Eylöl 16 Lehistanın kararı Birinci sahifeden devam #mum almadığı zaman, şantaj va- Atam slurlar. Lehistamın hatta has reketi bütün dünyanın geniş küt- İeleri tarafından anlaşılmaktan hür almıyacaktır. Bu hattı hareket yalnız v kabil politikatıları bayrete düşürebilir,ki bunlar nezdinde siyı et açık anlaşmayı ve basit ve eze. İf hakikatleri karanlık hale koyar, Bötün Lehictan M. Beck'in beyana. tiniserinç, gürür ve Mminnettarlık. İ karşilamakttadır. Lehistanda tezahürat ve tebrikler irşova IS (A AJ — Hükümet M. “Bek,, in teşebbüsünü büyük bir müraffakiyet “olarak telâkki ct mektedirler, Birçok graplar teri hürat ve alaylar tertip etmekt “Pilmdeki ve abik kerler temiyeli, M. "Bek, 1 tebrik etmiştir. “Avusturyalılar, Lehlilerin aleyhtarı Viyana 15. ÇALA.) — Natbuz İngiltere de muhalif Londra 15 (ALA.) — Salâhiyet- tar mehafi, Lehistanın ekalliyetler bakkındaki hatbı hareketi münnse- betiyle, meselenin ortaya sürülmesi tarıı açık tedirler. İngiltere bir. muahededen bir tarafı olarak mükül edilmesi- 'e muhalif bulunmaletadır. Buna mukabil muntazam bir e- kilde ortaya konulmak şartiyle her türlü beynelmllel meselenin müşte- reken tetkikine de amade bulamak- tadır. Lehistan bedbaht tarihinemi dönüyormuş? Londra 15 ÇA A.) binin tekrarımı olup olmadığını soruyor. Çekoslovaklara gör: Prag 15 ÇAA) — Matbuat, umümiyet ilibariyle, M. *Beck, in Bulkunda, ekalliyet prensiplerinden kürtülmüş büyük bir devlet gibi telikki edilmesini temine mataf bir tabiye manevraşı görmektedir. Lehistana Verilen cevaplar Cenevre 15 (A. AŞ — Mülletler Cemiyeti umumi heyetinin - celesi husuri bir ehemmiyet - kesbetmiş bulunuyordu. edeceğini ehemmiyetle kaydetmiş ve maamafih ekalliyetler munhe- delerinin düzeltilmesi için devlet arasır zakereler bulunulması. sun derpiş edilebileceğini söyle. Fransa İle Lehistan münasebat dolayinyle baya dükça merakla” beklener Hariciye nazın M. Bartu “Barihou,, Framsanın muahedelere katiyen ri- ayet bususundaki " kat't prensibini tekrar etmiş İngiliz Hariciye naze K ederek ve iletler Cemiyeti çerçevesi işinde yapll. nası İüzmgeldiğini ehemmiyetle kaydetmiştir. İtalyan Omurahhası M Aloisi İalyanın / ötedenberi munhedelerin üline ve bugünkü şarılara uydu- İmasına taraftar olduğunu hatır- imiş fakat bunun bir devlet mur ahedeleri bir taraflı” olarak fesher debilir demek olmadığını tasrih et İştir. M. Aloisi / herhangi bir ta lin alâkadarların / muvafakatiyle binaenaleyi müzakere ve iilâf edildikten sonra yapılması lüzımzel- lüve etmişt Lehistan muğber görünüyor Cenevre 15. (A A.) Lehistan- daki ekalliyetlere ait munbede hak- kında M. Bek'in teşebbüsüne karşı İngiliz, Fransız ve İtalyan mur; hazları / tarafından — ittihaz olnan müşterek hati haraket Lehistan mehafilinde işbirarla kargılanmıştır. Mezkür mehafilde beyan olunduğu 'na göre M. Bek'in hat haraketi göyet sarih ve açıktır. Ve Hariciye Nazı hükümetiyle tam bir mutabakat