29 Ocak 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

29 Ocak 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sanat Sanat Hayatımızda Plânlı Devreye Geçişin Türkiye, çağımız devletleri arasında, sanat işlerine en ö oranla en büyük payı uygulamada halka erişe- bilen hizmetin değeri bu külfetin ve fedakârlığın karşılığı olmaktan çok uzak bulunmaktadır. Bunun üç ana nedeni vardır: 1 — Sanat kurumlarımızın kuruluş fonksiyonları ça- ğını doldurmuştur, bugünün şartlarına ve ihtiyaçlarına yetmemektedir. 2 — Sanat kurumlarımız arasında, yurdun sanat eği- timini sağlamak üzere, ortak hedeflere yönelik bir işbir- liği yoktur. — Mevcut devlet örgütü topyekün bir sanat ve kültür kalkınmasını yapabilecek imkanlara sahip değildir. Bu eksiklikleri çok iyi takdir eden Milli Eğitim Ba- anlığı, çözüm ilkelerini araştırmak ve sanat hayatımızın milleri çözerek ona yeni bir yön vermek üzere, ge- çen Ağustos ayında, kalbur üstü sanat ve düşün adam- larımızdan büyük bir "müzik ve Sahne Sanatları Danış- ma Kurulu" toplamıştı, Kısa süreye rağmen, sanat ha- yatımızın hemen her yanına değinilmiş, eksikler ortaya çıkarılmış ve olumlu kararlar alınmıştır. Toplantının en önemli yönlerinden biri de, sanatçılarımızın karşıkarşı- ya gelerek meselelerini birlikte konuşmak ve tartışmak fırsatını bulmaları olmuştur. Bu sayede, şimdiye kadar “fısıltı edebiyatı"nın şişirip yöntemden çıkardığı, çıkma- za soktuğu bir çok konu gün ışığına çıkmıştır. Alınan kararlar üç ana bölümde incelenebilir: 1 — Sanat kurumlarımızın yeni şartlara göre işleyiş- lerini ve daha olumlu çalışmalarını sağlamak; 2 — Genişleyen ihtiyaca göre yeni sanat kurumları kurmak; 3 — Sanat işlerinin yurt çapında genel plânlamasını ve denetlemesini yapacak, onları ortak hedefe doğru yönel tecek yeni örgütlenmelere gitmek. Ağustos ayında toplanan büyük Danışma Kurulu, sa- nat hayatımızda plânlı devreye geçisin ilk adımı idi. Bu Kurulda, alınan kararların uygulama çalışmalarını yap- mak üzere, daha küçük ve daimi bir danışma kurulu ku- rulması öngörülmüştü. Tanınmış, sanat ve düşün adamla- rından seçili "Daimi Danışma Kurula" geçen hafta Dr. İbrahim Öktemin başkanlığında toplanarak çalışmalarına başlamış ve bu suretle ikinci adım da atılmıştır. Kurul 30 kişiden müteşekkildir. Her üyenin çalışma suresi üç yıl- dır. Bu sürenin bitiminde, ayni üyeler tekrar seçilebilir- ler. Kurul, ilk olarak, çalışma düzenini ve tüzüğünü tespit etmiş, ivedilikle görüşülmesi gerekli konuları sıralamış ve Bakanlığın getirdiği iki konuyu. "Devlet Konservatuvarı- nın durumu" ile "Devlet Ödülü" konularını incelemiştir. 30 Hikmet ŞİMŞEK Sanat hayatımızın problemleri iki ana uçta düğümlen- mektedir: Eğitim kurumları ve icra kurumları. Bunun için de iki ayrı komisyona ayrılınmıştır. Her komisyon, kendi konusunda gerekli araştırmaları yaptıktan sonra; hazırlayacağı ön tasarıları, yılda en az üç defa toplana- cak olan genel kurula getirecektir. Tasarılar orada son şeklini aldıktan sonra, uygulanmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığına tekftf edilecektir. İş e burada, en önemli düğüm noktalarından biri or- taya çıkmaktadır: Acaba sanat ve kültür meselelerimiz Bakanlığın bugünkü kuruluşu içinde gerekli şekilde ve çabuklukta çözülebilir mi? Bakanlığın içinde yeni bir kuruluşa mı, yoksa başka bir örgüte mi ihtiyaç vardır? Bunun için iki çözüm şekl ortaya atılmaktadır: 1 — Milli Eğitim Bakanlığı içinde bir Kültür Müste- şarlığı veya, 2 — Bir Kültür Bakanlığı kurulması Bu husus çoktan beri türk kamu oyunda yankılar uyandırmaktadır. İlk defa 1960 yılında toplanan Milli E- gitim Şürasında resmen görüşülmüştür. Büyük Danışma Kurulunda karara bağlanmış ve son Bütçe Komisyonunda da Müh Eğitim Bakanı Dr. İbrahim Öktem tarafından bir hükümet tasarısı olarak ifade edilmiştir. Acaba bu iki tasarının hangisi daha olumlu sonuçlar alınmasını sağlayabilir? Ben, bir Kültür Müsteşarlığının, şu nedenlerden do- layı, istenen sonuçları sağlayamıyacağı kanısındayım: Milli Eğitim Bakanlığı, örgütü, yaygınlığı, konularının çe- m ve al çok geniş vatandaş topluluğu ile miştir. Daha geniş örgüt, büyüyen, çoğalan, hedeflerin getireceği daha büyük iş hacmi ile donanmış bir Kültür Müsteşarlığı, zaten “iş- ba" halinde bulunan Milli Eğitim Bakanlığının yükünü daha da arttıracak ve sırtına büyük bir kambur olacaktır. Devlet kuruluşumuzda her şeyin sorumluluğu eninde so- nunda Bakana bağlanmaktadır. Güzel sanatlar işleri, büt- çe, her çeşit personel ve iş hacmi itibarile Bakanlık gen nel meşguliyetinin yüzde birini bile tutmaz. Bir Bak sanat konularına ayıracağı zaman, pek tabiidir ki, bu oranda olacaktır. Halbuki, sanat işleri sonsuz teferruatla bezenmiştir. Yurdumuzda “ananeler"i henüz kurulmadığı için, her yeni hareket her davranış, çözülmesi gerekli birçok problemi beraberinde getirmekte ve çözümleri çok zaman Bakanın şahsına dayanmaktadır. Bir Milli Eği- ayın üyük bir anlayış ve isabetle, Ağustos ayında Me büyük Danışma Kurulunun hemen her oturumuna kat AKİS, 29 OCAK 1965,

Bu sayıdan diğer sayfalar: