ue Sahife 2 İ Mİ_IDAN AKŞAMA | Cazbant " / Müusikinin —nefis — san'atlardan Biri olduğunu biliyorum. Fakat eperetin nefis bir musiki, ve bu müusikinin bir san'at olup olmadı. ğında mütereddidim. Bu. teretdi diğer bir şeye, maküsen, ve ya mebsuten mütenasip olup olma- dığımı sarahaten anlaya bilmek, kati bükmetmek için am bir mukayese yapacak fırsatı bulmak lâzımdır. Öperet "san'at deği bükmünü ceffelkalem ortaya ataı Bak, manasız bir söz söylemiş oluruz. Fakat size dersem ki : Hakiki bir san'atkârı dinleyip, san'atın funç yüzünü görürseniz, san'atın | bakırlaşan gür sesini işidirseniz, | bu sesin meddü cezri günlerce kulaklarınızdan — kitmez; bu ses kulaklarımızda — uğuldarken, — bu | yüz gözlerimizde ışıldarken, san'- 'atla alâkası olmayan ve ya pek az olan herhangi bir esere alâka gösterebilir miyiz ? Biz kısa bir an hakiki san'atın, kudretli san'atın, şaheserler yara- | tan san'atın havasında yaşadıktan sonra operete geldik. Kulakları mada Nazım hikmetin sesi -hayır san'alın sesi vardr- ve bu bakır, funç, mermer ses, gönlümüze, dunağımıza, benliğimize san'atın czcr bir abidesini relizetmişti. kulaklarımıza |—ıi. Ş ETAT İREERDDan cazlamadı. Beyaz eldivenli, göğsü beyaz çiçekli / orkestra şîgiî'ıı hareketleri — manasızdı, sahnede göylenen — şarkılar — ahenksizdi, danslar gülünçtü. Operetin san'atla alâkası yoktu. burada operetle Nazımı muka- yese etmiyoruz, Nazım hiç bir mukayese edilmez. Sadece Ssan'atla öperet arasında kısa bir parelel çizmek istedik. San'atla alâksı olmayan her çırkin midir? Dımağ için deyildir. - Entelectüel — bir eylenmesi için, eylencenin deyilse, kendisi kadar entele- ctücl ve yüksek olmasi lazımdır. Herhanği bir opereti,bir ) ana hattı güzel bacak, terennümü şuh bir nakarat olan herhanği bir ey- lenceyi güzel bulup eylenen ente- | lectücller yok mu? deyeceksiniz. Elbette var. Çünki hayatta bir an olsun düşünmemek, dimağı uyutmak, bir an olsun hakiki | benlikten tecerrüt edip manasız eylencelerin zevkine kapılmak bir ihtiyaçtır. Şükün içinde yorulan münevver — dimağlar, gürültüde dinlenirler. Ve bunun içindir Saksafon, trombol, banjo, yani cazbant şöhret kazanmıştır, ve entelektueller bunun için, dimağ- larını dinlendirdikleri, benlikleri: den tecerrüt ettikleri, düşüncesiz ayudukları, ruhlarını uyuttukları ae Dilenciler Çalışmağa kudreti olanlar yollarda kullanılacak Polis şehrimiz- deki dilencil eken topla- yorlar, İki günde 34 dilenci tap- Tanmıştı Istanbul sokaklarında toplanan dilem dan doğruya Da- | rülncezeye sevkediliyorlar. - Dilen- | ciler şu suretle muamele görüyorlar: İstanbüllr ve sünlül — olanlar, Daralacezeye kabul edilmektedirle: Dilenenlerden çalışmağa kudreti olan'a e gönderiliyorlar Malhikeme, Bölediye ve nafin emun mmağa mahküm ediyor. Vilâyet baş mühendisliği ve Şehremaneti bunları bogaz toklü- gena çalıştırıyorlar. Bir takım dilenciler, velilerine | teslim ediliyorlar ve velileri bu çocukları dilenciliğe sevkettikle- rinden dolayı mahkemeye - sevk