dalresinde hareket Ctmiş olduğundan — teşebbüsü #öcu elmesi imkânnızdır. andaki ol Elektrik şirkefi müdürü Birinci sahifeden devam — Müsyü "Hansens, i! Muhatabımın hayretle açılan gözleri hüviyetimi tepeden tır- nağa kadar süzdü. Onu hay- rete düşüren sebep muhakkak- tır ki bu kendisince fevkalâde ziyaretten — bahsederken, hali- min ve lisanımın, alalâde vak'- aları anlatan kimselerin halleri e lisanları kadar fütursuz, te- Tüşsız, ve sakin oluşuydu. “Hansens,, , onun; — diktatör velinimetlerin tahakkümüne alış kın mühayyelesinde, — sözle massı katı sayılan fevkalbeşer bir mahlük saltanatı sürüyordu. Bu itibarla, Hansensten bah- sedenlerin, -rekabetlerin fevkin- de mahlükları anan kimseler gi- bi »vazı ihtiramalmamaları bi çareye hayret verecek derece- de aykırı görünüyordu. Yanlış olmak vehmile kekeledi: — Müsyü Hansens mi dedi- niz? — Evet! kolunu, * kaliba biçare gafil, diyen eski facia aktörlerinin edasile ha- vada çarklar — Kapıdan — sordünüz mü Hansensi - görüp göremiyece- — Siz şöyle buyurun da ben kerel Ben boşuna tırmandğım. son bir kaç basamağı inerken, o telefonu açmıştı. Telefonda pek uzun sürmi- yen bir muhavereden sonra bana döndü. — Sizinle konuşup konuşa- miyacağını soracaktım amma, az evvel çıkmış ? — Yanlışınız var, ben Müsyü Hansensin - burada — olduğuna eminim! — Müsyü / Hansens burada- lar... Fakat Cevat Bey yok! — Ben Cevat Beyi görmek istemedim ki? — İstemediniz amma, Han- sensi görmek içiz mecbursunuz onunla temasa ? — Bu Cevat Bey, Şirketler 1 mdırlar? » Müsyü Hansensi enlerle o komuşur — Sebep? — Orasını bilmecki. O sırada aramızda talâks ne, ve küvvei iknaiyesine gü- vendiği her halinden belli olan şişman bir zat karıştı. ne yapacaktınız Müs. yü Hansensi beyim? — Ben gazeteciyim! Bizzat- kendisine — sorulacak — birkaç sualim vardı! — Cevat bey şirketin neşri- yat müdürüdür, onunla konuş- Sanız olmaz mı? — Benim suallerim, neşriyat müdürünü alâkadar edebilecek mahiyette değil! —Olabilir ama... Öyle de olsa, Sizin bu arzunuzun is'afına yine ancak Cavat bey delâlet ede- bilir... Biz geldiğinizi doğrudan doğruya haber veremeyiz. Zira, kendileri çok meşguldürler. — Tramvay> tarifelerine, son tenzilâtin ziyanmı iyice telâfi edebilecek daha yeni bir şel vermekle mi uğraşıyorlar? Muhatabim, bu. cümleyi ya yahutla — cevap anlıyamamış vermemeyi daha kârl bulmuş olacak ki: — Bilmem ! dedi, ve gözle- biçare ümidile merdivenlere di- kerek mırildandı: Şimdi Cevat bey gelir nerdeyse ! Yarım düzine odacının mü- tecessis gözleri Üzerime dikil- mişti, Müsyü Hansensle görüş- mek isleğini gösterdiğim için | Gözlerime dikilen aydınlık b olacak, beni, fevkalâde - bir güretkâr seyreder, Tarı ika sonra, kapıyı e bir genç kız açtı. kışlarının tadı beni garip bir şüpheye Acaba, beni; Müsyü / Hansens, süalle- rimle sıkmak — isteğimden; iste- iimle vazgeçirmek vazifesi, Şir- ketin bu cazibesi kuvvetli me- Müresine mi tevdi