un "Pygmalion" İsimli tiyatro piyesin- den mülhem olarak yapılan, bir müzi- kalden almıştır. Bütün başarısına rağ- - Fair Lady” nin aleyhinde söylenecek bir-iki sözün O bulunduğu muhakkaktır. Meselâ, filmde en önem- li faktör, televizyonda görünmeyi bir türlü kabul etmeyen Rex er nudur. Harrison bu filmde ü kemmel denilecek bir oyun çıkarmak tadır. Aynı aktör aynı rolü eserin mü telenmiştir. Shaw'un piyesinden doğ- rudan doğruya alınan bölümler de Harrison'un ağzından duyulduğu za- man, sanki bu sözler özel olarak Har- rison için yazılmış intibaıı vermekte- dir. Yağmurdan kaçarken. Televizyonda dil konusu üzerinde du- rulmadığından ötürü, "My Fair Lady" Sinemaya ayrı bir renk de ge- tirmiştir. Lâle Oraloğlu o tarafından "Bir Kadın Yarattım" ismi a Ber ye konulan piyesi görenler konusunu derhal reyi "Bir Kadın Yarattım", Bernard Shaw'un "Pygmalion" isimli piyesine Oraloğlu Tiyatrosu tarafından verilen isimdir. Piyesi görenlerin hatırlaya- cağı gibi, bir profesörün sokakta bul- duğu kızı yetiştirmesi ve sonra ona â- şık olması filme de konu teşkil etmiş- tir. Çiçekçi sokak kızını filmde Aud- rey Hepburn canlandırmaktadır. Hep- bum'ün filme kazandırdığı değer kü- Me gibi değildir. Bu kadın sa natçı da, Televizyon - Sinema reka- betinde, Televizyondan uzak duranlar arasında yer almaktadır. Bütün “5 rısına rağmen Hepburn ün filmin ba- ındaki sahnel lerde, yani sokak kızı o Tarak göründüğü yerlerde inandırıcı ol layan sahneden filmin sonuna kadar, seyircinin unutamıyacağı bir oyun çı- m Ne var ki, şarkı Km in kendisine ait olmadığ akça belli, “olmaktadır. Canlandırdığı gelince, Sokak kızının gide gide diğişek gerçekten bir lady oluşunu Hepburn çok başarılı, bir şekilde can- landırmaktadır. Bu filmin, Televizyondan uzaklaş- maya ii Tiyatroya yaklaştığı - nın en kuw dekor ve kos- tümlerdir. Kostümlerin GEZ en yakın bir şekilde hazırlandığı ilk ba- kışta göze çarpmaktadır. Haddinden fazla süslü kostümler, filmin havasını bozmakta ve seyirciye, bir müzikal sey AKİS, 29 OCAK 1965 rediyor İntibaı vermektedir. Bazı sah nelerde de dekor son derece stilize bir şekilde hazırlandığından, seyirci yine kendini bir tiyatro piyesinin havasın- da bulmaktadır. Bazı sahnelerdeki de- korun, film karakterini fazlasıyla yan- sıtması ise seyirciyi, rahatsız etmekte- dir. Fonda kullanılan dekor hareketsiz birtakım resimlerden meydana getiril- SİNEMA diğinden, seyirciyi yadırgatan hava da ha da belirgin hale gelmektedir. Genel olarak denilebilir ki, "My Fair Lady", Sinema - Televizyon re- kabetinin son yıllarda aldığı yönü be- lirtmesi bakımından önemli bir ürün- dür. Sinemanın, Televizyondan kaçar- ken Tiyatroya yakalandığının bundan Ü ir örneği olamaz. (AKİS: 77) 33