AMAN — Yaran: Ahmed Cemaleddin Tefrika namarası 19 “Bu cehennemi sahilde ölüm gelin- ciye kadar bekliyecek miyiz İŞ “Gözlerimizin önünde bir zırhlımız daha batmıştı. Amiral, alelâcele zırhlı değiştiriyordu !,, Tina balığına benziyordu. Gemi bur bulutu İçinde gör battığı zaman *Svife gaç mmeliyesine karşı koymak için büyük kuvvetler tabşidedeceklerini derze, hizlm için bir kere karara “gerleşdikden - sonra - Yarımadanın dabiline doğru ilerlemek - istediği. anlr zaman başlıyacakdı. döndü ve : — Elendiler, Teayönt setinci hümayunu artık mevcut değildir. Dedi. Hepimiz ba zırhlmın. bi “aaeebüriyetinde - kalacaktı. Rus - Jepoa mübarebesinde “Port artür, lerine yapılmış olan kaolı hüz “cumları bilü ihtiyar hatırladım. Bu- ada dm vaziyet ayaı idi. Türklerim letahkem bir merkide harbettile- zaman ne kadar mükemmel Haker olageldiklerini ve bunl #üngü hücumu yapınasın ne ka- Mmüşkül olduğunu biliyordum. manda kıtant muhtelif oktalarda yerleştikten sonra ka- türdik ve birkaç Porto şarabile bir- birimizi cesaretlendirdik. Şimdi berkes kendi kendine gu avali soruyordu — Ba başımıza gelenler nedir? Bu cebenneml #nhilde bizi: ramız gelinceye kadar bekliyecek miyiz? Yeksn orduyu kendi. birakarak mahfuz bir yere sığıne cak miylit.. Sazt *3,50.de Amiral “Nikol. son, farsanu “Mecestik, / mehlisına geleceğini bildirdi. Çünkü bu xırkı a elinden kaçıracağı aktı ki bu takdirde muvaffar aballi kumandanların ma- Hai torpido ağları varmış. İyi ammna biraz evvel gözlerimiz önün- de alabura olarak batan denizaltı gemisinin zavallı kurbanı *Trayönf, ünde torpido ağları yardı. Ami- al benide yeni sancak gemisine Beraber alacağını söyliyerek nlel- acele “Soifigurçü terketi. — Ben gimdiye kadar bukadar acele ve Bukadar haysiyetsir bir. sarette sancak nakli işi göremedim. *Srift- gar,un bordasına yanaşan bir balık- çi gemisine Amiralin, erkânhar. Biyesinin ve benim bavullarım ve bagajlarım konserre / kutulari ve garap gişelerile karmakarışık. bir halde ve alelâcele atıldı. Devamı var ve teyebbüslerine vabeste aktı. Karada da ,donanmanın nart) da maraz kaldığı kadar u ve iyi teşkilâth bir mü- Hle karşılaşacağımızdan emin Şa farklaki Türkler artık jmak içln Bol bol — yakitte Hülâm. müvaffakiyet pek azdını , O İagiliz gazetecisi bundan soora | aa a Türkiye-İngiltere ticareti nasıl? Avam kamarasında bir sual Londra TAÇA. A) — Avam ka- aarasında bir mebus Türkiyede İagiliz — menaflinin kâfi derecede temsil edilib edilmediğini sormuş- vur. M Cotville “evet, cevabıoı vere miştir. Başka bir meb'us ticaret neza. retinden, Türk tarifelerinin fark ge zeten mahiyetini gözden vzak tut. mamandı İstemiştir. M *Colrille, cerab olarak etmekten sıkılıyormuş geklagğna bir tanirle l D S” ” Affedersiziz. efsedim, dedi, ““Trayönfçzarklırı bir tarafına fazla Galiba batıyorl. £ Liva amiral "Nikolon, da da- bulunduğu halde bütün zabit. le birlikte güverteye fırladık ve ki zavalbı sırklınıa *Kabatepe,, 1de ölüm darbesini yemiş o ağunu, ve bir tarafa meylettiğini İki mabrip bütün ufku si. kaldığı rüçbansız vaziyetini tamı tüz önünde tutuyoruz ve bunun ir, ki Türkiye ile faal bir surette müzakerata giriştik., demişdir. “Sara,, gidecek İtalyan — emyemrigel redlyererc - kuvvetleri eee zanta | Zilenn BAA Ağenliriyı trorlardi. Bereket versin Ki | ç Rom öi Teagöef, t yakiinde alıamak | SütTe'a göndereceği küvvetlere General “Paska,, kumanda ede. çektir. Bu kuvvetlerin yekünu 1300 kişi olacaktır. #a olan bir balıkçı gemizi sırhlınin. atindan