ediliyorlar. Bunlar bakkında Mah- keme çok ağır kararlar veriyor. Diger bir kısım dilenciler de, malal taşralıtardır. B darın memleketleri belediyelerile muhabere ederek kendilerini mem- Üüetlenine gözlecişmi: Şehremaneti, 2aya kadar İstan- baham dilencilerden temrisleneceğini ni Eyüp dispanseri Bu sene yeni bir bina inşa edilecek Şehremanetbi'n Bi yanseri vardır. Bu civarın bütün hastaları bu Dispanserde tedavi kiralık bir. binada bulunan le bir dis- edilir. ba ' dispanser, bugünkü ihtiyaca kâfi gelmiyen. alışap bir - binadır Fananet, 1920 senesi / bütçesine Tyüpte yeni bir dispanser yap - mak için tahsisat koyacaktır Paris sergisinde madalya alan sanatkârlarımız Bu sene Paris sergisine mem- lekelimizde bulunan müesseseler- den iştirak edenler artmıştır. Bu müesseselerden Mahmut Paşadaki mensucal fabrikası Sirkecide bir bahçe kapıda bir kolonyacı | teri ve bir lokantacı birer altun ma- dalya almışlardır Tövüyü, cazbandı | için opereli, beyenirler. Cazbandın bir mazhariyeti var: | insanrne evci balaya yükseltiyor, | ne de - esfelüssafiline indiriyor. * Hisleri uyuşturuyor. ve bir sairi- filmenam gibi fırıl fırıl döndürüyor! Selümi izzet —| Su derdi Istanbul Sahrayı kebire döndü Dün gece saat on birde birden bire terkos muslukları kuruyuver- di, istanbul Sahrayı Kebir gibi kup kurak bir hale girdi. Tele- fonla şirkete sorduk. — Şimdi sular gelecek, saate kalmaz... Dediler. bir saat geçti su yok, iki saat geçti su yok, üç saat geçti su yok bir, Sabahın saat dokuzunda üşen- medik tekrar şirkete sorduk, yinı Şimdi geliyor... Cevabını aldık. Fakat yine su yok. Şehirde bir çok sanat müesse- yardır ki su olmayınca iş göre- mezler. bu müesseseler için yarım saat çalışamamak büyük zararları mucip olur. bütün bu fabrikalar, bu müesseseler iş görmek için Terkos şirketinin keyfini mi bek- leyecekler. Ya bu esnada bir yangın çıl mış olsaydı o zaman faciayı gö- rürdük . Şehremanetinin Terkos şirketine vazifesini bildirmesi la- zımdır, zannederiz... Emanet Terkos şirketi ile anlaşmayacak Bazı gazeteler Terkos şirketi ile yeni bir itilâf zentini bulunacağını yazıyorlar. Emanetin noktai naza- zına göre böyle bir sareti tesviyey Emanetin yaklaşması imkânsızdır. Terkos şirketile yeni bir - itilât yapmak, şirketin mükaveleye riayet etmememiş olmasından dolayı imakân- Siz. görülüyor. AMAYRMUNARARNAmeNNaNLANANRNmRNENAMAdmmmmENIRaNam! Vehabi Politikası azda büyük bir içtima akdedildi « Taymis sin Kudus muhabiri bildiriyor- Necit kükümetinin paytahtı olan Riyaz şehrinde Vehabi erkânı tarafindan — akdelunan — meşveret meclisinde İrak ve Felestin hükü. metleriyle — sulüperverane — mün: beti idameye karar verilmişt Keyliyet Tesmen Felestin hü- kümetine bildirilmiştir. Mecliste Vehabi — krah İBnf Saudun tam bir sürette kukukü hükümraniyi Haiz olduğu ve takip eylediği siyaset teyit edilmiştir. Riyaz — konleransının — tafsilâtı Mekkede im eden Üzmül kura güzetesinde neşrolunacaktır. Leblebi ihracatı sakız leblebisi yapmak için bir fabrika açıldı