edilmişti? Fakat,Küçük hanımın, bilmem nearanarak bir müddet bakınıp çıkması, bana bu şüpheye düş- mekle şirket hakkında fazla suiniyete kapıldığımı gösterdi Âz sonra odaya giren Ce- vat Beyin konuşuşunda ki mi rit nezaket gösteriyordu ki be- ni hiçbir - hissimi — incitmeden atlatmak vazifesi ona yükle- tilmişti. Cavat Bey, Müsyü Hansensin mazeretlerini, onları ilk defa derhal his ettiren bir. kolaylıkla sıraladı vi — Siz, dedi, suallerinizi ya- p bıraksanız, ben kendisinden ip bir zamanda cevapla- T alırdim? Güldüm: — Ben, Müsyü Hansenssin soracağım suallere cevap bula- bileceğinnen şüphe etmiyordum. Asıl istediğim onunla bizzat da ne tesir uyandıracağını gör- mekti ki söylediğiniz şekil bu imkânı ortadan kaldırıyor! Ken- disinin bugün benimle görüşe- . kabul edeyim. F kat hiç olmazsa bunun ne za- man mümkün olabileceğini an- hyabilsem? Cevat Bey: — Vallahi - belli olmazki? Dedi, ve az evvel saydığı mi nileri, mazeretleri busefer son. dan başlıyarak - aynen tekrar- İndı, Muhakkakki büyük bir Şir- kette bilâistima her ziyaretçi- ye, doğrudan doğruya müdüre başvurmak imkânmın verilme- muvafık değildir Fakat, manevi şahsiyeti sal- gin ve ağır bir. itham tufanı içinde boğulan bir Şirket mü- dürünün, yani Müsyü Hansenssin, gazeteci ziyaretini, istifadeye değer bir fırsat saymaması neye atfedilebirli Bunun sebebini, cevap ver- mekte çok müşkülât çekeceği süallere marüz kalmaktan çe- kindiğinde bulursam, isabet et- miş olmaz mıyım? Analşılıyordu ki, zeki.Şirket müdürü, — gazetecilere sükütla mukabeleyi, onlarla konuşmak- tan daha az aleyhine bir cevap sayıyordu ! Bu şekilde bir ceyabın kâfi belâgati de beni onunla gö- rüşmek için daba fazla uğraş: mak İsteğinden müstağni bırak- w Ayrılmadan evvel, Ceval be- ye, aklıma geliveren bir suali sormaktan kendimi alamadım: —Beyefendi, dedim, şu tram- vaylarda sigara içilmemesi Be- lediyenin; halbuki tramvayların haddi istiabilerinden fazla yol- cu almamaları hükümetin emri- dir. Acaba neden Şirket, araba- larda sigara içilmesini menederde, hükünetin emrine riayeti ihmal eyler ? — Sigara içilmemesine ah muş bir kere.. — Ötekine de alışılın ya? —Halk alışamıyor. ona. Güldüm : —Ona halk değil, birçok yolca kaybedecek olan Şirket alışamı- yor kaliba ? Naci Sadullah Oynanmıyacağı ilân edilen Fener - Beşiktaş maçı nasıl nynaııdı Fenerbahçe - Beşiktaş — maçı Sıralarında göze çarpan bir hâ- . Herkesin nazarı dik- şvdde([s celbeden — bu Beşiktaşlılar, >maçtan evvel, bu müsabakanın henüz tamam- lanmıyan — Çırağan Sarayında oynanmasını istediler. — Fakat futbol heyeti bu müsabakanın Fenerbahçe stadında yapılması- 'na karar vermişti ve bu kara- rın değiştirilmesine imkân yok- tu. Bunun üzerine Beşiktaşlılar Fenerbahçe kulübüne müracaat ederek hasilâtın yarı yarıya taksimini istediler. Kendi sah: ları için dünya kadar mas- Taf ihtiyar eden ve bumas rafı karşılamak için böyle ol dükça — ehemmiyetli — maçları