büyük bir kasmı AALAldk Zirhlı 4S derece meyletmiş AM z eei 300 ı z âelen Romanyalı muhacirler ge zi . A) — Romanyadan son bir ay içinde n 13 haneden ibaret 2453 göçenin iskân işleri ıh:n!:ıyelhzt. mektedir. Bunlara sıcak yemek verilmekte ve istirahatları her _—ıiıı edilmektedir. Şehirde kurulan misafirhanelerde Yarım asırlık bir yuva Birinci sahifeden devam yürden mektebin bütün kayıt- İarı ve evrakı, dosyaları barab olmuş ve Bu var'i teb İstanbula nakledilmiş, Be- binada, orta kı- et şubelerinden isata do Bu meyanda ya- bütün hazurunu müteheyyiç eden bir kaç dan- sönra orta kasım tale- belerinin çok mahirane şekilde yaptıkları bir. kılıç dana öy- nandı, Badebu İzci olmak için ne İlzım diye yine orta kısım ta- lebelerinin gözel ve millt bir dansları seyredildi. Müteakiben lise kısmı tarafından, Bay Enis Behiç tarafından yazılmış olan Korsan masahı çok mükemmel İzzeddinin konağına nakledilen mekteb bu yeni binada tekem- mül etmiş, ana sınıflarıyle lise kusımları ilâve edilerek tam İ sahneye vazedildi. devreli bir lise haline getiri- | — Ayrıca eski Darilbedayide aniştir. birkaç defa oynanarak rağbe- Şehrimizde, Darüşyefaka gibi | te mazhar olan meşhur. Ceza Feyziye mektepleri ” Cemiyeti | kanana piyesi çok muvaffakı- namiyle bali faaliyette bulunan yetli şekilde temsil edildi. iyet tarafından idare Bundan sonra hazıran mek- tebin. resim salonunda / ihzar edilen büfeye davet edilerek asırlık tam devreli lise olduğu 1923 senesinden bugüne kadar 300 küsur mezun vermiştir. Taksim abidesine çelenk pasta, çay ve limonata ile izaz olunarak merasime nihayet ve- rildi. Bugün * 12 Biraz dikkat! füzere beş yüz on çlan Feysiye limmi Bir arkadaşımız az S0nci yıl dönümle balina süzamn etmeleri hasebile müdür ve mu. allimlerinin refakatile sabahle- yin Taksime ginerek Cümhuriyet abidesine mükellef ve mekte- bin armasile müzeyyen bir çe- denk koymuşlardır. — vay altında kalıyordu rımızdan Bay Kenan, Fatih tram. yay tevakkuf mahallinden tram- H Hü vaya binerken Vatmanın göre işil » öre anf hareketinden dolaj AA gi Tedris heyeti ve talebe meke | Pamyaşın altına giderek pan fabe ardet — Gilikten — sonra | Hanel oli x danmak- tehlikesine mâruz ol- mektebin isminin bugünkü öz- | yuştur. dil yakışacak bir şe- | — Vaka şöyle ceryan etmiştir: kilde — değiştirilmesini ” düşün- Aıkıdı.:::ı, ı-'ıyı.'ıı --ı::: müşler ve mektebe “İşık, Lisesi | 4a bekliyen ve 671 namı Gnranını vermişler Atatürke telgraf Bunun / üzerine, — Solânik'te “Şemsi efendi, mektebi namile kurulan bumüessesede ilkdefa mektebe başlıyan, ilk tahsilini bu müessesede yapan ve her geyde olduğu gibi dil savaşı dada önderlik eden Kemal Atatürk'e gu telgraf gönde- rilmiştir. Kamal Atatürk Türkige Reisicümkara Ankara 1885 te Selânikte — kurulub Şemsi efendi okulasını da ken- disine katmış olan Feyziye li- sesi bugün ellinci yılına giriyor. Ea büyük Türkten aldığımız bızla Feyziye adımı İık lisesi- 'ne çevirdiğimiz bu mullu gü nümüzde Cümburiyet alanmdaki| büyük sıntaşa gönül bağlarile örülmüş bir çelenkk koyduk. Bu matlu iş için lisemizde yapılan toplantıda kendilerine wmarl diğin — Cümhuriyeti” koruma yeniden and içen İşik- lisele öğe önderlerine karşı sarm mıyan derin saygı duygularını sunarlar. vatman Kemalin idaresinde bu- n ikinci mevki —arabaya binmek için, arabanın biraz ilerisinden girilecek kapı tars fına doğru gitt yeti gördüğü halde arabaya birdenbire son sür'atini ver- mişti Bay Kenan bu ani hareket ve yaklaşmakta olan - felâket