Ha Bra eçen semeden beri muallâk kalan elektrik tarifesinin Emanet moktai nazarına göre halli için de Nafia vekâleti nezdinde teşeb- büste bulunmuştur. | Eminönü-Balat yolu | Emin önü-Eyâp sahil yolu çok bozuktur, sahilin bu kısmındaki kaldırımlar, senelerden beri tamir “yüzü görmemiştir. Emin önünden Halicin bu sa- hillerine gitmek isfiyenler Fatih- ira hei GA y kalıyorlar. Emanet nihayet bu sahilin yo- darını tamir ettirmeğe karar ver- amiştir. Emin önü - balat kaısnı derkal yapıtacaktır. Ekmek fiatı 10 para tenzil edilecek bügday Hiatları bu günlerde düştüğü için ekmek fiatlarının da düşmesi İâzım geliyor. Ekinek Hiatları, bu hafta 10 para daha Emanet FPeşteden tekrar nülmune gön- derilmesini istedi imal edilen killi taşla- üzde de imali için Mar car fabrikatorlarile Emanet ara- şında müzakere cereyan ediyor du. Emanet f; rika tesisi için evel- ce gelen nümune istemişti. Nümüne | gelmez mükavele yapılacaklır. Şimdiye kadar yapılan tetkika- fta göre killi taşlardan beheri 7 kuruşa mal olacaktır. Halbukâ parke taşlarının bir adedi 14 ku- ruştur. Fakat, killi taşlar her tür lü inşaatta kullanılamazlar. bunların altına behemehal beton yapmak lâzım geliyor. bu taktirde ıngılterede süt melesine verilen ehemmiyet Taymis gazetesi 31 kâmımusani taribli nüshasinda baş makalesini süt Ömeselesine tahsis etmiştir. Makalede sütün ekmek derecesinde aübiz bir gıda olduğu beyan edilerek deniliyor ki Tetkikat Meclisi, mektep tale- besine —süt verilmesi hakkında icra olunan denni tetkikatm neti- cesini ilân etmiştir. çocuğun — sikleti 3 libra arlıyor. Bundan başka şüt alan çocuklar yalmız diğer ğıda alan çocuklara züsbetle — daln emh ve zeki oluyorlar. “Tetkikati icra —eden Aberdcen gada mücssesesi erki- mmdan Dr. Örr ekmekle süt arasında mukayese icra etmiştir. Bu tetkikata nazaran söt verilen ektep çacuklarımın kem boya hem de sikleti ziyadesile artıyor. Meseli alelâde gada alan bir çacuğun sikleti maayyen bir müd- det zarfında 2 libre artarsa diger yemeklere tüspetle Tazla söt ulan çocugun atızlığı daka ziyade artar. Neticede ekmeğin kemiyet ve bütün key ile gayet faik bir gıda olduğu anlaşılmştır. Ba €yi gıdanın ekmek vesüten yaktt hububat ve sötten müstahsel şeyler olduğu anlaşılmıştır. Binaenaleyi — me ziyade üt istihsal ehemmiye verilmelidir. ickette en n tezyide W et . CHt l | Belediye ve evkaf Emanette bir komisyon teşkil edildi dediyelere ai Evkafı eri hakkında bir ve bir talimatname bir amışuk. Komisyona Eımanet muru hul kiye mi Mühlis, — Mektupça Osman — Nüri, — Avukat Tefik, NMaesesatı diniye Müdürü Hkat, Avukat Bahir, Hüseyin Hüsnü ve SuKh beylerden mürekkep Glnrak teşekkül etmiştir. Bahir bey, vaktile kanunu me- deniye ait projeyi hazırlaran ko- müsyonda aza bulunuyordu, cihe İmzarlamak kamisı üzere Fma 'on teşkil edi gön gelecek cimürtesi gönü op lanacak, İsviçme kanan ve nizanı mameleri Jesas itihaz — edilerek, bir kamım hazırlayacaktır. — Bu projeler , — Dahiliye — vekâletine gönderilecektir. Iskân işi Vekâletin müsadesi olmadan istirdat yapılamaz Dahiliye vekâleti temlik kanu maddesi etrafında vilâyetlere bir izahname gönder- miştir. Ba izahmamede deniyor ki: 1 temnz 928 tarihinden mukad. dem mübadiller tarafından talep edilen mallara ait muameler vilâ- getçe edilerek — dösyeleri vekâlete gönderileceklir. Vine bu tarihten evel bilâhara ikmal telfidi icra olanmak üzre mübadillerin iskânlerina tahsis ve teslim edilen eşla. mülegayyiholen metrak mal- lara ait dosyelerin tefliz maname- deleri işgal edimiş olap şagillerinin öskün ve tefevrüz kakları sabit ol Çmvale ait velfiz amamelerinin ikmali Tazam gelmektedir. | Temuz 928 tarihinden mukaddem müba- Giller tarafından Büzülen işgal edi. lerek tefevvuz kavvetlerine tekağil etmiyen, fakat adiyen iskân haklrar bulunanlardan bu küdrete - takabül edecek kısım tahakkak etmiş istik- kaklarının mahsubandan sonra üst tarafı borçlarma kanımcna tevfikan tebeyyün ettirilecek ve teffiz mua- olunacaktır. - Yalmız emrinde nufus ve vaziyeti içtimciye nazarı dikkate alınacık Ve buna göre mwamelesi ancak vekâletten alı- 'nacak müsade ile