YURTTA OLUP BİTENLER vizyon" lafı bile şimdi C.H.P. içinde çeşitli kampanyaların açılmasına ove- sile vermiştir Halbuki milleğin beklediği (o deği- şik hava, bu havadan çok başka bir havadır Kıbrıs Ölümlerin en korkuncu Açlık. (Kapaktaki o abluka "Sabah saat 6 da bir İngiliz gördük Hortumla suluyordu, türkler Adanın kan ve barut kokulu atmosferine artık alışmışlar ve silâh. larına sarılmışlardır. - Güçleri, Oim- kanları nisbetinde kendilerini müda- faa etmektedirler. Ama, saldırılar sa- dece kurşunla olmamaktadır, Maka- rios ve çetecileri, özellikle son türk bombardımanından sonra, işi silâh zo ruyla yürütemiyeceklerini anlayınca daha sessiz, fakat çok daha vahşi bir ölüm metodu bulmuşlardır: | İktisadi abluka. talar, ir çaresiz, Ölüme terke- dilmekte Bükülemiyen bilek İşte Başbakan İsmet İnönü, Türkiye nin Kıbrıslı türklere yardım gön- derme kararını böyle bir ortam, için. de açıkladı. Geçen haftanın ortaların da Perşembe gecesi Senatoda bir ko- nuşma yapan inönü, salonda bulunan- ların hayret dolu bakışları arasında kai açıklamayı yaptı — Abluka altındaki obögelerde- ki yere kapaklanmış- t. Poulou üç el daha ateş etti, İn- giliz katıldı kaldı. Ben, bu hareketin- yu tebrik ettim!" Bu kan ve deh- şet dolu satırlar. Kibrisin bir numa- ralı çete reisi, Ma- --riosun sağ kolu emekli general Gri vasin, İngilterenin Observer ga- sıkılan kurşunların amacı şöyle izah edilmektedir: “1955 ğildi. O zaman Yu nan hükümeti beni destekleseydi, Kıb- rısta türkler diye bir problem olmı- yaraktı,*» Her iki pasaj da bugün Kıbrısta verilmekte olan çetin mücadelenin ni- bakımından o son derece ilgi çekicidir. Gerçi hatırat 1955 de kaleme alınmıştır ama, Enosise var ma yolunda başvurulan metod- bakı- dünle bugün arasında bir fark Lefkoşede bundan dört gün önce gene bir Poulou tüfeğini doğrult- m ve bahçesini sula- makta olan 60 yaşlarındaki bir tür köylüsünü cansız yere sermiştir Bu, hemen her gün rastlanan olay lardan ma bir tanesidir. teliğini göstermek -ından yoktur, uş, nişan almış AKİS/8 bahçesini ğini Hayallere Paydos Öyle anlaşılıyor ki amerikalılar "Amasyanın bardağı, bir olmazsa bir daha» tertibi Kıbrısla ilgili plânlar yapmaktadırlar. Sonra bunları, kabul edilmek üzere taraflara sunmaktadırlar ve şimdiye kadar, daha. doğrusu sondan bir evvele kadar en yumuşak başlı olarak bizi bulmuş - lardır. Bugünlerde Washington'da, Amerikanın Ankara, Atina ve Kıbrıs elçilerinin katıldıkları toplantıda bir yeni plânın hazırlandığından bah- sedilmektedir. Bana ait bir takım açıklamalar da yapılmıştır. Zaten yu. inanlılar bu çeşit hazırlıkları süratle aleniyete vurmaktadırlar ve bunun üzerinde hemen umumi efkârca tefsirler yapılmasını mümkün kılmak - itadırlar, Kıbrısla ilgili olarak kim plân hazırlayacaksa onun bir takım hu- suslan iyi bilmesi lâzımdır, Türkiye Kıbrısta üs peşinde değildir. Bu- günkü günün en antipatik terimi üstür ve dünyada milletler bunların tasfiyesiyle meşguldür. Durum bu iken bize Adada bir veya iki üs veril, mesi, İngiliz üssünün de bizim sırtımıza yüklenmesi türkleri budala ye- nine koymaktan farksızdır, Türkiyenin, eğer Londra ve Zürih andlaşma- lan tâdil edilecekse ilk Acheson plânından bir santim geriye gitmesi beklenmemelidir, Türkiye Acheson plânını da bir "görüşme temeli' ola- rak kabul etmiştir ve onun üzerinde de söyleyecek sözü vardır, Kıbrıs adasının mâna ifade eden bir kısmı Türkiyenin tapulu malı olacaktır. Bundan Türkiyeyi biç kimse vaz geçiremez ve hiç bir türk hükümeti bunun azını kabul edemez. Yunanistan Adanın geri kalan kıs. mını alırken meselâ Meis gibi kıyılanınıza fazla yakın bir adayı bize ve- recektir. Kıbrısın Yunanistan olacak parçasında kalacak türkler içinse özel bir statü kabul edilecektir. Bu statü bir azınlık değil, bir ayrı cema- at statüsü olacaktır. e amerikanlar, ne başkaları esası bu olmayan bir tezi bize boşuna getirmemelidirler. İngiliz üssü bizi hiç İlgilendirmez, Adada ingilizlerin yerini almaya kalkacak kadar ahmak olmadığımız bilinmelidir, Amerika isa, NATO'nun kestanelerini ateşten çekmek için artık başka maymun aramalıdır. Hâlâ dolambaçlı yollarda oynamaya kalkmak ve kaşla göz arasında bize bir şeyler yutturmaya kalkışmak ne dostluktur, ne akıllı- lıktır. Her halde Türkiye böyle bir yutturmacaya gelmeyecektir. Bu metod mağaralarda, çadırlar- da, ağaç kovuklarında göçebe hayatı yaşıyan 100 bin türkün, erzak yolları- nı keserek onlarıç, susuz, ilâçsız bı rakmak, tedricen, kıvrandıra kıvrandı ra öldürmektir ki, bir eşi daha ancak bundan asırlarca önceki Engizisyon devrinde görülmüştür. Bugün, binlerce türk, bütün bir günü haşlanmış iki patates, ya da bir avuç bulgurla geçirmektedir, Rum tehdidi altındaki türk köy. terinde aç. cılız, kalınları şiş çocuk- lar titreşmekte, ilâç yokluğundan has nı beklemiştir. geldi, Kıbrıslı rerek, O ihtiyaçları nisbetinde yakında tevziat yapacağımı zı bildirdik. Bunu ayni zamanda Bir- leşmiş Milletlere ve Yunanistana da ha ber verdik. İhtiyaçların Ada ya çıkışı osrasında bir müsadere görür sek, bu saldırı' ka- bul edilecek ve .bu n aynen mukabe. le edilecektir.." Salonda önce de ları daha önceden ır. kin tarafından yu- nan hariciyesine bil dirilmiş, NATO Da ii Delegemiz Mu- harrem Nuri Birgi ve Birleşmiş Mil- letler Delegemiz Orhan Eralp oduru- mu mensubu bulundukları teşkilâtla- rın Genel Sekreterlerine o duyurmuş. lardır. İnönü İse açıklamada bulunma dan önce diplomatik bir teamüle uya- rak bu formalitelerin tamamlanması- Atinanın türk mesajına cevabı İnö nünün Senatoda konuştuğu saatlerde İlkinin kararı bildirmesile te- lâşlanan yunan bir toplantı düzenlemişti. dan sonra Yunan hariciyesi (o alelacele Toplantı- Dışişleri oBakanı