yapan — Fenerlilerin, — nizamen sahip bulundukları haktan Be- şiktaş lehine feragat / etmeleri beklenemezdi. Nitekim Fener- hler bu teklifin münakaşanı. a bile yanaşmadılar Bunun üzerine Beşiktaşlılar işi gazete sütunlarına kadar naklettirerek bu maçı oynuya- aayacaklarını işaa ettiler. Hatta kulübün en> sahibi - salâhiyet erkânı perşembe günü geç va- kite kadar, bu maçın oynanamı- yacağı ve Beşiktaş - takımının sahaya çıkmıyacağını söylüyor. lardı. Bu şayıa bizim de kulağımı- za kadar geldi. Hatta bizzat mesul ve salâhiyettar Beşiktaş- hların ağrından tevsik ct Fakat spor sahasında yirmi see meyi bulan tecrübelerimizle bi- Tiyorduk ki, Türkiye futbol bi- belien fkün Gt yE Sanbik bahusus yüzde doksan kazanacağı tahmin edilen bir maç için, Fe- “ner bahçenin önünden kaçamaz. d Perşembe günü geç vakte kadar takımlarının sahaya çıka. mıyacağını iddia eden Beşkitaş idarecileri, Cuma günü karar. larını nasıl değiştirdiler ? Fener- bahçe ile anlaşmak imkânını mi buldular ? Hayır. Anlaşmalarına imkân yoktu, çünkü ortada müzakere cereyan etmiyordu. Şu halde ? Perşembe akşamı geç vakte kadar oynayamıyacaklarını id- dia eden Beşiktaşlılar. bu şa- yayf'ortaya çıkarmakla, Cuma ünkü maçın basılatından büyük bir histe alacak olan Fener- babçeyi zarara sokmak istiyor lardı. Nitekim Cuma günü, maçtan on dakika evvel, hususi bir motörle —ansızın — Fenerbahçe stadına gelmeleri bu cihetikâfi vuzuhla İspat eder. Beşiktaşlıların maçı kendi. halarında oynamak istemeleri tabiidir. Meselenin doğru olma- yan tarafı bu “maksada vasıl olamayınca tutulan yoldur. Hadiseyi kısaca izah ettikten sonra asıl meseleye gelelim: Bugün birinci kümeye men- sup külüplerin elinde üç saha 1 — Taksimdeki — Galarasa- zay stadı, 2 — Kadıköyündeki Fener- bahçe stadı, 3 — Çırağandaki — Beşiktaş stadı. Ellerinde stat bulunan kulüp- lerin masrafları çoktur. Buitibarla kendilerini alâka- dareden maçları bu stadlarda oynamaları icap eder, Bu cihe- tin, Lik maçları fiksturu yapı- dlirken nazarı likkate alnmı Bunun için şu ülü teklif ediyoruz: Stad sahibi - olan kulüplerin birbirlerile - karşılaşmaları mü. tekabilen kendi sahalarında ol- malıdır. Meselâ ” Galatasaray - Fenerbahçe — maçlarından biri Taksimde, diğeri Kadıköyünde oynanmalıdır. Beşiktaş - Fener- bahçe ve Beşiktaş - Galatasa- ray maçları da o süretle kar- şelki oynanmalıdır. Sahası olmayan kulüpler, sa- ha sahibi kulüplerle karşılaşır. ken her iki maçı da saha sa- bibi kulübün stadında oynamak meeburiyetindedirler. Saha hibi olmayan kulüplerin birl rile karşılaşmaları / esnasında, €n ziyade hasılat — getiren statların mü maları kal Bu süretle maç hasılatından hisse alan mıntakada, oynıyan takımlar da istifade edeceklerdir. Bu usulün en büyük faidesi ku- lüpleri birer saha sahibi olmaya teşvik olacaktır ki / Belediyenin senelerdenberi — yapamadığını kendi mahdut bütçeleriyle ba- şaran Fenerbahçe ve Beşiktaşın eserleri