karşısında büyük bir soğuk kanlılık ve çeviklikle derhal kendini rayın diğer kısmına at- mak süretile / muhakkak - bir ölümden kurtulmuştur. Hayatını tekrar kazanan ar- kadaşımız , neden böyle hare- İket ettiğini Vatman Kemale sor- düğü zaman aldığı” şu cevab çok şayanı dikkattir : *— Geçmiş olsun efendim. Zarar yok, bir tarafın Tanmadı; kolun, bacağın kesih- Şükreti, Hemen hergün iki üç tram- yazmaktan bir usan- İeek Tizasi çenirgeni Eycef Binset Müsamere olsalar gerektir. Lâkin arkadaşımız Bay Ken- anin başına gelen hâdisede bu kaza ve faci Aalarda yalaız Tramvay Şirke. tinin ihmali değil, bu şirkette çalışan bir kısım memurlarında tıpkı girketleri gibi halkın ha- yatına kiymet ve ehemmiyet vermemeleri âmil olmaktadır. *Tencere yuvarlanmış, kapa- Zin bulmüş ,, darbi. meseline vygun olarak şirketlerinde ya- şayan kötü zihniyeto intibak etmiş olan tramvay momurla- rına, ancak sayesinde yaşadık- ları halkın hayatına kiymet ve ehemmiyet vermeleri lâzumunu anlatmak zamanı çoktan gel miştir. Tramvayların vakitli vakitsiz yolcular tamamen binmeden ve inmeden bareket etmeleri to. kerrür edüib gidiyor. Bunun önüne katiyen geçil- mesi için alâkadar makamların artık kat'i bir harekette bulun- ması lâzımdır, mere verilmiştir. Vilâyet, be- lediye, maarif erkânile Harb Akademisi Kumandar General Ali Fuat ve suir bir çok güzi- de davetliler vematbust ef müsamerede hazır bulunuyordu. Evvelâ askeri müzika bir. çok marşlar çaldı. Sonra mektebin koro beyeti İstiklâl marşını söy- dedi. Bunu meketeb müdürü Bay Eşref Binzetin bir nutku takib tti Bu nutukta müdür mektebin 50 senelik bir tarihçesini yap- tıktan sonra mektebin nasıl ça lıştığını anlattı, Büyük Atati kün gençliğe emanet ettiği Cümhuriyeti korumak ölküsüyle çalışıldığını izahtanı sonra Ata. türkün de bu mücssesede mek- tebe başladığını alkışlar ara- amda söyledi. Bundan sonra talebi Madam “Lüpesko,,nun maceraları Yazan: Barbu Jonesko No, 10 İsmi dünya gazetelerine senelerce sermaye olan Romanyalı meşhur kadının aşk maceraları Madam Lüpenko gülerek an- İatta : Uzün ağaçlar caddenin iki tarafını çerçeveler ağaçlar ara- unda yarı gizlenmiş evler var. — — Görüyorsunuza. O gün dir. sevinç günü idi. Onun için ka- Bu evler, Bükreşin en ileri | zaya uğramadık, Fakat o gün gelen ailelerinin ikametgâhıdır. | daha mühim bir hâdise vuku Burada bunlardan başka yazlık | bulacaktı. kahvehaneler, lokantalar var | — Otomobili düzeltip bare” dir. Şehrin en şik, en kibar sınıfları buraya devam eder Bükreşin bütün içtimat ihtişamı burada toplanır, kendini gösterir. Azçok değerli olan kâmselerin hepsini burada bulmak mümkündür. Aramra Helen Lüpesko ile Karol da buralarda görünüyor- dardı. Fakat burada buluşmi- laryordı. Bir sabah, Karol, husust oto- mobili bu cadde de sürüyordu. Derken diğer bir otomobil usul usul yapından gçti.Karol dikkat etti.Bu otomobili bir kadın kul- lanıyordu. - Bükreşte otomobil kullanan kadınlar az oldukları için hâdise, herkesin dikkat gö- züne çarpabilirdi. ket etmeğe imkân yoktu. Hal- buki madam ile arkadaşlarının bulundüğu yerle Bükreş ara- sında otuz. kilometreye yakın mesafe vardı. Yapılacak iş boy bir arabayı beldemek ve onun- la geri dönmekti. Yolun 200 metro ilerisinde bir han bulunuyorda. Burası yolcuların uğrağı idi. Çingene rakkaselerle müsikirinaslar da buraya uğrarlardı. Bunlar, arabaları kazaya uğ- afileyi görerek yanla- rına geldiler. Musikiyi her derde - dermaı sayan bu adamlar, otomol otrafında çalgı çalmağa