"MAKALE-İ MAHSUSA" Sa'y ve amel, beşeriyetin hayret-feza bir kenzün la-yefnasıdır. Dağlar delinir, tepeler devrilir, dereler doldurulur, göller kurudulur, nakliyat ve müraselat kolaylaşır. İşte bu, sermaye-i mahalli veya milleti teşkil ider. Sa'y ve amel, cehd-i gayret veya hüsn-ü niyet manzum olunca, gayr-ı kabil-i icra görünen ameli ve efkarı, kuvveden fiile çıkarır. Sa'y ve amelin enzar-ı hayret-i umumiyeye yadigar bırakdığı asar-ı Asuri, Keldani, Mısri, Hindi, Çini ve ilh. gah bir şahsın keyfine, emrine tabi'iyet ve gah devlet ve hükumet-i muhtara veya müstakile teşkil eden heyetlerin tecavüz-ü a'dadan masuniyet efkarıyla veyahut kayd-ı esaret ve kamçı korkusuyla vücuda getirilen kıla' ve ebdan-ı azamet-i bahşa ve bugünkü asar-ı ümran ve medeniyet ile nisbet kabul itmez fark ve sureti haiz ise de, ahalinin duçar olduğu evvelki cebr-i şiddet-i maddi, yani kamçı, bugün ise haber ve tazyik-i iktisadidir. Ma'mafih sermayedarların, milyonerlerin hal ve vaziyeti yalnız boğazını çıkarmak, hayatını kazanmak içün sabahdan akşama kadar çalışan amele ve ahalinin sa'y ve ameli nazar-ı mütala'a ve mukayeseye alınır ise, esaret yine esarettir. Vaktiyle cabbarlar, zalimler, haydudlar, kıta'-ı tarikler bu deverde başka kısve ve kıyafetde arz-ı endam ve icra-yı hahşet etmekde olduklarını arz-ı ityana girişir isek, başka bir maksadla başladığımız bu makaleyi, başka bir netice verdirmiş oluruz. Muhafaza-yı şahsiyet namına olduğu halde, bunlardan terkib kuvve-i müstahsile imtiyazat-ı ayan, istirkabat-ı hükümdaran namına olduğu halde, menafi'-i milliye veyahut fevaid-i mahalliye nazar-ı dikkate alınmıyor idi. İnşaat ve ihtira'at-ı cedide ise mevlud-ü servet-i kavmiye cihetinden mütala'a olunub, fevaid-i ahali, min külli vech piş-i teemmüle alınub, istishal-i kıymet ve servete sa'y olunduğu meydandadır. Bugünkü inşaat ve icraatın ahaliye izhar-ı cihet faidesi gayr-ı kabil-i inkardır. Mahaza "faide" ve "kıymet" maddelerini birbirlerine karıştırmamalıdır. Bu kelimelerle heman bir gün ve her yerde rast gelindigi halde, ekseriyetle yanlış anlaşılıyor. Ve pek çokları yanlış yazdığı içün yanlış ma'nada kullanılıyor. Faide güneş ve hava gibi umumidir. Ahval-i istisnaiyeden ma'ada satılmaz, alınmaz. Mesela güneşin faidesi var kıymeti yokdur. Kıymet hususidir. Satılır, alınır. Satılub alınan şeyde bir faide olsa kimse para vermeyecegi içün, kıymeti olan her şeyde faide vardır. Mesela bir parça ekmek, bir kat elbise veya çamaşır, bir mikdar süt vesaire