bu kulüpler için cesaret İstanbul Borsası kapı fiatleri 15 - 9-1934 ÇEKLER ğ Açılış gz25 0205165 1206 92665 33867 BSATIS 24515 Sotya 659025 Amsterdam | yaTa Prag 191075 Stekhelin — | sams 42836 Söz 19907 Varşora 42080 Budapeşte —| 39375 Bükreş 79565 | 795014 Belgrat 346390 | — Sa6Tü2 Yokahama —| 26883 | 26862 Moskova — | 1090 | 1091 Tahvil ve Senetler Anlan Çimente Muğlada bir kaçakı kaptan mahküm oldu Muğla 15 (A A.) — Cem adalarından aldığı konyağı İ çak süretiyle " memleketim sokmaktan suçlu gümrük m hafaza motörü kaptanı Mel efendi sekiz ay hapis cez mahküm Mihailof şehrimize gehrıldı Birinci sahifeden devam 3 Gürlüderi " baklanda haber tceyyüt etmektedir. İern ettiğim — hususf tahkikat, hudüdümüza. iltlcn edenlerin “Miz halof,, ile zevcesi “Mençe Ku çeva,, 'olduğunu. göstermektedir. Bu hususta malümatına at ettiğim en salâhiyette makamlardan bana şu cevap veri iri kadın ol Balgarın budutlarımıza doğrudur. Ancak bunların ” hüviyetleri ve sıhhatli olarak henüz terbit edi verdiğim hüriyetlerinin — tesbiti için İstanbula gönderilmek üzere " İstanbula sevk Edirne 15 JHusust muha- birimizden) — Makedonga komitesi reisi “Mihaitof, ile zevcesi bu sabahki (dün sa- bayyki) trenle İstanbula sev- kedilmişlerdir. Mihailof ve Zevcesi şehrimizde Makedonya kamitesi vet #a MSİİŞ İRE. amkalel Rlünl tanda, Başvkilden. deka Güfüalı e deha “Bakim olan bu ihtilelek Sihayet Bulgaristandan kaçmaktarı İaaliyetine niyahayet vermesi üze- başta Büşvekil “Görgül k özern bütün kabine d * Va Makedonya komi maktan vargeçiniz, yahut ta- hepi. nizi öldüreceğiz, diye tehdit meke e kadar da “Gazetecilere teslim olmadım!, $ imiyan, fakat bu- defa Gorpodin “Görgiyef,, e mağlüp olan İyan Mihadlof, ile zevcesi "Mençe çalçıların adeta hücumuna uğra fakat *— Ben gazetecilere #il, Türk hükümetine ettim !, diyerek hiçbir şey söylemek istememiştir. — “İvan Mibailof, Ia zercesi, düm İade mevzuu bahis deği Bu mülteriler bakkında ne amele yapılacağı henüz malüm. mamakla- beraber, “İvan Mihsiloi İn zercesinin ” Bulgaristana - iadesi | mevruubahı bile olmiyacağı tahma edilmektedir. Çönkü Türkiye Bulgaristan arasında bir iadel müc Aiyasi mücrlm olduğu | Bulgar mehafiline gelen | malümat | arimiz Balgar mehshline, L Tadansi Tekilde anlatılmaktadır £ Hakedanya' komiteri ci e | a pERErİe eee YO D dontunun evinien “on klder darle eraber ayıılmışı Dunlar. hüz İt üzerindeki “Fabakköye mevkir gelmişlerdir. - Burada, kor yelsinin “arkadaşları Bulgar budüt f tutarak meşgul Mihsitof. ile hududu aşmışlar Bulgar muhafızlar.biraz sonra | rketmişlerse de içi geçmiş, bilâhare “Nikatlafçun aei arkadaşı Bulgar polisi / tarafından Sevkif olanmuşar. “Mihsilof, . hududu geçergeç ymez mahafizlarımıza teslim olmuşur. Komitecinin Başvekile mektubu Mihatlofa, bududumuza iltica cimeden evvül Bulgar Başvekiline ö bir mektup göndermiş ve Şu cüme heleri yazımışter — < en nela t beni nafile aramayın,