Rüsnmat istatistiklerinde leblebi | ihracatına — dair rakamlar görül yor. Leblebi en ziyade — şark mleketleri tarafından celbedilir- tle ziyade leblı Sön zanı İtalyadan da tistiklere göre ihr Traktır. nlarda dehlebile tedi: istenilm ati (927) kânunusani ayında mühtelif mem- eketlere 1320 kilo lehlebi ihraç edilmiştir. Bu mikdar 1928 sene sinde 3919 kiloya batiği olumştuz. TLebledilerimiz — yunanistan — ve Masıra da gitmektedir. Türaç edilen lehlebilerin bemen hepsi sakız Teblebisidir. | Sakır deblebilerini — kavurmak için şehrimizde bir kaç imalâtha- ne vardır. Bunlar daha - siyade haziçten — gelen - siparişlere mal yetiştirirler. Diğer leblebi satanların adetleri günden güne azalmaktadır Vapur ücretleri Vapur ücret tarifelerini tetkik eden komisyon hafta içlima edecektir. Bu xamana kadar Şirketi hayriye, Hliç Timan şir- ketleri, tarifelerine ait hesapları hazırlayacakla: Etibba odaları Yakında nizamname tanzim edilecek Tababet kanunu — doktorların etibba odaları teşkil etmesine lüzum gösteriyor. Bu odaların teşkili tarzı, bir nizamname ile tayin edilecektir. Bu nizamname, Heyeti vekilede görüşüliyor. Nizamname çıkar çık- maz, etibba odaları açılacaktır. Her doktor odalara iştirak etmeye mecbur olacaktır. Oda heyeti idaresi, intihap ile teşkil edilecektir. Etibba muha- denet cemiyeti reisi Neşet osman bey bu hususta bir muharririmize demiş — Biz, intihabata iştirak etmek üzere toplu olarak bulunacağız. Bu suretle reyler dağılmayacak oda heyeti idaresi şebrin en gü- zide doktorlarından teşkil edile- cektir. Binisilik müsabakaları Subatın onundan ©n dokuzuna lar.. Napolide büyük binicilik müsahakaları yapılacaktır. Müsabaka zabitlerine mahsus olup ecnebiler de buna iştirak edebilecek- lerdir. 4 Kânunusani 1929 Te Tn MazemTEmr T)| Ünvebuğdey meselesi hakkında bir cevap Aldığımız mektuptur: Cumhuriyet — gazetesinde, beyini unlar hakkında kendisine aA G ÜNBAN yerniti M Takadar eei BU D İ olüığundun — ba MN L ektir, İzcek beye ba gibi inil 1 — BB lleayaı; gae dökme olarak gelir ve o suretle ahi 2 — Muamele vergisi, buğr alınmaz, mümul olarak dakik haline GRMEi Yelancak senldi bedeli üzerinden alınır Bu bilmiyorla,sa, defterdarlıktan - sorsumlar. 3 — Kırma değirmencilere — m hususu, Tütfen inin 32 para yeti — olup, değimenlerin amortisı güzeştesi ve kârları ilâvesile malın cinsine göre 40 paradan 50 para- ya kadardir. 4 — Kepek fiatları 8 kuruş değil, 6 kuruştur. 2 — Buğdayların içinde yüzde beş hasarat - bulundüğundan — bu hasarattan bittabi buğday serma- yesine jlâvesi Tüzımdır. 6 — Unlar daima Şehremane tinin kontrolu altında bulunduğun - dan, vannedildiği gibi yüzde 6 tenli unlar satılmaz. Borsa Tabora- tuvarı her değirmenin çıkardığı ri tahlil eder. Unlar setildiği Borsa fi yazılır. tvarı da kontrol eder. nde amaneti Jabora- beyanaameleri: Heriçten gelecek unların ekmi fatlarını — ucuzlatacağı iddiasını , söylediği gibi, biz kabul etmedik. hesapl buğdaylar - hakkindaki temamile Bu hususta - yaptığı Dünyanın en yüksek köprüsü Dünyanın en yüksek köpr Amerikada Grand Cauyon deni- len derin ve geniş vadi üzerinde bulunuyor. bu köprü Amerikanın Arizona ve Utah hükümetlerini rabtedecek demir yolu hattı üze- rindedir. Köprünün genişliği 616 kadem olacak ve irtifar 485 kadem ola- caktır. 