tına alman yobazların sayısı 50'i bul muştu. Tahkikat son derecede güç şartlar altında yürütülebiliyordu. Koy deki bütün yobazlar ser veriyor sır vermiyorlardı. Çok müthiş olaylar ol- duğunu onlar da itiraf ediyorlardı a- ma, kimlerin bu olaylara kanştığını hiç mi hiç bilmiyorlardı!.. - Köyün sabahki hali de olayın dehşetini, te- yid ediyordu, o öğretmenleri (o koru- mak isteyen köylülerin evlerinin du- rumu yürekler acısı idi. Camları çer çeveleri kırılmış, içeri atılan kafa bü yüklüğünde taşlar çocukların (o beşik lerini bile parçalamıştı. Olaylarda ö- len olmaması büyük bir tesadüftü ir başka gülünçlük de, Kırkağa ta toplanan Karakurtluların başla- rar vermek caklardır. Tepkiler Olay, son yıllarda alışılmamış bir tep ki ile karşılandı. Devrimci gazeteler, Karakurt köyünde geçenleri bütyük manşetlerle okuyucularına duyurdu- lar. Yazarları sert makalelerle kam- panyaya katıldılar. (Türkiye Radyo- ları da alışılmış donuk Oo tutumunun dışına çıkarak, olayın oOÖnemine uy- gun, geniş yayın yaptı ve halkın ko- nu üzerindeki ilgisini devam ettir- suçlarından (o yargılana- © Cumhurbaşkanı da dahil üzere bütün parti liderleri, olay hak kındaki fikirlerini odemeçlerle (o açık- ladılar. Bu demeçlerde başlıca iki tür olmak Karakurt olayının Adaletin rına geçirdikleri ve âdeta "ben yeni- yim!" diye bağıran, gıcır gıcır Okas- ketlerdi!..İsyanın sonuna kadar sa- rıklı gezen top sakallı yobazlar, ak- şamdan sabaha birer devrimci | kesili vermişlerdi! A önden tahkikat devam e- derken, idari bazı tedbirler de alındı. Hayatlarının tehlikede olduğunu bil diren öğretmenler, geçici bir (süre için, civar bucak ve köylere nakledi- diler. O gün geç saatlere kadar de- vam eden duruşma sonunda, o Kırk- ağaç Savcısı özer Özemre tarafından mahkemeye sevkedilen 49 Oo sanıktan 28'ü hakkında tevkif kararı verildi. Tevkif edilenler irticai hareket, nur- culuk, müessir fiil ika etmek ve Za- AKİS, 22 OCAK 1965 failleri Adliyede kılıcı lü tutum göze çarpmaktadır: Birin- cisi: olayı infialle karşılamakta, me- -elenin nedenlerine inmeğe çalışmak- tave bu tip davranışlara hiç bir şekilde müsamaha edilemiyeceğini ka- çamaksız bir ifadeyle (o açıklamakta- dır. Cumhurbaşkanı oGürsel, CHP Genel Sekreteri ve Başbakan (o Yar- dımcısı Kemâl Satır, Türkiye | İşçi Partisi Genel Başkanı Mehmet ji Aybar, Sosyal Demokrat Parti Ge- nel Başkanı Sıtkı Ulay ve irili - ufak lı çok sayıda dernek ve sendika, olay karşısında bu tutumu (o benimsediler. İkinci tutumun sahipleri ise, da- çok kaçamak ve yuvarlak ifadeli yazı ve gazete başlıkları ile or- si çıktılar. Olay karşısında bu YURTTA OLUP BİTENLER yavr takınanların başında - tabiatiy- - AP Genel Başkanı Süleyman Demirel gelmektedir. Bunlar, olaya pek inanmış lm politika- larına uygun buldular ve : '— Eğer söylenildiği Ösibi bir olay olmuşsa, iyi bir şey değildir..." gibi- lerden demeçler verdiler. Alican, Bölükbaşı, CKMP Genel Başkan Vekili Mehmet Altınsoy o ve rengi belli pek çok gazete, olay Kar- şısında ilk günler bu tavrı takındı- lar. Aradan birkaç gün geçip, halk oyundaki, kendileri için tehlikeli ola- bilecek gerginlik azalmaya yüz tutun ca - her zamanki taktikleriyle- su- çu devrimcilere kaydıracak ortak bir davranışa yöneldiler. Yok efendim, o- layın sebebi, öğretmenlerden birinin bir köylü kıza iğfal etmesiymiş, ida- recilerin-hatalı tutumu bu suçsuz köylü vatandaşların isyan O etmesne sebep olmuş, vs Oysa, öğretmenin bir köylü kızı- nı iğfal ettiği söylentisinin mahiyeti artık anlaşılmıştır. Bütün mesele, bazı kız öğrencilerin, yeni evli öğret- men Yüksel Bilgicin hanımına ev iş- lerinde yardım etmeleridir. e Yaşları Ii'den fazla olmayan bu kız çocukla- rının öğretmenlerinin hanımına yap tıkları yardım, köylüyü ve onun şahsında devrimlerin aley- hinde kışkırtmak isteyen nurcu ve yobaz liderler için mükemmel bir se- bep teşkil etmiştir. Zaten meselenin esası, ra gidilemiyecek (şekilde mış bulunmaktadır. Olayın men akabinde üç ilgili Bakan Ka- rakurt köyüne giderek, meseleyi tah- kik ettiler. Tahkikat sonucunu, Di- yanet o İşlerinden sorumlu Bakanı İbrahim Saffet Omay, günü AKİS Muhabirine şöyle özetle- di: inka- Karakurt hâdisesi marifetidir!" Omayın verdiği bilgiye göre, 1960 yılına kadar fazla mutaassıp ve mür- teci olmıyan bu köye 1960 yılından sonra nurcular nüfuz etmişler ve ca- hil köylülere sapık düşüncelerini aşı- lamışlardır. Kırkağaç Müftüsünden - her nasılsa - çalışma vesikası alan kuran kursu hocası ile vaiz de nurcu- durlar. Manisalı Hafiz Mehmet adın da bir nurcu köye devamlı ziyaret- ler yapmış ve kendi yönünden fay- dalı b almıştır. O u çeşit olaylara karşı sert gelirler | almakla bir fayda eld edi- lemiyeceğini, bütün meselenin o halkı aydınlatarak, karanlık tohumlara ve fikirlere açık bir tarla olmaktan kur- 9 nurcuların