yapılacaktır. istirdi c ayni tarikten evel füzülen| 7 Kânunusani 1929 Hkir çumrpı laa Hap yutanlar.. Geçende tamdiğim bir aileye misafir gittim .. Gece yatmadan biraz evel bizmetçi kız elinde | küçük bir tepsi ile oturduğumuz salona girdi. Baktım tepsinin | içinde beş tane hap vardı, beş bardak da su .. Hizmetci kız salonda oturanla- rın önünde birer birer durdu. Herkes tepsiden bir hap alıyor arkasından da bir bardak su içtik fen sonra yözünü buruşturıyordu. Evelce haber vereyim ki müsafir bulunduğum ailenin cfradı ea kü- Haplar yatulduktan sonra dar | yanamadım, sordum: — Nedir bu yuttuğunuz? — Müshil.. isterseniz — siz. verelimil — Neden? — belki şişmanlıktan şikâyet- şisinizdir de. — Yoso.. Sabah oldu hiç kimse ye- mek yemedi, öçi- oldu biç kimse yemek yemedi Yalmız ben sofraya - oturdum, U karnımı döyürürken - hizmetciye sordum: — Niçin yemek yemiyorlar? — ba gün perhiz günüdür de N ondan. — Nas.. perhiz günüz — Efendim bizim evde haftada bir gün her kes müshil alır ve Pperhiz yapar.. bu günde oruçlu oldukları için kalkmadılar. Zaif- damanın en iyi usalü buymuş. işittinizya hizmetci kazın söyle- diklerini .. bir taraftan yer yer şişmanlar cem- öbür tarafta da insanlar biraz zayıflanmak için müshil içip oruç tutuyorlar, Merih - sakinlerinden biri dürbünü ayar etse de dünya- ya şöyle bir baksa insanları haline gıpte eder ve der ki: — Ne mesut mahlüklar. 'tün işleri güçleri bitmiş, Tatün 'tasaları ortadlan kalkmış, harpten, ğüşmekten vaz geçmişler de Ş hetarla alar e meşgul oluyorlar... Hikmet Feridan Kibrit fiatları Avrupada kabrit fatlarım artır- mak için bir faaliyet var'ır. bu işi isveçde bulunan kibra möstü idare etmektedir. Gelen ha. erlere göre bu tröst fiatları artıracağı zaman karşısına bir rakâp cıkmış- tır. bu rakip Rusya olmuştur. Rusya ile isveç grabu rekabet ettiği için Hatlarm yükselmesine İ imkân kalınıyor. Kicopatrayı tedip ve tecziye için gemiye gelen Sezar, kendini kurun ulâi Kleopatra, bu biber gibi mek- | bir barda buldu. Kraliçeye “ Efendim! ,, hitabında bulunuyor. Sonra, nedir © cümle tarıları? © mezakctsiz sekat Belli kiAntuan, ilk icraat olarak melikenin tacını başından almak, ve Misin, Romanın alelâde bir Kleopatra, mektubu, akıl mantık. lıouıı olan Apollodora da gös- ı—:ı..aı, pek nikbin olan Apol- | riyetinde kaldı. | ap Ayi bu işin üstesinden siyaset gelemez! Todor bile, çenesini olşıyarak: — | — Ahval fena!- demek mecbu- — Aman hocam bana bir siya- set öyretin. bu işin de üstesinden geleyim. — Bu iş sarpa sarmış İsmetma- — Ya ne gelir? — Gelse gelse sizin güzelliği- miz, kadınlığınız gelir, Antuana, bir kraliçe sıfatiyle değil, bir ka: dın sıfatiyle galebe çalmanın yo- duna bakın. Klcopatra, bunun Üzerine bir Aki ay sonra kendisini ziyaret edeceğine bair Antuana haber yolladı. Bu müddet zarfında bir Bu geminin içi, adi bir gemi deiğil; sefahatlerin şahanesini yap- mağa mahsus kurunu ulâi ve şa- hane bir bardı. Kleopatra, kendine mahsus bir sedir yaptırmış! €en ince, en se- hevi ipek elbisclerini giyerek bu sedirin üzerine artık fenlenmiş bir kadın - davetkârlıgıyla mıştı. Etrafında, terbiye edilmiş cariyeleri, köleleri kuştüyü yatak- darda, koyum koyuna idiler. Bunlar, ne nümerolar yapmıyor- lardı, ne nümerolar ? Babayiğit kölelerden kimi, koy- muna nazenin edalı cenup cariye- lerini, kimi de şişman ve kalın belli Anadolu cariyelerini almıştı. Koynuna körpe köleri alan ba- bayigit köler de vardı. Keza, kendi aralarında, sarmaş dolaş, yatan cariyeler de nazarı dikkati celbediyordu. Lâkin, bu ihtisas lavhalarından biç biri , ötekine benzemiyordu . Kleopatra, ilk önce Sezardan öyrendigi, sonra, xzenci kölelerle yattığı sırada buuı keşfettiği şekillerden her birini, babayigiz ve körpe kölelerinden, şişman ve zaif cariyelerinden her birine ta- | lim etmiş bulunıyorda . İşte Mısır bayrağını hamil gemi Suriyeye varpta, Antuan, gene berayı nezaket, Kleopatrayı gemi- sinde karşılamağa gittiği zaman, | kendini böyle bir mahitte buldu ve, şaşıra kaldı. | , Antuan, her şeyden evel asker- 'e elt böyle bir manzarayla hatlâ. aydızlik. bir yerde görmemişti. terbi