baş- ladılar. Çingenelerin . baş ke- mancısı ile beraber öteki ke- ve buralarda Karol bu. otomobili süren | macılar da çaldılar, ve bir şar- kadınla alâkadar oldu. Kendi- | kıdan bir şarkıya — atlayarak si. kırmızı saçlı, ince bir ka- | ortalığa neşe ve şetaret dağıt- dindi. Otomobiller yan yana | tılar. Çingenelerin çalgısı çok gelincekadın Karola, hafızasını | hoştur. Bunlar kâh hazin nağ- yokluyormuşcasına baktı. Onun | melerle gönülleri inletirler, kâh yanı başında bir kadın daha | coşkun feryatlarla yürekleri bo- oturuyordu. Otomobilin sahibi | şaltırlar, kâh şakrak ve hey- olan erkekse gerii canlı seslerle kalpleri onyatırlar. Karol, bu kırmızı. saçları Devamı var unutmamıştı. Onun sahibi He Jön Tağlakb ll Zebea Kai | — Bay'Emin Fit u ğer getirdiği gündeneri 'gömüldü unutmuyordu. İki otomobil kısa bir müddet yavaşladılar. Fakat | y aa F aaa öineü ba çok geçmeden kadla, otomo. | PaX dN bilini sar'atle sördü ve bir iki | gün kaldınlmıştır. urultay Başkanı Kâzım dakika sonra kaybolub gitti. Madamı Lüpesko bu noktayı anlatıyorken şunları” söyledi — O dakikada heyecan düymadığını — söylersem yalan söylemiş olurum. Hayır, Başbakan İsmet İnönü ile ba- kanlar, saylavlar, — bakanlıklar gelenleri ve çok kalabalık bir halk buunmuştur. Alayda asker, muzika bulunmakta idi. Ölünün —mezarına — çelenkler lâkayıt da değildim. Karol | konmuştur. ile — buluşmamızın — üzerinden Haai BÜ yenerş YayTm İktisadi buhrandan mu- disine bakıb gölümseyince o 'da 'n-mf::ı(:lı;:yı:im bani I:Ğn;;dı. Kendisi bâlâ h"“'d*"" B Madam anlatmağa devam | "tfar gören mıntakalara — iki d milyoa İngiliz lirası verilmesini g üçüncü okunuşunda 5? ben e daagi? Amerikadaki otel yan: gıninda'ölenler Karine Mişiğin VAA AY Bübitetül - yarigiemeleiülanlesln. sayısı, şimdi otuz rak tesbit edilmiştir. Altmış da- “Liverpol, da bir kaza daha TİyGŞAR'N ÇA Ş yi — Ogün arkadaşlarımla bir- likte kıra çıkmağa karar ver: dür bütün sür'e ati ile sahiverdim. Çok geçme- den Bükreş geride kaldı. ve altın tarlalar göründü. Ne gü- zel bir gündü. Ben bahtiyarlı- iımdan gök yüzüne uçacak gi- bi idim. Bahtiyarlığımı arkada- şimın kulağına Fasıldadım. Ons 'Or kten mekadar se- K ancak - ilerledikten 'sonra anladım,, dedim. Madam Lüpskonun tam bu gekilde öğündüğü sırada, mu- kadderat yeni bir oyun oynadı. Bu oyun gerçi görünüşte chem- miyet Fakat — hakikatte Karol ile“ Lüpeskoya #ürekli bir surette birleştiriyordu. İl bu yüzden bir sürü tehlikelerle karşılaşacak, ölümle birkaç kere cek, türlü entrikalar Bir bir Atina Ermeni Başpes- koposu çıkarılacak mı? Atina 13 (Hususi) — Ermeni Başpeskoposunun - hudud harır cına çıkarılmanı işi yeni bir sefhaya girmiş, bu husustaki evrakın tekrar tetkikine başlan- mıştır. — Tetkikat neticesinde peskoposun memlekette kalıp kalmıyacağı belli olacaktır. İtalyada büyük arazi parçalanıyor. Roma 13 (A. A.) — Mebusan meclisi büyük toprakların orta ve ufak topraklar baline ifrağ edilmesine dair olan kanun lâ- yihasını tasvibetr verecek, her hâdise kaşısında dostlukları sağlamlaşacaktı. Madam Lüpesko ile arkı darı otomobil ile kırlara çıktık- 'tan sonra otomabilleri bozuldu. Otomobil sağa sola söndü, son- 'a bir çınar ağacına doğru ilerledi. Müthiş bir. çarpışma olacaktı. Otomobili idare eden Madam Lüpesko uğraşmış, — didişmi elinden geleni yaparak çarpış. mağa mani olmuş, ve arabayı durdurmağa imkân bulmuştu. Hiç bir kimse bir zarara uğ- Tamamıştı. Yurttaş Yerli malı kullanmak, milli ahlâkımız olmalıdır. M İ ve T. cemiyeli