5 kamımusani — 928 E (Vâ-Na) Kleopatranın heykeli, Roma mabedinde, Venüsünkinin yanına kondu. Buna tahammül edemeyen senatörler Şehrin en meşhur heykeltraşım çağıraralı: . Kleopatranın heykelini ye pacaksın! bu heykeli Venüs mabe- dine, Venüsün sağ tarafına ko- yacağıml- dedi. Hakikaten de, üç güm sonra, büyük bir merasimle, Kleopatra- nan heykeli, Romah mabutların '€n başma geçirildi Roma, bilhassa Sena, hiddetin- sui kast tertip ettiler. den köpürüyordu. Ecnebi bir kandan olan bir kadının mabede, ziyaretçi olarak bile girmesi caiz değilken, nasıl olur da, bu kadının heykeli, ma- bullarınkinin baş tarafına geçer kurulurdu? bu, küstahlığın danıskasıydı n Havsalanın almıyacağı bir işti Sezar, mabetteki merasimden sanra, derhal sefere çıkacaktı. Ordu ve donanma hazırdı. Veda için Senaya gitti. işte kast o zaman meydana geldi. Se- | zarın arkadaşları, da dahil olmak | üzere, Sezarın üzerine yü Sezarı, hançerleyerek öldürdüler. | Ehramlar memleketinin kadını aşıklarının cesetlerinden meydana getirdiği ehramın en tepesine bu süretle taçlı bir baş koymuş olu- yordu. Aralarında Sezarın evlâtlıği Brütüs de olmak üzere, katiller: — Romayı Sezardan kurtardık! Ramayı Sezardan kurtardık! diye sokağa fırladıkları esnada Kleopatra, sarayının - balkonunda Antuanla karşı karşıya oturuyordu. | — Elleri kızıl hançerli senatörlerin yakarıki naralarla sokağa fırla- tarihte meşhur olan sui | kalklı; — başınız sağ olsun, kıraliçem! -dedi- Sezarı vurdular. Kleopatra da vurulmuşa döndü. Evet, Kleopata, beyninden vu- rulmuşa döndü. Nasıl? Bu dünya yüzünde yegâne hami: si olan Sezar, artık yotu öyle mi? bunca zamandır çalışarak yarat- tığı müsait vaziyet, bir hançer darbesiyle keenlem yekün olmuştu. Fakat, vaziyeti kurtaramaz mıy- di? buna imkân yok muydu? Karşısında, çivilenmiş gibi duran Antuana dö — Sezar öldüyse bile, oğlu, Sezaryon var! - dedi. - Siz Antu- an, Sezarın en fazla itimat eyle- diği, ve Sezarın fikirlerin en faz- la mürevvici olan bir kumandan- dığım gören Antuan yerinden | sınız! O öldükten sonra da, onun nlarını tatbik sahasına koyma- hsınız. Antuan, ilk önce, ne demek istediğini anlamamış gibi, kleopat- ranın yüzüne baktı. * Sezarın oğlu Sezaryon” mu? Mısırlı kadin, anha minha ne demek istiyordu? Antuan, iktidarı, muhatiflerin elinden koparacak, ve, onu, kuzu kuzü götürerk Kleoptranın piçine- mi teslim edecekti? Genç serdar, Se: muhabbet duymak bilâkis ondan nefret ediyordu. Sezaryonun kıskanıyordu. Binaenaleyh, Kleapatranın tek- lifini pek soğuk karşıladı. — Oğlumuzun iskenderiye im- paratoru olmasını mı düşünüyor- sunuz, ismetmeap ? — Evet, oğlumun iskenderiye impratoru, kendimin de iskende- riye imparatoriçesi... ( mabadi var ) İ